Libya Dışişleri Bakanı Menguş: Paralı askerlerin geri çekilmesine ilişkin toplantı yapılacak

ABD ve AB, Libya’da seçimlerin zamanında yapılmasında ısrar ediyor

New York'ta dün akşam Libya konulu katıldıkları toplantının ardından ABD, Fransa, Almanya ve Libya dışişleri bakanları (DPA)
New York'ta dün akşam Libya konulu katıldıkları toplantının ardından ABD, Fransa, Almanya ve Libya dışişleri bakanları (DPA)
TT

Libya Dışişleri Bakanı Menguş: Paralı askerlerin geri çekilmesine ilişkin toplantı yapılacak

New York'ta dün akşam Libya konulu katıldıkları toplantının ardından ABD, Fransa, Almanya ve Libya dışişleri bakanları (DPA)
New York'ta dün akşam Libya konulu katıldıkları toplantının ardından ABD, Fransa, Almanya ve Libya dışişleri bakanları (DPA)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya'daki barış süreciyle ilgili bakanlar toplantısında, Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nin kamu hizmetleri sağlama ve mevcut imkanlar dahilinde vatandaşların ihtiyaçlarını karşılama konusundaki başarıları hakkında bilgi verdi. 
Menfi yaptığı açıklamada, önceki gün ABD, Fransa, İtalya ve Almanya dışişleri bakanları ile İkinci Berlin Konferansı’na katılan ülke temsilcilerinin katıldığı toplantıda gelinen aşamanın çok önemli olduğunu belirttti. Menfi ayrıca, hakkında 21 Ekim’de bir konferans düzenlenmesini talep eden Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş tarafından geçtiğimiz Haziran ayında açıklanan Libya İstikrar Girişimi’ne destek çağrısında bulundu. Askeri kurum ve ulusal uzlaşmayı birleştirmede Başkanlık Konseyi’nin rolü dikkat çekti. Toplantıda İkinci Berlin Konferansı’nın sonuçları ve elde edilenler tartışılırken, katılımcı ülkeler oybirliğiyle Libya'daki siyasi süreci destekleme konusunda anlaştılar.
Bakan Menguş, güvenlik ve barışın inşası meselesinin seçimlere hazırlanmak için önemli faktörler ve temeller olduğunu düşündüğünü belirterek, önceliğin bu hedefe ulaşacak net bir planla güvenliği sağlamak olduğunu vurguladı. Libya'nın istikrarına ilişkin bakanlar düzeyindeki ilk konferans, yabancı güçlerin, yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin geri çekilmesi ve askeri kurumun birleştirilmesi konularını görüşmek üzere önümüzdeki ay başkent Trablus'ta yapılacak. 
Tüm bunların sağlanmasının uluslararası destek gerektirdiğini belirten Menguş, 5 + 5 Ortak Askeri Komitesi’nin önümüzdeki hafta bir takvim ve yabancı güçlerin ve paralı askerlerin geri çekilmesi için bir plan belirlemek üzere önemli bir toplantı yapacağını açıkladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Libya parlamentosuna parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin yasal çerçevesini veya anayasal temelini mümkün olan en kısa sürede oluşturma çağrısında bulundu. Ayrıca, paralı askerlerin, yabancı savaşçıların ve yabancı güçlerin eş zamanlı olarak bölgeden ayrılması ve bu konuda pratik adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, ateşkes için uluslararası gözlemcilerin gönderilmesi ve Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu'nun genişletilmesinin hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti. Menfi ise, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın toplantının ardından yaptığı açıklamada, Cenevre sonuçlarına göre, özellikle paralı askerlerin ve yabancı güçlerin tüm Libya topraklarından sınır dışı edilmesiyle ilgili ülkesinin Libya'daki siyasi sürecin devam etmesine desteğini teyit ettiğini belirtti. 
ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre Blinken, ülkesinin dış müdahaleden arınmış, egemen, istikrarlı, birleşik ve güvenli bir Libya'ya desteğini teyit ederek, ABD'nin Libya'daki devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin zamanında yapılmasını desteklediğini vurguladı. Blinken açıklamasında, Libyalı liderleri, anayasal ve yasal bir çerçeve üzerinde anlaşma ihtiyacı da dahil olmak üzere Libya Siyasi Diyalog Forumu yol haritasında belirtildiği gibi özgür ve adil seçimleri sağlamak için gerekli adımları atmaya çağırdı. Blinken ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'nin 2570 sayılı Kararı uyarınca tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin geri çekilmesi dahil olmak üzere Libya’da geçen yılki ateşkesin tam olarak uygulanması için ABD desteğini vurguladı.
ABD'li yetkili, ülkesinin, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Libya'nın insan hakları ve uluslararası insani hukuk ihlallerini belgeleme çalışmalarına ilişkin bağımsız bilgi toplama misyonunun yenilenmesine verdiği desteği dile getirdi. Ayrıca misyon için engelsiz erişim ihtiyacına dikkati çekti. ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland ise, Blinken'ın toplantıya katılımının, özellikle ‘geri dönüşü yok’ şeklinde nitelendirdiği yaklaşan 24 Aralık seçimlerine ciddi şekilde hazırlanan Libya'ya ABD'nin verdiği desteğin bir başka üst düzey kanıtı olduğunu ifade etti.  
Menfi, önceki akşam, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Görüşmede, seçimleri zamanında yapmanın ve ulusal uzlaşıyı harekete geçirmenin yollarını tartışıldı. Aynı zamanda, Cenevre Konferansı'nın tüm çıktılarının uygulanmasının önemi vurgulandı. 
Menfi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın ve Necla Menguş’un  katıldığı toplantıda, iki ülke arasındaki ikili ilişkileri güçlendirecek şekilde ortak öneme sahip konuların ele alındığını açıkladı.

 


Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.