Facebook yetkililerinin 6 saatlik kesinti süresince söylemedikleri

İlk raporlar, bir çalışanın verileri yanlışlıkla silmesi kaynaklı sorunun rekabet haritasını yeniden çizdiğini gösteriyor

Kesinti, Facebook rakiplerine değerli bir hediye sunmuş oldu (Reuters)
Kesinti, Facebook rakiplerine değerli bir hediye sunmuş oldu (Reuters)
TT

Facebook yetkililerinin 6 saatlik kesinti süresince söylemedikleri

Kesinti, Facebook rakiplerine değerli bir hediye sunmuş oldu (Reuters)
Kesinti, Facebook rakiplerine değerli bir hediye sunmuş oldu (Reuters)

Abdullah es-Seba
Platform aleyhinde mahkeme tanıklıkları ve hukuki sorunların ardından Facebook, şimdi de saatler süren kesintilerin büyük sorunlara yol açması nedeniyle finansal açıdan oldukça olumsuz etkileneceği zor günler yaşıyor.
Şirkete ait Facebook, WhatsApp ve Instagram platformlarını etkileyen kesintinin milyarlar değerinde kayıplara neden olacağı düşünülüyor. Zirâ kesinti süresi boyunca, şirkete oldukça kâr sağladığı bilinen reklam hizmetleri durmuştu. Reklam verenlerin ise bu saatler için milyon dolarlar harcadığı tahmin ediliyor.
Diğer yandan rakiplerine ve alternatif platformlara kâr sağlayan kesinti, kullanıcıları bu süre zarfında Telegram ve Twitter gibi rakip hizmetleri denemeye itmiş oldu. Bu sırada Twitter’daki kullanıcı sayısının rekor düzeyde arttığı düşünülüyor. Tüm bu etkiler, kafa karışıklığı ve zararlar, şu soruya sarılmamıza neden oldu: 4 Ekim'de ne oldu?

Verilerin yanlışlıkla silinmesi
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Şimdiye kadar tüm anlatılar, DNS üzerinde teknik bir aksaklık olduğunu gösteriyor. Mevcut anlatı ise mühendislerden birinin yanlışlıkla bazı verileri sildiği, bunun da söz konusu platformlarda 6 saatlik bir kesintiye neden olduğu yönünde.
Bir firmada çalıştığınızı, bir teknik destek yetkilisinin burada sizin adınıza var olan mail adresini yanlışlıkla sildiğini düşünün. Dolayısıyla gerek şirket içinden, gerek ise şirket haricinden hiç kimse sizinle iletişim kuramaz. Mail adresiniz yenilenene kadar meslektaşlarınızdan izole kalmış olursunuz.
434006-1912063410.jpg
Facebook platformlarını vuran kesinti, uygulamanın kullanım yönlerine de zarar verdi (Getty)
Nitekim Facebook platformlarındaki son kesintide de benzer bir durum yaşandı; veriler silindiği için uygulamalar hizmet veremedi. Bazı raporlar, bu aksaklığın şirketi doğrudan etkilediğini, çalışanları tespit sistemi bozulduğu için çalışanların şirkete giremediğini, dolayısıyla sorunu hızlı bir şekilde çözemediklerini gösteriyor. Bir şirket çalışanından alıntı yapan kaynaklar, o sırada şirket içerisinde yalnızca mail sisteminin çalıştığına işaret etti.

6 saatlik kesinti
Yaşanan bu problem dolayısıyla kullanıcılar, sosyal medya üzerinde benzer ve ücretsiz diğer uygulamalara yöneldi. Dolayısıyla kesinti, ABD merkezli teknoloji devi Facebook’un rakiplerine 6 saat içerisinde alternatifleri denemeye itecek değerli bir hediye vermiş oldu. Bu da şirketi etkilemeye yetti. Bu durum gelecek süre içerisinde reklam verenlerin Google veya Twitter gibi rakip platformlara meyletmelerine de neden olabilir.

