Ürdün: Kral Abdullah hakkında 'Pandora Belgeleri'nde yer alan bilgiler yanlış

Ürdün Kralı II. Abdullah (Reuters)
Ürdün Kralı II. Abdullah (Reuters)
TT

Ürdün: Kral Abdullah hakkında 'Pandora Belgeleri'nde yer alan bilgiler yanlış

Ürdün Kralı II. Abdullah (Reuters)
Ürdün Kralı II. Abdullah (Reuters)

Pandora Papers olarak adlandırılan, yüzlerce üst düzey ismin offshore hesabına (uluslararası bankacılık kurallarının ve yasal düzenlemelerin tanınmadığı bankacılık faaliyeti) yönelik gizli bilgilerin yer aldığı iddia edilen belgeler hakkında Ürdün Kraliyet Mahkemesi bugün bir açıklama yaptı. 
Mahkeme, Kral II. Abdullah'ın gayrimenkulüne ilişkin 'Pandora Belgeleri'ne dayanarak yayınlanan bilgilerin yanlış olduğunu ve 'Kralın ve ailesinin güvenliğine yönelik bir tehdit' oluşturduğunu açıkladı. 
Açıklamaya göre, 'bazılarının (raporların) yanlış bilgi içerdiği, bilgilerin bir kısmının yanlış kullanıldığı, gerçeği çarpıtarak abartı ve yanlış yorumlara yol açtığı' ifade edildi. Açıklamada ayrıca, Kral II. Abdullah'ın gayrimenkullerine ilişkin belgede yer alan evlerin adreslerinin bir güvenlik ihlali olduğu ifade edildi. 
Ürdün Kraliyet Mahkemesi ayrıca, Kral Abdullah'ın ABD ve İngiltere'de çok sayıda mülke sahip olduğunu doğrularken, bu mal varlığının yeni veya gizli bir şey olmadığını bildirdi. 
Öte yandan İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, Pandora Belgeleri'nin nası yada kimler tarafından sızdırıldığını araştıracaklarını söyledi. Bakan, "Bu şeyleri bir gecede gördüm... Daha yeni ortaya çıktığı için özellikle benim için yorum yapmak zor. Gelir ve Gümrük İdaresi, öğrenebileceğimiz bir şey olup olmadığını görmek için bunu inceleyecek" dedi. 
Pazar günü, önde gelen birkaç haber kuruluşu, dünya liderlerinin gizli servetlerinin olduğu iddia edilen belgeyi yayınladı. Pek çok dünya liderinin, siyasetçinin ve milyarderin gizli finansal işlemlerini ortaya çıkaran Pandora Belgeleri şu ana kadarki en büyük finansal veri sızıntılarından biri olarak kabul ediliyor.

Belgelerde 330'dan fazla politikacının ismi geçiyor
Washington merkezli muhabirler ve medya kuruluşları ağı olan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu, Pandora Belgeleri kapsamında sızdırılan belgelerin 35 ülke lideri, 336 politikacı ve üst düzey kamu görevlisiyle bağlantılı olduğunu duyurdu. 
Türkiye'den de 220'den fazla isme dair bilginin yer aldığı belirtien belgelerde Çekya Başbakanı Andrej Babis, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy gibi liderlerin yanı sıra Shakira, Elton John gibi ünlü sanatçılar ve eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn da yer alıyor. 
Washington merkezli muhabirler ve medya kuruluşları ağı olan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu, dosyaların 91 ülke ve bölgede yaklaşık 35 mevcut ve eski devlet lideriyle bağlantılı olduğunu duyurdu. 



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.