Suriye konulu Rusya- Türkiye ‘anlayışları’, her iki tarafın yetkilileri tarafından uygulanacak

Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
TT

Suriye konulu Rusya- Türkiye ‘anlayışları’, her iki tarafın yetkilileri tarafından uygulanacak

Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetinde mevcut olan duruma ilişkin iki ülkenin dışişleri ve savunma bakanlarının üzerinde çalışacağı bir yol haritası üzerinde anlaştığını açıkladı. Erdoğan ayrıca, ABD’nin er ya da geç Suriye’den çekilmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Putin ile ‘Suriye krizine, özellikle de İdlib’deki durum için nihai ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmanın yollarını görüştüklerini söyledi. Türkiye Cumhurbaşkanı, 30 Eylül’de Soçi’den dönüşü sırasında uçağında kendisine eşlik eden Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, Putin ile görüşmelerini ‘verimli’ olarak nitelendirdi. Erdoğan, Türkiye’nin Suriye konusunda Rusya ile mutabık kaldığı her konuya bağlılığını sürdürdüğünü ve bundan geri dönüşün olmadığını vurguladı.
Türkiye’nin terör listelerinde sınıflandırdığı örgütlerin bölgedeki varlığının sona erdirilmesine ilişkin olarak, Rusya ile yapılan anlaşmanın Suriye’nin kuzeydoğusunda da uygulanması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) koalisyonunun en büyük bileşeni olan Kürt Halkını Koruma Birlikleri’ne (YPG) atıfta bulundu.
McGurk, YPG, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) adeta yönetmeni durumundadır. Terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır”
Erdoğan: McGurk, terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır
Erdoğan, ABD’nin Kürt birliklerini destekleyen tutumunu eleştirerek, “ABD burayı terk etmeli ve er ya da geç burayı Suriye halkına bırakmalıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk’un SDG ile temasından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirirken, “McGurk, YPG, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) adeta yönetmeni durumundadır. Terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır” dedi. Erdoğan ayrıca, “Benim teröristlerle mücadele verdiğim bir bölgede bunun onlarla kol kola dolaşması beni ciddi manada rahatsız etmektedir” şeklinde konuştu.
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, 30 Eylül’de ‘özellikle ticaret ve enerji alışverişlerinin güçlendirilmesi, askeri alanlarda daha aktif bir iş birliği aşamasının başlatılması ve Afganistan, Libya ve Azerbaycan-Ermenistan temas alanlarındaki durumu içeren bölgesel krizler dosyası açısından’ dört ana konuya odaklanan diyaloğun bazı ayrıntılarına değindi.
Suriye meselesine ilişkin olarak Peskov, iki liderin Suriye’deki durumu ayrıntılı şekilde görüştüklerini ve bu konuda görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. Görüşmelerde, 2018 yılında imzalanan Soçi Anlaşması’na istinaden iki tarafın Suriye konusunda önceki anlaşmalara bağlı olduğunun vurgulandığını da sözlerine ekledi.
İki tarafın, terör unsurlarını İdlib’den kovma gerekliliği de dahil, anlaşmanın şartlarını uygulamak için ortak eylemi etkinleştirmeyi kabul ettiğini söyleyen Peskov, “Burada maalesef ayrıntılara giremiyorum, bu bilgilere tam olarak sahip değilim. Ama konu zaten tartışıldı. Önceki anlaşmalara bağlılık teyit edildi ve bunların terör unsurlarının sınır dışı edilmesi açısından tam olarak uygulanması gerektiği üzerinde duruldu” ifadelerini kullandı.
Peskov’un ifadeleri, eski anlaşmanın uygulanması ve ‘teröristlerin sınır dışı edilmesi’ mekanizmaları konusunda iki lider arasında mutabakata varılan gizli unsurların var olduğuna işaret etti. Ancak Rus kaynaklara göre iki liderin, şu anlık bunu açıklamamayı tercih ettiği görülüyor.
Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir diplomatik kaynak, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada zirve sırasında iki lider arasındaki mutabakatın bazı yönlerine değindi. Kaynak, İdlib’deki durumun dikkatli bir araştırmanın odak noktası olduğunu söylerken, sahadaki durumun bazı yönlerini netleştirme arzusuyla ilgili olarak iki liderin, görüşmede iki ülkenin askeri düzeyleriyle temaslarda bulunduğunu kaydetti. Kaynak ayrıca, Putin ve Erdoğan’ın gerçekleşen tartışmalara binaen askeri düzeyde açık emirler verme konusunda anlaştıklarına da işaret etti.

Üç unsur
Kaynak, Suriye ile ilgili mutabakatları üç unsurda özetledi. Bu unsurların ilk olarak siyasi olduğunu belirten kaynak, cumhurbaşkanlığı sözcüsünün 30 Eylül’de açıklamasına vurgu yaptı. Kaynak, açıklamanın ‘İdlib konulu Soçi Anlaşması’na bağlı kalınması ve uzun bir gecikmeden sonra hükümlerin uygulanarak, şu anda herhangi bir değişiklik yapılmaması’ ile ilgili olduğunu kaydetti.
Bu çerçevede Suriye krizinin 2254 sayılı karar temelinde sona erdirilmesi için çalışmaların sürdürülmesi, Suriye’nin kuzeydoğusu ve kuzeybatısındaki durumun özgüllüğü dikkate alınarak, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında ilerleme sağlanması için ortak çabalar sarf edilmesi gerektiği vurgulandı. İki lider, ‘Suriye krizinin sona ermesine ve Suriye’nin birlik ve egemenliğinin korunmasına etkin bir şekilde katkıda bulunmak’ için Washington ile temasları yoğunlaştırma konusunda da anlaştılar.
İkinci unsur ise, (ateşkes ihlallerinin tüm tezahürlerini sona erdirmek ve militanların aileleri de dahil olmak üzere sivillere zarar vermekten kaçınarak silahlı grupların (teröristler hariç) durumunu düzenlemek de dahil olmak üzere), ‘sürtüşmeyi önleme çerçevesinde koordinasyonun yoğunlaştırılması açısından askeri düzeye yönelik talimatları’ ve ‘Soçi Anlaşması’nda öngörülen tampon bölgenin tahliyesine ilişkin hükümlerin ve diğer düzenlemelerin uygulanmasına yönelik ortak çalışmaları’ içeriyor. Bu bağlamda iki taraf, Soçi Anlaşması hükümlerinin uygulanmasını engelleyen terör unsurlarını ‘etkisiz hale getirme’ konusundaki taahhütlerini dile getirdi. Ayrıca kaynak, ‘etkisiz hale getirme’ ifadesinin onları ortadan kaldırmak anlamına gelmediğini, aksine yeteneklerini etkisiz hale getirmek anlamına geldiğini dile getirdi. Bu durum, bölgede büyük çaplı bir çatışmanın patlak vermesini önlemek için örtülü bir anlaşma anlamına geliyor.
Üçüncü olarak iki lider, Rus ve Türk ulusal güvenlik çıkarlarının dikkate alınmasını sağlamak ve çözüm bekleyen sorunları çözmeye çalışmak amacıyla, iki ülkedeki dışişleri ve savunma bakanlıkları düzeyinde iletişim kanalları için sürekli çalışmaya devam etme konusunda uzlaşı sağladı.
Kaynağa göre güvenlik, askeri ve diplomatik düzeylerde ikili görüşmenin devam etmesi gerektiğine dair bazı fikirler ileri sürüldü. Bu da iki liderin kapanış bildirgesindeki sonuçları açıklamama ve toplantıdan hemen sonra gazetecilere konuşma yapmama eğilimini açıklıyor. Kaynak, bunun tarafların anlaşmaların uygulanmasına öncelik verme ve mevcut tartışmaların medya propagandası amacıyla kullanılmasına izin vermeme konusundaki çıkarlarını yansıttığını dile getirdi.
Öte yandan Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov, altı yıl önce Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalesinin sonuçlarına dikkati çekti. Yefimov, “Rusların vatanlarını savunmada Suriyelilerin yanında yer alması, terör örgütlerinin yenilgiye uğratılmasına ve yıkıcı dış güçlerin planlarının engellenmesine katkıda bulunmuştur” dedi. Hükümete bağlı olan ‘RT’ kanalına konuşan Büyükelçi, “Rusların müdahalesi ve terör örgütlerinin yenilgiye uğratılması, terör tehdidinin Suriye’den Arap dünyasındaki diğer ülkelere ve hatta sınırlarının ötesine, örneğin coğrafi olarak bu bölgeye çok yakın olan Rusya’ya yayılmasını engelledi” dedi.
Büyükelçi Aleksandr Yefimov, “Suriye’deki siyasi çözüm süreci şu anda fazla ivme kazanmıyor” dedi. Yefimov, “Bunun birçok nedeni var. Çatışan iki taraf arasındaki karşıtlığın boyutu çok büyüktür. Bunları yapıcı bir şekilde tartışmak için yeterli şekilde karşılıklı güven düzeyine ulaşmak zaman alır” değerlendirmesinde bulundu.
Yefimov, “Bu durumda en büyük zorluk, bazı dış tarafların Suriye müzakerelerine şu veya bu şekilde müdahale etmeye yönelik sürekli girişimleridir. Bu kesinlikle kabul edilemez. Siyasi süreç, Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararında öngörüldüğü üzere Birleşmiş Milletler’in (BM) desteğiyle Suriyelilerin bizzat kendileri tarafından yönetilmeli ve uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.
Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov, “Tüm yabancı oyuncular, Suriye halkının gerçek çıkarlarını göz önünde bulundursaydı ve başkalarının elini kullanarak kendi gündemlerini oluşturmaya çalışmasaydı nihai çözüme giden yol, çok daha hızlı ve kolay olurdu” şeklinde konuştu.



Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.