Kovid-19 aşılamanın yetersiz olduğu ülkelerde endemik hastalığa dönüşebilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Kovid-19 aşılamanın yetersiz olduğu ülkelerde endemik hastalığa dönüşebilir

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, "Aşılamayla beraber pandeminin sadece dünyanın belli bölgelerinde görüleceği yani endemik hale geleceği yönünde bir yaklaşım söz konusu" dedi.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, aşılamayı başarıyla uygulayan ülkelerde bir süre sonra Kovid-19 vaka sayısının azalacağını, aşılama oranı düşük bölgelerde ise salgının büyüyerek endemik hale gelebileceğini söyledi.
İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ikinci doz aşılamada iyi bir noktaya geldiğini ancak toplumsal bağışıklık hedefinin yakalanabilmesi için bu oranın yüzde 80'leri geçmesi gerektiğini söyledi.
Üçüncü doz aşılamanın da en az ikinci doz kadar önemli olduğunu vurgulayan İlhan, başta 65 yaş üstü olmak üzere Sağlık Bakanlığınca üçüncü dozu tanımlanan herkesin bir an önce aşılarını yaptırması gerektiğini vurguladı.
İlhan, hem dünyada hem de Türkiye'de ağustostan itibaren vaka artışları yaşandığını belirterek, kış döneminin daha rahat geçebilmesi için maske, mesafe, temizlik kurallarına uyulması ve ülke genelinde yeterli aşılama oranının sağlanması gerektiğini kaydetti.

"Aşıların her ülkeye yetecek şekilde dağıtılması salgından kurtulmanın anahtarı"
Salgının son bulması için sadece Türkiye'de değil tüm dünyada aşılama oranlarının artması ve kurallara uyulması gerektiğini vurgulayan İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysa dünyada hala aşıya ulaşamayan ülkeler var. Bunların Afrika, Güney Amerika ve Asya'daki bazı ülkeler olduğunu biliyoruz. Bu ülkelerin aşı stoğu olan ya da aşı üreten ülkeler tarafından desteklenmesi gerekiyor. Çünkü aşıda milliyetçilik yapılmaması, aşıların her ülkeye yetecek şekilde dağıtılması salgından kurtulmanın anahtarı. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımızın da açıkladığı gibi bizim TURKOVAC aşımız, sadece bizim değil tüm dünyanın kullanımına açılacak."

"Aşılamayı başarıyla devam ettiren ülkelerde vaka sayısının giderek azalması bekleniyor"
İlhan, Kovid-19 salgınının aşılanmayan ülkelerde giderek endemik bir hastalığa dönüşebilme ihtimali olduğuna da dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Aşılamayla beraber pandeminin sadece dünyanın belli bölgelerinde görüleceği yani endemik hale geleceği yönünde bir yaklaşım söz konusu. Yani bir süre sonra Türkiye, Avrupa ülkeleri, Kuzey Amerika kıtası gibi aşılamayı başarıyla devam ettiren ülkelerde vaka sayısının giderek azalması, Hindistan, Pakistan, Afrika, Güney Amerika gibi aşılama oranı düşük bölgelerinde salgının daha çok görülerek endemik hale gelmesi bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü de geçtiğimiz günlerde böyle bir yaklaşım ortaya koymuştu. Bunun bir sene içerisinde olması muhtemel tabii herhangi bir güçlü varyant ortaya çıkmadıkça."



Aaron Taylor-Johnson, James Bond söylentilerine tuhaf bir yanıt verdi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Aaron Taylor-Johnson, James Bond söylentilerine tuhaf bir yanıt verdi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Aaron Taylor-Johnson bir sonraki James Bond olabileceği yönündeki söylentilere yanıt verdi.

Tenet oyuncusu, Daniel Craig'in yerine 007 rolünü üstlenmesi için "resmi bir teklif" yapılmasının ardından serinin yapımcılarının aktörden yanıt bekledikleri haberiyle gündeme gelmişti. 

Göster Gününü (Kick-Ass), Suikast Treni (Bullet Train) ve Sınır Tanımayan (Nowhere Boy) gibi filmlerde rol alan 33 yaşındaki Taylor-Johnson ilk olarak Ocak 2023'te, yapımcı Barbara Broccoli'nin aktörle yaptığı deneme çekiminden etkilendiğinin bildirilmesinin ardından bu rol için konuşulmaya başlanmıştı.

Aralarında James Pryce, Pierce Brosnan ve George Lazenby'nin de bulunduğu eski Bond yıldızları Sınır Tanımayan'ın oyuncusuna desteklerini sunarak onun doğru aday olabileceğine inandıklarını belirtmişti.

Şimdiyse Taylor-Johnson, söylentilerle ilgili soruları tuhaf bir şekilde geçiştirdikten aylar sonra bu konudan bıkmış gibi görünüyor.

Associated Press, 22 Nisan Pazartesi son filmi Dublör'ün (The Fall Guy) Londra'daki galasına katılan oyuncuya "Bond hakkında soru sorulmasından bıkıp bıkmadığı"nı sordu.

Gergin bir duraksamadan sonra yapmacık bir kahkaha atarak şöyle cevap verdi:

Siz bu soruyu sormaktan bıktınız mı?

Muhabir karşılık olarak "Bilmek istiyorum, yani hayır" diye takıldı.

Taylor-Johnson da şöyle cevap verdi:

Pekala, iyi günler.

Aktör daha sonra başka bir konuşmanın yapılmasına izin vermeyerek uzaklaşırken görülüyor.

Craig'in yerine Bond olmak için yarışan diğer isimler arasında Idris Elba, Richard Madden, Tom Hardy ve Bridgerton oyuncusu Regé-Jean Page yer alıyor.

Taylor-Johnson'a rolün "teklif edildiği" iddialarından 7 ay önce aktör Esquire'a verdiği bir röportajda bu söylentilere (doğrulamadan ya da yalanlamadan) değinmiş gibi görünmüştü. 

Röportör, Johnson'ın bu rol için bahisçilerin favorilerinden biri olduğuna dikkat çekerek şöyle demişti:

Ama mesele de bu zaten, değil mi? Size daha önce de söylediğim gibi, kendi bildiğimi okumak zorundayım. Bu benim kendi yolum, sezgilerime göre ilerliyorum. 

Aktör sözlerine şöyle devam etmişti:

Hiçbir zaman başkalarının bakış açılarına, yargılarına ya da beklentilerine göre karar vermedim. Bunu yaparsanız aklınızı kaybedersiniz. Değer duygunuz ve ruhunuz yok olur. Neyin sizin için ayrılmaz olduğunu ve neyin doğru hissettirdiğini anlamanız ve önünüzde mevcut olanla yolunuza devam etmeniz gerekir. Şu an önümde Avcı Kraven (Kraven The Hunter) var. Kraven'ı oynamak için iki yılımı harcadım. Yani onu bu noktaya getirmek için harcadığımız tüm o sıkı çalışma… Şu anda odaklandığım şey bu.

Bir sonraki adımın ne olabileceğini düşünmenin heyecan verici olup olmadığı sorusunu şöyle yanıtlamıştı:

Ben sadece şu anda elimdeki şeylere, önümde ne varsa ona odaklanıyorum. 

Independent Türkçe


Hugh Grant, sevilen serinin devam filmiyle ilgili detayları paylaştı

Fotoğraf: Universal Pictures
Fotoğraf: Universal Pictures
TT

Hugh Grant, sevilen serinin devam filmiyle ilgili detayları paylaştı

Fotoğraf: Universal Pictures
Fotoğraf: Universal Pictures

Hugh Grant yakında gösterime girecek Bridget Jones'un devam filmiyle ilgili ayrıntıları paylaştı.

Serinin 4. filmi, Bridget Jones: Mad About the Boy adını taşıyacak. Filmde, Renée Zellweger ve Hugh Grant; Bridget Jones ve Daniel Cleaver rollerini yeniden canlandıracak. Ayrıca One Day ve The White Lotus'tan tanıdığımız Leo Woodall ve 12 Yıllık Esaret (12 Years a Slave) ve Doktor Strange'den (Doctor Strange) bildiğimiz Chiwetel Ejiofor rol alacak.

Colin Firth'ün Bridget'in esas aşkı Mark Darcy rolüne geri dönüp dönmeyeceğinin henüz doğrulanmaması hayranlar arasında endişeye yol açtı. Ancak People'a konuşan Grant, Firth'ün filmin bir parçası olmayacağını ima etti.

Aktör, Helen Fielding'in aynı adı taşıyan romanından uyarlanan Bridget Jones: Mad About the Boy'un senaryosunun izleyicileri hem duygulandıracağını hem de güldüreceğini söyledi.

Grant, film hakkında şöyle dedi:

Senaryo kısmen Helen Fielding'in eşinin ölümünden sonra iki çocuğunu tek başına büyütme deneyimlerine dayanıyor. Bridget da iki çocuk büyütüyor ve birileriyle görüşmeye yeniden başlayıp başlamaması gerektiğini düşünüyor. Çok iyi bir senaryo.

2013 tarihli roman, Mark'ın iki yıl önce bir kara mayını kazasında ölmesinin ardından Bridget'i 50'li yaşlarında dul bir kadın olarak yeniden ele alıyor. Fielding, Bridget'in "evlilikle övünen" bir tip olmasını istemediği için Mark'ı üçüncü kitaptan çıkarmaya karar verdiğini söylemişti.

To Leslie, Better Call Saul'daki çalışmalarıyla tanınan Michael Morris tarafından yönetilen yeni film, Zellweger'in karakterinin Colin Firth'ün canlandırdığı Mark Darcy'yle evlenmesi ve çocuğunun babasının o olduğunu öğrenmesiyle sona eren Bridget Jones'un Bebeği'nin (Bridget Jones’s Baby) sinemalarda gösterime girmesinden 8 yıl sonra geliyor.

