Avustralya'ya verilecek Fransız yapımı denizaltı anlaşmasının iptal edilmesi, Avustralya, ABD ve İngiltere’nin dahil olduğu siyasi-stratejik bir ittifakın başlatılması dosyasında dün iki önemli hususa değinildi. Nitekim Paris ile söz konusu üç ülke arasındaki diplomatik gerilim devam ediyor. The Telegraph gazetesinin dünkü haberinde, Avrupa Birliği bir Avrupa ordusu kurma projesini desteklediği taktirde Paris’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) daimi koltuğunu AB’nin emrine vermeye hazır olduğu bilgisi yer aldı. Ardından Fransız Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet Sözcüsü, derhal habere tepkilerini gösterdi. Şayet haber doğruysa, Paris’in dünyada beş ülkeyle sınırlı istisnai bir uluslararası platformdan vazgeçtiği, Almanya, Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi büyük ülkeleri bundan mahrum bıraktığı anlamına geliyor. Telegraph'ın haberi öncesinde ABD basını, Fransa'nın ortağı Avustralya ve iki müttefiki ABD ve İngiltere tarafından kendi deyimiyle ‘sırtından vurulmaya’ karşılık, kurulmasına yardımcı olduğu, Brüksel öncesinde merkezine ev sahipliği yaptığı NATO’dan kasten geri çekileceğini ima etmişti.
Elysee Sarayı, The Telegraph gazetesinin haberini dün kesin bir dille reddetti. AFP’nin haberine göre Fransa'nın BMGK’daki koltuğunun Fransa’nın olduğunu ve öyle kalacağını vurgulayan bir cumhurbaşkanlığı kaynağı, Paris’in Fransız egemenliğine saygı gösterilirken gerekli derecede AB ile koordineli çalıştığını belirtti. Sonrasında Fransa Hükümet Sözcüsü Gabriel Attal, Emmanuel Macron başkanlığındaki kabine toplantısı ardından yaptığı açıklamada, bu konunun ‘tartışmaya kapalı olduğunu’, böyle bir şeyin asla gerçekleşmeyeceğini, teklif dahi edilmediğini vurguladı. Fransa’nın BMGK’daki daimi koltuğunu elinde tutacağını söyleyen Attal, Fransızca bir deyim kullanarak haberin husumete neden olma ve onur kırmayı amaçladığına işaret etti.
Radikal sağ kanattan Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu bilgi doğruysa millete ihanet demektir; değilse de Macron bunu hemen belirtmeli” ifadelerine başvurdu. Solcu Boyun Eğmeyenler Partisi lideri Jean-Luc Melenchon ise Twitter’da paylaştığı bir gönderide “Fransa Güvenlik Konseyi'ndeki koltuğundan asla vazgeçmeyecek; bunu yapma riskini alan, vatana ihanet etmiş olur” vurgusunda bulundu.
Diğer yandan Macron ile ABD’li meslektaşı Joe Biden planlandığı gibi dün telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Biden, geçtiğimiz hafta sonu Macron ile iletişimde bulunma arzusunu dile getirmişti. BMGK çalışmalarına katılmak için New York'a gitmeyen Fransız Cumhurbaşkanı’nın tartışmalı dosyada Washington'un ülkesi ve AB ile ilişkilerine dair hayal kırıklığını ve memnuniyetsizliğini göstermek için görüşme tarihi ertelemeyi amaçladığı anlaşıldı.
Paris, 12 Fransız denizaltı anlaşmasının iptal edilmesi yönünde yaşananları kendisi ve Avrupa’yı Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmelerden dışlama ve stratejik çıkarlarını baltalama girişimi olarak görüyor. ‘Le Figaro’ gazetesinin dosyaya yakın kaynaklara atıfta bulunduğu dünkü uzun haberinde, Fransa'yı dışlama yönündeki komplonun 18 ay önce Kanberra'da kurulmaya başladığı, 2016'da denizaltı sözleşmesi imzalandığı sırada konumunda olmayan Avustralya Başbakanı Scott Morrison'un planın öncüsü olduğu öne sürüldü. Morrison, geçtiğimiz Mart ayı itibariyle İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın desteği ve teşvikini almış, her ikisi de Biden yönetimini üçlü güvenlik ve stratejik ittifakın önemine ikna etmek için çalışmıştı. Avustralya, söz konusu Fransız denizaltıları yerine nükleer tahrikle çalışan daha verimli 8 denizaltı elde etme yönünde ABD ve İngiltere ile anlaşmıştı. Bu yönde nihai karar ise Morrison'ın geçtiğimiz Haziran ayında Johnson’un davetiyle İngiltere'de katıldığı G7 Zirvesi’nde verildi. İlgi odağından uzak bu görüşmeye ABD Başkanı da dahil olmuştu. Nitekim bu ‘komplo’, söz konusu zirvede yer alan ve Biden ile uzun görüşmelerde bulunan Macron'un arkasından kuruldu. Biden, gizli bir planın varlığını en ufak bir şekilde hissettirmedi. Paris açısından daha kötüsü ise, Başbakan Morrison 15 Haziran'da Macron'un daveti üzerine Paris'e gelmiş, iki lider Hint-Pasifik bölgesindeki durumu konuştukları uzun bir akşam yemeğinde bir araya gelmişti.
Paris, Morrison’un ülkesinin sözleşmeyi feshetme niyetini açık etmediğini, aksine fesih açıklaması öncesinde Paris ve Kanberra arasında yazışmaların kaydedildiğini, Avustralya'nın bu yazışmalarda anlaşmanın ilerleyişinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini öne sürüyor. Bazı kaynaklar, perde ardında bir şeyler döndüğünü hisseden Paris'in Avustralya tarafına denizaltılarının konvansiyonel dizel yerine nükleer tahrik ile donatılması önerisinde bulunduğuna, Avustralya'nın ise bu teklifi yanıtsız bıraktığına değiniyor. Diğer kaynaklar ise Paris'in 2016'dan bu yana nükleer denizaltı teklif ettiğini, ancak eski Avustralya hükümetinin bu teklifi reddettiğini söylüyor. Macron ile Biden arasındaki görüşmeyi değerlendirecek olan Paris, ortak olma umuduyla o bölgede Fransa'ya bir alternatif sağlayacak Hindistan ile geniş hatlar kurmuş durumda. Macron ile Hindistan Başbakanı bu yönde telefon görüşmesi gerçekleştirirken iki ülkenin dışişleri bakanları ise iki gün önce New York'ta bir araya geldi.
Fransız denizaltı anlaşmasından vazgeçilmesinin arka planı
https://turkish.aawsat.com/home/article/3205151/frans%C4%B1z-denizalt%C4%B1-anla%C5%9Fmas%C4%B1ndan-vazge%C3%A7ilmesinin-arka-plan%C4%B1
Fransız denizaltı anlaşmasından vazgeçilmesinin arka planı
Fransız denizaltı anlaşmasından vazgeçilmesinin arka planı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة