BM: Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne hiçbir şekilde erişim iznimiz yok

AA
AA
TT

BM: Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne hiçbir şekilde erişim iznimiz yok

AA
AA

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville, Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlallerin gündeme geldiği Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne hiçbir şekilde erişim izinlerinin olmadığını bildirdi.
Sözcü Colville, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, AA muhabirinin, "BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yıllardır Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne 'anlamlı erişim' çağrısı yapıyor. Bu konuda Çin ile müzakerelerdeki son durum nedir?" şeklindeki sorusuna, "Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne 'anlamlı' veya 'başka türlü' bir erişim iznimiz yok." karşılığını verdi.
Takip ettikleri tek konunun erişim izni olmadığını belirten Colville, bölgedeki ciddi insan hakları ihlalleri iddialarına ilişkin mevcut bilgiler ışığında hazırlanan bir değerlendirmenin bitmek üzere olduğu bilgisini paylaştı.
Colville, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin hazırladığı değerlendirmenin yakın bir gelecekte kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne erişim için göreve başladığı 2018 yılından bu yana Çin'e çağrılarda bulunan Bachelet, 13 Eylül'de BM İnsan Hakları Konseyi'nde yaptığı açıklamada, bu konuda ilerleme sağlanamadığı için üzgün olduğunu vurgulamıştı.

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki uygulamaları
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyunca eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise "yeniden eğitim kampları" diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.



Washington: Yaptırım listesine 17 İranlı kuruluş, kişi ve gemiyi ekledik

Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
TT

Washington: Yaptırım listesine 17 İranlı kuruluş, kişi ve gemiyi ekledik

Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)
Washington D.C.'deki ABD Dışişleri Bakanlığı (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programını desteklemek için kullandığı gelir akışlarını kesmek amacıyla yaptırım listesine 17 kuruluş, kişi ve gemiyi eklediğini duyurdu.

Bakanlık yaptığı açıklamada, İran rejiminin istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini finanse etmek için Ortadoğu'daki çatışmaları körüklemeye devam ettiği belirtildi.

Açıklamada, "İran petrolünün taşınmasında yer alan denizcilik hizmeti sağlayıcıları ve petrol ürünleri tüccarlarından oluşan ağa karşı çalışmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması, Hazine Bakanlığı'nın orduyu destekleyen İran petrol ağına yönelik yaptırımların sıkılaştırılacağını açıklamasından birkaç saat sonra geldi.

Hazine Bakanlığı yaptığı açıklamada, "İran ordusunu ham petrol satışı yoluyla finanse eden bir dizi paravan şirket ve nakliye komisyoncusuna yaptırım uyguladık" denildi ve İran ordusunun yıllık bütçesini desteklemek ve güçlerinin yeniden inşasını finanse etmek için ham petrol satışlarına giderek daha fazla bağımlı hale geldiği belirtildi.

Bakanlık, Trump yönetiminin İran petrolü ve petrol ürünlerini taşıyan 170'ten fazla gemiye yaptırım uyguladığını ifade etti.

ABD Hazine Bakanlığı, İranlı havayolu şirketi Mahan Air'e karşı ek önlemler aldığını duyurdu ve şirketin Ortadoğu'daki İran destekli grupları silahlandırmak için İslam Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü ile iş birliği yaptığını belirtti.


Beyaz Saray: ABD'nin barış planı hem Rusya hem de Ukrayna için iyi

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
TT

Beyaz Saray: ABD'nin barış planı hem Rusya hem de Ukrayna için iyi

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt basın toplantısında (Reuters)

Beyaz Saray, dün yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump tarafından desteklenen ve şu anda Rusya ve Ukrayna ile müzakereleri devam eden ABD barış planının her iki taraf için de "iyi" olduğunu vurgulayarak, Moskova'nın taleplerini fazlasıyla karşıladığı yönündeki endişeleri reddetti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt gazetecilere yaptığı açıklamada, "Devam ediyor ve gelişiyor, ancak başkan bu planı destekliyor. Hem Rusya hem de Ukrayna için iyi bir plan ve her iki tarafça da kabul edilebilir olacağına inanıyoruz" dedi.

Beyaz Saray, Kara Kuvvetleri Sekreteri Daniel Driscoll'un dün Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüştüğünü ve ABD'li yetkililerin Zelenskiy ile görüşmesinin ardından barış planı konusunda iyimser olduklarını belirtti.

 Beyaz Saray ayrıca, Özel Temsilci Steve Wittkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Ukrayna ve Rusya ile görüşmeleri eşit şekilde yürüttüğünü vurguladı.

CBS News, üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisine dayandırdığı haberinde, dün Başkan Donald Trump'ın Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşı sona erdirmek için 28 maddelik bir planı onayladığını bildirdi.

Ukrayna ve ABD daha önce müzakerelerin başlangıç ​​noktası olarak cephe hatlarını dondurma konusunda anlaşmışlardı ve ayrıca Washington ve Batılı ortaklarından güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdi.


Uluslararası Atom Enerji Ajansı İran'ı uranyum stoklarının akıbetini açıklamaya zorluyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
TT

Uluslararası Atom Enerji Ajansı İran'ı uranyum stoklarının akıbetini açıklamaya zorluyor

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın salı günkü yönetim kurulu toplantısından yayınladığı fotoğraf

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu, İran'ın, İsrail ve ABD tarafından geçen haziran ayında bombalanan zenginleştirilmiş uranyum stokları ve nükleer tesislerinin durumu hakkında kuruma "gecikmeden" bilgi vermesini zorunlu kılan bir karar aldı.

ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından sunulan karar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın nükleer programı hakkında rapor verme yetkisini yeniliyor ve İran'ın derhal yanıt ve UAEA'nın talep ettiği bilgilere erişmesine izin vermesi gerektiğini vurguluyor. Karar, 35 üyeden 19'unun kabulüyle, 12 çekimser ve 3 üyenin de karşı oyuyla kabul edildi.

Dört ülke, "Mesajımız açık: İran, güvenlik sorunlarını gecikmeden çözmeli. Erişim izni vererek, yanıtlarla ve izlemeyi yeniden sağlayarak pratik iş birliği gerçekleşmelidir" ifadelerini kullandı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, kararı "yasadışı ve haksız" olarak nitelendirerek eleştirdi ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA) ile "Kahire Anlaşması"nın resmen sona erdiğini ilan etti. Çarşamba günü verdiği bir röportajda Arakçi, Tahran'ın müfettişlerin bombalamada hasar gören tesislerine girmesine izin vermeyeceğini duyurdu.