Türkiye, İdlib’e askeri takviyede bulunurken, Rusya, Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırılarına hız verdi

Hmeymim’deki savaş uçakları İdlib kırsalına yönelik bombardımanlarını artırdı.

Suriye topçu saldırılarının İdlib’in güneyinde neden olduğu yıkım. (Şarku’l Avsat)
Suriye topçu saldırılarının İdlib’in güneyinde neden olduğu yıkım. (Şarku’l Avsat)
TT

Türkiye, İdlib’e askeri takviyede bulunurken, Rusya, Suriye’nin kuzeybatısındaki saldırılarına hız verdi

Suriye topçu saldırılarının İdlib’in güneyinde neden olduğu yıkım. (Şarku’l Avsat)
Suriye topçu saldırılarının İdlib’in güneyinde neden olduğu yıkım. (Şarku’l Avsat)

Suriye rejim güçleri, muhaliflerin kontrol ettiği alanları ele geçirmeye yönelik hamlelerine devam ederken Türkiye, İdlib’e askeri takviyede bulunarak kendine ait askeri gözlem noktalarında konuşlanan güçler arasında yer değişikliği yaptı.
Türk kaynakları, 4 binden fazla askerinin operasyon hattı boyunca konuşlandırıldığını, aralarında tankların da bulunduğu 500 aracın bölgeye nakledildiğini aktardı.
Rus kaynakları daha önce yatıkları açıklamalarda Türk üslerinin arttığını, sayının mart ayında İdlib’de imzalanan ateşkes anlaşması çerçevesinde Türkiye ve Rusya arasında uzlaşı sağlanan ‘güvenli koridor’ sınırlarının güneyinde 11’den 27’e yükseldiğini bildirmişti.
Rejime bağlı hava kuvvetleri İdlib’e, muhaliflerin kontrolündeki bölgelere saldırılarını artırırken Rusya da hava operasyonlarına hız verdi. Türk yetkililer söz konusu hamleleri, Astana’da İran’ı da kapsayacak üçlü zirvenin yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 29 Eylül’de Soçi’de gerçekleşecek olan görüşme öncesinde Moskova’nın baskısı olarak değerlendirdi.
Ankara, Rusya ve Suriye savaş uçaklarının son haftalarda İdlib’deki hedeflere düzenlediği yoğun saldırıların, Mart 2020 anlaşmasından bu yana bölgede hakim olan sakinlikten sonra geldiğine dikkat çekti. Söz konusu sakinlik, Suriye rejim güçlerinin İdlib’de 27 Şubat 2020 tarihinde Türkiye’ye ait bir askeri noktaya saldırısının ardından oluşmuştu. İdlib’deki Rus hava saldırılarındaki ani artış, Moskova’nın baskı çabalarının yanı sıra Afganistan meselesinin gündemin üst sırasına yerleşmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Rus hava saldırılarının artması ve geçen hafta 3 Türk askerinin şehit edilmesinin ardından İdlib’den Türkiye topraklarına yeni bir göç dalgasının yaşanması endişesi hakim.
Rusya, geçen yılın mart ayında imzalanan ateşkes anlaşmasından bu yana yaşanan her gerginlikte Heyetu Tahrir’uş Şam’a (HTŞ) unsurlarını hedef alıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) 23 Eylül’de yaptığı açıklamada, İdlib’deki çatışmasızlık alanlarında Rusya’nın hava saldırılarının yinelendiğini ve Rus savaş uçaklarının bölgeye 5 hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. SOHR’a göre saldırılardan üçü İdlib’in güney kırsalına, Cebel Zaviye’de bulunan Horş Benin’deki bölgeleri ve şehrin kuzeyindeki Maarat Misrin yakınlarına yapıldı. Açıklamada  kayıplar hakkında bilgi verilmedi.
Rusya, İdlib’e 136, Lazkiye’ye 25, Hama kırsalına 2 ve Halep vilayetindeki noktalara 18 olmak hava saldırı düzenledi. Böylece Rusya’nın Suriye’nin kuzeybatısındaki çatışmasızlık bölgelerine düzenlediği hava saldırısı sayısı 181’e yükseldi.
Ulusal Kurtuluş Cephesi Sözcüsü Yüzbaşı Naci Mustafa, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeybatısındaki silahlı muhalif grupların, İdlib’de ve ülkenin kuzeybatısında, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde rejim güçleri ve İranlı milisler tarafından düzenlenmesi muhtemel yeni saldırılara karşı koymak için gerekli askeri planları geliştirmeye başladıklarını bildirdi.
Yüzbaşı Naci Mustafa açıklamasında şunları aktardı:
“İlk plan, Kürt Dağı’ndan başlayarak Cebel Zaviye ve İdlib’in güney kırsalından geçerek Halep kırsalına ulaşan hatlar boyunca muhalif grupların, rejim güçlerinin farklı ağır silahlar kullanan kaynaklarına doğrudan yanıt vermesidir. Hama’nın batısında rejim güçlerine ait Curin, Mirza ve el-Bahsa kampları çok sayıda füze ve ağır top mermileriyle bombalandı. Halep kırsalında 46. Alay bombalanırken, İdlib kırsalındaki Serakib ve Han es-Sabil’deki rejim güçlerinin Kafr Nabl ve diğer kamplarına da bombalı saldırılar düzenlendi. Sonraki plan, her zamankinden daha fazla ateşle karşılık vermeyi içeriyor. Askeri üsler ve ana operasyon odaları gibi rejim tarafından stratejik olarak kabul edilen alanlar da dahil olmak üzere askeri bölgelerin büyük kısmı hedef alınacak.”
İdlib’deki insan hakları aktivisti Muhammed el-Yasin de şu açıklamalarda bulundu:
“Rusya’nın Türkiye ile İdlib’e yönelik anlaşmalarından kaçmak ve anlaşmayı ihlal etmek için uğraştığı ortaya çıktı. Bu durum, gerilim sürecini, Cebel Zaviye ve Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgelere yapılan yoğun Rus hava bombardımanlarını, Lazkiye ve Halep kırsalındaki Kabinah bölgelerinin yanı sıra rejim güçleri ve İran milisleri tarafından İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye’deki tüm köy ve kasabaları hedef alan topçu ve füze saldırılarını açıklıyor. Bu saldırılarla eş zamanlı olarak son birkaç gündür başta Hama’nın batısındaki Curin olmak üzere Serakib, Kafr Nabl ve Maarat Numan kamplarına askeri takviyeleri yapılıyor.”