Entertainment Tonight'a konuşan Grant, "Size şunu söyleyeyim; bence 4. Bridget filmi için yazılan bu senaryo, 4'ü arasında en iyisi" dedi.

Hatta uzun zamandır okuduğum en iyi senaryolardan biri.

Helen Fielding, daima bekar Bridget Jones karakterini ilk olarak The Independent için yazdığı köşe yazısında yaratmıştı.

Daha sonra Fielding, "The Independent bana Londra'daki bekar hayatı hakkında kendimle ilgili bir köşe yazısı yazıp yazamayacağımı sordu. Hayır dedim çünkü (ironik bir şekilde) bunun utanç verici ve ifşa edici olacağını düşündüm" diye anlatmıştı.

Sonra şef editör Charlie Leadbeater hayali bir karakter olarak yazmamı önerdi ve ben de 'Evet!' dedim.

Independent Türkçe


Güney Kore yurttaşlarına doğacak bebek başına "milyonluk" teşvik vermeyi değerlendiriyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Güney Kore yurttaşlarına doğacak bebek başına "milyonluk" teşvik vermeyi değerlendiriyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Güney Kore, ülkenin azalan doğum oranını artırmak amacıyla doğan her bebek için ebeveynlere 100 milyon won (yaklaşık 2,40 milyon TL) nakit ödeme yapmayı düşünüyor.

Güney Kore hükümetinin Yolsuzlukla Mücadele ve Medeni Haklar Komisyonu, uygulamaya geçmeden önce halkın görüşlerini ölçmek için bir kamuoyu araştırması yürütüyor.

17 Nisan'da başlayan ankette, program için yıllık 22 trilyon won (yaklaşık 521 milyar TL) harcamanın kabul edilebilir olup olmadığını ve mali bir teşvikin ülkedeki çiftleri çocuk sahibi olmaya motive edip etmeyeceğini anlamak için 4 soru soruluyor.

Bu miktar, düşük doğum oranlarını ele alan girişimlere ayrılan ve yıllık toplamı 48 trilyon won (yaklaşık 1,1 trilyon TL) olan mevcut ulusal bütçenin yaklaşık yarısına tekabül ediyor.

Komisyondan yapılan açıklamada, "Bu anket aracılığıyla, doğrudan mali yardımların etkili bir çözüm olup olamayacağını belirlemek için ülkenin doğum teşvik politikalarını yeniden değerlendirmeyi planlıyoruz" dendi.

Güney Kore hükümeti ve politika yapıcıları, azalan çocuk doğum oranları krizini ele almak için yeni ve yenilikçi önlemler bulmaya çalışıyor. Ülkedeki doğum oranları 2023'te kadın başına 0,72 bebeğe düşerek en düşük ulusal doğum oranına geriledi.

Ülkedeki demografik kriz bir dizi faktöre bağlanıyor ancak Koreli çiftlerin artan hayat pahalılığı ve düşen yaşam kalitesinden duydukları hayal kırıklığı birincil neden olarak görülüyor.

Hükümetin ebeveynleri motive etme programı kapsamında Koreli çiftler, çocuklarının doğumundan 7 yaşına gelene kadar farklı teşvik ve destek programları aracılığıyla 35 milyon won'la (yaklaşık 825 bin TL) 50 milyon won (yaklaşık 1,2 milyon TL) arasında değişen mali yardım alıyor.

Bu haber, Güney Koreli bir firmanın patronunun çalışanlarına çocuk sahibi olmaları ve ülkenin doğum oranını yükseltmeleri için 2,40 milyon TL'ye kadar para teklif ettiği bir dönemde geldi. Seul merkezli inşaat firması Booyoung Group, çalışanlarına her bebek sahibi olduklarında 100 milyon Kore wonu ödemeyi planlıyor.

Şirket ayrıca 2021'den bu yana 70 bebek sahibi olan çalışanlarına toplam 7 milyar Kore wonu (165 milyon TL) nakit ödeme yapacağını da sözlerine ekledi. Bir şirket sözcüsü, bu yardımın kadın ve erkekler için geçerli olduğunu söyledi.

Independent Türkçe


Mavi yolculuğun vazgeçilmez rotası Muğla kıyıları misafirlerini bekliyor

Fotoğraf: Ali Rıza Akkır/AA
Fotoğraf: Ali Rıza Akkır/AA
TT

Mavi yolculuğun vazgeçilmez rotası Muğla kıyıları misafirlerini bekliyor

Fotoğraf: Ali Rıza Akkır/AA
Fotoğraf: Ali Rıza Akkır/AA

Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Datça gibi turizm merkezleriyle mavi yolculuğun vazgeçilmez rotası konumunda bulunan Muğla'nın bu sezon da çok sayıda deniz tutkununu misafir etmesi bekliyor.

