Hamas, Sudanlı yetkililerin Hamas’ın Sudan topraklarındaki yatırımlarına el koyduğuna dair haberler hakkında Sudan'da herhangi bir yatırımları olmadığını açıkladı. Hamas'ın yurtdışındaki genel başkan yardımcısı Musa Ebu Merzuk, "Haberlerin bir kısmı eski ve çoğunun bizimle ilgisi yok. Bu konuda yeni bir şey yok. Kısacası tüm bunlar asılsız haberler" açıklamasında bulundu.
Reuters haber ajansı Sudanlı kaynaklara dayandırdığı dünkü (perşembe) haberinde, Sudanlı yetkililerin yıllardır Hamas'a destek sağlayan kâr amaçlı birçok kuruluşa el koyduğunu belirtti. Ajans, Sudan’da bulunan bu kuruluşların, Eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir yönetiminde Sudan’ı Hamas için ne kadar büyük bir sığınağa çevirdiğine dikkat çekti.
Yetkililerin Hamas'la bağlantılı olduğunu söylediği en az bir düzine şirkete el konulması, Ömer el-Beşir'in 2019'da devrilmesinden bu yana Sudan'ın Batı ile uyum sürecini hızlandırmaya yardımcı oldu. Geçen yıl Sudan, ABD'nin, teröre destek veren devletler listesinden çıkarıldı ve 50 milyar doları aşan borç indirimi elde etmeye yaklaştı.
Sudanlı ve Filistinli analistler, Hamas'ın, üyelerinin ve destekçilerinin yaşayabileceği, para toplayabileceği ve İran silahlarını ve finansmanını Gazze Şeridi'ne sızdırabileceği bir dış üssü kaybettiğini söylediler. Sudanlı resmi kaynaklar ve Batılı bir istihbarat servisinden bir kaynak tarafından operasyonla ilgili açıklanan ayrıntılar, ele geçirilen servetin büyüklüğünü ve bu şebekelerin çalışmalarının kapsamını gözler önüne seriyor.
Beşir rejimini dağıtmak için oluşturulan bir çalışma grubundan yetkililer, bu servetin şirket hisseleri ve gayrimenkullerini, Hartum'da mükemmel bir konumdaki bir oteli, bir döviz şirketini, bir televizyon istasyonunu ve bir milyon dönümden fazla tarım arazisini içerdiğini söylüyor. 30 Haziran 1989 Rejimini Tasfiye ve Yetkilendirmeyi Kaldırma adlı çalışma grubunun önde gelen üyelerinden Vecdi Salih, Sudan'ın kara para aklama ve terörün finansmanı için bir merkez haline geldiğini söyleyerek, sistemin "içerde ve dışarıda kara para aklamak ve terörü finanse etmek için büyük bir kılıf ve paravana" dönüştüğünü de sözlerine ekledi.
Batılı bir istihbarat servisinden olan bir kaynak ise Reuters’a şu açıklamalarda bulundu: "Sudan'da kullanılan yöntemler organize suçlar arasında yaygın. Şirketlere, yetki devri yapılmış hissedarlar başkanlık etti, kiralar nakit olarak tahsil edildi ve döviz büroları aracılığıyla transferler yapıldı.”
El-Beşir, Hamas'ı açıkça destekliyordu ve liderleriyle dostane ilişkiler içindeydi. İsminin açıklanmasını istemeyen bir komite üyesi, "İhalelerde ayrıcalıklı muamele gördüler ve vergilerden muaf tutuldular. Hamas ve Gazze'ye kısıtlama olmaksızın para transfer etmelerine izin verildi" dedi.
Sudan’ın kademeli dönüşümü
Sudan'ın önemsenmeyen bir devlet olmaktan çıkıp Amerikan müttefikine dönüşümü kademeli oldu. Beşir'in 1989 yılında iktidarı ele geçirmesinden sonraki 10 yıl içinde Sudan, İslamcı aşırılık yanlıları için bir merkez haline geldi, birkaç yıl boyunca Usame bin Ladin'e sığınak sağladı ve Filistinli militanlarla bağlantıları nedeniyle ABD tarafından yaptırıma maruz kaldı. Bundan sonra Beşir, Washington ile güvenlik iş birliğini güçlendirerek İslami aşırıcılıktan uzaklaşmaya çalıştı. 2016 yılında Sudan, İran'la bağlarını kesti ve ertesi yıl, Washington'un talebiyle Hamas'a verdiği desteği de kesmeyi kabul etmesinin ardından ABD'nin Hartum'a yönelik ticari yaptırımları kaldırıldı. Ancak Hamas'ı destekleyen şebekeler varlığını El-Beşir'in düşüşüne kadar sürdürdü.
