Pandalar zoru seviyor: Mükemmel barınma koşullarının üremeyi düşürdüğü keşfedildi

Dev pandalar sadece bambuyla beslendiğinden bambu ayısı diye de anılıyor (Reuters)
Dev pandalar sadece bambuyla beslendiğinden bambu ayısı diye de anılıyor (Reuters)
TT

Pandalar zoru seviyor: Mükemmel barınma koşullarının üremeyi düşürdüğü keşfedildi

Dev pandalar sadece bambuyla beslendiğinden bambu ayısı diye de anılıyor (Reuters)
Dev pandalar sadece bambuyla beslendiğinden bambu ayısı diye de anılıyor (Reuters)

Bilim insanları dev pandaların yaşam alanına dair ilginç bir keşif yaptı. Sevimli hayvanların üremek ve yayılmak için yüzde 100 uygun koşulları tercih etmediği anlaşıldı.
Bulgulara göre pandaların sağlıklı bir şekilde çoğalması için habitatlarının yüzde 80'inin ideal olması (örneğin bambu ormanları içermesi) yeterli.
Modeller bu noktanın ötesinde ayıların üreme başarılarının hızla düştüğünü tespit etti.
Pandalar şu anda yalnızca "savunmasız" diye sınıflandırılıyor. Bu söz konusu hayvanlara yönelik tehlikenin ortadan kalkmadığını ama bunların artık yaban hayatında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmadıkları anlamına geliyor.
Öte yandan Uluslararası Doğa Koruma Birliği iklim değişikliğinin, pandaların yaşadığı bambu habitatının yüzde 35’ten fazlasını 80 yıl içinde yok edebileceğini ortaya koymuştu.
Çin'deki Wolong doğa rezervindeki pandaların dışkısının genetik analizleriyle bilgisayar modellerine dayanan son araştırma, en azından bazı kusurlu habitatların bu canlılara fayda sağlayabileceğini öne sürüyor.
Çalışmaya göre belirli bir alandaki habitat oranı arttıkça pandalardaki gen akışı da artıyor. Ancak bu oran yüzde 80'i aştığında gen akışı da azalıyor.
Araştırmacılar kaynakların bol olmasının pandaların yayılmaya daha az ihtiyaç duymasıyla sonuçlandığını tahmin ediyor.
Bulgular, pandaların durumunun iyileşmesi için devam eden koruma çalışmalarına önemli ipuçları sunabilir.
Zira pandaları korumak için büyük miktarda habitata ihtiyaç duyuluyor. Ancak yeni araştırma, mükemmel olmayan bir ortamın da fayda sağlayabileceğini gösteriyor.
Araştırma ekibi, "Optimum habitat miktarının yüzde 100'ün altında olduğu bulgusu, panda habitatının zaten stres altındaki bölgeleri için umut veriyor" açıklamasında bulundu:
"Bulgular, bu tür alanların yönetim planlarında uygun görülmediği için gözardı edilmemesi gerektiğini gösteriyor."
Independent Türkçe, The Guardian



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news