Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçen hafta Beyrut’a yaptığı bir ziyarette, Eski Lübnan Başbakanı Necib Mikati’nin piyasada olmamaları sebebiyle kullanmakta olduğu ilaçlara ulaşamadığını söylediğini belirtti.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün Kahire’deki Doğu Akdeniz Bölge Ofisi ve Cenevre’deki merkez ofisin işbirliği ile düzenlenen sanal basın konferansında, Doğu Akdeniz Bölge Müdürü Dr. Ahmed el-Manzuri ile birlikte Beyrut ve Afganistan’a yaptığı ziyaretin detaylarından bahsetti.
WHO Genel Direktörü Lübnan’ın 200 bin doktorun bin 500 hemşirenin ülkeden ayrılmasına neden olan ciddi bir siyasi ve ekonomik krizle yüzleştiğini ve bu durumun sağlık sistemini Kovid-19 pandemisi devam ederken oldukça zor bir durumda bıraktığını belirtti.
Ghebreyesus söz konusu ekonomik krizin ciddi bir ilaç ve tıbbi malzeme kıtlığına yol açtığını, bunun eski Lübnan Başbakanı’nın kişisel olarak bazı temel ilaçları temin edemediğinden şikayetçi olmasına neden olduğunu belirtti.
Afganistan’daki durum ise daha iyi değildi. Ghebreyesus WHO’nun orada çocuk felcini yok etme ve çocuk ve anneler arasında ölümleri azaltma açısından elde ettiği başarıların kötü güvenlik koşulları ve kötüleşen ekonomik durum nedeniyle tehlike altında olduğunu ayrıca ziyareti sırasında tanıştığı hemşirelerin bazılarının ekonominin kötüye gitmesi nedeniyle 3 aydır maaşlarını alamamasına neden olduğunu belirtti.
Afganistan’da tanıştığı hemşirelerin, Lübnan’da da olduğu gibi zorluklara rağmen çalışmaya devam etmeyi seçen az sayıdaki bir grubu temsil ettiğini ayrıca Afganistan’ın beyin göçüne tanık olduğunu ve bu durumun zaten kırılgan durumdaki sağlık sisteminin üzerindeki yükü artırdığını belirtti.
WHO Genel Direktörü, bağışçılara desteklerine devam etme çağrısında bulundu
WHO Genel Direktörü, Afganistan’ın 2 bin 300 sağlık tesisini içeren ve sağlık sisteminin omurgasını temsil eden “Sehatmandi” projesinin kaynak yetersizliği nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olması sebebiyle bağışçılara Afganistan’a yönelik desteklerine devam etme çağrısında bulundu.
Doğu Akdeniz Bölge Müdürü Dr. Ahmed el-Manzuri ise, Lübnan ve Afganistan’daki sağlık sistemlerinin “çöküşün eşiğinde” olarak nitelendirdi. Sağlık çalışanlarının çok büyük bir baskı altında olduğunu belirten Manzuri, söz konusu iki ülkenin toplumlarının ciddi zorluklarla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Doğu Akdeniz Bölge Müdürü Manzuri, ziyaret sırasında iki ülkedeki doktorların, malzeme eksikliğin hangi hastaları tedavi edeceklerini seçmek zorunda kaldıklarını söylediklerini aktardı.
Bölge Müdürü Afganistan’daki kliniklerin ve hastanelerin yaklaşık üçte ikisinde temel ilaç stoklarının olmadığını aynı zamanda kamuya bağlı sağlık çalışanlarının çoğunun maaşlarının aylardır ödenmediğini açıkladı.
Yetkili, Sehatmandi projesine yönelik son zamanlarda yapılan finansmanlardaki kesintilerin her gün daha fazla sağlık tesisinin kapanmasına neden olduğuna dikkat çekerek “Ziyaretimiz sırasında, tedaviye erişim imkanının azalması sonucunda anne ve çocukların ölümlerinin olduğunu duyduk” dedi.
Manzuri ayrıca Lübnan’da para biriminin değerinin ciddi bir şekilde düşmesi sebebiyle sağlık çalışanlarının aylık maaşlarının bir yıl önce aldıkları maaşın sadece küçük bir yüzdesine denk geldiğini ve yakıt eksikliğinin sağlık sistemini de etkilediğini belirtti ve şunları söyledi:
“Ülke nüfusunun yüzde 55’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu durum maddi olarak tedaviyi karşılayamayan veya tedaviye erişimi olmayan hastaların sahip olmayan kişilerin kronik hastalıklardan kaynaklanan tıbbi komplikasyon geçirme riskini büyük ölçüde artırıyor.”
Manzuri ayrıca şunları da söyledi:
“Bu iki ülkede birçok sayıda birbiri ile yarışan ihtiyaçları ve maruz kaldıkları zorluklar olan bu insanlar, Kovid-19 pandemisini daha istikrarlı ülkelerle aynı perspektiften görmüyorlar. Ziyaretimiz sırasında maske takma ve diğer önleyici tedbirlere yönelik çok az miktarda riayet edildiğini gördük. Bu durum özellikle Delta varyantının her iki ülkede de yayıldığını bildiğimiz için, gelecek aylarda vaka sayılarının artacağına yönelik endişeleri artırıyor.”
Her iki ülkede de siyasi değişikliklerin ardından sağlık sektörünün tarafsız olarak kabul edilmesi çağrısını birçok kez yineleyen Manzuri “Liderler ve yönetimler değişir, ancak insanlar değişmeden kalır. Bu halkların onlarla ilgilenecek birine ihtiyacı var” dedi.
Diğer yandan, WHO’nun Lübnan’daki Temsilcisi İman eş-Şankiti, Lübnan’ın geçmekte olduğu krizlere rağmen şu ana kadar Kovid-19’a karşı aşılamada yüzde 30’a ulaşmayı başardığını ve yakında bu oranın yüzde 40’a ulaşmasının planlandığını belirtti. Yetkili bu aşılama oranının, vaka ve ölüm sayısının düşürülmesine büyük ölçüde yardımcı olduğuna dikkat çekti.
Şankiti, WHO’nun Lübnan’daki faaliyetleri için bazı bağışçı ülkelerden aldığı destek kapsamında Kuveyt’in desteğiyle ilgili bir soruya yanıt olarak, Kuveyt’in desteğinin Kovid-19 test sayısının artırılması ve Beyrut’taki Karantina Tıp Deposu’nun onarılması için kullanılan önemli bir destek olduğunu belirtti.
WHO Afganistan temsilcisi Dr Dapeng Luo, Birleşmiş Milletler’e bağlı Merkezi Acil Müdahale Fonu’nun Afganistan’daki sağlık sisteminin çökmesinin önlenmesine yardımcı olmak için 45 milyon tahsis etme kararına yönelik övgüde bulundu.
Dapeng söz konusu desteğin ilaç kıtlığı sorunlarının giderilmesi ve kapatılan sağlık merkezlerinin ve eczanelerin yeniden açılması için kullanılacağını söyledi. Dapeng ayrıca son yıllarda elde edilen sağlık kazanımlarının korunması için bağışçılara Afganistan’a yardım etmeye devam etme çağrısında bulundu.