 


Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
TT

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Cumartesi günü Tel Aviv'de esir aileleriyle yaptığı görüşmede, yönetiminin savaşı genişletmeyi değil, kesin olarak sona erdirmeyi planladığını vurgulayarak "Yönümüzü değiştiriyoruz. Ya hep ya hiç" dedi.

Perşembe gününden bu yana İsrail'de bulunan, Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer yetkililerle görüşen, Cuma günü Gazze Şeridi'ni ziyaret eden ve Cumartesi günü de kaçırılanların aileleriyle bir araya gelen Witkoff şunları söyledi: “İsrail halkının çoğunluğu kaçırılanların evlerine dönmesini istiyor ve Gazze'deki halkın çoğunluğu da bunu istiyor çünkü Gazze Şeridi'ni restore etmek ve yeniden inşa etmek istiyorlar.”

Witkoff esir aileleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Hamas'ın esir Ivitar David'i fiziksel olarak kötü durumda ve bir deri bir kemik kalmış bir halde gösteren videoların yayınlanmasından bir gün sonra Rom Breslawski'yi de benzer bir durumda gösteren videolar yayınlanmış, bu videolar İsrail'de fırtınalar koparmış, geniş tepkilere yol açmış, büyük tartışmalara neden olmuş ve esir aileleri sert bir açıklamayla İsrail hükümetinden Gazze Şeridi'ndeki çılgınlığa son vermesini talep etmişti.

sfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli bir esirin eşi Cumartesi günü Tel Aviv'de düzenlenen bir oturma eylemi sırasında dikenli tellerin arkasında oturuyor. (Reuters)

Witkoff Tel Aviv'deki Esir Meydanı'nda öfkeli ailelere seslendi: "Onların (Hamas'ın) müzakerelere oturmamak için hiçbir nedeni olmayacak. Kıtlıktan bahsediyorlar ama ortada kıtlık falan yok. Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek. Müzakerelerin gidişatının şu şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz: (ya hep ya hiç) olarak değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz."

