ABD, Tayvan’ın Kapsamlı Yenilikçi Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’na katılma adaylığını destekliyor

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price (Reuters)
TT

ABD, Tayvan’ın Kapsamlı Yenilikçi Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’na katılma adaylığını destekliyor

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price (Reuters)

ABD, Tayvan’ın Kapsamlı Yenilikçi Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’na (CPTPP) katılma adaylığını memnuniyetle karşıladı ve Çin’e uçaklarını Tayvan savunma bölgesine geçirerek uyguladığı askeri baskıya son verme çağrısında bulundu.
Pekin’in ülke topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğü Tayvan, Çin’in CPTPP’ye katılmak için başvuruda bulunmasından günler sonra kendisi de üye olmak için adaylığını sundu.
2018 yılında 11 Asya-Pasifik ülkesi tarafından imzalanan CPTPP, 500 milyon insanın yaşadığı bölgedeki en büyük serbest ticaret anlaşmasını teşkil ediyor ve küresel ekonominin yaklaşık yüzde 13,5’ini oluşturuyor.
Anlaşmaya varılması için müzakereleri yürüten ABD, 2017 yılında eski Başkan Donald Trump döneminde anlaşmadan çekilmişti. Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre, şu anki Başkan Joe Biden’ın yönetimi söz konusu adaylıklar hakkında söyleyecek bir şeyi olmadığını açıkça belirtti.
Diğer yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price ise cuma günü yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
“Dünya Ticaret Örgütü’nün sorumlu bir üyesi olarak Tayvan’ın itibarının ve demokratik değerlere yönelik güçlü desteğinin, Tayvan’ın potansiyel bir üye olarak görüşmesi sırasında CPTPP üyeleri tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.”
Ned Price açıklamalarına “Pekin’e Tayvan üzerindeki askeri, diplomatik ve ekonomik baskısını son verme ve anlamlı bir diyalog başlatma çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini de ekledi.
Tayvanlı yetkililer perşembe günü, 14 savaş uçağı ve 2 nükleer kapasiteli bombardıman uçağı da dahil olmak üzere toplam 19 Çin uçağının Tayvan Hava Savunma Bölgesi’ne girdiğini duyurdu. Bunun, aylardır süren izinsiz girişlerin en büyüğü olduğu belirtildi.



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.