Mavi ile yeşilin kucaklaştığı el değmemiş koylarıyla ünlü Muğla kıyılarında mavi yolculuk yapak isteyen turistler, günübirlik turların yanı sıra kiraladıkları ticari yatlarla tatillerini geçirebiliyor.

Tüm Yat İşletmecileri, Yatırımcıları, Broker ve Acenteleri Derneği Başkan Yardımcısı Selhan Cengiz, AA muhabirine, Türk ticari yatçılığının dünyanın en büyük filolarından olduğunu söyledi.

Teknelerin tüm mürettebatıyla sezon için çalıştığını anlatan Cengiz, "Teknelerimizin bir kısmı denize indi, bazıları da inmek üzere. Dünyada bizden fazla ticari yat filosu olan ülke yok. Türkiye'de ise mavi yolculuğun başkenti Muğla. Bodrum'dan Datça'ya... Marmaris'ten sonra Selimiye, Bozburun geliyor. Buradan sonra dünyanın en güzel beldelerinden olan Göcek koyları. Göcek'ten sonra Fethiye Körfezi ve Antalya'da Kaş, Kalkan, Kekova bizim mavi yolculuğumuzun güzergahı." dedi.

Türkiye kıyılarının mavi yolculuk anlamında çok zengin olduğunu vurgulayan Cengiz, tura çıkan kişinin bir haftada rotanın hepsini görmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

Mavi yolculuğa çok değer verdiklerini, 30 yıldır sektörün içinde yer aldıklarını anlatan Cengiz, "Koylarımız içinde Göcek çok ayrı bir yere sahip. Göcek koyları dünyanın en seçkin deniz seyri yapılacak noktası. Kapalı, korunaklı, özellikle yeni başlayanlar, sakin deniz arayanlar için dünyada Göcek koylarından iyi bir yer yok. Mavi yolculukta rakiplerimiz Yunanistan ve Hırvatistan. İki ülkeye de üstünlük sağladığımız nokta misafirperverliğimiz ve Türk mutfağımız." diye konuştu.

Mavi yolculuğu dünyaya tanıtan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Cengiz, şunları söyledi:

"Mavi yolculuk bize özgün bir ürün. 'Yatçılık zengin işi' derler ama bizim geliştirdiğimiz mavi yolculukla kısıtlı bütçesi olan insanların guletlerimizle yatçılığın tadına varmalarını sağladık. Bu gerçek anlamda tüm dünyaya tanıttığımız bir ürün oldu. Bu ürünü Yunanistan ve Hırvatistan da bizden kopyalayarak kendileri pazarlıyorlar. Biz de bunu geliştirerek ve filomuzu büyüterek ilerliyoruz."

Cengiz, mavi yolculuk yapan 15 ile 55 metre arasında değişen 2 binin üzerinde ticari yatın bulunduğunu sözlerine ekledi.


Dünya'daki yaşamın kökeni volkanik olabilir mi?

Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
TT

Dünya'daki yaşamın kökeni volkanik olabilir mi?

Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)

Birleşik Krallık'taki Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya'daki yaşamın yapıtaşlarının volkanik kökenli olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, yeryüzünün oluşumundaki ilk jeolojik zaman olarak kabul edilen Hadeen'de neredeyse Ay büyüklüğünde bir cismin Dünya'ya çarptığını düşünüyor.

Hakemli dergi Life'ta 11 Nisan'da yayımlanan çalışmada, bu çarpışma sonucunda gökcisminin, Dünya'ya büyük miktarda demir ve diğer metallerden bıraktığı belirtildi.

Araştırmaya göre çarpışmanın etkisiyle grafitle dolu yerkabuğundan magma yükseldi. Bu nitril ve izonitrillerin ortaya çıkmasını sağladı. 

Yaşamın temel yapıtaşları arasında yer alan bu organik bileşiklerin, yaklaşık 4,3 milyar yıl önce grafit ve lav arasındaki etkileşimden meydana geldiği belirtildi. Söz konusu organik bileşiklerin, ortaya çıkan ilk mikroorganizmaları yaratmış olabileceği ifade edildi. 

Araştırmacılar, nitril ve izonitrillerin nükleotit, amino asit ve lipit gibi canlılarda bulunan temel organik bileşiklerin öncülleri olduğunu düşünüyor.

Cambridge Üniversitesi'nden Oliver Shorttle, bulgularla ilgili şunları söyledi: 

Ay büyüklüğünde bir cisim, Dünya'nın erken dönemlerine gezegenimize çarpmış ve büyük miktarda demir ve diğer metalleri bırakmış olabilir. Demir suyla tepkimeye girdiğinde, yoğunlaşıp yerkabuğuna karışacak bir sis oluşur. Isıtıldığındaysa geriye yararlı nitrojen içeren bileşikler kalır.

Bunun sadece çok yüksek sıcaklıklarda gerçekleşebileceğine dikkat çeken Shorttle, bu süreçte sıcaklığın en az 1700 Santigrat dereceye çıkmış olabileceğine dikkat çekti.

Britanyalı bilim insanlarının araştırması, karbon, oksijen, hidrojen, nitrojen, fosfor ve sülfür gibi yaşamın kanıtlanmış diğer yapıtaşlarını yanlışlamıyor.
 

Independent Türkçe, Nature World News, Study Finds


Eddie Vedder, Pearl Jam'in yeni şarkısında hangi siyasetçiden etkilendiğini açıkladı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Eddie Vedder, Pearl Jam'in yeni şarkısında hangi siyasetçiden etkilendiğini açıkladı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Eddie Vedder, Pearl Jam'in yeni şarkısı Wreckage'ın (Enkaz) eski ABD Başkanı Donald Trump'tan esinlendiğini açıkladı.

Wreckage, Seattle kökenli grubun 19 Nisan Cuma günü piyasaya çıkan 12. albümü Dark Matter'da yer alıyor.

59 yaşındaki şarkıcı ve söz yazarı Vedder, The Times'a verdiği röportajda şarkının birlik çağrısını temsil ettiğini söyledi.

Vedder, "Amerika Birleşik Devletleri'nde hâlâ seçimi kaybetmediğini söyleyen bir adam var ve bazıları bu mesajı sanki doğruymuş gibi yansıtıyor ve güçlendiriyor" dedi.

Trump çaresiz durumda. Hapise girmemek ve iflastan kaçınmak için kazanmaya bu kadar muhtaç bir aday olduğunu hiç sanmıyorum. Her şey tehlikede ve o dışarıda mağduru oynuyor (en azından bunu bana yapıyorlar, çünkü yapmasalardı size yaparlardı) ama siz iş kayıtlarında tahrifat yapmadınız. Bodrumunuzda gizli bilgileri tutmuyorsunuz. Yani şarkı diyor ki bir kişi yüzünden birbirimizden uzaklaşmayalım, özellikle de hiçbir değerli amacı olmayan bir kişi yüzünden.

Trump'ın zamanının geçip geçmediği sorulduğunda Vedder şöyle dedi:

Sabırsızlanıyorum. Düşünceli kişilerin çoğu şu anda bu konuda biraz TSSB yaşıyor, belki de haklısınız.

Eski Başkan Trump halihazırda 34 kez iş kayıtlarında tahrifat yapmakla suçlandığı bir sus payı davasında yargılanıyor.

Sanık hafta sonunun büyük bir kısmını Truth Social'da davayla ilgili şikayette bulunarak ve başkanlık dokunulmazlığı iddiaları hakkında öfkeyle paylaşım yaparak geçirdi. Perşembe günü Yüksek Mahkeme bu argümanları dinleyecek. 

Aynı zamanda Federal Seçim Komisyonu'nun açıkladığı rakamlar, Trump yanlısı önemli bir bağış toplama grubu Save America PAC'den (Amerika'yı Kurtarın Siyasi Eylem Komitesi) gelen paranın 4'te üçünün yasal ücretlere harcandığını ortaya koydu.

Eski Başkan'ı saran sayısız yasal sorun arasında Trump'ın sivil dolandırıcılık davası kararını temyize götürmek için 175 milyon dolarlık kefaletle ilgili anlaşmaya varıldı ve gizli belgeler davasında tanık ifadelerinin kamuya açık hale gelmesi bekleniyor.

The Independent'tan Louis Chilton, Pearl Jam'in Dark Matter albümü için yazdığı 4 yıldızlı eleştiride şöyle demişti:

Rick Rubin'in Malibu'daki Shangri-La Stüdyoları'nda kaydedilen Dark Matter, muazzam derecede iyi yapılmış bir albüm; gerektiğinde keskin ve net, şarkılar izin verdiğindeyse daha serbest. Albümün endişeli ama katmanlı üçüncü şarkısı 'Wreckage', uyumlu melodileriyle Americana esintili bir yöne kayıyor ve hafifçe bulanıklaşıyor. Grammy ödüllü müzik yapımcısı Andrew Watt'ın (Justin Bieber, Miley Cyrus ve The Rolling Stones gibi sanatçılarla birlikte çalışmış) bu parçadaki işbirliği de takdire şayan.

Independent Türkçe


Oscarlı aktris niye günde 10 erkekle öpüşmek zorunda kaldığını anlattı

Oscarlı aktris niye günde 10 erkekle öpüşmek zorunda kaldığını anlattı
TT

Oscarlı aktris niye günde 10 erkekle öpüşmek zorunda kaldığını anlattı

Oscarlı aktris niye günde 10 erkekle öpüşmek zorunda kaldığını anlattı

Anne Hathaway, yakında vizyona girecek yeni filmi Sen İhtimali (The Idea of You) öncesinde V Magazine'e röportaj verdi.

Günde 10 erkekle öpüşmek zorunda kalmış

41 yaşındaki oyuncu yeni röportajda, "kimya testleri"nin 2000'li yıllardan bu yana uzun bir yol kat ettiğini söyledi. 

Oscar ödüllü aktris herhangi bir yapımın adını vermese de bir zamanlar film ekibinin kendisine mükemmel rol arkadaşını bulabilmesi için günde 10 erkeği öpmesi gerektiğini anlattı.

"İğrenç" kimya testlerinden bahseden Hathaway, "2000'lerde, ve bu benim de başıma geldi, bir oyuncudan kimyasını test etmek için diğer aktörlerle öpüşmesini istemek normal kabul ediliyordu ki bu aslında bunu yapmanın en kötü yoluydu" diyerek ekledi:

Bana 'Bugün 10 kişi gelecek ve sen de kadrodasın. Hepsiyle öpüşmek için heyecanlı değil misin?' dediler. Ve 'Bende bir sorun mu var' diye düşündüm çünkü heyecanlı değildim. Kulağa iğrenç geldiğini düşündüm.

Hathaway, "çok genç" olmasına rağmen "zor biri" diye etiketlenerek bir anda her şeyi kaybedebileceğini sezdiğini söyledi.

"Heyecanlıymışım gibi davrandım"

Ünlü oyuncu, "Bu iş beni heyecanlandırmış gibi davrandım ve devam ettim" diye ekledi.

Bunun bir güç gösterisi olmadığını söyleyen aktris şöyle dedi:

Kimse beni kötülemeye ya da incitmeye çalışmıyordu. Sadece çok farklı bir zamandı ve artık doğrusunu biliyoruz.

Hathaway'in yeni filmi Sen İhtimali, Amazon Prime'da 2 Mayıs'ta gösterime girecek. Romantik filmde Hathaway, kendini beklenmedik bir aşk hikayesinin başrolünde bulan bir kadını canlandırıyor.

Yeni filmine övgü dolu yorumlar

Robinne Lee'nin 2017 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmde Hathaway'in canlandırdığı Solène, yeni boşandığı eski eşinin tatil planlarını iptal etmesinin ardından 16 yaşındaki kızını Coachella'ya götürüyor. 

Festivalde, gezegendeki en ateşli erkek grubu August Moon'un solisti Hayes Campbell'la tanışıyor ve beklenmedik bir aşk yaşamaya başlıyor.

İkili alışılmışın dışındaki aşklarını yaşarken, Solène de kariyerini ve kızını idare etmeyi öğrenmek zorunda kalıyor.

Prömiyerini 16 Mart'ta South by Southwest festivalinde yapan film, eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar alıyor.

Independent Türkçe, Page Six, Variety, V Magazine


Netflix'in yeni dizisi, 34 yıllık Stephen King uyarlamasına benzetildi

Baby Reindeer'daki Martha karakterini 38 yaşındaki Jessica Gunning canlandırıyor (Netflix)
Baby Reindeer'daki Martha karakterini 38 yaşındaki Jessica Gunning canlandırıyor (Netflix)
TT

Netflix'in yeni dizisi, 34 yıllık Stephen King uyarlamasına benzetildi

Baby Reindeer'daki Martha karakterini 38 yaşındaki Jessica Gunning canlandırıyor (Netflix)
Baby Reindeer'daki Martha karakterini 38 yaşındaki Jessica Gunning canlandırıyor (Netflix)

Netflix'te gösterime girer girmez büyük ilgi çeken yeni mini dizi Baby Reindeer, küçük bir iyiliğin nasıl kontrolden çıkabileceğini gözler önüne seriyor. 

Yayın devinde kısa süre önce izleyiciyle buluşan Ripley de dahil olmak üzere pek çok film ve dizi, ısrarlı takip ya da saplantının doğasını ele alıyor. 

Komedyenin gerçek hikayesi

Baby Reindeer'ın yaratıcısı Richard Gadd'ın kaleme aldığı ve başrolde oynadığı dizi de komedyenin gerçek hikayesine dayanıyor. 

34 yaşındaki Gadd, hikayenin merkezindeki başarısız komedyen Donny Dunn'ı canlandırıyor. 

Donny, barmenlik yaptığı bara gelen üzgün kadını gördüğünde, ona ücretsiz olarak çay ikram ediyor. Martha Scott adındaki bu kadın, çok geçmeden barın müdavimlerinden biri haline geliyor.

Kadının Donny'ye günde yüzlerce e-posta göndermeye başlamasıyla işler kısa süre içinde çok daha karanlık bir hal alıyor.

Stephen King'in meşhur uyarlamasına benzetildi

Eleştirmenler, Baby Reindeer'ın konusunu, korku üstadı Stephen King'in meşhur bir romanından uyarlanan filme benzetti. 

Sinema ve televizyon yazarlarına göre Baby Reindeer, King'in aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan psikolojik gerilim türündeki Ölüm Kitabı'nı (Misery) hatırlatıyor. 

