İngiltere, Kuzey İrlanda Protokolü üzerinden AB'yi bir kez daha uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İngiltere, Kuzey İrlanda Protokolü üzerinden AB'yi bir kez daha uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere Brexit Bakanı Frost, ülkesinin, AB'nin Kuzey İrlanda Protokolü'nde değişiklik tekliflerine yanıt vermesi için sonsuza kadar bekleyemeyeceği uyarısında bulundu.
İngiltere Brexit Bakanı David Frost, iktidardaki Muhafazakar Parti'nin Manchester'daki yıllık konferansında yaptığı konuşmada, İngiltere ile AB arasında anlaşmazlığa yol açan Kuzey İrlanda Protokolü'ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Söz konusu protokolün işlemediğinin ve değişmesi gerektiğinin altını çizen Frost, İngiliz hükümetinin Kuzey İrlanda Protokolü'nde değişiklik yapılmasına yönelik önceki önerilerini desteklemek için yeni bir dizi yasal metin sunacağını bildirdi.
AB'ye çağrıda bulunarak değişiklik tekliflerine resmi bir yanıt beklediklerini söyleyen Frost, şu ifadeleri kullandı:
"Önemli bir değişikliğe ihtiyacımız var. Daha iyi bir şey üzerinde anlaşabilirsek, olmak istediğimiz yere, AB ile serbest ticarete dayalı dostane ilişkilere sahip bağımsız bir İngiltere'ye geri dönebiliriz ancak sonsuza kadar bekleyemeyiz. Yakında üzerinde anlaşmaya varılmış bir çözüm olmazsa, protokolün Kuzey İrlanda üzerindeki etkisini ele almak için (anlaşma şartlarında tek taraflı değişiklik yapmayı ve anlaşmadan çekilmeyi mümkün kılan) 16. madde koruma mekanizmasını kullanarak harekete geçmemiz gerekecek. Sonunda ülkemizi, halkımızı, ticaretimizi, toprak bütünlüğümüzü, barış sürecini ve hepimizin parçası olduğu Birleşik Krallık'ın çıkarlarını korumanın tek yolu bu olabilir."

Anlaşmazlığa neden olan Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olarak imzalanan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile Avrupa Birliği (AB) üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmaları sona erdiren Hayırlı Cuma Anlaşması gereği, fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor. İngiltere, AB'den protokolün değiştirilmesini istiyor.
Protokolün ticarete zarar verdiğini ve Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'taki konumunu tehdit ettiğini savunan Protestanların protokole karşı mart ve nisan aylarındaki gösterilerinde otobüs ve araçlar ateşe verilmişti. Protestoların ayrıca Katoliklerle çatışmaları yeniden başlatmasından endişe edilmişti.



İsrail ordusu: Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah hedeflerini vurduk

İsrail'in Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail ordusu: Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah hedeflerini vurduk

İsrail'in Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Arşiv - Reuters)

İsrail ordusu dün, Lübnan'ın güneyindeki çeşitli bölgelerde Hizbullah'a ait altyapıları vurduğunu duyurdu. Vurulan hedefler arasında, Hizbullah’ın elit grubu Rıdvan Gücü tarafından kullanılan bir eğitim kampı da bulunuyor. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, bombalanan yerler arasında Hizbullah'a ait askeri tesisler ve bir füze fırlatma rampasının da olduğu belirtildi.

Saldırılar, İsrail ve Lübnan'ın aralarındaki ateşkesi izleyen askeri komiteye sivil temsilciler göndermesinden bir hafta bile geçmeden gerçekleşti. Bu adım, iki ülkenin Başkan Donald Trump'ın Ortadoğu’da barış gündemine uygun olarak görüşmelerin kapsamını genişletmesi yönündeki ABD'nin aylarca süren talebini karşılamak için atılmış bir adımdı.

İsrail ve Lübnan, 2024 yılında ABD'nin arabuluculuğunda, İsrail ile Hizbullah arasında bir yıldan fazla süren çatışmaları sona erdiren bir ateşkes anlaşması imzaladı. Taraflar o tarihten bu yana birbirlerini ateşkesi ihlal etmekle suçluyor.

Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı NNA, İsrail savaş uçaklarının güneydeki birkaç noktaya hava saldırıları düzenlediğini bildirdi.


Starmer, uygulamanın devlet aygıtlarında yasaklanmasına rağmen TikTok hesabını açtı

İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
TT

Starmer, uygulamanın devlet aygıtlarında yasaklanmasına rağmen TikTok hesabını açtı

İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, hükümet cihazlarında yasaklı olmasına rağmen, genç seçmenlerle bağlantı kurmak amacıyla dün TikTok hesabını açtı.

Başbakanlık sözcüsü, Başbakan'ın uygulamadaki hesabında "güçlendirilmiş güvenlik önlemlerinin" etkinleştirildiğini söyledi. Kendisinin ve eşinin Downing Caddesi'ndeki Noel ağacını yaktığını gösteren ilk TikTok videosunda Starmer, "TikTok, beni takip edin" dedi.

Starmer, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile Ukrayna'daki savaşı sona erdirme önerilerini görüşmek üzere bir araya gelmeden önce, konutunun dışında kendisine sarıldığı bir başka videoyu paylaştı.

Mart 2023'te Londra, popüler video paylaşım uygulaması ByteDance'in Çinli ana şirketiyle bağlantılı veri güvenliği endişeleri nedeniyle resmi cihazlarda TikTok kullanımını yasakladı. Bu yasaktan önce, Boris Johnson'ın Başbakan olduğu Mayıs 2022'de İngiltere Başbakanı @10DowningStreet adına resmi bir hesap açılmış, ancak üç ay sonra video paylaşımı durdurulmuştu.

Starmer'ın sözcüsü, "Uygulamanın, çoğu devlet cihazında kullanımına ilişkin kısıtlamalar devam ediyor ve TikTok ile ilgili güvenlik politikamızda herhangi bir değişiklik yok" açıklamasını yaptı. Bu hamle, Starmer'ın ve hükümetinin popülaritesinin düşmeye devam etmesi nedeniyle seçmenlerle doğrudan bağlantı kurmak için attığı son adım olarak görülüyor.


"Sarhoş bir komünist" az kalsın Thatcher'ı öldürüyormuş

Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
TT

"Sarhoş bir komünist" az kalsın Thatcher'ı öldürüyormuş

Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)

Birleşik Krallık Ulusal Arşivleri'ndeki gizlilik kararı yeni kaldırılan belgeleri inceleyen Daily Mail, 1979-1990'da ülkeyi yöneten Margaret Thatcher'ın atlattığı büyük tehlikeyi dünya kamuoyuna açıkladı.

1989 baharında Afrika turuna çıkan Muhafazakar Partili siyasetçi, o dönem hapiste olan Nelson Mandela'nın serbest bırakılması ve Güney Afrika'daki apartheid rejiminin sonlandırılması için kıtayı dolaşıyordu. 

30 Mart'ta Zimbabve'den Malavi'ye gitmek üzere Mozambik hava sahasından geçen Thatcher'ın bindiği Vickers VC-10'a yerden havaya atılan füzelerin gönderildiği ortaya çıktı. 

Füzelerin hepsinin Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait uçağı ıskalamasıyla birlikte Margaret Thatcher saldırıdan kıl payı kurtulmuş.

Bu olay üzerine, o dönem iktidardaki Marksist-Leninist Mozambik Kurtuluş Cephesi'yle (FRELIMO) Güney Afrika destekli Mozambik Milli Direnişi (RENAMO) arasında iç savaşın sürdüğü ülkenin yöneticilerinden resmi açıklama talep edilmiş. 

Kasım 1989'da Mozambikli yetkililer, sarhoş bir uçaksavar bataryası komutanının füzeleri kazara ateşlediği yanıtını vermiş. 

Birleşik Krallık, RENAMO'ya karşı destekledikleri Mozambik ordusuna 1980'lerde askeri eğitim yardımı vermişti.

Demir Leydi lakaplı siyasetçi, 1984'te kendi ülkesinde İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) tarafından hedef alınmıştı.

Muhafazakar Parti konferansının düzenlendiği Brighton'daki Grand Hotel'i bombalayan ayrılıkçı örgüt, 5 kişinin ölümüne, 31 kişininse yaralanmasına yol açmıştı.

Eski Sinn Fein lideri Gerry Adams, bu saldırı sırasında Margaret Thatcher ölseydi, Birleşik Krallık'ın bazı bölgelerinde "çok az gözyaşı" döküleceğini iddia ederek önceki yıllarda gündem olmuştu.

Independent Türkçe, Telegraph, Daily Mail