Kullanıcılara kesintiyle ilgili söylenmeyenler
Bu sorun; hayatımızın büyük ölçüde internete bağımlı olacağı, ev, telefon ve arabalarımızın dijitale bağlı olacağı gelecek yaşamlarımızın tehlikede olduğu hipotezini de ortaya çıkarıyor. Örneğin internete bağlanacak olan buzdolaplarımız, marketten doğrudan sipariş verebilecek; perdeler, kapılar ve aydınlatmalar da otomatik olacak. Fakat 6 saatlik bir kesinti durumunda bunlardan hiçbirini kontrol edemeyecek, kapı veya perdeleri açamayacak, hatta evi aydınlatamayacağız. Otomobillerimizi kullanamayacak, kaza yaşanmaması için diğer araçlarla iletişime geçemeyeceğiz. Böylece tam bir felç yaşanacak ve gelecekte çözülmesi zor bir problem patlak verecek.
Bu nedenle bu kesintilerin teknolojiyi yeniden icat etmesi, bu minvalde çözümler sunulması gerekiyor. Örneğin mühendisler, otomobillerin internete ihtiyaç duymadan doğrudan iletişim yoluyla birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan alternatif çözümlere yönelebilir.
Sosyal ağların hayatımız üzerinde iyi bir etkisi var. Ancak kullanıcıların birbirleriyle iletişiminin kesilmesi, şirket ve hükümetlerin vatandaşlarıyla iletişim kuramaması; ülkelerin yerelde sunucu operasyonlara ev sahipliği yapan veya kriz zamanlarında bağlantıda kalınmasını sağlayan yerel acil durum alternatifleri sağlama yönündeki çalışmalarının önemini artırıyor.
Velhasılıkelam Facebook, eski bir çalışanının Kongre'de şirket aleyhinde verdiği ifadeler ve mahkemelerde karşılaştığı sorunlar nedeniyle şu anda büyük bir kriz içerisinde. Söz konusu çalışan, etkileşimin artırılması için uygunsuz içerik gösterilmesi, yalan ve gerçek dışı haber sunulması gibi sorunlarının yanı sıra Instagram platformunun gençler üzerinde olumsuz bir etki yarattığını vurguluyor. Tüm bu hususlar, platformu önemli ölçüde etkileyebilir; ancak çoğu, mahkemelerin hala değerlendirmekte olduğu haberler olarak kalıyor.



Fransa'da kurallara uymayan uçak yolcularına ağır cezalar geldi

Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
TT

Fransa'da kurallara uymayan uçak yolcularına ağır cezalar geldi

Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)

Fransa'da, rahatsız edici ve toplum kurallarına aykırı davranan uçak yolcuları artık 20 bin euroya kadar para cezası ve 4 yıla kadar uçuş yasağıyla karşı karşıya kalacak.

8 Kasım'da yürürlüğe giren 2025-1063 sayılı kararname, Fransız hava sahasında taşkınlık çıkaran yolculara yönelik cezaları düzenliyor.

Bundan sonra Fransa Sivil Havacılık Müdürü, tekrarlayan suçlarda 10 bin euro veya 20 bin euro para cezası verebilir.

Hükümetin açıklamasında listelenen suçlar arasında, uçuş ekibi tarafından uçuşun bir kısmı veya tamamı boyunca kullanımı yasaklanmış elektronik veya elektrikli cihazların kullanılması, uçuş ekibinin güvenlik görevlerinin yerine getirilmesini engelleme ve uçuş ekibi tarafından verilen güvenlik talimatlarına uymayı reddetme yer alıyor.

En ciddi vakalarda, suçlular 4 yıla kadar uçuş yasağıyla karşı karşıya kalabilir.

Fransız hava yolu şirketlerinin "zararlı davranışları" bildirmesi için oluşturulacak özel veritabanı, Fransa Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yönetilecek.

Fransa Ulaştırma Bakanı Philippe Tabarot, "Yolcuların ve mürettebatın güvenliği bizim mutlak önceliğimizdir" dedi.

Uçakta rahatsız edici davranışlarda bulunmak kabul edilemez. Bu tür davranışlar uçuş güvenliğini tehlikeye atar ve uçuş ekibinin çalışma koşullarını olumsuz etkiler.

Bakan yeni düzenlemeyi "hızlı, adil ve orantılı bir uygulama" diye nitelendirdi.

Tabarot, "Bu yeni düzenleyici çerçeve güçlü bir mesaj veriyor: Rahatsız edici davranışlar artık tolere edilmeyecek ve etkili idari yaptırımlara tabi tutulacak" diye ekledi.

Hava yolcularının kurallara aykırı davranışları, uçuş güvenliği için giderek artan bir tehdit yaratıyor.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne (IATA) göre, 2024'te her 395 uçuşta bir olay meydana geldi.

Avrupa'daysa Avrupa Hava Emniyeti Ajansı (EASA) ayda 200 ila 500 olay bildiriyor.

