Husilerin kadınlara yönelik cinayet tecavüz ve tacizleri belgelendi

Terörist Husi milisleri 6 binden fazla kadına yönelik insan haklarını ihlal etmekle suçlanıyor

​Sana’da Husi güvenlik unsurları tarafından saldırıya uğrayan Yemenlilerin, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlanan bir görüntüsü (Arşiv)
​Sana’da Husi güvenlik unsurları tarafından saldırıya uğrayan Yemenlilerin, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlanan bir görüntüsü (Arşiv)
TT

Husilerin kadınlara yönelik cinayet tecavüz ve tacizleri belgelendi

​Sana’da Husi güvenlik unsurları tarafından saldırıya uğrayan Yemenlilerin, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlanan bir görüntüsü (Arşiv)
​Sana’da Husi güvenlik unsurları tarafından saldırıya uğrayan Yemenlilerin, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yayınlanan bir görüntüsü (Arşiv)

Yemen İnsan Hak ve Özgürlükleri Örgütü’nün hazırladığı son rapora göre, 1 Ocak 2015’den 1 Haziran 2021 tarihine kadar İran destekli terörist Husi milisler Yemenli kadınlara yönelik 19 vilayette 6 bin 476 ihlal belgelendi.
Yemen İnsan Hak ve Özgürlükleri Örgütü, Taiz vilayetinde söz konusu ihlalleri içeren rapor yayınladı. Raporda kadınlara yönelik gerçekleştirilen ihlallerin yanı sıra, topçu bombardımanı, mayın ve el yapımı patlayıcıların (IED) patlaması sonucunda bin 691 ölüm ve 3 bin 741 yaralanma vakasının meydana geldiği belirtildi. Bunlara ek olarak raporda keskin nişancıların sivillere rastgele ateş açtığı belirtildi. Öte yandan raporda 770 tutuklama, 195 zorla alıkoyma ve 70 kadına uygulanan işkence vakası da yer alıyor.
Rapora göre, Husi milisleri tarafından kadınlara yönelik ihlaller ülkedeki el-Hudeyde, ed-Dali, Taiz, Hacca, Zamar, Lahic, Marib, Rayima, Şebve, Ibb, Abyan, el-Beyda, el-Cevf, Sa'dah, Sana, Aden, Amran, el-Mehvit valiliklerinde gerçekleşti.
En fazla cinayet 347 cinayetle Taiz’de işlenirken  Taiz’i 301 cinayetle el-Hudeyde, 158 cinayet ile Aden, 92 ile cinayetle ile Hacca, 79 cinayetle Marib izledi.
Yemen İnsan Hak ve Özgürlükleri Örgütü, durumu takip eden ekiplerin, Husi milislerinin sokaklara, halka açık yollara, yerleşim bölgelerine, çiftliklere, otlaklara ve pazarlara yerleştirdiği mayınların patlaması sonucunda 422 kadının öldüğünü açıkladı. Bunlar arasında Taiz eyaletinde Husi Milislerinin mayınları ve patlayıcılar nedeniyle ölen 123 kadın, el-Cevf vilayetinde 53, el-Hudeyde vilayetinde 32 ve ed-Dali ili vilayetinde 25 kadın yer alırken, geri kalanlar diğer bölgelerde öldürüldü.
Ülkenin kuzeybatısında yer alan Hacca’da Suudi hastanesinde hasta bakıcı olarak görev yapmakta olan 25 yaşındaki Rimas Süleyman Davud adlı Taiz’li bir kadının Kasım 2016'nın sonlarına doğru Husiler tarafından hastaneden kaçırıldığı ve ajanlık suçlamasıyla merkezi hapishaneye gönderildiği bilgisi de raporda yer alıyor. Kadının Hacca vilayetinde işkence altında öldürüldüğü belirtiliyor.
İnsan hakları raporu, Husi milisleri, 14 Yemen eyaletinde aralarında yabancı uyruklu iki kadının da bulunduğu 770 kadının gözaltına almakla suçladı. Toplam vakaların yüzde 58'ini oluşturan başkent Sana, 241 kaçırma vakası yaşandı.
Rapor, Husilerin kaçırdıkları 70 kadına işkence ve aşağılayıcı muameleme yaptığını vurguladı. Serbest bırakılan bazı kadınların ifadelerine göre, Sana'daki merkezi hapishanede olduğu gibi, kaçırılan ve zorla alıkonulan kadınlar tacize ve tecavüze uğraması birçoğunun intihar etmesine neden oldu. Bazılarının kadınlar ise hapishanelerde uğradıkları tecavüzler sebebiyle serbest bırakıldıktan sonra aşiret geleneklerinde “namus temizleme” adı verilen cinayetlere kurban gitti.
Yemen İnsan Hak ve Özgürlükleri Örgütü daha önce de Husi Milislerin 2018 başından 1 Haziran'a kadar gerçekleştirdiği 64 bin 306 ihlali belgelediğini bildirmişti.



