Yeni araştırma: Kovid-19 hafif seyretse bile beyni küçültüyor

Koronavirüsün beyindeki etkilerinin ne kadar süreceği ve beyin hacminin sonunda normale dönüp dönmeyeceği belli değil (Unsplash)
Koronavirüsün beyindeki etkilerinin ne kadar süreceği ve beyin hacminin sonunda normale dönüp dönmeyeceği belli değil (Unsplash)
TT

Yeni araştırma: Kovid-19 hafif seyretse bile beyni küçültüyor

Koronavirüsün beyindeki etkilerinin ne kadar süreceği ve beyin hacminin sonunda normale dönüp dönmeyeceği belli değil (Unsplash)
Koronavirüsün beyindeki etkilerinin ne kadar süreceği ve beyin hacminin sonunda normale dönüp dönmeyeceği belli değil (Unsplash)

Kovid-19 geçiren kişilerin incelendiği büyük ölçekli bir araştırma, sinirbilim camiasında büyük ilgi gördü. Araştırmada, hafif seyreden Kovid-19’un bile beyinde küçülmeye neden olduğu ifade edildi.
Henüz hakem onayından geçmeyen ve internet sitesi Merdxiv’de erişime açılan araştırmada, Birleşik Krallık’ta yurttaşların sağlık bilgilerinin depolandığı UK Biobank’tan yararlanıldı.
Araştırmacılar, 45 bin yurttaşın koronavirüs pandemisinden önce kaydedilmiş beyin görüntüleme verilerini analiz etti. Ardından ek taramalar için Kovid-19 teşhisi konmuş olanlar yeniden çağrıldı.
Araştırmacılar söz konusu kişilerin Kovid-19’u geçirmeden önce ve sonra beyinlerinde ne gibi değişiklikler olduğunu anlamak için verileri karşılaştırdı. Kovid-19 geçirenlerin beyin taramaları, geçirmeyenlerinkiyle de kıyaslandı.
Bireylerin yaş, cinsiyet ve sağlık durumuyla ilgili değişkenleri ve sosyoekonomik koşulları da dikkatlice eşleştirildi.
Beyindeki bilgileri işleyen nöronlardan oluşan ve gri madde adı verilen dokuda, koronavirüsle enfekte olanlar ve olmayanlar arasında belirgin farklılıklar göze çarptı.
Frontal ve temporal loblar diye bilinen beyin bölgelerindeki gri madde dokusunun kalınlığı, Kovid geçiren grupta diğer gruba kıyasla daha inceydi.
Uzmanlara göre genel nüfusta, insanlar yaşlandıkça zamanla gri madde hacminde değişim olması normal. Ancak bu araştırmada gözlemlenen değişiklikler koronavirüsle enfekte olan kişilerde normalden daha büyüktü.
Araştırmanın en ilginç yanı ise Kovid-19’u hastaneye yatmayı gerektirecek kadar ağır geçirmeyen bireylerin ayrıştırılmasıyla ortaya çıktı. Zira sonuçlar hastalığı hafif geçirenlerde de şiddetli geçirenlerde de aynıydı.
Kısacası koronavirüsle enfekte olan kişiler hastalığı hafif atlattığında bile beyin hacimlerinde kayıp meydana gelmişti.

Beyin hacmindeki değişim ne anlama geliyor?
Pandeminin başında koronavirüsle enfekte olanların deneyimlediği en yaygın semptomlardan biri tat ve koku alma duyusunun kaybıydı.
Araştırmacıların, Kovid-19’dan etkilendiğini tespit ettiği beyin bölgelerinin tümü, kokuyla ilgili sinyaller ileten, beynin ön kısmına yakın bir yapı olan koku soğanıyla bağlantılıydı.
Texas A&M Üniversitesi’nden Doç. Dr. Jessica Bernard, söz konusu bulguları değerlendirdiği bir yazıda "Koku soğanının aynı zamanda temporal lob bölgeleriyle de bağlantıları mevcut" ifadelerini kullandı:
"Temporal lobdan sıklıkla yaşlanma ve Alzheimer hastalığı bağlamında bahsediliyor. Zira bu bölge hipokampusun bulunduğu bölüm."
The Conversation’da yayımlanan yazıya göre hipokampusun hafıza ve bilişsel süreçlere katılımı göz önüne alındığında, bu bulguların yaşlanma sürecinde önemli bir rol oynaması muhtemel.
Koronavirüsün beyindeki etkilerinin ne kadar süreceği ve beyin hacminin sonunda normale dönüp dönmeyeceği belli değil.
Dolayısıyla Kovid-19’la ilgili bu değişikliklere dair sonuç çıkarmak için henüz erken.
Ancak bilim insanları, beyinde koronavirüs nedeniyle meydana gelen değişimler ve hafıza arasındaki olası bağlantıların araştırılmasını, insan yaşamına yönelik olası etkileri nedeniyle önemsiyor. 
Independent Türkçe, Livescience, The Conversation



The Office'in yıldızı, Geleceğe Dönüş'ten kovulma deneyimini anlattı

(Universal Studios)
(Universal Studios)
TT

The Office'in yıldızı, Geleceğe Dönüş'ten kovulma deneyimini anlattı

(Universal Studios)
(Universal Studios)

Geleceğe Dönüş'teki (Back to the Future) Jennifer Parker rolünü kaybetmesiyle ilgili konuşan Melora Hardin, bu deneyimi "muazzam bir hayal kırıklığı" diye nitelendirdi.

Popüler sitcom The Office'teki Jan Levinson rolüyle tanınan Houston doğumlu oyuncu, 1985 yapımı sevilen bilimkurgu komedisinde Eric Stoltz'la birlikte oynamak üzere, Marty McFly'ın sevgilisi rolüne seçilmişti.

Stoltz'la birlikte birkaç haftalık çekim yaptıktan sonra yapımcı Steven Spielberg ve yönetmen Robert Zemeckis başrolü değiştirmeye karar vermişti.

Stoltz'un yerine Michael J. Fox geçtiğinde, Hardin'in onun sevgilisi rolü için çok uzun olduğuna karar verilmişti. Parker rolünü Claudia Wells almıştı.

Entertainment Weekly'ye verdiği yeni röportajda Hardin bu deneyimi anlattı: 

Geleceğe Dönüş muazzam bir hayal kırıklığıydı. Bilirsiniz, 17 yaşındaydım. Gözyaşlarına boğuldum. Çok üzücüydü. Hatırladığım kadarıyla, hiç çekilmeyen birçok [kaybedilen rol] vardı. Ama bunun çok zor olduğunu hatırlıyorum.

Önceki aylarda The Joe Vulpis Podcast'e katılan Hardin, neden yerine başka birinin getirildiğini şöyle açıklamıştı: 

Sanırım o dönemdeki iki kadın yönetici, başroldeki erkek karakterlerinin kendisinden daha uzun bir kadınla aynı sahnelerde yer almasının erkekliğini zedeleyeceğini düşünmüş.

Oyuncu "O zamanlar, 17 yaşındayken yıkılmıştım ve çok ama çok üzülmüştüm. Her neyse! Eğer ben oynamış olsaydım, eminim her şey farklı ilerlerdi. The Office'te oynamazdım" diye eklemişti.

Entertainment Weekly'ye verdiği yeni röportajda Hardin, kariyerindeki hayal kırıklığı ve başarısızlık deneyimlerine değinerek "Şu anda bulunduğum yerde olmak için başarıdan çok başarısızlık yaşamak gerekiyor. Bence insanlar dışarıdan bakınca bunun farkına varmıyor; gerçekten başarısızlığa ve sürekli risk almaya alışkın biri olmak gerekiyor" dedi.

Bu başarısızlık sizin hakkınızda hiçbir şey söylemiyor. Sadece daha iyi yenilmeniz ve sürekli daha iyi yenilmeniz gerekiyor... Bu kariyer seçiminin üstesinden gerçekten gelebilmek için bu gerekli.

Önceki aylarda Michael J. Fox, Geleceğe Dönüş'teki rol arkadaşı Crispin Glover'ın klasik filmin setinde "sürtüşme yarattığını" iddia etmişti. Glover, Fox'un oynadığı karakterin babası George'u canlandırmıştı.

Fox, anı kitabı Future Boy'da "Kimse Crispin'i bir kalıba sokamaz" diye yazmıştı.

Ama bu, kamera ekibinin kelimenin tam anlamıyla onun etrafına bir kutu inşa etmesini engellemedi. George McFly rolündeki Crispin'in, karakterinin nasıl ve nereye doğru ilerlemesi gerektiğine dair kendi fikirleri vardı.

Fox anı kitabında, Geleceğe Dönüş setindeki son gününe dair hiçbir şey hatırlamadığını da yazmıştı.

Independent Türkçe


Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"
TT

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Avengers: Doomsday için hazırlanan ilk tanıtım videosu, cuma gününden bu yana Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) sinema gösterimleri öncesinde izleyiciyle buluşuyor. Ancak Pandora'ya henüz geri dönmeyenler için fragman artık çevrimiçi platformlarda da izlenebiliyor.

Merakla beklenen filmin yönetmenleri Russo kardeşler ise Avengers: Endgame'den 6 yıl sonra Kaptan Amerika'yı neden geri getirdiklerini anlattı.

Kısa tanıtım, yaklaşık bir hafta önce internete sızdığı için pek çok hayran tarafından çoktan izlendi. Fragman, çizgi roman uyarlamaları dünyasının "en kötü saklanan sırrını" da doğruluyor: Chris Evans'ın canlandırdığı Steve Rogers, namı diğer Kaptan Amerika, Avengers: Doomsday'le geri dönüyor. Üstelik yalnızca geri dönmekle kalmıyor; Steve Rogers'ın bir de çocuğu olduğu ortaya çıkıyor.

Sızdırılan bilgilere göre Steve Rogers odaklı bu tanıtımın ardından üç kısa video daha yayımlanacak. Bunlardan biri Chris Hemsworth'ün canlandırdığı Thor'a, biri Robert Downey Jr.'ın hayat verdiği Doctor Doom'a odaklanacak. 4. video ise filmin kapsamlı ilk fragmanı olacak. 

Russo kardeşler, Instagram üzerinden Chris Evans'ın dönüşüyle ilgili sessizliklerini bozdu. Joe ve Anthony Russo, Avengers: Endgame'de karakterin hikayesi sonlanmış olmasına rağmen Steve Rogers'ı neden geri getirdiklerine dair ipuçları paylaştı. 

İkilinin paylaşımında, "Hayatımızı değiştiren karakter. Hepimizi bir araya getiren hikaye. Eninde sonunda buraya dönmesi gerekiyordu..." ifadeleri yer aldı.

Avengers: Doomsday'in vizyona girmesine bir yıldan az kaldı. Marvel Sinematik Evreni için son yıllardaki düşüşün ardından bir "son hamle" olarak görülen yapım için geri sayım çoktan başladı. 

18 Aralık 2026'da gösterime girmesi planlanan yapım, yalnızca Marvel'ın ağır toplarını değil, X-Men oyuncularını da bir araya getiriyor. Kadroda ayrıca Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar (The Fantastic Four: First Steps) ve Thunderbolts* filmlerinin oyuncuları da yer alıyor.

Marvel Sinematik Evreni'nin sıradaki filmi ise 31 Temmuz 2026'da vizyona girecek olan Spider-Man: Brand New Day. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline, GamesRadar


Final yolunda rekor üstüne rekor: 8,46 milyar dakikalık izlenme

Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
TT

Final yolunda rekor üstüne rekor: 8,46 milyar dakikalık izlenme

Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)

Stranger Things, final sezonunun prömiyeriyle kendi rekorlarını bir kez daha altüst etti.

Reyting ölçüm şirketi Nielsen'ın 24-30 Kasım dönemini kapsayan haftalık raporuna göre Stranger Things, 5. sezonun ilk haftasında toplam 8,46 milyar dakika izlendi. 

Tüm platformlardaki rakipleri geride bıraktı

Deadline'ın aktardığına göre bu rakam, bugüne kadar dijital yayın platformlarında bir yapımın ulaştığı en yüksek haftalık izlenme süresi olarak kayda geçti.

Önceki rekor da yine Stranger Things'e aitti. Dizi, 2022'de yayımlanan 4. sezon prömiyerinde 7,2 milyar dakika izlenmişti. Yeni sezon, bu rekoru 1 milyar dakikadan fazla aşarak yeni bir zirveye imza attı.

Nielsen, sezon bazlı izlenme verilerini ayrı ayrı paylaşmasa da toplam izlenmenin yüzde 57'sinin 5. sezon bölümlerinden geldiğini, seyircilerin yüzde 59'unun ise 18-49 yaş aralığındaki yetişkinler olduğunu açıkladı.

25 günde 102,6 milyon izlenme 

Dizinin 1 Ocak'ta yayımlanacak final bölümüyle sona erecek olması, Stranger Things'in son 9 yılda yarattığı kültürel etkiyi bir kez daha gözler önüne seriyor.

Final sezonu, henüz yayımlanmadan önce bile yeni izlenme rekorlarına imza atmış; ardından Netflix'in İngilizce diziler arasında halihazırda en büyük açılış haftasını gerçekleştirmişti. Platformun paylaştığı verilere göre, 5. sezonun ilk kısmının yayımlanmasından sadece haftalar sonra dizinin tüm sezonları toplamda 1,2 milyar izlenmeyi aştı.

Variety'nin özel haberine göre sadece 25 gün içinde, 5. sezonun ilk kısmı 102,6 milyon izlenmeye ulaştı. Son bölümler henüz yayımlanmamış olmasına rağmen sezon, şimdiden tüm zamanların en çok izlenen dizileri listesinde 9. sıraya yükseldi. 

Dizi, Netflix'in izleme verisi tuttuğu 93 ülkenin 90'ında haftanın en çok izlenen yapımı olurken, izleyicileri önceki sezonlara da geri döndürdü. Stranger Things, aynı anda 5 sezonuyla birden izlenme listesine giren ilk dizi olarak da tarihe geçti. Üstelik 5. sezonun prömiyerinden 4 hafta sonra bile tüm sezonlar hâlâ listelerde yer alıyor.

Ülke ekonomisine 1,4 milyar dolarlık katkı

Dizinin etkisi yalnızca izlenme rakamlarıyla da sınırlı kalmadı.

Kate Bush'un 4. sezonda kullanılan Running Up That Hill şarkısı, yayımlanışından 38 yıl sonra dinlenme listelerine girdi. Benzer şekilde Metallica'nın 1986 tarihli Master of Puppets parçası da dizide kullanıldıktan sonra Birleşik Krallık listelerinde ilk kez ilk 10'a girmişti.

Dizi, içerik endüstrisi açısından da büyük bir ekonomik katkı sağladı. Stranger Things, 2016'dan bu yana ABD'de 8 binden fazla prodüksiyon istihdamı yarattı ve ülke ekonomisine 1,4 milyar dolarlık katkı sundu.

Independent Türkçe, Deadline, Variety