The Independent'ın seyahat muhabiri Simon Calder, "Telefonunuzu uçak moduna almayı unuttuğunuz için 10 bin euro para cezası biraz ağır görünebilir ancak uçakta çirkin ve tehlikeli davranışları caydırmak için bu ceza tam da ihtiyaç duyulan şey" diyor.

Rahatsız edici yolcular, diğer yolcuları ve mürettebatı sıkıntıya sokan ve güvenliği tehlikeye atan davranışları nedeniyle çoğu zaman ceza almıyor.

Independent Türkçe


3,3 milyar yıllık kayada Dünya'daki yaşamın başlangıcından izler bulundu

Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
TT

3,3 milyar yıllık kayada Dünya'daki yaşamın başlangıcından izler bulundu

Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)

Bilim insanları yapay zeka yardımıyla Dünya'daki yaşamın en eski izlerinden bazılarını tespit etti. Bulguların, Mars ve diğer gezegenlerdeki yaşam arayışına da katkı sunması bekleniyor.

Yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluşan Dünya'da yaşamın ne zaman ve nasıl başladığı kesin olarak bilinmiyor. 

Birkaç yüz milyon yıl içinde, okyanuslardaki hidrotermal bacalarda ortaya çıkan mikroorganizmalarla başlamış olması muhtemel senaryolar arasında. 

Yaşamın ilk izlerini araştıran bilim insanları genellikle fosil buluntularını inceliyor.

Avustralya'daki 3,5 milyar yıllık mikrobiyal birikintiler olan stromatolit örnekleri, canlı organizmalara dair en eski fosil kanıtları arasında yer alıyor. Güney Afrika'da da benzer yaşta mikrobiyal yapılar bulunuyor.

Yaşamın geçmişini araştırmanın bir diğer yolu da canlı organizmaların kayalar üzerindeki kimyasal kalıntılarını aramaktan geçiyor. 

Bu izlerin canlılar mı yoksa doğal jeolojik süreçler mi tarafından oluştuğunu anlamak ise epey güç. Ayrıca bu kimyasal kalıntıların geçmişi çok eski dönemlere kadar takip edilemiyordu.

Carnegie Bilim Enstitüsü'nden araştırmacılar geliştirdikleri makine öğrenimi algoritmasıyla bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. 

gth
2,5 milyar yıl öncesine dayanan fotosentez izleri (siyah çizgiler) keşfedildi (Andrea Corpolongo/Carnegie Bilim Enstitüsü)

Ekip ilk olarak yapay zeka aracını eğiterek eski kayalardaki mikroplar, bitkiler ve hayvanlar gibi biyolojik kökenli organik molekülleri, cansız olanlardan ayırt etmesini sağladı. Makine öğrenimi algoritması yüzde 90 doğruluk oranına ulaştı.

Yapay zeka, insanların göremeyeceği kadar küçük izleri yakalamaya olanak sağladı. 

Hakemli dergi PNAS'te 17 Kasım Pazartesi yayımlanan makalenin ortak başyazarı Robert Hazen şu ifadeleri kullanıyor:

Buradaki dikkat çekici bulgu, yüksek seviyede bozulmuş moleküllerden, antik yaşamın izlerini ortaya çıkarabilmemiz.

Çalışmada incelenen kaya örnekleri 3,8 milyar yıl öncesine kadar uzanıyordu. Bunlar arasında yaşam izi taşıyan en eski örnek, Güney Afrika'daki yaklaşık 3,3 milyar yıllık Josefsdal Chert kayasıydı. 

Hazen "Sonuçlarımız, antik yaşamın geriye fosillerden daha fazlasını; kimyasal 'yankılar' bıraktığını gösteriyor" diyor.

Bulgular, daha eski kayaların biyolojik izler taşımadığı anlamına gelmiyor; bu izlerin yeni aracın tanımlayamayacağı kadar bozunduğu ve yaşamın çok daha eskiye uzandığı düşünülüyor.

Yine de yeni çalışma yaşamın kimyasal kalıntılarının saptandığı zaman ölçeğini, 1,6 milyar yıldan 3,3 milyar yıla çıkarmasıyla büyük önem taşıyor.

Araştırmacılar ayrıca fotosentezin tarihini değiştiren kritik bir keşif de yaptı. 

Güney Afrika ve Kanada'daki 2,52 ve 2,3 milyar yıllık kayalarda, bugüne kadar bulunan en eski fotosentez kanıtlarını tespit ettiler. Bulgular, gezegenin atmosferini oksijenli hale getiren fotosentezin, sanılandan 800 milyon yıl daha önce başladığını gösteriyor.

