Efsanevi belgeselci Ken Burns, ABD'deki durumu İç Savaş öncesine benzetti

2013'te 150. yıldönümü anılan Gettysburg Muharebesi, İç Savaş'ın kaderini belirleyen topraklarda böyle canlandırılmıştı (AFP)
2013'te 150. yıldönümü anılan Gettysburg Muharebesi, İç Savaş'ın kaderini belirleyen topraklarda böyle canlandırılmıştı (AFP)
TT

Efsanevi belgeselci Ken Burns, ABD'deki durumu İç Savaş öncesine benzetti

2013'te 150. yıldönümü anılan Gettysburg Muharebesi, İç Savaş'ın kaderini belirleyen topraklarda böyle canlandırılmıştı (AFP)
2013'te 150. yıldönümü anılan Gettysburg Muharebesi, İç Savaş'ın kaderini belirleyen topraklarda böyle canlandırılmıştı (AFP)

Efsanevi film yapımcısı Ken Burns, ABD'deki mevcut bölünmenin Amerika tarihinin en kanlı çatışması olan İç Savaş öncesi kadar kötü olduğunu söylüyor.
Ülkenin kendi kendini yok etme olasılığı hakkında konuşan Burns, "Eğer cehenneme gideceksek, bu içeride olacak" dedi.
Burns, 1990'larda PBS'te yayımlanan ve her 6 Amerikalıdan biri tarafından izlenerek kültürel bir fenomen haline gelen dönüm noktası niteliğindeki 11 saatlik belgesel dizisi İç Savaş (The Civil War) ile tanınıyor.
9 bölümden oluşan belgesel, ülkenin Kuzey ve Güney arasında yaşanan savaşa yönelik anlayışı için 30 yıldan uzun zamandır tutarlı bir mercek işlevi görüyor.
ABD'li general Norman Schwarzkopf, Saturday Night Live skeçlerine de ilham veren belgeseli, Birinci Körfez Savaşı'na hazırlanırken izlemişti. Yapım, birlikteki bölünmeye neyin yol açtığı konusunda güvenilir bir inceleme olarak referans alınmayı sürdürüyor.
Will Arnett, Jason Bateman ve Sean Hayes isimli aktörlerin SmartLess isimli podcast'ine katılan Burns'e, ülkenin gittiği istikamette sakınca görmediği mi yoksa her şeyin "keder ve kasvet" içinde mi olduğu soruldu.
Yapımcı şöyle cevapladı:
"Bu gerçekten ciddi bir şey. Bundan önce üç büyük kriz var: İç Savaş, Bunalım ve İkinci Dünya Savaşı. Bu ona denk."
Burns, Abraham Lincoln'ün başkan olmadan evvel 1838'de ABD'nin Atlantik ötesindeki askeri bir dev tarafından ezilip ezilmeyeceğine dair yaptığı konuşmaya da atıfta bulundu. Lincoln o dönem şöyle demişti:
"Asla. Bin yıllık bir süreçte Avrupa, Asya ve Afrika'nın bütün orduları zor kullanarak Ohio Nehri'nden su içemez veya Blue Ridge'te iz bırakamaz. Hayır, eğer kaderimizde yıkım varsa, onun faili ve bitiricisi biz olmalıyız. Özgür insanlardan oluşan bir ulus olarak ya sonsuza kadar yaşar ya da intihar ederek ölürüz."
Burns, kuzeyle güneydeki iyi huylu komşular ve "coğrafi bir güç kalkanı" sağlayan iki okyanus arasındaki ABD "cehenneme" gidecekse bile bunun kendi sınırları içinde olacağı hususunu onayladı.
Burns, "Bildiğiniz gibi, tam da o silahın namlusuna bakıyoruz" dedi.



Almanya, Sudan'daki savaşı "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirdi ve acil eylem çağrısında bulundu

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
TT

Almanya, Sudan'daki savaşı "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirdi ve acil eylem çağrısında bulundu

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan, Sudan'daki çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabaları yoğunlaştırmaya çağırdı ve bunu "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirerek, göz ardı edilmemesi veya ihmal edilmemesi gerektiği konusunda uyardı.

Radovan, Alman medya grubu Funke'de dün yayınlanan açıklamalarında, "Aldığımız raporlar ve görüntüler son derece endişe ve alarm verici" dedi.

Alman Basın Ajansı'na göre, sözlerine şöyle devam etti: "İstikrarlı ateşkesle başlayarak acilen siyasi bir çözüme ihtiyacımız var... Bu korkunç iç savaşta bu kendiliğinden olmayacak; uluslararası toplumdan acil ve daha büyük destek gerektiriyor" diyerek, çatışmanın unutulmaması gerektiği konusunda da uyardı.

Sudan, Nisan 2023'ten bu yana Sudan ordusu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında süren bir savaşın içinde bulunuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Birleşmiş Milletler bu çatışmayı dünyanın en büyük insani krizi olarak tanımladı; yaklaşık 12 milyon insan yerinden edildi ve nüfusun yarısı kıtlık tehdidiyle karşı karşıya.

Felaketin boyutuna rağmen Sudan, Gazze'deki savaş gibi diğer çatışmalara kıyasla çok daha az uluslararası ilgi gördü.


Almanya, Sudan'daki savaşı "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirdi ve acil eylem çağrısında bulundu

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
TT

Almanya, Sudan'daki savaşı "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirdi ve acil eylem çağrısında bulundu

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)
Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan parlamentoda konuşuyor (DPA)

Almanya Kalkınma Bakanı Reem Alabali Radovan, Sudan'daki çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabaları yoğunlaştırmaya çağırdı ve bunu "dünyanın en kötü insani krizi" olarak nitelendirerek, göz ardı edilmemesi veya ihmal edilmemesi gerektiği konusunda uyardı.

Radovan, Alman medya grubu Funke'de dün yayınlanan açıklamalarında, "Aldığımız raporlar ve görüntüler son derece endişe ve alarm verici" dedi.

Alman Basın Ajansı'na göre, sözlerine şöyle devam etti: "İstikrarlı ateşkesle başlayarak acilen siyasi bir çözüme ihtiyacımız var... Bu korkunç iç savaşta bu kendiliğinden olmayacak; uluslararası toplumdan acil ve daha büyük destek gerektiriyor" diyerek, çatışmanın unutulmaması gerektiği konusunda da uyardı.

Sudan, Nisan 2023'ten bu yana Sudan ordusu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında süren bir savaşın içinde bulunuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Birleşmiş Milletler bu çatışmayı dünyanın en büyük insani krizi olarak tanımladı; yaklaşık 12 milyon insan yerinden edildi ve nüfusun yarısı kıtlık tehdidiyle karşı karşıya.

Felaketin boyutuna rağmen Sudan, Gazze'deki savaş gibi diğer çatışmalara kıyasla çok daha az uluslararası ilgi gördü.


İsrail, askeri sanayisinin bağımsızlığını güçlendirmek için 110 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki yerleşimcilere yönelik haftalık ziyaret sırasında yürüyüş yapıyor (Reuters)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki yerleşimcilere yönelik haftalık ziyaret sırasında yürüyüş yapıyor (Reuters)
TT

İsrail, askeri sanayisinin bağımsızlığını güçlendirmek için 110 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki yerleşimcilere yönelik haftalık ziyaret sırasında yürüyüş yapıyor (Reuters)
İsrail askerleri, Batı Şeria'daki yerleşimcilere yönelik haftalık ziyaret sırasında yürüyüş yapıyor (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dün İsrail medyasında yer alan haberlere göre, İsrail önümüzdeki 10 yıl içinde, yerli askeri sanayisinin bağımsızlığını artırmak için 350 milyar şekel (yaklaşık 110 milyar dolar) yatırım yapmayı planlıyor.

Times of Israel'e göre İsrail Başbakanı Netanyahu, hava kuvvetleri pilotlarının mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, programın İsrail'in "dost ülkeler de dahil olmak üzere" yabancı tedarikçilere olan bağımlılığını azaltmayı amaçladığını söyledi.

Netanyahu konuşmasında Almanya'ya işaret ederek, diğer ülkeler gibi Almanya'nın da İsrail'den “giderek daha fazla” silah sistemi satın almaya çalıştığını söyledi. Almanya, on binlerce sivilin hayatını kaybettiği Gazze'deki yıkıcı savaşın ardından İsrail'e bazı silah ihracatını geçici olarak askıya almıştı. Bu karar, Tel Aviv ile ilişkiler üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştı.

Diğer Avrupa ülkeleri ve İsrail'in en yakın müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri de çeşitli kısıtlamalar getirdi ve bu durum Netanyahu'nun eleştirilerine yol açtı. Başbakan, yeni savunma yatırım programının İsrail'in silah üretiminde stratejik bağımsızlığını sağlamayı amaçladığını söyledi.

Geçtiğimiz hafta Almanya ve İsrail, Alman silahlı kuvvetlerine tedarik edilen ve Rusya'dan gelebilecek olası füze saldırılarına karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmış Arrow 3 füze savunma sistemini genişletmek için bir sözleşme imzaladı.

İsrailli yetkililer, ana sistem de dahil olmak üzere anlaşmanın toplam değerinin yaklaşık 5,7 milyar avro (6,7 milyar dolar) olduğunu ve bunun İsrail tarihinin en büyük silah anlaşması olduğunu belirtti.

Almanya, on yıllardır İsrail'e büyük silah sistemleri tedarik ediyor.