Cezayir’den İspanya tarafından kurtarılan göçmenlerin cesetlerinin kimliklerini doğrulama çağrısı

 İspanyol sahil güvenlik ekipleri tarafından dün kurtarılan göçmenler (EPA)
İspanyol sahil güvenlik ekipleri tarafından dün kurtarılan göçmenler (EPA)
TT

Cezayir’den İspanya tarafından kurtarılan göçmenlerin cesetlerinin kimliklerini doğrulama çağrısı

 İspanyol sahil güvenlik ekipleri tarafından dün kurtarılan göçmenler (EPA)
İspanyol sahil güvenlik ekipleri tarafından dün kurtarılan göçmenler (EPA)

Cezayir'deki insan hakları aktivistleri, geçen hafta sonu İspanyol Sahil Güvenlik ekipleri tarafından Almeria sahilinde bulunan 6 cesedin kimliklerini doğrulamak için ailelere çağrıda bulundu. Cezayir'in doğu ve batı kıyıları, yaz döneminde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce kişinin Avrupa'ya doğru "ölüm teknelerine" binmesine tanık oldu.
Cezayir İnsan Haklarını Savunma Birliği Başkan Yardımcısı Said Salihi, Cumartesi akşamı Bejaia eyaletindeki (başkentin 250 km doğusunda) Sadduk kenti halkına acil bir çağrı başlattı. Kent sakinleri, 10 gündür başkentin 450 km batısındaki Vahran şehrine kaçarak kıyılarından iki tekne kiralayarak İspanya kıyılarına ulaşan 45 kişi hakkında haber bekliyor. 
Olaya ilişkin haberlere göre, ilk grup 17 Eylül’de seyahat ederken, ertesi gün ikinci grubun yolculuğu başladı. Salihi açıklamasında, denizden çıkarılan altı cesedin kimliklerini doğrulamak amacıyla kaçak göçmenlerin aile üyelerinden özelliklerini kendisine iletmelerini istedi. Ayrıca İspanyol makamlarının aileleri ortaya çıkana kadar cesetleri alıkoyacağını belirtti. Bejaia'da yaşayan insan hakları savunucusu Salihi, diğer göçmenlerin akıbetinin bilinmediğini, hayatta ya da tutuklu olabileceklerini ifade etti.
Bejaia eyaletindeki Soummam Radyosu dün, iki ayrı seyahatte iki kadın, bir erkek ve dört yaşında bir çocuğun kaybolduğunu belirtirken, olaya ilişkin başka detay vermedi. Salihi, tüm göçmenlerin Sadduk bölgesinden geldiğini ve İspanya'ya en yakın nokta olduğu için kıyı Bejaia yerine Vahran'dan göç etmeyi tercih ettiklerini vurguladı.
Geçen yılın sonunda Bejaia'dan 23 genç tekneleri denizin ortasında bozulunca boğuldu. Olay, işsizlik oranlarının yüksek olduğu Cezayir'in kuzeyindeki bu bölgede büyük üzüntü yarattı. Yerel basında çıkan haberlere göre, “harga fenomeni” (yasadışı göçün halk dilindeki terimi) yıllardır kadınların, çocukların ve 60 yaşın üzerindeki kişiler olmak üzere tüm aile üyelerinin Akdeniz'in kuzey ve güney kıyısına, özellikle de İspanya ve İtalya’ya hareketine tanık oldu. Cezayirliler, yoksulluk ve yokluk nedeniyle bu tehlikeli maceraya atılıyorlar. Birçoğu Avrupa sahil güvenliğinin eline düşmeden hedefe ulaşmayı başarırken, bazıları boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıp yakalandıktan veya kurtarıldıktan sonra Cezayir makamlarına teslim ediliyor. Ancak onlarca kişinin göç ettikleri yerden aileleriyle temasa geçmedikleri için uzun bir süre sonra boğulduğu ortaya çıktı.
Savunma Bakanlığı'na bağlı Cezayir Sahil Güvenliği, her gün kalkışlarından birkaç kilometre sonra gizli göçmen yolculuklarını engellemekle ilgili bir sunum yapıyor. Göçmenler, denizde yolları kesilip tutuklanırsa yargılanmak üzere mahkemeye çıkarılıyor. Cezayir ceza kanunu, gizli göçmenlere ve onlara bazen yolculuk başına 2 bin 500 dolara varan büyük meblağlara araç kiralayanlara ağır hapis cezaları öngörüyor. Teknenin motor gücüne göre tekne fiyatları artıyor.
Cezayir merkezli Migrant News internet sitesi, İspanyol yerel yetkililerinin geçen Salı günü güney İspanya'da bir sahile vuran 7 göçmenin cesetlerini bulduklarını kaydettiklerini aktardı. Cezayirli 7 göçmenin 4’ü erkek, 1’i kadın, 4 yaşında bir çocuk ve kimliği açıklanmayan başka bir kişiye ait olduğu aktarıldı. Bulunan kişilerin Bejaia'nın kayıp göçmenlerinin cesetlerinin olduğu düşünülüyor.
Siteye göre, kaçak göçmenleri Cezayir'den İspanya'ya getiren kaçakçıların onları tekneden atlamaya zorlayarak boğulmalarına sebep olabilecekleri yönünde spekülasyonlar da var. Sitedeki açıklamada, kaçakçılar tarafından kullanılan hızlı hareket eden teknelerin, kaçakçıların genellikle kıyıya yaklaşmada kaçınmalarına rağmen bazen göçmenler tarafından kullanılan küçük ahşap teknelerden ve çürük lastik teknelerden daha güvenli olduğuna inanıldığı belirtildi.



