Sosyal medya sitelerinin çökmesi bizi psikolojik olarak nasıl etkiledi?

Facebook, 6 saatten fazla süren kesintiyi teknik bir hataya bağladı (Reuters)
Facebook, 6 saatten fazla süren kesintiyi teknik bir hataya bağladı (Reuters)
TT

Sosyal medya sitelerinin çökmesi bizi psikolojik olarak nasıl etkiledi?

Facebook, 6 saatten fazla süren kesintiyi teknik bir hataya bağladı (Reuters)
Facebook, 6 saatten fazla süren kesintiyi teknik bir hataya bağladı (Reuters)

4 Ekim’de 6 saatten fazla süren ‘büyük sosyal medya kesintisi’ olarak adlandırılan olayda imkansız olduğunu düşündüğümüz şey oldu. Facebook, Instagram ve WhatsApp çöktü.
The Independent’ın haberine göre, eğlenmek, arkadaşlarımızla ve ailemizle iletişim kurmak için sosyal medyaya ve mesajlaşma sitelerine büyük ölçüde bağımlı olan pek çoğumuz için bu olay kabusa yakın bir şeydi.
Facebook, platformları durma noktasına getiren kesintiyi ‘hatalı bir yapılandırma değişikliğine’ bağladı. Bu olay sosyal medyaya ne kadar bağımlı olduğumuzun keskin bir şekilde bize gösterdi.
King’s College London’da Dijital Ekonomi ve Toplum bölümünde öğretim görevlisi olan Dr. Rachel Kent, “Kesintiyle ilgili gerçekten ilginç olan şey, hepimizin gönüllü olmayan bir şekilde yapmaya zorlandığımız dijital detoks oldu” dedi.
Dr. Kent konuya ilişkin değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti;
“Son derece zorlayıcıydı ve bizi sadece dijital detoks yapmaya değil, aynı zamanda yalnızca telefonlarımızla değil, aynı zamanda uygulamaların kendisiyle de olan bağımlılık ilişkimizle yüzleşmeye zorladı.”
Söz konusu sosyal medya platformlarının çökmesine rağmen birçok kişinin sık sık uygulamalara girmeye çalıştığına değinen Dr. Kent, “Çalışmadığını bildiğiniz halde ona girmeye çalışmak, bu bağımlılığı gerçekten gösteriyor” diye konuştu.
Söz konusu kesintinin bu bağımlılık yapan uygulamalarla ilişkilerimizi yeniden değerlendirmemize neden olacağını uman Dr. Kent, “Bu olayın bizi düşünmeye zorladığını düşünmek istiyorum, kendimi eğlendirmek için ne yapabilirim? Bu platformları kullanmadan arkadaşlarım ve ailemle nasıl iletişim kurabilirim? Ayrıca bizi dijital olmayan analog eğlence yöntemleri hakkında düşünmeye zorladı, örneğin kitap okumak, günlük tutmak, yemek pişirmek gibi” yorumunda bulundu.



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe