İsrail, hapishaneden kaçış planını gizleyen 5 mahkumu yargılayacak

Polis ve İstihbarat Servisi yetkilileri 6 mahkumun kaçışına ilişkin soruşturmayı tamamladı.

Gilboa Hapishanesindeki 6 mahkumla dayanışma amacıyla Gazze’deki bir caddede bulunan duvar resmi (AP)
Gilboa Hapishanesindeki 6 mahkumla dayanışma amacıyla Gazze’deki bir caddede bulunan duvar resmi (AP)
TT

İsrail, hapishaneden kaçış planını gizleyen 5 mahkumu yargılayacak

Gilboa Hapishanesindeki 6 mahkumla dayanışma amacıyla Gazze’deki bir caddede bulunan duvar resmi (AP)
Gilboa Hapishanesindeki 6 mahkumla dayanışma amacıyla Gazze’deki bir caddede bulunan duvar resmi (AP)

İsrail Başsavcılığı dün (Çarşamba) Nasır Sulh Ceza Mahkemesi'ne polis ve İstihbarat Servisi yetkililerinin 6 Filistinli mahkumun Gilboa hapishanesinden kaçması olayına ilişkin soruşturmayı tamamladığını ve kaçış planını bilen ve başarı ile uygulanmasına yardımcı olan ve gardiyanları yanıltma sürecine katkıda bulunan 5 mahkumun daha olduğunu tespit ettiğini bildirdi.
Başsavcılık, tünel kazma ve Gilboa Hapishanesi’nden kaçma sürecine katıldıkları için 6’sı kaçak 5’i sürece yardım eden 11 mahkum hakkındaki iddianameleri önümüzdeki Pazar günü mahkemeye sunacağını bildirdi. Ayrıca, bundan sonra mahkemenin olayın ayrıntılarına ilişkin yayın yasağı kaldırma kararını karara bağlayacağını belirtti.
Mahkeme, tutukluların yargılamanın sonuna kadar Gilboa Hapishanesi’nden uzakta tutuklu kalmalarını ve polis ve istihbaratın yetkisi altındaki bir gözaltı merkezine kapatılmasını talep etti. Başsavcılıktan iki üst düzey yetkili Avukat Idit Amir Levenstein ve avukat Roi Avasi, en tehlikeli mahkumlar arasında sayıldıkları için bu şekilde tutuklanmalarının gerekli olduğunu ve Gilboa hapishanesinde bulunmalarının mahkemenin gidişatını ve hapishanelerde güvenlik istikrarını bozmaya kapı açacağını belirtti. 
Başsavcılık, Mahmud el-Arıda, Yakub Kadri, Zekeriya ez-Zübeydi, Muhammed el-Arıda, Yakub Munadil Nufeyat ve Eyhem Kemamci adlı 6 mahkumun 2014'ten beri bir kaçış planı hazırlamaya başladıklarını belirtti. O dönem aralarından bazılarının en son kaçmaya çalıştıkları 5 numaralı odanın yanındaki 3 numaralı odadan kaçmaya çalıştıkları kaydedildi. Ancak ilk kaçış planlarında son anda yakalanan mahkumlar bu sefer başarılı oldu. Başsavcılık, bu başarının nedenlerinden birinin, diğer beş mahkumun gardiyanları yanıltma ve kaçan mahkumlardan dikkatlerini dağıtma görevini üstlenmesi olduğunu söyledi. Tutuklu diğer beş kişi: Muhammed Ebu Şirin (24), Kusai Meri (22), Ali Ebu Bekir (21), Muhammed Ebu Bekir (19) ve İyad Ceradat (31). Tamamının Filistin’in Cenin şehrinden oldukları ifade edildi. 
Başsavcılığın mahkemeye sunduğu niyet açıklamasına göre, “Gilboa Hapishanesi, İsrail'in en güvenli ve güçlendirilmiş cezaevlerinden biriydi ve hala öyle. Devlet inşaatına 66 ton beton koydu ve sıkı koruma önlemleri aldı. Ancak esirler kaçmayı başardı. Bu sadece ihmali değil, aynı zamanda mahkumların tehlike boyutunu da ortaya koyuyor. Çünkü hepsi büyük davalardan mahkum edildi. Çoğu müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumlardan bazıları daha önce bir veya iki kez İsrail hapishanelerinden kaçmaya çalıştı.
Mahkeme, savcılığın talebini kabul ederek, iddianamenin okunması için gözaltı süresinin önümüzdeki Pazar gününe kadar uzatılmasına ve daha sonra nezarethaneye veya cezaevine konacaklarına dair karar verilmesine karar verdi.
Altı tutuklunun iki bölümden 10 ay boyunca tünel kazdığı biliniyor. Bunlardan biri, hapishane odasındaki lavabonun altında, binanın altındaki boş bir koridora çıkıyor. İkincisi, koridorun sonundan hapishanenin dışındaki zemine çıkıyor. Mahkumların kazma işini kaşık, tava sapı, demir sandalye ayakları gibi aletlerle yaptıkları belirtildi. Mahkumlar tünelden çıkardıkları toprağı kanalizasyona attılar. İsrail polisinin 6 Eylül'de kaçışla ilgili yapılan açıklamasından sonra açılan soruşturma kapsamında güvenlik ve askeri teşkilatın çeşitli kollarıyla altı mahkumu aramaya başladı. Başsavcılıktan yapılan açıklamaya göre tutuklular, birincisi Nasıra'da, ikincisi Tabor Dağı eteklerindeki Arab eş-Şibli'de ve üçüncüsü Cenin'in doğu mahallesinde olmak üzere üç aşamada tutuklandı.
Kaçış operasyonunun başarısı, onları tutuklamak için zamana karşı yarışan İsrail güvenlik teşkilatını büyük bir şoka uğrattı. Aynı zamanda, Uluslararası Soruşturmalar Ulusal Birimi, İsrail polisine bağlı Lahav 433 Soruşturma Birimi ve İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) güvenlik güçlerinden oluşan geniş bir soruşturma ekibi görevlendirildi. Cezaevi İdaresi yönetiminin başarısızlıkları nedeniyle sert eleştirilere karşı İsrail İç Güvenlik Bakanı Omer Bar Lev, bir yargıç başkanlığında bir soruşturma komisyonu kurmaya karar verdi. Başsavcı, hükümetin, komitenin çalışması tamamlanana kadar Gilboa hapishanesinin müdürünü görevden alma kararı almasını engelledi.



