Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar ikinci çeyrekte yüzde 34 arttı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar ikinci çeyrekte yüzde 34 arttı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, elektronik haberleşme sektöründe yatırımların hız kesmeden devam ettiğini belirterek, "Yılın ikinci çeyreğinde elektronik haberleşme sektörünün net satış gelirleri yüzde 18 arttı" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, elektronik haberleşme sektöründe yatırımların bu yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 arttığını belirterek, "Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar hız kesmedi. Yılın ikinci çeyreğinde elektronik haberleşme sektörünün net satış gelirleri yüzde 18 arttı" ifadelerini kullandı.
Karaismailoğlu, yazılı açıklamasında, 2021 yılı ikinci çeyreğini kapsayan "Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu"nu değerlendirdi.
Elektronik haberleşme sektöründe yatırımların yüzde 34 arttığını belirten Karaismailoğlu, "Elektronik haberleşme sektöründe yatırımlar hız kesmedi. Yılın ikinci çeyreğinde elektronik haberleşme sektörünün net satış gelirleri yüzde 18 arttı" değerlendirmesinde bulundu.
Karaismailoğlu, elektronik haberleşme sektörünün, diğer sektörlerin iş yapış biçimlerini etkilemesi ve verimlilik artışını sağlaması bakımından önemli olduğuna dikkati çekerek, sektörün geçmişten itibaren verilerine bakıldığında olumlu tablonun her dönem devam etmesinden memnuniyet duyduklarını vurguladı.
Yakın gelecekte kullanıma sunulacak teknolojilerin sektörün ivmesini artırmasını beklediklerini bildiren Karaismailoğlu, 5G ve yaygınlaşan yüksek hızlı fiber altyapıların ekonominin genelindeki toparlanma ve iyileşmeye de pozitif katkı yapacağını belirtti.

Sektöre 3,8 milyar liralık yatırım
Karaismailoğlu, 2021 yılı ikinci çeyreğinde sektörde net satış gelirlerinin 22,1 milyar lirayı aştığına dikkati çekerek, Türk Telekom ve mobil operatörlerin bu gelirdeki payının 16,1 milyar lira olduğuna işaret etti.
Yatırımlarda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlangıcından bugüne kadar görülen yüksek büyümenin ikinci çeyrekte de devam ettiğini vurgulayan Karaismailoğlu, "Yatırımlar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 34 arttı ve 3,8 milyar lirayı aştı" ifadesini kullandı.

152,4 milyon cep telefonu numarası taşındı
Mobil abone sayısının 84,6 milyon olduğu bilgisini de paylaşan Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
"Abone yaygınlığı yüzde 101,2'dir. Bu abonelerin 78,5 milyonu 4,5 G abonesidir. Makineler arası iletişim abone sayısı 7 milyona ulaştı. Taşınan mobil numara sayısı toplamda 152,4 milyon olurken, bu çeyrekte ise 2,3 milyon numara taşındı. Toplam genişbant internet abone sayımız, 68,3 milyonu mobil olmak üzere 85,7 milyona çıktı ve bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9,3 artış kaydetti. Abone sayısında en yüksek yüzdesel artış yüzde 32,3 ile 'Eve Kadar Fiber' abone sayısında, müteakiben yüzde 13,6'lık bir oranla da 'Kablo İnternet' abone sayısında gerçekleşti. Sabit genişbant abonelerinin aylık ortalama data kullanımı 211 GByte olurken, mobil abonelerin aylık ortalama kullanımı ise 10,5 GByte'a ulaştı. Ülkemizdeki toplam fiber altyapı uzunluğu yüzde 10,2 oranında artarak 445 bin kilometreyi geçti."
Karaismailoğlu, yılın ikinci yarısında da elektronik haberleşme sektöründe finansal veriler, abone sayıları ve kullanım miktarlarında artışların ve buna bağlı olarak operatör yatırımlarının sürmesini beklediklerini bildirdi.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe