Irak’ın Ürdün ve Mısır ile ittifakı İran'ın nüfuzunu tehdit ediyor

Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih arasında geçtiğimiz Haziran ayında Bağdat’ta gerçekleştirilen son görüşmeden (Independent Arabia- Yusuf Allan)
Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih arasında geçtiğimiz Haziran ayında Bağdat’ta gerçekleştirilen son görüşmeden (Independent Arabia- Yusuf Allan)
TT

Irak’ın Ürdün ve Mısır ile ittifakı İran'ın nüfuzunu tehdit ediyor

Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih arasında geçtiğimiz Haziran ayında Bağdat’ta gerçekleştirilen son görüşmeden (Independent Arabia- Yusuf Allan)
Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih arasında geçtiğimiz Haziran ayında Bağdat’ta gerçekleştirilen son görüşmeden (Independent Arabia- Yusuf Allan)

Tarık Dilovani
Irak’ın Ürdün’ü yeniden imara katılma daveti göz önüne alındığında Bağdat, Amman’a biraz daha yaklaştı. Tahran’dan bir adım daha uzaklaşıp Arap dünyasında yöneldi. İki ülke arasındaki toplantılar, ziyaretler, ortak tutumlar ve açıklamalar, Kahire'nin yanı sıra Amman-Bağdat arasında güvenlik, ekonomik ve siyasi ittifak kurulmasını sessizce ve temkinli bir şekilde izleyen İranlıların hoşuna gitmeyen bir şekilde son haftalarda yoğunlaştı.
Geçtiğimiz aylarda izlenebilen tüm göstergeler, Bağdat'ın Tahran'la olan ilişkisini kademeli olarak çözdüğünü ve komşu ülkelere özellikle de Ürdün’e her zamankinden daha fazla yaklaştığını açıkça gösteriyor.
Aynı zamanda, Bağdat ile ilişkiler konusunda halkta bir coşku var. Resmi bir kamuoyu yoklamasına göre Ürdünlülerin yüzde 60’ı bu ilişkiyi güçlendirmek istiyor. Yüzde 51'i ise iki ülke arasındaki askeri ve güvenlik ilişkilerinin güçlendirilmesini destekliyor.
Ürdün-Irak yakınlaşması, özellikle Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın Washington'a yaptığı son ziyaret, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi ve İran'ın bölgedeki nüfuzuna karşı açıklanmayan anlaşmanın ardından Amman'ın bölgesel rolünü yeniden tesis etmesi çerçevesinde gerçekleşiyor.

‘Yeni Şam’ projesi
‘Yeni Şam’ projesi, Bağdat'ın tekrar Arap eksenine girmesinden korkan Tahran'ı rahatsız eden, Ürdün, Irak ve Mısır arasındaki güvenlik ve ekonomik ittifaktır.
Üç ülke, o sırada ‘Arap İşbirliği Konseyi’ adı altında Irak’ın Kuveyt’i işgalinden önce var olanı canlandırmak amacıyla birçok zirve düzenledi. Tahran, ‘Yeni Şam’ projesini isteksizce memnuniyetle karşıladı. Ancak bunu Irak işleri üzerindeki kontrolüne yönelik bir tehdit olarak gördü. Bu nedenle Irak parlamentosunda temsil ettiği ve bağlı olduğu milis güçleri ve siyasi bileşenler aracılığıyla bu işbirliğinden doğabilecek her türlü projeyi iptal etmek için çok uğraştı.