30 Haziran Rejimini Tasfiye Komitesinden bir yetkili, Hamas'ın Sudan'daki yatırımlarının, gayrimenkul ve inşaat sektörüne yayılmadan önce fast food restoranları gibi küçük projelerle başladığını söyledi. Bunun örneklerinden birinin, bir çimento şirketi kuran ve büyük gayrimenkul geliştirme projelerinde faaliyet gösteren Hasan ve el-Abid Şirketi olduğunu belirtti. Komite, bu şirketlerin, birbirlerinde hisseleri olan on büyük şirketten oluşan bir şebekenin parçası olduklarını, El Beşir'in müttefiki Abdulbasıt Hamza ile bağlantılı olduklarını ve banka aracılığıyla yurtdışındaki hesaplara büyük miktarlarda para transfer ettiklerini belirtiyor.
Bu şirketlerin en büyüğü, 2007 yılında kurulan, Hartum Menkul Kıymetler Borsası'na katılan ve yan kuruluşları da bulunan El-Ruvad Gayrimenkul Geliştirme Şirketi idi. Batılı istihbarat kaynakları, bu şirketin, Hamas'ı finanse etmek için kara para akladığını ve döviz ticareti yaptığını söylüyor. Hamza, Nisan ayında yolsuzluk suçlamasıyla on yıl hapis cezasına çarptırıldı ve El-Beşir'in Hartum'da tutulduğu hapishaneye nakledildi. Komisyon Hamza’nın servetinin 1,2 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Beşir'i de temsil eden Hamza'nın avukatına ise ulaşılamıyor.
20 milyon dolar değerindeki ikinci şebeke, Taiba TV kanalı ve El-Mişkat adlı bağlı bir yardım kuruluşu etrafında dönüyordu. Taiba'yı yönetmekle görevlendirilen muhafız Mahir Ebu’l-Cuh, kanalın vatandaşlık almış, iş ve emlak hisselerine sahip iki Hamas üyesi tarafından yönetildiğini söyledi. Ebu’l-Cuh, "TV kanalı Körfez'den kaçakçılık yapıyor ve milyonlarca doları aklıyordu" diye ekledi.
Reuters ile temasa geçen Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri, hareketin Sudan'da yatırımları olduğunu yalanladı, ancak Sudan'daki siyasi dönüşümün yansımaları olduğunu kabul ederek, "Ne yazık ki, hareketin bölgedeki varlığını zayıflatan ve onunla ilişkilerini sınırlayan birçok önlem var” dedi.
Hamas: Sudan'da herhangi bir yatırımımız yok
Öte yandan "Hamas" hareketi, Perşembe günü yaptığı açıklamada Sudan'da herhangi bir yatırımları olmadığını belirtti. Bu açıklama, Hamas sözcüsü Hazım Kasım'ın Anadolu Ajansı’ndan bir muhabir ile yaptığı röportajda yer aldı. Röportajda Kasım ayrıca, "Hiçbir Sudanlı herhangi bir grup ile sorunumuz olmadığını teyit ediyoruz" dedi.
Sudan geçen yıl umutsuzca borçların hafifletilmesi ve uluslararası borç verenlerin desteği için ön koşul olan “teröre destek veren devletler listesinden çıkmak” için çalışıyordu. Amerika Birleşik Devletleri'nin baskısı altında Sudan, İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için yapılan anlaşmayı uygulamakta yavaş hareket etmesine rağmen Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas'a katılarak İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine girdi.
Trump yönetiminden Sudan meselelerinde uzmanlaşmış eski bir ABD diplomatı, Hartum ile müzakerelerin odak noktasının Hamas şebekesinin kapatılması olduğunu söyledi.
Sudanlı bir kaynağa ve Batılı bir istihbarat kaynağına göre, ABD Sudan'a kapatılacak şirketlerin bir listesini verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı bu konuda yorum yapmaktan kaçındı. 30 Haziran Rejimini Tasfiye Komitesi’ndeki bir yetkili, Hamas'la bağlantılı birçok kişinin bir miktar likit fonla Türkiye'ye gittiğini, ancak yatırımlarının yaklaşık yüzde 80'ini geride bıraktıklarını söyledi.
Filistinli analist Adnan Ebu Amir, "El-Beşir'e yönelik darbe, Hamas ve İran için gerçek bir sorun yarattı. El-Beşir'e yapılan darbe ansızın geliştiği için var olmayan alternatifleri düşünmek zorunda kaldılar” değerlendirmesinde bulundu.