Suriye konulu Rusya- Türkiye ‘anlayışları’, her iki tarafın yetkilileri tarafından uygulanacak

Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
TT

Suriye konulu Rusya- Türkiye ‘anlayışları’, her iki tarafın yetkilileri tarafından uygulanacak

Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)
Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen çarşamba günü Soçi’de görüşmede bulundu (EPA)

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetinde mevcut olan duruma ilişkin iki ülkenin dışişleri ve savunma bakanlarının üzerinde çalışacağı bir yol haritası üzerinde anlaştığını açıkladı. Erdoğan ayrıca, ABD’nin er ya da geç Suriye’den çekilmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Putin ile ‘Suriye krizine, özellikle de İdlib’deki durum için nihai ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmanın yollarını görüştüklerini söyledi. Türkiye Cumhurbaşkanı, 30 Eylül’de Soçi’den dönüşü sırasında uçağında kendisine eşlik eden Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, Putin ile görüşmelerini ‘verimli’ olarak nitelendirdi. Erdoğan, Türkiye’nin Suriye konusunda Rusya ile mutabık kaldığı her konuya bağlılığını sürdürdüğünü ve bundan geri dönüşün olmadığını vurguladı.
Türkiye’nin terör listelerinde sınıflandırdığı örgütlerin bölgedeki varlığının sona erdirilmesine ilişkin olarak, Rusya ile yapılan anlaşmanın Suriye’nin kuzeydoğusunda da uygulanması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) koalisyonunun en büyük bileşeni olan Kürt Halkını Koruma Birlikleri’ne (YPG) atıfta bulundu.
McGurk, YPG, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) adeta yönetmeni durumundadır. Terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır”
Erdoğan: McGurk, terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır
Erdoğan, ABD’nin Kürt birliklerini destekleyen tutumunu eleştirerek, “ABD burayı terk etmeli ve er ya da geç burayı Suriye halkına bırakmalıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk’un SDG ile temasından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirirken, “McGurk, YPG, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) adeta yönetmeni durumundadır. Terör örgütleriyle kol kola orada dolaşan bir adamdır” dedi. Erdoğan ayrıca, “Benim teröristlerle mücadele verdiğim bir bölgede bunun onlarla kol kola dolaşması beni ciddi manada rahatsız etmektedir” şeklinde konuştu.
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, 30 Eylül’de ‘özellikle ticaret ve enerji alışverişlerinin güçlendirilmesi, askeri alanlarda daha aktif bir iş birliği aşamasının başlatılması ve Afganistan, Libya ve Azerbaycan-Ermenistan temas alanlarındaki durumu içeren bölgesel krizler dosyası açısından’ dört ana konuya odaklanan diyaloğun bazı ayrıntılarına değindi.
Suriye meselesine ilişkin olarak Peskov, iki liderin Suriye’deki durumu ayrıntılı şekilde görüştüklerini ve bu konuda görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. Görüşmelerde, 2018 yılında imzalanan Soçi Anlaşması’na istinaden iki tarafın Suriye konusunda önceki anlaşmalara bağlı olduğunun vurgulandığını da sözlerine ekledi.
İki tarafın, terör unsurlarını İdlib’den kovma gerekliliği de dahil, anlaşmanın şartlarını uygulamak için ortak eylemi etkinleştirmeyi kabul ettiğini söyleyen Peskov, “Burada maalesef ayrıntılara giremiyorum, bu bilgilere tam olarak sahip değilim. Ama konu zaten tartışıldı. Önceki anlaşmalara bağlılık teyit edildi ve bunların terör unsurlarının sınır dışı edilmesi açısından tam olarak uygulanması gerektiği üzerinde duruldu” ifadelerini kullandı.
Peskov’un ifadeleri, eski anlaşmanın uygulanması ve ‘teröristlerin sınır dışı edilmesi’ mekanizmaları konusunda iki lider arasında mutabakata varılan gizli unsurların var olduğuna işaret etti. Ancak Rus kaynaklara göre iki liderin, şu anlık bunu açıklamamayı tercih ettiği görülüyor.
Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir diplomatik kaynak, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada zirve sırasında iki lider arasındaki mutabakatın bazı yönlerine değindi. Kaynak, İdlib’deki durumun dikkatli bir araştırmanın odak noktası olduğunu söylerken, sahadaki durumun bazı yönlerini netleştirme arzusuyla ilgili olarak iki liderin, görüşmede iki ülkenin askeri düzeyleriyle temaslarda bulunduğunu kaydetti. Kaynak ayrıca, Putin ve Erdoğan’ın gerçekleşen tartışmalara binaen askeri düzeyde açık emirler verme konusunda anlaştıklarına da işaret etti.

