Taliban dünyaya El Kaide ve DEAŞ konusunda güvence verdi

Hükümetini genişleten Taliban, Afganistan'da El Kaide veya DEAŞ’ın varlığına dair bir ‘kanıt’ görmüyor

Pazartesi günü Afgan başkentinde bir banka önünde bekleyen kadınlar (AFP)
Pazartesi günü Afgan başkentinde bir banka önünde bekleyen kadınlar (AFP)
TT

Taliban dünyaya El Kaide ve DEAŞ konusunda güvence verdi

Pazartesi günü Afgan başkentinde bir banka önünde bekleyen kadınlar (AFP)
Pazartesi günü Afgan başkentinde bir banka önünde bekleyen kadınlar (AFP)

Afganistan'da iktidarı ele geçiren Taliban hareketi dün, sadece erkeklerin yer aldığı hükümet atamalarını duyurdu. ABD'nin Ağustos ayı sonlarında Afganistan'dan tamamen çekilmesi ardından kurulan kabinede Peştunların çoğunlukta olduğu eleştirilerinin ardından, atamalarda farklı etnik kökenlerden kişiler de yer aldı.
Atamalar arasında, daha önce Guantanamo Kampı’nda kalmış olan biri dahil olmak üzere önde gelen askeri liderler de bulunuyor. Diğer yandan DEAŞ-Horasan kolunun Celalabad şehrindeki bombalı saldırıyı üstlenmesi ardından Taliban hareketi, ülkede DEAŞ veya El Kaide’nin varlığına dair hiçbir kanıt bulunmadığı öne sürdü.
Dün Kabil'de düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada El Kaide’nin Afganistan'daki varlığını sürdürdüğü iddialarını reddeden Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid, hareketin ülkenin radikal hareketlerin diğer ülkelere yönelik saldırılarına saha olmayacağına dair sözünü yineledi. Reuters'ın haberine göre Mücahit, “Afganistan'da El Kaide ile bağlantısı olan kimseyi görmüyoruz. Buradan hiçbir ülke için tehlike teşkil edilmeyeceği yönünde kararlıyız” ifadelerine başvurdu.
DEAŞ’ın Afganistan’da gerçekten var olmadığını ifade eden Mücahit, aynı zamanda “Gizlice aşağılık saldırılar gerçekleştiriyor. Irak ve Suriye'de var olan DEAŞ’ın burada yeri yok. Ancak belki Afgan halkımızdan kişiler de dahil olmak üzere bazı insanlar, örgütün ideolojisini benimsemiş; kamuoyu bunu desteklemiyor. Hazır durumdaki Afganistan İslam Emirliği güvenlik güçleri, onları durduracak” ifadelerine başvurdu.
AFP’nin haberine göre Hareketin kadınların kamusal yaşamdan dışlanması kararı nedeniyle öfkeyle karşı karşıya kalması ardından Mücahit ise Afgan kızlarının ‘mümkün olan en kısa sürede’ okula dönmelerine izin verileceğini duyurdu. Hafta sonu Afgan Milli Eğitim Bakanlığı, erkek öğretmen ve öğrencilerin liselere dönmelerini emreden bir genelge yayınlamış, kadın öğretmen ve öğrencilere değinmemişti. “Bu konudaki son dokunuşları yapıyoruz. Dönüşleri en kısa sürede gerçekleşecek” açıklamalarında bulunan Sözcü Mücahit ise bu yönde ‘güvenli bir öğrenme ortamının’ güvence altına alınması gerektiğini söyledi.
Taliban, ticaret ve sağlık gibi bakanlık pozisyonlarına ve Ulusal Olimpiyat Komitesi başkanlığına atanan 13 kişilik isim listesi yayınladı. Vekaleten Ticaret Bakanı olarak Pençşirli iş insanı Nureddin Azizi, Ticaret Bakanı Birinci Yardımcısı olarak Bağlan eyaletinden Muhammed Beşir, İkinci Yardımcısı konumuna ise Muhammed Azim Sultanzade atandı. Sözcü Mücahit, Hazaralardan Muhammed Hasan Gıyasi’nin Sağlık Bakanı İkinci Yardımcılığına, Mühendis Necibullah’ın ise Atom Enerjisi Direktörlüğüne getirildiğini açıkladı. Yeni atamaların büyük ölçüde ‘profesyonellik ve yetkinliğe’ bağlı olduğunu söyleyen Mücahid, hepsinin Taliban mensubu olmadığına işaret etti.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’dan aktardığı haberine göre dünkü atamalarda hareketin ülkenin güneyindeki kalesinden iki kıdemli saha komutanı da yer alıyor: Sözcü Mücahid, Molla Abdulkayyum Zakir’in Savunma Bakanı Yardımcılığını, Sadr İbrahim’in ise İçişleri Bakanı Yardımcılığına atandığını açıkladı. İki Taliban yetkilisinin aslında yeni hükümette önde gelen pozisyonlarda yer alması bekleniyordu. Reuters’ın Birleşmiş Milletler raporlarına atıfta bulunduğu haberine göre söz konusu iki isim, Batı destekli Afgan hükümetine karşı gerilimi yükseltmesi yönünde Taliban liderliğine baskı yapan merhum Taliban lideri Molla Ahtar Muhammed
Mansur'a sadık saha komutanları arasında yer alıyor. Yeni atamalar, Hakkani Ağı’nın başındaki Molla Siraceddin Hakkani gibi isimlerin de yer aldığı ana bakanlar grubundaki radikaller listesine ek teşkil ediyor.
ABD liderliğindeki güçler 2001 yılında Afganistan'ı işgal ettiği sırada gözaltına alınan, ardından Küba'daki Guantanamo Körfezi’nde yer alan ABD askeri üssü kapsamındaki Guantanamo Kampı’nda 2007 yılına dek kalmak üzere tutuklu kalan Molla Abdulkayyum Zakir’in Taliban’ın kurucu lideri Molla Ömer’in yakın bir yardımcısı olduğu biliniyor. Sadr İbrahim ise Siraceddin Hakkani’nin yardımcısı olarak güneydeki Helmand eyaletinden Taliban Askeri Komitesi’nin eski başkanıydı.
İngiliz kuvvetleriyle çalışmış olan ve İngiltere'de kalmak isteyen Afgan tercümanların kişisel bilgilerinin yanlışlıkla ifşa edilmesi dolayısıyla özür dileyen İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, bu ‘kabul edilemez hata’ dolayısıyla bakanlıktan bir yetkilinin görevden alındığını da ekledi.