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmayı kabul ettiğini ve buna açık olduğunu iddia ederek bunun savaşı sona erdirmeye yardımcı olacağını öne sürdü.

Witkoff “Plan hepsini tek bir anlaşmayla geri getirmek, kısmi anlaşma yok" şeklinde konuştu.

Hamas ise Witkoff'a silahsızlanmaya hazır olduğunu reddeden bir açıklamayla karşılık verdi: “Bazı medya kuruluşlarının ABD elçisi Steve Witkoff'tan alıntı yaparak hareketin silahsızlanmaya hazır olduğunu ifade ettiğine dair yayınlarına cevaben, direnişin ve silahlarının işgal var olduğu sürece ulusal ve yasal bir hak olduğunu ve uluslararası sözleşmeler ve normlar tarafından tanındığını bir kez daha teyit ediyoruz. Hamas, başta başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devleti kurulması olmak üzere ulusal haklarımız tam olarak iade edilene kadar direnişten ve silahlardan vazgeçmeyeceğiz."

dfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleri Tel Aviv'de protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

 Witkoff'un Gazze Şeridi'ne yaptığı ziyareti kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir oyun olarak nitelendiren Hamas, ABD yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki açlık ve soykırım “suçunun”  ortağı olduğunu vurgulamıştı.

Witkoff'un açıklamaları ve Hamas'ın inkârı, kapsamlı bir anlaşmaya varılması olasılığı konusunda pek çok şüpheye yol açsa da “(Hamas) buna aldırmıyor, ancak Netanyahu'nun hareketin silahsızlandırılmasını şart koştuğu savaşı sona erdirmesi koşuluyla.”

Durumun karmaşıklığına rağmen ailelere Başkan Trump'ın esrleri geri getirmeye her şeyden çok kararlı olduğu konusunda güvence veren Witkoff, “Onun görevi hepsini geri getirmek. Hamas verdiği sözleri tutacak gibi görünmüyor. Onlarla yapılan müzakereler hayal kırıklığı yarattı ve şimdi ya her şeyi yapmamız ya da hiçbir şey yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

dfgthy
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AP)

Hamas'ın yayınladığı videoların ardından esir aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de gösteri düzenledi. İlk videoda yer alan esir Rom Breslavsky'nin kuzeni, "Ölüm yaşamdan daha kolay hale geldi. Ailem tamamen çöktü" dedi. İkinci videoda yer alan Ivitar'ın kız kardeşi “Kalbime milyonlarca yumruk yedim” dedi.

Esir Metan Tsengaukar'ın annesi şunları söyledi: "Eğer hepsini şimdi çıkarmazsak, uzun süre hayatta kalamazlar. Eğer önceki anlaşma siyaset yüzünden başarısız olmasaydı, kaçırılanların hepsi evlerinde olacaktı." Tutuklu Matan Angrist'in annesi oğlunun bir deri bir kemik kaldığını söyledi. Angrist, “Bize sürekli bunun Hamas propagandası olduğunu söylüyorlar” dedi. Kaçırılan Nimrod Cohen'in annesi ise şunları söyledi: “Bu Holokost 2025.”

Ailelerin akrabalarından biri Witkoff'a şunları söyledi: "En son üç ay önce görüştük ve işler düzelmedi, daha da kötüleşti. Çocuklarımız açlıktan ölüyor. Basit bir sorumuz var: Bunun ne zaman sona ermesi bekleniyor?" Witkoff cevap verdi: "Hayal kırıklığınızı anlıyorum. Keşke size bir haberim olsaydı. Ancak durum karmaşık. Ayrıntılarını açıklayamayacağım pek çok neden var."

fgthyu
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de (AFP)

Yedioth Ahronoth'un bir katılımcıdan aktardığına göre Witkoff ile başka görüşmeler de yapıldı ancak bazı aileler Witkoff'un sözleri karşısında hayal kırıklığına uğradı. Witkoff'la yapılan toplantıda yeralan katılımcılardan bir şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu toplantıdan hiçbir şey beklemiyordum. Hamas'ın bir anlaşma istemeyen terörist bir örgüt olduğunu ilan eden sloganları tekrarlıyor. Aileler öfkelerini dile getirdi ve Witkoff çabalardan bahsetti. Ancak gerçekte yeni bir şey yok" dedi.