Üç unsur
Kaynak, Suriye ile ilgili mutabakatları üç unsurda özetledi. Bu unsurların ilk olarak siyasi olduğunu belirten kaynak, cumhurbaşkanlığı sözcüsünün 30 Eylül’de açıklamasına vurgu yaptı. Kaynak, açıklamanın ‘İdlib konulu Soçi Anlaşması’na bağlı kalınması ve uzun bir gecikmeden sonra hükümlerin uygulanarak, şu anda herhangi bir değişiklik yapılmaması’ ile ilgili olduğunu kaydetti.
Bu çerçevede Suriye krizinin 2254 sayılı karar temelinde sona erdirilmesi için çalışmaların sürdürülmesi, Suriye’nin kuzeydoğusu ve kuzeybatısındaki durumun özgüllüğü dikkate alınarak, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında ilerleme sağlanması için ortak çabalar sarf edilmesi gerektiği vurgulandı. İki lider, ‘Suriye krizinin sona ermesine ve Suriye’nin birlik ve egemenliğinin korunmasına etkin bir şekilde katkıda bulunmak’ için Washington ile temasları yoğunlaştırma konusunda da anlaştılar.
İkinci unsur ise, (ateşkes ihlallerinin tüm tezahürlerini sona erdirmek ve militanların aileleri de dahil olmak üzere sivillere zarar vermekten kaçınarak silahlı grupların (teröristler hariç) durumunu düzenlemek de dahil olmak üzere), ‘sürtüşmeyi önleme çerçevesinde koordinasyonun yoğunlaştırılması açısından askeri düzeye yönelik talimatları’ ve ‘Soçi Anlaşması’nda öngörülen tampon bölgenin tahliyesine ilişkin hükümlerin ve diğer düzenlemelerin uygulanmasına yönelik ortak çalışmaları’ içeriyor. Bu bağlamda iki taraf, Soçi Anlaşması hükümlerinin uygulanmasını engelleyen terör unsurlarını ‘etkisiz hale getirme’ konusundaki taahhütlerini dile getirdi. Ayrıca kaynak, ‘etkisiz hale getirme’ ifadesinin onları ortadan kaldırmak anlamına gelmediğini, aksine yeteneklerini etkisiz hale getirmek anlamına geldiğini dile getirdi. Bu durum, bölgede büyük çaplı bir çatışmanın patlak vermesini önlemek için örtülü bir anlaşma anlamına geliyor.
Üçüncü olarak iki lider, Rus ve Türk ulusal güvenlik çıkarlarının dikkate alınmasını sağlamak ve çözüm bekleyen sorunları çözmeye çalışmak amacıyla, iki ülkedeki dışişleri ve savunma bakanlıkları düzeyinde iletişim kanalları için sürekli çalışmaya devam etme konusunda uzlaşı sağladı.
Kaynağa göre güvenlik, askeri ve diplomatik düzeylerde ikili görüşmenin devam etmesi gerektiğine dair bazı fikirler ileri sürüldü. Bu da iki liderin kapanış bildirgesindeki sonuçları açıklamama ve toplantıdan hemen sonra gazetecilere konuşma yapmama eğilimini açıklıyor. Kaynak, bunun tarafların anlaşmaların uygulanmasına öncelik verme ve mevcut tartışmaların medya propagandası amacıyla kullanılmasına izin vermeme konusundaki çıkarlarını yansıttığını dile getirdi.
Öte yandan Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov, altı yıl önce Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalesinin sonuçlarına dikkati çekti. Yefimov, “Rusların vatanlarını savunmada Suriyelilerin yanında yer alması, terör örgütlerinin yenilgiye uğratılmasına ve yıkıcı dış güçlerin planlarının engellenmesine katkıda bulunmuştur” dedi. Hükümete bağlı olan ‘RT’ kanalına konuşan Büyükelçi, “Rusların müdahalesi ve terör örgütlerinin yenilgiye uğratılması, terör tehdidinin Suriye’den Arap dünyasındaki diğer ülkelere ve hatta sınırlarının ötesine, örneğin coğrafi olarak bu bölgeye çok yakın olan Rusya’ya yayılmasını engelledi” dedi.
Büyükelçi Aleksandr Yefimov, “Suriye’deki siyasi çözüm süreci şu anda fazla ivme kazanmıyor” dedi. Yefimov, “Bunun birçok nedeni var. Çatışan iki taraf arasındaki karşıtlığın boyutu çok büyüktür. Bunları yapıcı bir şekilde tartışmak için yeterli şekilde karşılıklı güven düzeyine ulaşmak zaman alır” değerlendirmesinde bulundu.
Yefimov, “Bu durumda en büyük zorluk, bazı dış tarafların Suriye müzakerelerine şu veya bu şekilde müdahale etmeye yönelik sürekli girişimleridir. Bu kesinlikle kabul edilemez. Siyasi süreç, Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararında öngörüldüğü üzere Birleşmiş Milletler’in (BM) desteğiyle Suriyelilerin bizzat kendileri tarafından yönetilmeli ve uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.
Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksandr Yefimov, “Tüm yabancı oyuncular, Suriye halkının gerçek çıkarlarını göz önünde bulundursaydı ve başkalarının elini kullanarak kendi gündemlerini oluşturmaya çalışmasaydı nihai çözüme giden yol, çok daha hızlı ve kolay olurdu” şeklinde konuştu.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 44 kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir çadıra düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 10 akrabasının yasını tutan Filistinli bir kadın (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir çadıra düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 10 akrabasının yasını tutan Filistinli bir kadın (AP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 44 kişi hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir çadıra düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 10 akrabasının yasını tutan Filistinli bir kadın (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir çadıra düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 10 akrabasının yasını tutan Filistinli bir kadın (AP)

Filistin medyası bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının şafak vaktinden bu yana 44'e ulaştığını bildirdi.

El-Aksa TV, Gazze şehrinin kuzeydoğusundaki et-Tuffah mahallesine yönelik İsrail bombardımanında beş kişinin, Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun mahallesine yönelik İsrail bombardımanında ise iki kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ekipleri, Han Yunus'taki gümrük ofisi yakınlarında el-Akkad ailesine ait bir evin bombalanması sonucu aralarında durumu ciddi olanların da bulunduğu çok sayıda yaralıya ulaştıklarını açıkladı.

İşgal güçlerinin Han Yunus'a bağlı Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir çadırı bombalaması sonucu Sivil Savunma Müdürlüğü ekiplerinin bir cenaze ile dört yaralıya ulaştığı ifade edildi.

dfrgtyu
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik hava ve kara saldırılarının ardından Gazze şehrinde yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kamp (AP)

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesi ve gerekirse askeri olarak İsrail tarafından yönetilmesi çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre Smotrich dün akşam X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Güvenliğimizi sağlamanın ve esirleri hızla eve getirmenin yolu, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesi ve gerekirse askeri olarak İsrail tarafından yönetilmesi” ifadesini kullandı.

Smotrich ayrıca, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Hamas tamamen yenilgiye uğratılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan Gazze savaşının sona ermemesi gerektiği yönündeki açıklamasına katıldığını belirtti.

xzfghy
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 5 Eylül 2019 tarihinde Tel Aviv'de düzenlenen bir basın toplantısında konuşuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrailli esirlerin ‘Hamas'ın taleplerine boyun eğmeden’ iade edebileceğine inandığını belirterek, Hamas’a karşı savaşın ‘belirleyici bir aşamaya’ girdiğini vurguladı.

“Hamas'ın taleplerine boyun eğmeden esirlerimizi eve getirebileceğimize inanıyorum” diyen Netanyahu, Hamas'ın ateşkes anlaşmasının savaşa kalıcı bir son verilmesini içermesi şartını reddetti.

Televizyonda yayınlanan konuşmasında Netanyahu, “Bu kritik aşamada kazanmak için sabır ve kararlılığa ihtiyacımız var” dedi.

İsrail'in verdiği bilgiye göre Gazze Şeridi'nde halen 24 esir ve kaçırılan 35 kişinin cesedi bulunuyor.

Hamas dün, savaşın sona ermesi, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve yeniden inşanın başlaması karşılığında kapsamlı bir esir takası anlaşmasına varmaya hazır olduğunu bir kez daha yineledi.

Hamas yaptığı açıklamada, kapsamlı bir anlaşmaya varılmasının ardından Gazze Şeridi'nin bağımsız bireylerden oluşan özel bir komite tarafından yönetilmesi yönündeki Mısır önerisini derhal uygulamaya hazır olduğunu belirtti.