Rusya’nın Suriye’ye müdahale ettiği 6 yıl içinde 5 bin 586 saldırı gerçekleşti, ölü ve yaralısı sayısı 12 bini aştı

Muhalif aktivistler Rusya’nın Suriye’de ‘yakıp yıkma’ politikası izlediğini söylüyor.

Rusya’nın 2017’de Hama kırsalına düzenlediği hava saldırılarından sonra (Şarku’l Avsat)
Rusya’nın 2017’de Hama kırsalına düzenlediği hava saldırılarından sonra (Şarku’l Avsat)
TT

Rusya’nın Suriye’ye müdahale ettiği 6 yıl içinde 5 bin 586 saldırı gerçekleşti, ölü ve yaralısı sayısı 12 bini aştı

Rusya’nın 2017’de Hama kırsalına düzenlediği hava saldırılarından sonra (Şarku’l Avsat)
Rusya’nın 2017’de Hama kırsalına düzenlediği hava saldırılarından sonra (Şarku’l Avsat)

Rusya’nın Suriye’ye doğrudan müdahalesinin 6’ncı yıldönümünde Suriyeli aktivistlerin ve insan hakları örgütlerinin yaptığı açıklamalar ve aktardığı veriler, Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinden bu yana gelişmiş Rus kara ve hava silahlarıyla düzenlenen saldırılarda binlerce sivilin hayatını kaybettiğini ortaya çıkardı.
Suriye Sivil Savunması Beyaz Baretliler Basın ve Belgelendirme Ofisi yetkilisi Hamid el-Kuteyni, Rusya’nın 30 Eylül 2015’te Suriye’ye yaptığı müdahaleden bu yana geçen 6 yıllık süreçte ülkede ölü ve yaralı sayısının 12 bini aştığını ifade etti. Söz konusu süreçte Suriye topraklarında düzenlenen 5 bin 586 saldırıda aralarında çocuk ve kadınların bulunduğu 4 bin 18 kişinin yaşamını yitirdiğini aktaran Kuteyni, Beyaz Baretlilerin Suriye’nin çeşitli bölgelerini hedef alan Rus hava saldırıları ve karadan yapılan bombardımanlar sonucu aralarında yüzlerce çocuğun bulunduğu yaralı 8 bin 272 sivili kurtarmayı başardığını belirtti.
Kuteyni, “Beyaz Baretlilere bağlı ekiplerin cevap veremediği çok sayıda saldırı bulunuyor ve bunlar rejim ve Rusya’nın ortak düzenlediği saldırıları kapsamıyor. Bu sayılar ve veriler, ekiplerin cevap verdiği ve cesetlerini enkaz altından çıkardığı sivillere ait. Zira hedef alınan bölgelerden alınarak hastane, sağlık merkezleri ve sağlık noktalarına sevk edildikten sonra hayatını kaybeden çok sayıda yaralı var. Beyaz Baretliler bu sayıları belgeleme gücüne sahip değil” ifadelerini kullandı.
Rus kuvvetlerinin Suriye’nin şehirlerine ve beldelerine havadan ve karadan düzenlediği 272’yi aşkın saldırının Beyaz Baretliler tarafından belgelendiğine işaret eden Kuteyni, bu saldırılardan 184’ünün her birinde adeta katliam yapıldığını ve en az 2 bin 271 kişinin can verdiğini, sivil savunma ekiplerinden 36 gönüllünün hayatını kaybettiğini, 136 gönüllünün de yaralandığını belirterek, insani yardım alanında çalışan 176’dan fazla kişinin öldüğünü kaydetti. Kuteyni bu saldırıların büyük bir kısmının şimdiye kadar Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib kentinde gerçekleştirildiğine dikkat çekti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) 30 Ağustos’ta yayınladığı raporda, Rusya’nın 30 Eylül 2015’te Suriye’ye müdahalesinden bu yana aralarında 18 yaş altı 2 bin 99 çocuk, 18 yaş üzeri bin 318 kadın, 5 bin 350 yetişkin ve gençlik çağındaki erkeğin bulunduğu 8 bin 667’si sivil 20 bin 834 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Gözlemevi’nin raporuna göre söz konusu zaman aralığında Heyet Tahrir Şam ve Türkistan İslam Partisi gibi İslamcı ve savaşçı gruplara bağlı Arap ve yabancı uyruklu 6 bin 210 savaşçı ve 5 bin 957 DEAŞ unsuru öldü.
Rapora göre, Rusya Suriye’de düzenlediği hava saldırılarında, demir oksidi ile alüminyum karışımından meydana gelen ve 180 saniye boyunca yanmaya devam edebilme özelliği nedeniyle yangın çıkarıcı olarak kullanılan “termit” maddesine başvurdu. Raporda ayrıca Rus uçaklarının son haftalarda Suriye topraklarındaki saldırılarda termit maddesi içeren ve yaklaşık 500 kilogram ağırlığındaki RBK-500 misket bombalarıyla atılan ZAB-2.5SM alev bombacıkları ve sayıları 50 ila 110 arasında değişen, termit maddesi içeren, fırlatıldıktan sonra etrafa dağılan, 20 ila 30 metre menzile ulaşan küçük boyutlu anti-personel ve tanksavar AO-2.5 RTM alev bombacıklarını kullandığı aktarıldı.
Hama kentinden aktivist Ekrem Cüneyd, “Rusya, Suriye’ye müdahale ettiği ilk günden beri, rejim güçleri ve onları destekleyen İranlı milislerin DEAŞ ile mücadele bahanesiyle muhaliflere ve sivillere karşı aynı anda yürüttüğü savaşa, aralarında uluslararası olarak yasaklanmış bombaların da bulunduğu gelişmiş silahlarla havadan ve karadan bombardıman desteği verdi. Rusya ayrıca Suriye’yi silahlarını test etme sahası olarak kullanıp ülkede yakıp yıkma politikası izledi. Rusya’nın silahlarını Suriye’de test ettiği ifadesi, bir Rus yetkilinin daha önce yaptığı açıklamada geçiyor. Zira Rusya Şam, İdlib, Hama ve Halep kırsallarında muhalifler çekilmeden önce uluslararası yasaklı misket bombalarını kullandığı 320’den fazla saldırı ve vatandaşların yanmasına sebep olan yangın çıkarıcı silahlarla 130 saldırı düzenledi. Böylece Rejim güçleri yaklaşık iki yıl önce bu bölgelerde kontrolü ele geçirdi” dedi.
Cüneyd, “Rus savaş uçaklarının Suriye’nin şehirlerine bağlı mahallelerde tam yıkıma sebep olan yüksek tahrip gücüne sahip vakum bombalarıyla düzenlediği hava saldırılarının sayısı 5 bin 131’e ulaştı. Bu saldırıların sonucunda 540 sağlık tesisi, 270 okul ve 90’ı aşkın çarşı kullanılamaz hale geldi. Rejim böylece başkent Şam ile Humus, Dera ve El-Kuneytra kentlerinde muhaliflerin bulunduğu noktalarda kontrolü ele geçirerek Suriye topraklarının yüzde 60’ında kontrol sağladı” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın rejimin yanında yer alarak Suriye savaşına müdahale etmesiyle Suriyeli mülteci sayısının atmaya başladığına işaret eden Cüneyd, Suriyeli mülteci sayısının şimdiye kadar 13 milyonun üzerine ulaştığını kaydetti. Cüneyd, rejimin şu anda İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye bölgesindeki sivillere karşı karadan lazer güdümlü topçu roketleri gibi gelişmiş silahlar kullandığını ve rejimin bu bölgelere son dönemde düzenlediği saldırılarda 200’den fazla sivilin hayatını kaybettiğini belirtti.



Lübnan... Kamplardan silah teslim rüzgarları esiyor

Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
TT

Lübnan... Kamplardan silah teslim rüzgarları esiyor

Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)

Lübnan'daki Filistin kamplarında silahsızlanma rüzgarları esmeye başladı. Fetih hareketi, Beyrut'taki Burc el-Beracine kampında ağır ve orta boy silahlarını Lübnan ordusuna teslim etmeye başladı.

Lübnan ordusu dün akşam, Filistinli yetkililer, Lübnan ordu mensupları ve hafif silahlı Filistin güvenlik güçleri huzurunda, çuvallara konulan bir parti silah teslim aldı.

Filistinli kaynaklar Şarku'l Avsat’a verdiği bilgide, “Silahların teslimi şu anda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Filistin Kurtuluş Ordusu (FKO) gruplarını kapsıyor. Hamas ve ona yakın diğer gruplar silahlarını teslim etmeyi reddediyor ve son saatlerde varılan anlaşma onları kapsamıyor” dedi.

Lübnan'daki Filistinli gruplar ise Burc el-Beracine kampında yaşananların “Fetih hareketinin iç meselesi olduğunu ve kamplardaki Filistin silahlarıyla ilgisi olmadığını” vurguladı. Gruplar, “Filistin toprakları işgal altında olduğu sürece silahlarımız kalacak ve sadece işgalle mücadele için kullanılacak” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan, Lübnanlı yetkililer dün, İsrail'in kuzeyindeki bir Arap kasabasından gelen ve bir yıl önce Lübnan topraklarına gizlice girdikten sonra tutuklanan Salih Ebu Hüseyin adlı bir İsrail vatandaşını, Uluslararası Kızılhaç'ın arabuluculuğu ile serbest bıraktı.


Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
TT

Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)

Birleşmiş Milletler Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insanın ‘aşırı açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm’ ile karakterize edilen kıtlık koşullarında yaşadığını doğruladı. Bu, Ortadoğu'da kıtlığın resmi olarak doğrulandığı ilk durum. Raporda, bu koşulların önümüzdeki haftalarda Gazze şehrinden Deyr el-Belah ve Han Yunus'a yayılmasının beklendiği belirtildi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hayatları kurtarmak için acil ateşkes ve tam, engelsiz insani yardım erişiminin gerekli olduğunu vurgulayan ortak bir bildiri yayınladı. Şarku’l Avsat'ın ulaştığı bildiride kuruluşlar, kıtlığın her ne pahasına olursa olsun durdurulması gerektiğini vurguladı. Bildiride, özellikle sivillerin zorlu koşullarda yaşadığı Gazze Şeridi'nde askeri gerginliğin daha da şiddetlenmesinin, kaçamayan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler için korkunç sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuldu.