İsrail ‘kırmızı çizgileri’ aşarak Rıdvan Gücü liderliğine suikast düzenledi

 İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
TT

İsrail ‘kırmızı çizgileri’ aşarak Rıdvan Gücü liderliğine suikast düzenledi

 İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in dün (cuma) Beyrut'un güney banliyösünde Rıdvan Gücü liderliğini hedef alan saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)

İsrail, Beyrut'un güney banliyölerinin kalbinde Hizbullah'ın Rıdvan Gücü liderliğini hedef alarak ‘kırmızı çizgileri’ aştı. İki binayı yerle bir eden, aralarında çocukların da bulunduğu en az 15 kişinin ölümüne ve Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre 8'i ağır 59 kişinin yaralanmasına yol açan saldırıyla, Hizbullah’ın elit birliği Rıdvan Gücü'nün komutanı İbrahim Akil öldürüldü.

Hizbullah'a yakın bir kaynak, Rıdvan Gücü Komutanı İbrahim Akil'in saldırıda öldürüldüğünü açıklarken, ABD tarafından aranan Akil'in Fuad Şükür'den sonra örgütün ikinci ismi olduğunu kaydetti. İsrail Yayın Kurumu, ordunun Rıdvan Gücü'nün tüm lider kadrosunun nadiren yapılan gizli bir toplantısını öğrendikten sonra bu fırsatı değerlendirdiğini belirtti.

Sarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre suikastın ardından İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail'in kuzey sakinlerinin güvenli bir şekilde evlerine dönmesi hedefine ulaşana kadar yeni aşamadaki önlemleri sürdüreceğini söyledi.

Suikasttan saatler önce, Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar perşembe akşamından beri görülmemiş bir tırmanışa sahne oldu. İsrail uçakları 8 Ekim'de savaşın başlamasından bu yana en ağır saldırılar olarak nitelendirilen onlarca saldırı düzenlerken, Hizbullah da İsrail'in kuzeyine 200'den fazla roket fırlattı.

İsrail ordusu, perşembe günü Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın, savaşçılar tarafından kullanılan binlerce çağrı cihazının patlatılmasından sonra İsrail'e ‘zor bir hesap’ sözü verdiği Hizbullah'a ait yaklaşık 100 hedefi vurduğunu duyurdu.