İttifakın özellikleri
Bu ittifakın en belirgin özelliği, Irak'ın yeniden inşa sürecine Mısır ve Ürdün şirketlerinin katılımı ve Irak'a elektrik sağlaması karşılığında Mısır ve Ürdün'e petrol sağlamasıdır. Bu, yeniden imar karşılığında petrol olarak biliniyor. Ayrıca Mısır’ın fazla rafinaj kabiliyetinden faydalanarak Irak petrolünü rafine edip Avrupa’ya ihraç etmek de ittifakın özelliklerinin öne çıkan özelliklerindendir. Ürdün bu projelerin çoğunda koridor rolü oynayacak.
Bu proje, Mısır ve Ürdün şirketlerinin bu görevi üstlenmesi nedeniyle İran'ın Irak'ı tek taraflı olarak yeniden inşa etme arzusunu yıkacaktır. İran yıllardır Irak'a inşaat malzemeleri ve silah ihracatını tekelinde tutuyor. Ancak İran'ı en çok rahatsız eden şey üç ülke arasındaki güvenlik ve istihbarat koordinasyonu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Tahran ve müttefiklerinin Irak konusunda kendileriyle rekabet edebilecek herhangi bir rol konusunda çekinceleri olduğu kesin. Bu, İran yanlısı ‘Raballah’ milislerinin Bağdat'ın merkezinde gerçekleştirdiği bir güç gösterisinden iki gün sonra Bağdat'taki ilk zirvenin ertelenmesiyle netleşti.

Ürdün-Irak çekimi
Bu göstergelerden sonuncusu Ürdün Başbakanı Bir el-Hasavne’nin Amman’da İçişleri Bakanı Osman el-Ganimi başkanlığındaki Irak güvenlik heyetiyle yaptığı görüşmede Irak güvenliğinin Ürdün güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söylediği açıklamalar oldu.
Hasavne, Ürdün şirketleri aracılığıyla yeniden yapılanma ve imara doğru bir harekete izin veren Irak’taki durumun istikrara kavuşturulmasından bahsetti. Irak ve Ürdün, sonuncusu geçtiğimiz Haziran ayında Mısır'da olmak üzere üç ülke arasında düzenlenen dört zirve konferansında Mısır ile birlikte ikili ve üçlü olmak üzere çeşitli alanlarda anlaşmalar imzaladı. Bundan saatler önce Kral 2. Abdullah, Irak ve Mısır ile güçlü siyasi işbirliğinden bahsediyordu.
Geçen hafta Irak, Ürdün ile iki ülkenin sınırlarında ortak bir sanayi şehri inşa etmeye başlamak için bir anlaşma yaptığını duyurdu. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi de haftalar önce Ürdün Meclis Başkanı Abdulmunim el-Avdat ile iki ülke arasındaki ekonomik ortaklığı görüştü.

İran yakınlaşmayı engelliyor
Ürdün ve Irak ilişkilerindeki tüm bu ivmeye rağmen, Tahran'a bağlı Irak siyasi güçlerinin çekinceleri nedeniyle özellikle de İran’dan gaz ve elektrik satın almaktan vazgeçme tehlikesi nedeniyle Basra-Akabe boru hattı projesiyle ilgili olarak üzerinde anlaşılanların uygulanmasına eşlik eden bir yavaşlama görülüyor.
Amman, Ürdün ile Irak sınırını açmamak ve ilişkileri normale döndürmek için baskı yapan İran müdahalesinden defalarca şikayette bulundu. Irak'ın İran yanlısı medyası, iki ülke arasındaki ticaret anlaşmalarının durdurulması, Irak'ın Amman'a tercihli fiyatlarla petrol pompalamasını ve iki ülke arasındaki elektrik bağlantısını durdurma çağrısında bulunarak Ürdün'e karşı bir kampanya başlattı.

Irak sahnesi
Irak sahnesini kontrol eden İran'a yakın parti ve güçlerin ve herhangi bir projeyi engelleme kabiliyetleri karşısında gözlemciler, anlaşmaların uygulanmasının garantörü olarak Mustafa el-Kazımi tarafından temsil edilen Irak hükümetinin ömrünün kısa olması konusundaki tehdidinden endişe ediyor.
Ürdün, Irak ile yenilenen ilişkisinden iyi ekonomik kazanımlar elde etti. En önemlisi, Bağdat’ın, Ürdün’ün önemli bir arz ve rafine kaynağı olarak Irak petrolüne devam eden bağımlılığı ile Amman'a tercihli fiyatlarla petrol satmak için anlaşmayı uzatmasıydı. İki ülke arasındaki sınır bölgesi DEAŞ’ın kontrolüne girdikten sonra Irak-Ürdün arasındaki bu ikmaller yaklaşık beş yıl boyunca askıya alınmıştı.



Nasrallah için Cenaze töreni düzenlendi

eyrut'un güneyindeki Kamil Şamun Stadyumu'nda Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin'in portreleri (Reuters)
eyrut'un güneyindeki Kamil Şamun Stadyumu'nda Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin'in portreleri (Reuters)
TT

Nasrallah için Cenaze töreni düzenlendi

eyrut'un güneyindeki Kamil Şamun Stadyumu'nda Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin'in portreleri (Reuters)
eyrut'un güneyindeki Kamil Şamun Stadyumu'nda Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin'in portreleri (Reuters)

Binlerce Hizbullah destekçisi, İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırıda öldürülmesinden beş ay sonra, eski genel sekreter Hasan Nasrallah için düzenlenen cenaze törenine katılmak üzere bu sabah Beyrut'un güneyine akın etti.

Nasrallah, 27 Eylül 2024'te Beyrut'un güney banliyölerinden Haret Hreik'te bulunan ve Hizbullah’ın kalesi sayılan yeraltı karargâhına tonlarca patlayıcı kullanılarak düzenlenen İsrail saldırısında 64 yaşında hayatını kaybetmişti.

Beyrut'un güneyindeki Kamil Şamun Stadyumu çevresi sabahın erken saatlerinden itibaren Nasrallah'ın resimlerini ve Hizbullah’ın sarı bayraklarını sallayan on binlerce siyah giyimli Hizbullah destekçisiyle doldu. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre organizatörler, tribünlerdeki 55 bin koltuğun tamamen dolduğunu tahmin ediyor.

zxcvfdgrth
Binlerce Hizbullah destekçisi Nasrallah ve Safiyuddin'in cenaze töreni için Beyrut'taki Kamil Şamun Stadyumu'nda toplandı. (Reuters)

Organizatörler, stadyumunun zeminine 20 binden fazla sandalye yerleştirdi ve bunların çoğu doldu. Kalan koltuklar ise yetkililer ve Hizbullah liderlerinin yanı sıra sabah saatlerinde Beyrut'a gelen İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ve Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin başını çektiği yabancı delegasyonlar için ayrıldı.

Tribünlerde erkekler için 35 bin, kadınlar için 25 bin koltuk ayrıldı ve bu koltuklar Hizbullah destekçileriyle doldu.

Stadyumun içinde ve dışında Nasrallah ve Safiyuddin'in dev portreleri sergilendi.

Nasrallah'ın bugünkü cenaze töreniyle ilgili bir açıklama yapan İsrail ordusu, “Bugün dünya daha iyi bir yer” dedi.

Hizbullah destekçilerinin çeşitli bölgelerden Beyrut'a akın etmesiyle ülkeyi felç eden cenaze töreni Kamil Şamun Stadyumu’nda saat 13:00'te başladı.

xzcsdvfg
Nasrallah ve Safiyuddin'in cenaze törenine katılan gözü bandajlı bir Hizbullah destekçisi (Reuters)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın da bir konuşma yapacağı törenin ardından yas tutanlar Nasrallah'ın havaalanına giden iki yol arasındaki bir arazide bulunan yeni mezar yerine yürüyecek. Safiyuddin ise Güney Lübnan'a nakledilecek ve yarın memleketi Deyr Kanun en-Nehr'de toprağa verilecek.

Sıkı önlemler

Lübnan Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) bildirdiğine göre İsrail bu sabah Lübnan'ın güneyinde birkaç saldırı düzenledi.

İsrail, ‘roket rampaları ve silahların bulunduğu bir askeri bölgeyi’ hedef aldığını duyurdu. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Söz konusu bölgede Hizbullah faaliyeti tespit edildi. İsrailli siviller için yakın bir tehdit oluşturuyorlardı” denildi.

