Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturmalar askıya alındı

Meşnuk, davanın başka bir yargıca devredilmesi talebinde bulundu.

Beyrut Limanı’ndaki patlama ardından geniş çaplı bir enkaz bıraktı. (Reuters)
Beyrut Limanı’ndaki patlama ardından geniş çaplı bir enkaz bıraktı. (Reuters)
TT

Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturmalar askıya alındı

Beyrut Limanı’ndaki patlama ardından geniş çaplı bir enkaz bıraktı. (Reuters)
Beyrut Limanı’ndaki patlama ardından geniş çaplı bir enkaz bıraktı. (Reuters)

Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturmalar, Milletvekili Nihad el-Meşnuk’un davanın başka bir yargıca devredilmesi talebinde bulunması sonrasında donduruldu. Bu durum, Beyrut’taki Temyiz Mahkemesi davayı kabul edip etmemeye karar verene kadar adli müfettiş Yargıç Tarık el-Bitar’ın soruşturmalarını askıya alacağı anlamına geliyor.
Meşnuk geçen hafta Beyrut’taki Temyiz Mahkemesi’ne Yargıç Bitar’ın yerine bir adli müfettiş ataması talebinde bulundu. Bu durum, Bitar’ın eski İçişleri Bakanı olarak ‘sanık olarak nitelendirilen’ Meşnuk’u sorgulamak için gelecek ekim ayının ilk gününde ifade vermeye çağırmasının ardından gelişti. Meşnuk talebinin ‘prosedürlerin, anayasayı çiğnemesi ve cumhurbaşkanları ve bakanları yargılama ilkelerini ihlal etmesinden’ kaynaklandığını bildirdi.
Bitar’ın iddianameleri yayınlamasından bu yana yasal tartışmalar sürüyor. Öyle ki Hizbullah, Emel Hareketi, Müstakbel Hareketi ve Marada Akımı da dahil olmak üzere siyasi güçler, eski bakanların yargılanması için geçerli mercilerin ‘Cumhurbaşkanları ve Bakanlar Yargılama Yüksek Konseyi’ olduğu konusunda ısrarcı.
Resmi ‘Ulusal Haber Ajansı’ (NNA), Bitar’ın Milletvekili Nihad el-Meşnuk tarafından sunulan talep hakkında 27 Eylül’de bilgilendirildiğini belirtti. Bu bağlamda Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili soruşturmalar ve tüm prosedürler, bildirildiği üzere Yargıç Nesib Elia başkanlığındaki Beyrut Temyiz Mahkemesi davanın kabulüne veya reddine karar verene kadar askıya aldı.
Bitar  geçen hafta eski bakanlara ve milletvekillerine çağrıda bulunarak yasanın Temsilciler Meclisi’nin oturumunda olmadığı süre boyunca bakanları çağırmasına izin verdiğini hatırlattı. Yani bu durum, bu dönemde milletvekilli dokunulmazlıklarının etkili olmadığı anlamına geliyor. Parlamento daha önce Bitar’ın üç milletvekilinin (Meşnuk, eski Maliye Bakanı Ali Hasan Halil ve eski Bayındırlık Bakanı Gazi Zuayter) dokunulmazlığının kaldırılması talebini reddetmişti. Bitar’ın, parlamentoya sunmadığı dosyayla ilgili ek belgeler talep etmişti.
Eski ordu komutanı General Jean Kahveci de dahil olmak üzere askeri yetkililerin bazılarının sorgusunun bu hafta gerçekleşmesi gerekiyordu. Bitar ayrıca tarih olarak perşembe gününü Meşnuk’un, cuma gününü de Zuayter ve Halil’in sorgulanması için belirlemişti. Temsilciler Meclisi Genel Sekreterliği ise Bitar’ın ‘üç milletvekilinin sorgulanması’ için gönderdiği tebligatları geçen hafta reddetti.
Bir yargı kaynağı tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamada, adli müfettişin Meşnuk’un talebi hakkında bilgilendirilmesinin, ‘görevinin otomatik olarak durdurulacağı ve dava değerlendirilene kadar tüm prosedür ve soruşturmaların askıya alınacağı’ anlamına geldiği belirtildi. Kaynak açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Temyiz Mahkemesi davanın durdurulmasına karar verirse, soruşturmaları takip etmek üzere yeni bir adli müfettiş atanacak. Ancak mahkeme göreve devam etmeye karar verirse temyize gidilecek.”
Bitar’ı ‘siyasi ve güvenlik görevlilerine karşı ortaya koyduğu iddianamelerde sağduyulu olmamakla’ suçlayan başta Hizbullah olmak üzere iddianameleri kabul etmeyen siyasi güçler duruma tepki gösterdi. Bitar, eski Bakan Yusuf Fenyanus, Kamu Güvenliği Genel Müdürü Tümgeneral Abbas İbrahim, Devlet Güvenliği Genel Müdürü Tümgeneral Tony Saliba ve Kahveci’nin yanı sıra eski Başbakan Hassan Diyab ve eski bakanlar Ali Hasan Halil, Nihad Meşnuk ve Gazi Zuayter (bu isimler, mevcut parlamentonun üyeleri) de dahil olmak üzere çeşitli siyasi isimler hakkında iddianame yayınladı.
Eski Adalet Bakanı İbrahim Neccar bunların normal yasal prosedür olduğunu belirterek “Çünkü her sanık yasal olarak geçersizlik, itiraz veya hâkimin görevden alınması talebinde bulunarak, resmi bir savunma yapma hakkına sahiptir” dedi. Bunların ‘Lübnan’da ortak konular’ olduğuna işaret etti.
Neccar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yaşananların soruşturma sürecine engel olduğu yönündeki değerlendirmelere cevaben, Bitar’ın değiştirilmesi kararından belirleyici ve dramatik etkilerin ortaya çıkacağı iddialarını uzak olarak değerlendirdi. Neccar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendimi iyi ve büyük ölçüde güven verici hissediyorum. Yargıç Bitar’a ve temyizi değerlendiren iki başkan Nesib Elia ve Randa Kafuri’ye güvenim tamdır. Bugün dürüstlüğü ve yetkinliği ile tanınan yargıçların huzurundayız.”
Temyiz Mahkemesi, Bitar’ın görevine devam etmesine karar vermesi halinde, Temsilciler Meclisi’nin olağan oturumunun 15 Ekim’de başlayıp 1 Ocak’ta sona erdiği göz önüne alındığında, duruma zaman içinde müdahale edilebilecek. Bu durum, sorgulanmaları için üç milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması gerekeceği anlamına geliyor. Lübnan yasalarına göre iki olağan oturumu birbirine bağlayan ve gelecek mayıs ayında parlamentonun görev süresinin sona ermesiyle bitecek olan olağanüstü bir meclis oturumu başlatmak için istisnai bir kararnamenin çıkarılması mümkün.
Neccar, Bitar’ın ‘eski Yargıç Fadi Savan’ın ardından kabul ettiği görevin zorluklarının farkında olduğunu’ dile getirdi. Eski Bakan, adli müfettişin ‘atandığı günden beri baskıların ve hukuki mücadelelerin farkında olmasına rağmen görevini sürdürmesine olanak tanıyan ve mesleki vicdanından vazgeçmesini önleyen, cesaret ve ahlaki dokunulmazlığa sahip’ olduğunu vurguladı.
Yargıç Tarık el-Bitar, önceki yargıç Savan’ın geçen şubat ayında soruşturmadaki tarafsızlığı üzerinde ‘makul şüphe’ oluştuğu gerekçesiyle görevden alınmasının ardından davanın baş müfettişi olarak atandı.
Cumhuriyet Savcılığı 27 Eylül sabahı, Tümgeneral Abbas İbrahim’i ve Tümgeneral Tony Saliba’yı kovuşturmak üzere izin istemek amacıyla Bitar’dan İçişleri Bakanı ve Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’ne iki yeni talep gönderdi. Aynı şekilde İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi’ye Tümgeneral Abbas İbrahim ve Tümgeneral Tony Saliba’nın yargılanması için herhangi bir izin talebi hakkında bilgi verilmediği bildirildi.
Bitar 27 Eylül’de istihbarat biriminden eski Tuğgeneral Cevdet Uveydat’ı sorguladı. İstihbarat biriminden eski Tuğgeneral Gassan Garzeddin, soruşturma tarihi nedeniyle oturuma katılmadı.
Bitar’ın çalışmalarının askıya alınması siyasi arenada tepkiye yol açtı. Güçlü Cumhuriyet Bloğu üyesi Milletvekili İmad Vakim şu açıklamalarda bulundu:
“Limandaki patlama sonrasında Lübnan Kuvvetleri Partisi, uluslararası bir soruşturma komisyonu talep etti. Çünkü yozlaşmış bir başarısızlığın yanı sıra otorite, kurbanları ve Beyrut’un yıkılmasını umursamayan bir suçludur. Herkes gerçeği istiyor. Soruşturmalar engelleniyor. Ama yetkili, güçleri geri püskürtmek için en gülünç girişimleri ortaya koyuyor. Yargıç Tarık el-Bitar’ı görevden almak mı istiyorsunuz? Vefik Safa’yı (Hizbullah İrtibat ve Koordinasyon Birimi başkanı) adli müfettiş olarak mı istiyorsunuz?”



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.