Şok edici rakamlar

Raporda, eylül ayı sonuna kadar 640 bin kişinin felaket düzeyinde gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalacağı ve açlık endeksinin 5. aşamasına gireceği belirtildi. Bu arada, 1,14 milyon kişi endeksin 4. aşamasında, 396 bin kişi ise üçüncü aşamada (kriz) olacak. Raporda, Gazze Şeridi'ndeki tarım arazilerinin yüzde 98'inin hasar gördüğü veya erişilemez durumda olduğu ve her on kişiden dokuzunun defalarca yerinden edildiği vurgulandı. Raporda, gıda fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı, yemek pişirmek için gerekli yakıt ve suyun kıt olduğu ve pazar ve hizmet sisteminin çöktüğü ifade edildi.

Çocukların ve kadınların çektiği acılar

BM raporuna göre, geçtiğimiz temmuz ayına ait veriler, Gazze Şeridi'nde 12 binden fazla çocuğun akut yetersiz beslenmeden mustarip olduğunu, bu sayının şimdiye kadarki en yüksek rakam olduğunu ve yıl başından bu yana altı kat arttığını gösteriyor... Bunların yaklaşık yüzde 25'i, en tehlikeli ve ölümcül olan ‘şiddetli akut yetersiz beslenmeden’ mustarip. Hayati tehlike arz eden yetersiz beslenmeden mustarip hamile ve emziren kadınların sayısı mayıs ayında 17 bin iken, bu sayının 2026 ortasına kadar 55 bine çıkması bekleniyor. Raporda, her beş çocuktan birinin erken doğduğu veya düşük doğum ağırlığıyla doğduğu ve bağışıklık sisteminin zayıflığı nedeniyle ishal ve solunum yolu enfeksiyonları gibi yaygın hastalıkların ölümcül hale geldiği belirtildi.

Trajik koşullar

Rapora ilişkin yorumda bulunan FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, “Gazze halkı hayatta kalmak için tüm imkanlarını tüketti. Açlık ve yetersiz beslenme her gün can almakta. Gıdaya erişim lüks değil, temel bir insan hakkıdır” ifadelerini kullandı.

WFP İcra Direktörü Cindy McCain ise şunları söyledi: “Kıtlık uyarıları aylardır açıkça ortada. Şu anda ihtiyaç duyulan şey, yardımı büyük ölçüde artırmak ve gıdanın en çok ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak için daha güvenli koşullar yaratmak.”

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, “Kıtlık Gazze’de trajik bir gerçeklik ve Deyr el-Belah ile Han Yunus'ta yakın bir tehdit. Kaybedecek zaman yok; çocuklar gözlerimizin önünde açlık ve hastalıktan ölüyor” şeklinde konuştu.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ‘ateşkesin artık ahlaki ve insani bir zorunluluk olduğunu’ vurguladı. Ghebreyesus, “Basit hastalıklar açlık nedeniyle ölümcül hale geliyor ve çökmüş sağlık sistemi acil desteğe ihtiyaç duyuyor” dedi.

Dört kuruluş, acil bir çağrıda bulunarak, kıtlığın daha da kötüye gitmesini önlemek için derhal ve kalıcı bir ateşkes, yardımların engelsiz ulaştırılması, gıda tedarikinin önemli ölçüde artırılması, dağıtım mekanizmalarının iyileştirilmesi, sağlık, su ve sanitasyon sektörlerine acil destek sağlanması ve ticaret akışlarının, temel hizmetlerin ve yerel gıda üretiminin yeniden sağlanması çağrısında bulundu.


Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, dün NEOM Sarayı'nda düzenlenen görüşmede, ikili ilişkileri ve uluslararası gelişmeleri ele aldı. İki lider, başta Filistin'deki gelişmeler olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri görüştü.

Toplantıya Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı, Kabine Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Suudi Arabistan Genel İstihbarat Servisi Direktörü Halid el-Humeydan ve ilgili yetkililer katıldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Muhammed el-Şenavi yaptığı açıklamada, toplantıda bir dizi ikili iş birliği konusunun yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda karşılıklı ilgi duyulan konulardaki gelişmelerin derinlemesine ele alındığını belirtti. Toplantıda ayrıca, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde çeşitli taraflarla koordinasyon halinde ateşkes sağlama çabaları da ele alındı.

El-Şenavi, Sisi'nin, son olarak Riyad ve Paris'in ortak liderliğinde New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen "İki Devletli Çözüm" konferansının sonuçları olmak üzere, Suudi Arabistan'ın Filistin sorununa ilişkin girişimlerine Mısır'ın verdiği desteği teyit ettiğini belirtti.