Witkoff'un açıklamaları ABD yönetiminin aşamalı değil kapsamlı bir anlaşmaya yöneldiği yönündeki haberleri doğrularken, İsrail hükümetinin bakanlarının Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme çağrılarıyla da çelişiyor.

Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, Rom Breslawski'nin başka bir videosunu yayınladıktan bir gün sonra, Ivitar David'in bir deri bir kemik kaldığı bir klip yayınladı. Videoda David dar bir odada bir yatakta otururken görülüyordu ve kemikleri büyük ölçüde dışarı çıkmıştı.

El Kassam videoda elindeki mahkumların bizim yediğimizden yiyip içtiğimizden içtiklerini söyleyerek, devam eden videoda İsrail ablukası ışığında Gazze'den yetersiz beslenme belirtileri gösteren çocukların görüntüleriyle eşlik etti.

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid videoya tepki göstererek şunları söyledi: “Hükümetin her üyesi bugün yatmadan önce Evitar'ın videosunu izlemeli ve Evitar'ın tünelde hayatta kalmaya çalıştığını düşünerek uyumaya çalışmalıdır.”

Videolar, müzakerelerin tıkanmasının ardından Hamas'ın durgun suları hareketlendirme girişimi olarak nitelendirdi.

Amerikan ve İsrail basınına göre Tel Aviv ve Washington bir sonraki adıma karar vermeden önce biraz daha bekleyecek ve büyük olasılıkla arabuluculardan bir tür ilerleme duymayı bekleyecekler.

CNN'e konuşan bir kaynak, Netanyahu'nun Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmemesi halinde ordunun Gazze Şeridi'nde ne gibi adımlar atacağına ilişkin kararı ertelediğini ve bu hafta herhangi bir karar alınmayacağını söyledi.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'ndeki operasyonun gidişatı konusunda İsrail hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıkların ortasında gerçekleşti.

Hamas'ın anlaşmayı kabul etmemesi halinde masadaki fikirlerden birinin Gazze Şehri ve diğer nüfus merkezlerini kuşatmak, bir diğerinin ise şehri “işgal etmek” olduğunu belirten kaynak, farklı planları destekleyen bakanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

dfvfd

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze'yi kuşatma planını destekliyor ve işgal etmeyi reddediyor; bu tutum siyasi düzeyde anlaşmazlıklara ve çatışmalara yol açıyor.

i24NEWS'e göre Zamir siyasi düzeye şunları söyledi “Gazze'yi kuşatmaya hazırlanıyorum ama işgal etmeye değil.” Bu açıklama işgal ve ilhak çağrısı yapan siyasi düzeyle arasında anlaşmazlıklara yol açtı.

 Gazze'de açıklamalarda bulunan Zamir şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde kaçırılanların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğimizi tahmin ediyorum. Aksi takdirde çatışmalar aralıksız devam edecek."

Güçlerin elde ettiği başarıların bize operasyonel esneklik sağladığını ifade eden Zamir grubun “yıpratma tuzaklarına” düşmeden Hamas'ı “giderek artan bir sıkıntıya” sokmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İsrail Yayın Kurumu (IBC) Zamir ile siyasi liderlik arasındaki görüş ayrılıklarını doğruladı.

Nahum Berenai Yediot Aharonot'ta şunları yazdı: "Herkes süreçin nereye gideceğine dair bir karar bekliyor, bir anlaşma, kuşatma ya da işgal. Bu bir karar verileceği anlamına gelmiyor. Netanyahu genellikle diğer seçeneği, yani karar vermemeyi tercih ediyor. Bu durumda Zamir'in karar vermesi gerekecek. Bence o ne istediğini biliyor."