İsrail ayrıca, gece boyunca Hizbullah'ın ‘Lübnan'a silah kaçırmaya’ çalıştığı ‘Suriye-Lübnan sınırındaki geçitleri’ hedef aldığını duyurdu.

sxadfgth
Lübnan ordusu askerleri Nasrallah ve Safiyuddin'in cenaze töreninin güvenliğini sağlamak üzere Beyrut'ta konuşlandı. (Reuters)

Cenaze töreni, Hizbullah ile İsrail arasında 27 Kasım'da ateşkesle sonuçlanan ve örgütü siyasi ve askerî açıdan zayıflatan açık çatışmadan bu yana Hizbullah'ın düzenlediği ilk kitlesel etkinlik.

Naim Kasım, Hizbullah destekçilerine törene ‘geniş katılım’ çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Bu cenazeyi, başımız dik bir şekilde, çizgimizi ve yaklaşımımızı destekleyen ve onaylayan bir gösteriye dönüştürmek istiyoruz.”

Cesedinin bulunmasının ardından Nasrallah açıklanmayan bir yere gömüldü ve ateşkes sağlanmadan önce savaş devam ederken kendisi için büyük bir cenaze töreni düzenlenmesi olasılığı beklendi.

Hizbullah, Lübnanlı yetkilileri cenazeye katılmaya davet etti. Organizasyon komitesi, cenaze törenine Lübnanlı resmi şahsiyetlerin ve ‘dünyanın dört bir yanından yaklaşık 79 ülkeden yabancı delegasyonların’ katılacağını duyurdu. Organizatörler İran'dan ve diğer ülkelerden üst düzey isimlerin de katılacağını bildirdi.

Nasrallah ve Safiyuddin'in ‘direnişin kahramanları’ olduğunu söyleyen Abbas Arakçi, bu sabah Beyrut Havaalanı’na vardıktan sonra yaptığı açıklamada ‘direniş yolunun devam edeceğini’ vurguladı.

zxscdfvgt
Nasrallah'ın cenaze töreni öncesi Beyrut'taki Kamil Şamun Stadyumu'nda görevli güvenlik personeli (AP)

Irak Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) bugün yaptığı açıklamada, liderleri Falih el-Feyyad ve Genelkurmay Başkanı Ebu Fadak el-Muhammedavi'nin cenazeye katılacağını duyurdu. Haşdi Şabi, Hizbullah ve diğer İran yanlısı gruplarla birlikte Tahran liderliğindeki ‘direniş ekseninin’ bir parçası.

Cenaze töreni binlerce Hizbullah üyesi ve Lübnan güvenlik güçleri tarafından alınan sıkı güvenlik önlemleri arasında gerçekleşiyor. Beyrut havalimanındaki uçuşlar bugün 12:00’den 16:00'ya kadar askıya alındı.

‘Zor bir gün’

Cenaze alanına giden yollarda sağlık ekipleri ve itfaiye erleri konuşlandırılırken, başkent dışından gelenler için de özel araçlar için park yerleri oluşturuldu. Stadyum çevresindeki trafik yalnızca yayalarla sınırlandırıldı.

Organizatörler insanları havaya ateş etmemeye ve güvenlik için izdiham yaratmamaya çağırırken, Lübnan Savunma Bakanı 22-25 Şubat tarihleri arasında Lübnan'da silah taşıma ruhsatlarını dondurma kararı aldı.

zxscdfgrth
Hizbullah'ın eski genel sekreteri Hasan Nasrallah'ın anıt mezarı (AFP)

Nasrallah, İsrail'in 2000 yılında Lübnan'dan çekilmesinin ardından öne çıkmış, ancak Hizbullah’ın Beşşar Esed'in yanında Suriye'deki çatışmalara müdahil olmasının ardından popülaritesi azalmıştı.

Öldürülmesi, ‘ne olursa olsun’ cenaze törenine katılmaya hazırlanan 80 yaşındaki Meryem Şurba gibi destekçilerini şok etti. Şurba, “Bugün zor bir gün… O bizim için çok değerliydi. Ne yaparsak yapalım onun hakkını veremeyiz” şeklinde konuştu.

İran yanlısı Şii örgüt yıllarca Lübnan'ın siyasi hayatına hâkim oldu, ancak şimdi birçok Lübnanlı Hizbullah’ı ‘devlet içinde devlet’ olarak görüyor.