Guterres: Gazze'de yiyecek aramanın cezası "ölüm" olmamalı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
TT

Guterres: Gazze'de yiyecek aramanın cezası "ölüm" olmamalı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Fransa'nın Nice kentinde (Reuters)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, dün yaptığı açıklamada, Gazze'de yiyecek aramanın cezasının “ölüm” olmaması gerektiğini vurgulayarak, bölgedeki “insanları öldürmeye” yol açan yeni insani yardım dağıtım sistemini kınadı.

Guterres, New York'ta gazetecilere yaptığı açıklamada, “İnsanlar sadece ailelerini ve kendilerini beslemeye çalıştıkları için öldürülüyor. Yiyecek aramak kesinlikle ölüm cezası olmamalıdır” dedi. Guterres, “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun yardım dağıtım operasyonlarının kaos ve kanla dolu olduğunu belirten AFP’nin haberine atıfta bulunmadı.

Guterres, “Gazze'de insani yardım dağıtımı sorunu çözülmelidir ve bu sorunu çözmek için gerekli kaynaklara ve deneyime sahibiz” ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreteri, ABD'nin Gazze'de desteklediği yardım operasyonunu “doğası gereği güvensiz” olarak nitelendirerek, “Sefil sivilleri askeri bölgelere nakletmeyi amaçlayan herhangi bir operasyon, doğası gereği güvensizdir. Bu, insanları öldürmektir” şeklinde konuştu.

Resim  Gazze'deki gıda yardımı dağıtımına akın eden aç çocuklar (AFP)Gazze'deki gıda yardımı dağıtımına akın eden aç çocuklar (Arşiv-AFP)

Guterres, Birleşmiş Milletler'in öncülüğündeki insani yardım çabalarının “boğulmakta” olduğunu belirterek, yardım görevlilerinin kendilerinin de açlık çektiğini ve işgal gücü olarak İsrail'in yardımların Filistin'in tüm bölgelerine ulaştırılmasını kabul etmesi ve kolaylaştırması gerektiğini söyledi.

Guterres, “Gazze'de ateşkes için siyasi cesareti göstermenin zamanı geldi” diye vurguladı.

BM Genel Sekreteri, sektördeki muazzam ihtiyaçları karşılamak için insani yardım miktarında büyük bir artış talep etti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün, Gazze'deki durumun felaket aşamasını aştığını ve son iki hafta içinde 500 kişinin gıda yardımı almaya çalışırken öldüğünü açıkladı.

Yardımlar, İsrail'in uluslararası baskı altında yaklaşık 3 ay süren Gazze ablukasını hafifletmesinin ardından, ABD destekli özel bir kuruluş olan “Gazze İnsani Yardım Vakfı” tarafından 4 noktada dağıtılıyor.

 Gazze Şeridi'nin orta kesiminde Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda paketini taşıyan bir çocuk (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesiminde Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda paketini taşıyan bir çocuk (AFP)

İsrail Dışişleri Bakanlığı, dün akşam, Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Gazze'deki insani yardım dağıtım sistemini “insanları öldüren” olarak kınamasına yanıt olarak, Birleşmiş Milletler'i “Hamas ile özdeşleşmekle” suçladı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, “X” platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail'i Birleşmiş Milletler'in başarısızlıkları ve (Hamas'ın) eylemleriyle suçlamak kasıtlı bir taktiktir” ifadesi yer aldı. Açıklamada, İsrail ve Washington'un desteklediği “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun “46 milyondan fazla öğün yemeği doğrudan Filistinli sivillere, (Hamas'a değil) dağıttığını” belirtildi. Buna rağmen, Birleşmiş Milletler bu çabayı engellemek için elinden geleni yapıyor. Bu, Birleşmiş Milletlerin, insani yardım faaliyetlerini baltalamaya çalışan Hamas ile aynı çizgide olduğunu gösteriyor" denildi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Dışişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun “asla sivilleri hedef almadığını” yineledi.

Gazze İnsani Yardım Kuruluşu sözcüsü, kuruluşun yardım dağıtım noktalarında veya yakınlarında herhangi bir ölüm vakası kaydedilmediğini söyledi. Sözcü, “Birleşmiş Milletler'in operasyonlarımızla ilgili yanlış bilgileri yaymaya devam etmesi üzücü” ifadesini kullandı.

Sözcü şöyle devam etti: “Sonuç olarak, yardımlarımız güvenli bir şekilde ulaşıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer insani yardım kuruluşlarının bize katılarak, uzaktan tartışıp hakaretler savurmak yerine Gazze halkını beslemeye başlamasını memnuniyetle karşılarız.”

Gazze Vakfı, birlikte çalışmak üzere özel Amerikan güvenlik ve donanım şirketlerinden yardım alıyor. 26 Mayıs'ta Gazze'deki faaliyetlerine başlayan vakıf, bugüne kadar 48 milyondan fazla öğün dağıtıldığını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı perşembe günü, kuruma 30 milyon dolarlık finansman sağlamayı kabul ettiğini açıkladı ve diğer ülkeleri de destek vermeye çağırdı.