Mukteda es Sadr, Lübnan'daki patlamaların ardından "milyonluk" gösteriyi iptal etti

Mukteda es Sadr, 19 Ekim 2023'te Necef'te vaaz ediyor (Reuters)
Mukteda es Sadr, 19 Ekim 2023'te Necef'te vaaz ediyor (Reuters)
TT

Mukteda es Sadr, Lübnan'daki patlamaların ardından "milyonluk" gösteriyi iptal etti

Mukteda es Sadr, 19 Ekim 2023'te Necef'te vaaz ediyor (Reuters)
Mukteda es Sadr, 19 Ekim 2023'te Necef'te vaaz ediyor (Reuters)

Irak'taki Sadr hareketinin lideri, Lübnan'daki “çağrı cihazı” ve “telsiz” bombalamalarının ardından Gazze'yle dayanışma çağrısı yaptığı gösterinin iptal edildiğini duyurdu.

Mukteda es Sadr dün (Çarşamba) yaptığı basın açıklamasında, “mantık, Filistin ve Lübnan'daki Siyonist pervasızlık ve terörizmden sonra ve büyük şeytan Amerika'nın açık örtüsü, uluslararası kararlara ve insani çağrılara cevap vermemeleri ve yükselen halkların sesini dikkate almamaları nedeniyle milyonlarca kişinin katılması beklenen gösterinin iptal edilmesini gerektiriyor” dedi.

Sadr şöyle devam etti: "Amerika ve İsrail, tüm bölgeyi bir imha savaşına sürüklemek istiyor."

Gösteriyi iptal etme kararını değerlendiren Sadr, “İsrail'in halklara yönelik tüm bu saldırılarından sonra artık yararlı değil (...) protesto büyük bir olay düzeyinde değil” dedi.

Sadr, yaklaşık iki yıl önce siyasi süreçten tamamen çekildi, ancak zaman zaman dini vesilelerle Gazze savaşı hakkında yorum yapıyor ve savaşın durdurulması çağrısında bulunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığına göre önceki gün (Salı) 12 kişinin ölümüne ve 3 bine yakın kişinin yaralanmasına neden olan benzer iletişim cihazı patlamalarının ardından dün Lübnan'da telsizlere yönelik bir patlama dalgasında, 9 kişi öldü ve 300'den fazla kişinin yaralandı.