ABD, Çin’in İran’dan petrol alımını azaltması için diplomasi yürütüyor

ABD’li yetkili Tahran yaptırımlarından kaçma girişimlerini izlediklerini söyledi.

Endonezya makamlarının ocak ayında yasadışı petrol taşıdıklarından şüphelenilen İran ve Panama bandıralı iki gemiyi durdurdu (Reuters)
Endonezya makamlarının ocak ayında yasadışı petrol taşıdıklarından şüphelenilen İran ve Panama bandıralı iki gemiyi durdurdu (Reuters)
TT

ABD, Çin’in İran’dan petrol alımını azaltması için diplomasi yürütüyor

Endonezya makamlarının ocak ayında yasadışı petrol taşıdıklarından şüphelenilen İran ve Panama bandıralı iki gemiyi durdurdu (Reuters)
Endonezya makamlarının ocak ayında yasadışı petrol taşıdıklarından şüphelenilen İran ve Panama bandıralı iki gemiyi durdurdu (Reuters)

Fransa’nın dolaylı yoldan Çin’i uyarmasının ardından dün bilgi veren batılı kaynaklar ABD’nin, Çin’in İran ham petrol alımını azaltması amacıyla diplomasi yürüttüğünü bildirdi. Öte yandan büyük devletler, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan müzakereleri yeniden başlatılması konusunda İran’ı ikna etmeye çalışıyor.
ABD uyguladığı yaptırımlarla İran'ın petrol gelirlerini azaltarak nükleer programında değişiklik yapması için baskı kurmaya çalışıyor. Bu nedenle batılı ülkeler Çinli şirketlerin İran'dan petrol almaya devam etmesinin İran'ın ekonomisini ayakta tutmaya yardım ettiğine inanıyor.
Konunun hassasiyeti nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen üst düzey ABD'li bir yetkili, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Çinli şirketlerin yaptığı İran petrol alımlarından haberdarız” dedi.
Yetkili, “Çin ile iş yapan şirketler de dahil olmak üzere İran'a uygulanan yaptırımlardan kaçanları caydırmak için yaptırımlarımızı kullanıyoruz. Gerekirse bunu yapmaya devam ederiz" dedi.
Aynı yetkili, "Ancak İran’la ilgili politika konusunda yürüttüğümüz diyaloğun kapsamında diplomatik kanallar üzerinden Çinlilerle temas halindeyiz ve genel olarak bu yolun endişelerimizi aktarmak için daha verimli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Nükleer faaliyetler hakkında yürütülen diplomasinin hassasiyeti nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen Avrupalı yetkili, Reuters’a yaptığı açıklamada, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman'ın Temmuz ayında Çin'e düzenlediği ziyaret sırasında gündeme getirdiği konular arasında bu meselenin de olduğunu söyledi.
Avrupalı yetkili, Çin'in İran'ı korumaya devam ettiğini ve Batı ülkeleri için önemli konulardan birinin Çin'in İran'dan ne kadar petrol aldığı olduğunu söyledi.
Emtia analiz firması Kpler, Çin’in yıl başından Ağustos ayına kadar İran’dan günde ortalama 553 bin varil petrol ithal ettiğini tahmin ediyor.
İran ve ABD, 2015 anlaşmasını canlandırmak için dolaylı yoldan yürüttüğü ve özellikle İran petrol satışlarına yönelik yaptırımların kaldırılmasının beklendiği müzakerelere başlamadan önce gemi seferlerini takip eden güvenilir kaynaklar İran gemilerinin Mart ayı boyunca Çin’e 30 milyona yakın varil petrol taşıdığını bildirdi.
İran ve ABD arasında Nisan’da başlayan ve 6 tur düzenlenen dolaylı müzakereler, Hasan Ruhani’den sonra aşır muhafazakar İbrahim Reisi’nin İran’ın yeni cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından donduruldu. Müzakereleri daha önce Ruhani hükümeti yürütüyordu.
İran, nükleer anlaşma uyarınca, bölgede nükleer silah üretiminin yaygınlaşmasına yol açması muhtemel uranyum zenginleştirme programını sınırlandırdı. Eski ABD Başkanı Donald Trump 2018’de nükleer anlaşmadan çekildi ve İran’a yönelik ekonomik yaptırımları tekrardan yürürlüğe koydu. Ancak buna rağmen İran, Çinli şirketlerin de aralarında bulunduğu müşterilerine yasaklı petrol satışına devam etti.
İran yaklaşık bir yıl bekledikten sonra Trump’ın anlaşmadan çekilme kararına misilleme kapsamında, o günlerde “nükleer anlaşmadan kademeli çekilme süreci” diye isimlendirdiği süreci başlattı ve anlaşma uyarınca durdurduğu nükleer faaliyetlerine yeniden geri döndü.