Makalenin bir diğer başyazarı Anirudh Prabhu "Bu biyoimza tekniği sadece canlıyı cansızdan ayırt etmekle kalmıyor, fotosentetik organizmalar gibi farklı yaşam türlerini de ayırt edebiliyor" diyerek ekliyor: 

Ayrıca makalemiz, tüm orijinal biyomoleküller bozulmuş olsa bile, makine öğreniminin eski kayalarda yaşamın izlerini tespit edebileceğini gösteriyor.

Bu gelişmenin Mars'taki antik yaşamı arama çalışmalarına da katkı sunması bekleniyor.

Bilim insanları Kızıl Gezegen'den getirilen örneklerin yanı sıra Satürn ve Jüpiter'in yaşamı barındırma potansiyeli taşıyan uydularında da bu tekniği kullanmayı umuyor.

Hazen, "Bu çalışma, Dünya'nın en eski biyolojik izlerini deşifre etme yeteneğimizde büyük bir sıçrama anlamına geliyor" diyerek ekliyor:

Güçlü kimyasal analizle makine öğrenimini birleştirerek, milyarlarca yıl sonra hâlâ sırlarını fısıldayan, erken yaşamın geride bıraktığı moleküler 'hayaletleri' okumanın bir yolunu bulduk.

Independent Türkçe, Science Alert, Reuters, IFLScience, PNAS


Slovenya’da azınlıkları hedef alan yasa tartışma yarattı

Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
TT

Slovenya’da azınlıkları hedef alan yasa tartışma yarattı

Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)

Slovenya'da Roman azınlıkları "güvenlik tehdidi" ilan eden yasanın onaylanması tartışma yarattı. 

Slovenya Parlamentosu'nda pazartesi günü düzenlenen oturumda, Kamu Güvenliğini Sağlamak İçin Acil Önlemler Yasası kabul edildi. 

Yasa kapsamında polis, "güvenlik riski taşıyan" bölgelerdeki ev veya işyerlerine mahkeme emri olmadan baskın düzenleyebilecek. 

Ayrıca bu bölgelerde kişilerin can veya mal kaybı riski oluştuğunda, drone ve plaka tespit araçları da kullanılabilecek. 

"Güvenlik riski taşıyan bölgelerin" coğrafi sınırları çeşitli güvenlik değerlendirmelerinin ardından emniyet genel müdürlüğü tarafından belirlenecek. 

Tartışmalı yasa, geçen ay Novo Mesto'daki LokalPatriot adlı gece kulübü önünde meydana gelen cinayetin ardından gündeme taşındı.

Olayda 48 yaşındaki Ales Sutar, oğlunun acil yardım çağrısı üzerine gece kulübüne gitmişti. Sutar, 21 yaşındaki Roman bir gençle mekan önünde tartışma yaşamış, ardından kimliği açıklanmayan bu kişi tarafından öldürülmüştü. 

Yerel medyadaki haberlere göre Roman genç 5 ila 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Slovenya'nın güneyindeki olayın ardından birçok protesto patlak vermiş, polis Romanların yaşadığı mahallelerde güvenlik önlemlerini artırmıştı. Ayrıca Slovenya İçişleri Bakanı Bostjan Poklukar ve Adalet Bakanı Andreja Katic istifa etmişti.

Merkez sol Özgürlük Hareketi partisinden Başbakan Robert Golob, "belirli bir etnik gruba karşı değil, suçun kendisine karşı" olduğunu savundu. Ancak yerel medyada "Sutar Yasası" diye de anılan tasarının Parlamento'dan geçmesi büyük tepki çekti. 

Avrupa'daki Roman topluluklarını güçlendirmeye odaklanan Brüksel merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa Roman Vakfı Başkan Yardımcısı Mensur Haliti şunları söylüyor: 

Bu yasa, tüm mahalleleri güvenlik bölgelerine dönüştürüyor. Mahalle sakinlerini de güvenlik kategorilerine sokuyor. Slovenya, Avrupa Birliği içinde nadiren kabul edilen bir şeyi yaptı ve tüm bir azınlığı güvenlik tehdidi olarak gören bir yasa çıkardı.

Muhalefetteki sol koalisyonlar yasayı "baskıcı" diye niteleyerek Parlamento'daki oylamaya katılmayı reddetti. 

Diğer yandan Slovenya'nın kamu yayıncısı RTV Slovenia'nın anketine göre katılımcıların yüzde 60'ından fazlası yasayı desteklediğini söyledi.

Independent Türkçe, Guardian, Eu Observer