 


'Mossad önümüzdeki yıllarda da İran'da kalacak', Barnea gizli operasyonları ilk kez açıkladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea (DPA)
TT

'Mossad önümüzdeki yıllarda da İran'da kalacak', Barnea gizli operasyonları ilk kez açıkladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea (DPA)

Mossad Başkanı David Barnea, nadir görülen bir hareketle, teşkilatın İran içindeki operasyonları hakkında heyecan verici ayrıntıları açıkladı. Barnea, İsrail'in "önümüzdeki yıllarda" da İran içinde istihbarat varlığını sürdüreceğini vurguladı.

Barnea, 13 Haziran'da ve sonrasında İran hedeflerine yönelik gizli operasyonlara katılan Mossad ajanlarına yaptığı konuşmada, elde edilen başarıları "hayal gücünün ötesinde" olarak nitelendirdi. Mossad’ın askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına yönelik suikastlar, nükleer tesislerde patlamalar, insansız hava araçları (İHA) ve balistik füze üretim tesisleri gibi karmaşık operasyonlar gerçekleştirdiğini vurguladı.

İran içinde yüzlerce ajan

Mossad Başkanı, daha önce benzeri görülmemiş bir ifşaatla, operasyonların en yoğun olduğu dönemde İran topraklarında “yüzlerce ajan” çalıştırdıklarını ve son gerilimin başlangıcından bu yana İran rejiminin kafasını karıştırdıklarını itiraf etti.

Bu operasyonların aylar ve yıllar süren dikkatli istihbarat çalışmalarının bir sonucu olduğunu ve icra anının uzun hazırlıkların ve “sahnenin ciddiyetinin” derinlemesine anlaşılmasının ardından geldiğini vurguladı.

Barnea, bu operasyonlardaki “hayati iş birliği” için İsrail askeri istihbaratına, Genelkurmay Başkanı General Eyal Zamir'e ve ABD istihbarat servisine (CIA) teşekkür etti.

Gazze'deki rehinelerin iadesi taahhüdü

Gazze cephesiyle ilgili olarak Barnea,, Mossad'ın 50 İsrailli rehinenin tamamını iade etme taahhüdünü yineledi ve 20'sinin hala hayatta olduğunu, ikisinin durumunun ise hala belirsiz olduğunu ifade etti.

İran içindeki operasyonların nadir görüntülerini yayınladı

Kayda değer bir gelişme olarak Mossad, İsrail Hava Kuvvetleri ile iş birliği içinde İran tesislerinin İHA’larla hedef alındığını gösteren nadir videolar yayınladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Ajanların yüzlerinin bulanıklaştırıldığı videolarda İran'ın balistik füze mevzilerini ve hava savunma sistemlerini hedef alan saldırılar görülüyor.

Bu İHA’lardan bazılarının, yakın zamana kadar resmi olarak tanınmadan gölgede yürütülen gizli operasyonlarda, İran topraklarının içinden fırlatıldığı tahmin ediliyor.

İran daha önce de Mossad'ı Haziran 2021'de Karaj nükleer tesisine düzenlenen İHA saldırılarından sorumlu olmakla suçlamıştı.