Trump’ın ardından gelen Joe Biden, İran ile “diplomasiyi öncelediğini” söyledi. Bununla birlikte Biden, müzakerelerin başarısız olması halinde başka seçeneklere dönmeye hazır olduğunu vurguladı fakat bu seçenekler hakkında detay vermedi.
Fransa Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkili salı günü yaptığı açıklamada İran'ın, müzakereleri baltalayabilecek diplomatik bir gerilimi önlemek için Washington ve Tahran'ın anlaşmaya geri dönmesi amacıyla Viyana düzenlenen görüşmelere geri dönmesi gerektiğini ifade etti. Yetkili, “Bu süreçte Rusya ve Çin dahil olmak üzere Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (nükleer anlaşmanın) tüm taraflarıyla yakın temasta kalmamız gerek. Özellikle Çinlilerin kendilerini ifade etmelerini ve daha kararlı davranmalarını bekliyoruz. İran’a baskı uygulamalıyız. ABD Dışişleri Bakanlığı henüz Avrupalı ve ABD'li yetkililerin açıklamaları hakkında bir yorumda bulunmadı. Bu vazgeçilemez bir şey” dedi. İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan, ülkesinin nükleer anlaşmaya yeniden bağlı kalınması amacıyla yürütülen müzakereler “çok yakında” döneceğini söyledi fakat bununla ilgili açık bir tarih vermedi.
ABD’nin İran petrolüyle ilgili yürüttüğü diplomasiye Çin’den henüz bir yanıt gelmedi. ABD ve Çin arasında insan hakları ve koronavirüsün kaynağıyla ilgili şeffaflık gibi konularda somut bir ilerleme kaydedilememesi nedeniyle iki ülke ilişkileri bu yıl en alt seviyede seyrediyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü 24 Eylül’de düzenlediği basın toplantısında, nükleer anlaşma konusunda sorumluluğu İran yerine ABD’ye yükledi. Sözcü, “İran nükleer anlaşma meselesiyle ilgili gerilimde yeni bir dönem başlatan taraf olması nedeniyle ABD, İran üzerindeki maksimum baskı şeklindeki hatalı politikalarını düzeltmeli, Tahran’a yönelik tüm yasadışı yaptırımları ve üçüncü şahıslar üzerindeki uzun vadeli yargı tedbirlerini kaldırmalı ve müzakereleri yeniden başlatmak ve hızlı sonuç almak için çalışmalıdır” ifadelerini kullandı.
ABD yaptırımları kapsamındaki Çin ve İran, Nisan ayında müzakereler başlamadan önce aralarında uzun zamandır var olan ekonomik ve siyasi ortaklıklarını güçlendirmek için 25 yıllığına işbirliği anlaşması imzaladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan o dönem yapılan açıklamada, Pekin’in, “ABD’nin tek taraflı yaptırımlarına ve yargı yetkisi kapsamını genişletmesine” karşı çıkmaya devam edeceği vurgulandı. Bakanlık Washington’a “yasadışı yaptırımları” en kısa zamanda kaldırma çağrısı yaptı.
İran petrol tankerleri takip edilmemek için genellikle navigasyon cihazlarını kapatıyor. Ancak uydular aracılığıyla Umman Sultanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Irak limanlarını yakından izlemek mümkün. Bu tankerlerden bazıları Çin’e gitmeden önce yüklerinin bir kısmını Singapur veya Malezya yakınlarındaki diğer gemilere aktarıyor.
Rusya ve Çin’in öncülük ettiği Şangay İşbirliği Teşkilatına bu ay İran’a tam üyelik verilmesini onayladı.
İran kamuoyu Çin ile işbirliği anlaşmasının ve Şangay İşbirliği Teşkilatına kabulün, ülkenin yüzünü doğuya daha çok çevirmesine neden olabileceği görüşünde. Nitekim İran’ın dini lideri Ali Hamaney de Batı yaptırımlarıyla mücadelede Rusya ve Çin’in BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto hakkını güvence altına almak için bu seçenekte ısrar ediyor.
İran merkezli Cihan-i Sanat (Jahanesanat) Gazetesi, cumartesi günü yayınladığı bir haberde, İran’ın Şangay İşbirliği Teşkilatı ve Rusya’nın liderliğindeki Avrasya Ekonomik Birliği gibi ekonomi ittifaklarına katılması ve Irak ile ticaret hacmini artırması sayesinde petrol satışını artırdığını yazdı. Habere göre Tahran’ın Viyana müzakerelerinde talep çıtasını yükseltmesinin sebepleri arasında İran’ın komşu ülkelerle ilişkileri geliştirme çabası bulunuyor.



Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian