Partisi yenilgiye uğrayan Merkel siyaset sahnesinden çekiliyor

Almanya’nın zorlu koalisyon müzakerelerine tanık olması bekleniyor.

Angela Merkel oylama sürecini Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Berlin'deki genel merkezinde takip etti. (AFP)
Angela Merkel oylama sürecini Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Berlin'deki genel merkezinde takip etti. (AFP)
TT

Partisi yenilgiye uğrayan Merkel siyaset sahnesinden çekiliyor

Angela Merkel oylama sürecini Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Berlin'deki genel merkezinde takip etti. (AFP)
Angela Merkel oylama sürecini Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) Berlin'deki genel merkezinde takip etti. (AFP)

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 20 yıldır liderliğini yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) dün yapılan genel seçimlerde ülkenin son 70 yılındaki en kötü sonuçlarını aldı. Merkel'in emekliye ayrılması ve beşinci dönem için aday olmamasıyla birlikte partinin oyu ilk kez yüzde 30'un altına düştü. Parti, ön sonuçlara göre yaklaşık yüzde 25 oranında oy aldı.
Partinin Merkel'den sonraki başbakan adayı Armin Laschet ise her ne kadar bir sonraki hükümeti kurmaya kararlı görünse de seçimde ciddi oy kaybına uğradıklarını kabul etti. Laschet, Yeşiller Partisi ve Liberal Demokrat Parti ile hükümet kurmaya yönelik müzakerelere girmeye hazır olduğunu açıkladı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) adayı Olaf Scholz da ilk sonuçların ardından ülkeyi yönetmek için çalışmaya başlamaya hazır olduğunu duyurdu. Scholz’un partisi, Hristiyan Birlik Partisi’nin elde ettiği orana yakın, yüzde 25 oy oranı ile ilk sırada yer aldı.
Yeşiller Partisi yaklaşık yüzde 15 oy oranı ile üçüncü olurken, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 11,5 ile dördüncü, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 10,5 ile beşinci sırada yer aldı. Ön sonuçlar, kazanan iki partinin de ikinci bir partiyle çoğunluk koalisyonu kuramayacağını gösteriyor.  Bu nedenle bir sonraki hükümetin üç partiyi içermesi gerekiyor. Yeşiller Partisi, Sosyalist Parti ile ittifakı tercih ederken Liberaller, Sosyalist Parti ile müzakerelere girmeye açıklar. Ayrıca partiden yapılan açıklamada CDU tarafından yönetilen bir koalisyon hükümetine girmeyi tercih ettikleri bildirildi.



Aile içi şiddet dünya genelinde her 10 dakikada bir kadını öldürüyor

 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
TT

Aile içi şiddet dünya genelinde her 10 dakikada bir kadını öldürüyor

 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)
 Kadınlar, Berlin'deki Brandenburg Kapısı önünde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü anma protestosuna katıldı (AP)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yayınlanan istatistiklere göre, 2023 yılında dünya genelinde en az 85 bin kadın ve kız çocuğu, çoğunluğu aile üyeleri tarafından olmak üzere, kasten öldürüldü ve kadın cinayetlerinin “önlenebilir” seviyesinin “endişe verici” olduğu belirtildi.

Viyana'daki Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve New York'taki BM Kadın Birimi tarafından hazırlanan bir raporda, 2023 yılında öldürülen 85 bin kadının yüzde 60'ının, yani her gün ortalama 140 ya da her on dakikada bir kadının, “kocalarının ya da diğer aile üyelerinin” kurbanı olduğu belirtilerek, kadınlar için “evin en tehlikeli yer olmaya devam ettiği” kaydedildi.

Raporda, bu olgunun "sınırları aşarak tüm sosyal grupları ve yaş gruplarını etkilediği" ifade edilerek, Karayipler, Orta Amerika ve Afrika'nın en çok etkilenen bölgeler olduğu, ardından bu bölgeleri Asya'nın takip ettiği belirtildi.

Amerika ve Avrupa kıtalarında kadın cinayetlerinin çoğunluğu hayat arkadaşları tarafından işlenirken, dünyanın geri kalanında çoğu vakada katilleri aile bireyleri oluşturuyor.

Bazı ülkelerdeki verilere göre, birçok mağdur ölmeden önce fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddete maruz kaldıklarını bildirdi. Raporda, örneğin "ihtiyati tedbirler ve adli emirler" yoluyla "birçok cinayetin önlenebileceği" ortaya çıktı.

BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin (UNODC) 107 ülkeden aldığı rakamları analiz ettiği rapora göre, bir eğilimin tespit edilebildiği bölgelerde kadın cinayeti oranı 2010 yılından bu yana sabit kalmış veya çok az bir düşüş göstermiştir; bu da bu tür şiddetin “sosyal uygulamalara ve normlara kök saldığını” ve ortadan kaldırılmasının zor olduğunu göstermektedir.

Şarku’l Avsat’ın rapordan aktardığına göre, birçok ülkede gösterilen çabalara rağmen “kadın cinayetleri endişe verici düzeyde.” Ancak BM Kadın Birimi İcra Direktörü'nden alıntı yapılan bir basın açıklamasında, bu gerçeğin "kaçınılmaz bir kader olmadığı" ve ülkelerin yasama yönünü güçlendirmesi ve veri toplama sürecini iyileştirmesi gerektiği vurgulandı.