Rob Reiner'ın yönettiği Oscar ödüllü Ölüm Kitabı'nda James Caan, ünlü aşk romanları yazarı Paul Sheldon'ı canlandırıyor. 

Kar fırtınasına yakalanan adam bir kaza geçirince, bir numaralı hayranı olduğunu iddia eden Annie Wilkes adlı kadın onu bularak ücra bir yerdeki evine getiriyor.

Yollar karla kaplı ve telefon hatları da kesikken, kırık bacaklar ve çıkık bir omuzla kalakalan yazar Paul Sheldon, Annie'nin evinde kapana kısılıyor.

"Benzer DNA'lar"

Eleştirmenler, Baby Reindeer ve Ölüm Kitabı'nın "benzer DNA'ları paylaştığı" konusunda hemfikir. Her iki yapım da kahramanlarıyla birlikte izleyicilerin de kapana kısılmış hissetmesine neden oluyor. 

Kathy Bates'in muhteşem performansıyla Oscar kazandığı Annie Wilkes karakteri, en sevdiği yazarı ıssız bir kulübeye hapsederken, Martha da Donny'yi kendi hayatına hapsediyor. Ona 40 binden fazla e-posta göndermekle kalmayıp yüzlerce saatlik sesli mesaj bırakıyor, ailesinin ve arkadaşlarının izini sürüyor. 

"Teknolojinin gücünü kullanıyor"

GamesRadar'dan Megan Garside, iki yapım arasındaki benzerliklerle ilgili şöyle diyor:

Baby Reindeer'ın Ölüm Kitabı'nın yeniden çevrimi olduğunu söylemiyorum ama Martha, Wilkes'in doğasını taklit ediyor gibi görünüyor ve ben Ölüm Kitabı gibi bir hikayenin günümüze uyarlanmasından yanayım. Bu, izleyicilerin bu tür bir karakteri günümüz ortamında görmeleri için bir fırsat. Bilek kıran tuzaklar ve kelepçeler yerine Martha, kurbanını kısıtlamak için yüzlerce saatlik sesli mesaj ve on binlerce e-posta göndererek teknolojinin gücünü kullanıyor.
 

Independent Türkçe, ScreenRant, GamesRadar.com


Meşhur romantik komedinin yıldızına "Çok çirkinsin" demişler

Film eleştirmeni Roger Ebert, Gerçek Öpücük'ün senaryosunun orijinal olmadığını yazsa da "Barrymore neşesiyle filmi aydınlatıyor ve sevimli bir karakter yaratıyor" diye eklemişti (20th Century Fox)
Film eleştirmeni Roger Ebert, Gerçek Öpücük'ün senaryosunun orijinal olmadığını yazsa da "Barrymore neşesiyle filmi aydınlatıyor ve sevimli bir karakter yaratıyor" diye eklemişti (20th Century Fox)
TT

Meşhur romantik komedinin yıldızına "Çok çirkinsin" demişler

Film eleştirmeni Roger Ebert, Gerçek Öpücük'ün senaryosunun orijinal olmadığını yazsa da "Barrymore neşesiyle filmi aydınlatıyor ve sevimli bir karakter yaratıyor" diye eklemişti (20th Century Fox)
Film eleştirmeni Roger Ebert, Gerçek Öpücük'ün senaryosunun orijinal olmadığını yazsa da "Barrymore neşesiyle filmi aydınlatıyor ve sevimli bir karakter yaratıyor" diye eklemişti (20th Century Fox)

Drew Barrymore, 1999 yapımı romantik komedi Gerçek Öpücük'ün (Never Been Kissed) çekimleri sırasında yaşadıklarını anlattı.

"Tutmazsa başka bir şansımız olmayacağını biliyordum"

49 yaşındaki aktris, 19 Nisan Cuma günü ekranlara gelen televizyon şovunda kendi yapım şirketine atıfta bulunarak "Gerçek Öpücük çok ilginçti çünkü Flower Films'le ilk resmi filmimizdi" diye açıkladı.

O zamanlar oyuncuların yapımcı olmasına çok temkinli yaklaşıldığını anlatan aktris, "Aktör olmanız filmin nasıl yapılacağını bildiğiniz anlamına gelmiyordu" ifadelerini kullandı.

Barrymore bunun "ekonomiyle ilgili" olduğunu belirterek, prodüktörlüğünü bir oyuncunun üstlendiği bir yapım "tutmadıysa" onun muhtemelen bir daha film çekemeyeceğini söyledi.

Barrymore, "Film boyunca çok korktum çünkü tutmazsa başka bir şansımız olmayacağını biliyordum" dedi: 

Filmi çekerken çok eğlendik, geçirdiğimiz en güzel zamandı ama hep gergindim.

Barrymore, çekimler sırasında stüdyo yöneticilerinden "Üzgünüm ama çok çirkin görünüyorsunuz" diyen notlar aldığını belirtti. 

Ben de 'İyi' diyordum. Onlarsa 'Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır' diyordu. 'Bu çok fazla' dediler. Ben de biraz yumuşatmak zorunda kaldım çünkü daha da ileri gitmiştim.

Gişede başarılı olmuştu

Gerçek Öpücük, Chicago Sun-Times gazetesinde çalışan ve araştırma yapmak için eski lisesine geri dönen genç gazeteci Josie'yi merkeze alıyordu.

David Arquette'in canlandırdığı kardeşi Rob sayesinde popüler grubun bir üyesi haline gelen Josie, İngilizce öğretmeni Sam Coulson'a aşık olunca araştırması tehlikeye giriyordu.

Raja Gosnell'in yönettiği filmde Barrymore ve Arquette'e Jessica Alba, Michael Vartan ve Leelee Sobieski eşlik etmişti.  

Barrymore'un performansı eleştirmenlerin beğenisini kazanmış ve film 25 milyon dolarlık bütçesine karşılık 85 milyon dolar hasılat elde etmeyi başarmıştı. 
Independent Türkçe, US Weekly, Deadline


Fatih Akın yeni filminin çekimlerine başladı: Ünlü oyuncu da rol alıyor

Fatih Akın'ın yönettiği ve başrolünde Diane Kruger'ın yer aldığı Paramparça, 75. Altın Küre Ödülleri'nde Yabancı Dilde En iyi Film seçilmişti (Reuters)
Fatih Akın'ın yönettiği ve başrolünde Diane Kruger'ın yer aldığı Paramparça, 75. Altın Küre Ödülleri'nde Yabancı Dilde En iyi Film seçilmişti (Reuters)
TT

Fatih Akın yeni filminin çekimlerine başladı: Ünlü oyuncu da rol alıyor

Fatih Akın'ın yönettiği ve başrolünde Diane Kruger'ın yer aldığı Paramparça, 75. Altın Küre Ödülleri'nde Yabancı Dilde En iyi Film seçilmişti (Reuters)
Fatih Akın'ın yönettiği ve başrolünde Diane Kruger'ın yer aldığı Paramparça, 75. Altın Küre Ödülleri'nde Yabancı Dilde En iyi Film seçilmişti (Reuters)

Fatih Akın'ın II. Dünya Savaşı sırasında geçen bir ergenlik hikayesini anlatan yeni filmi Amrum'un çekimleri Hamburg'da başladı. Filmin oyuncu kadrosunda Alman yıldızlar Laura Tonke ve Diane Kruger'a Jasper Billerbeck eşlik ediyor.

12 yaşında bir çocuğun hikayesi

İlk olarak 2022'de duyurulan film, 1945 baharında, II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Almanya'nın Kuzey Denizi'ndeki Amrum adasında geçiyor.

Türk asıllı Alman yönetmen Akın'ın yeni draması, fok avına çıkan, geceleri balık tutan ve annesinin ailesini beslemesine yardımcı olmak için tarlalarda çalışan 12 yaşındaki Nanning adlı bir çocuğun etrafında dönüyor. 

Barış ilan edildiğinde yeni çatışmalar ortaya çıkıyor ve Nanning kendi yolunu bulmayı öğrenmek zorunda kalıyor.

Senaryo, 50 yaşındaki Akın'ın uzun süredir arkadaşı olan Alman yönetmen ve senarist Hark Bohm'un çocukluk anılarına dayanıyor. İkili daha önce Akın'ın 2017 yapımı ödüllü filmi Paramparça'nın (Aus dem Nichts) senaryosunda da birlikte çalışmıştı.

"12. uzun metrajlı filmim"

"Bir Hark Bohm filmi olarak başlayan bu çalışma, şimdi benim 12. uzun metrajlı filmim ve olağanüstü bir misyonum haline geldi" diyen Akın, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Amrum, II. Dünya Savaşı'nın son haftasında ailesinin karanlık sırrını her gün biraz daha ortaya çıkaran genç Nanning'in, sonunda cennetten kovulana kadar süren yolculuğunu anlatıyor.

Genç oyuncular Jasper Billerbeck ve Kian Köppke, sırasıyla Nanning ve arkadaşı Hermann'ı canlandırıyor.

Ren Altını çok başarılı olmuştu

Tarihi drama, Akın'ın Almanya'da bugüne kadar en başarılı çıkışını gerçekleştirdiği 2022 yapımı gangster draması Ren Altını'nın (Rheingold) ardından türde değişikliğe işaret ediyor.

Amrum'un çekimleri Hamburg'da, Amrum adasında ve Danimarka'da gerçekleştirilecek.

Fatih Akın'ın filmleri arasında Aşka Ruhunu Kat (Soul Kitchen), Altın Eldiven (Der goldene Handschuh), Temmuz'da (Im Juli) ve Duvara Karşı (Gegen die Wand) yer alıyor.

Independent Türkçe, Deadline, Variety