Mısır-Hamas müzakerelerinde ilerleme yok

Gazze Şeridi'ndeki Cebaliye kampından Filistinliler dün İsrail'de çalışma izni için başvuruda bulundu (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Cebaliye kampından Filistinliler dün İsrail'de çalışma izni için başvuruda bulundu (AFP)
TT

Mısır-Hamas müzakerelerinde ilerleme yok

Gazze Şeridi'ndeki Cebaliye kampından Filistinliler dün İsrail'de çalışma izni için başvuruda bulundu (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Cebaliye kampından Filistinliler dün İsrail'de çalışma izni için başvuruda bulundu (AFP)

Mısırlı yetkililerle Hamas liderleri arasında Kahire’de yapılan görüşmeler hakkında Filistinli kaynaklar, kayda değer bir ilerleme kaydedilmediğini ancak çabaların ilerletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını aktardı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Esir takası ve uzun bir ateşkes üzerine anlaşma yok. Yeniden yapılanma konusunda nihai bir anlaşma yok. Proje ve Katar’ın Hamas hükümeti çalışanlarına verdiği hibe ile ilgili anlaşma yok. Ancak Mısır birçok karışıklık ve İsraillilerin bazı konularda uzlaşmaması sebebiyle bunların yavaş yavaş bir çözüm yolunda olduğuna söz verdi” ifadelerini kullandı. Hamas liderleri Mısırlı yetkililerle ateşkes ve uzlaşmanın yanı sıra Gazze'nin yeniden inşası, takas anlaşması, ticari hareket, Refah geçişi ve Kudüs'teki durumla ilgili birçok dosyayı ele aldı. Kaynaklar, Mısırlıların Hamas’ın Gazze’deki durumla ilgili taleplerini tam olarak anladıklarını ancak daha fazla sabır talep ettiklerini belirterek, toplantıların olumlu geçtiğini kaydetti.
Kaynaklara göre, Mısır, üzerinde anlaşmaya varılanların en önemlisini, bir şeyler başarmak için İsrail'e devredecek. Yakında bir dönemde İsrail güvenlik heyetinin Kahire'ye gitmesi beklenirken. Genellikle  teamüllere göre bir güvenlik heyeti ateşkes müzakerelerini, takas anlaşmasını ve diğer güvenlik konularını takip etmek amacıyla Kahire’ye ziyaret edecek.
Geçtiğimiz Pazar günü Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye başkanlığındaki bir heyet, Kahire'ye gitti. Bölge başkanları ve üst düzey yetkililer dahil bu yılın başlarında başlayan ve geçtiğimiz Temmuz ayında sona eren görüşmeler yüz yüze gerçekleşti. Heyet, Mısır İstihbarat Müdürlüğü (GID) Başkanı Abbas Kamil ile görüştü.
Hamas, Kahire'deki toplantılarının ardından İsrail'in uzlaşmazlığı suçlamalarını içeren iki açıklama yaptı.
Hamas Sözcüsü Hazım Kasım dün yaptığı açıklamada, hareketin konuyla ilgili basında çıkan haberlerini reddederek İsrail ile uzun bir süreli anlaşmaya varılmadığını söyledi. Kasım, Hamas heyetinin Kahire ziyareti hakkında ayrıntı vermezken Hamas bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Hamas heyetinin Abbas Kamil ile bir araya gelerek iki taraf arasındaki siyasi gelişmeler ve ikili ilişkileri masaya yatırılmasının yanı sıra Filistin halkının birliğini sağlamanın yollarını ele aldığı aktarıldı.
Hamas, toplantıda Filistin davası ve genel olarak bölgedeki gelişmelerin ele alındığını ve hareketin liderliğinin ulusal kurtuluş projesi çerçevesinde net ve sağlam duruşlarını teyit ettiğini doğruladı. Açıklamada ayrıca, görüşme sırasında başta Kudüs ve Mescid-i Aksa olmak üzere işgalcilerin uygulama ve planlarının yanı sıra, sıcak gelişmeler, işgal davranışları ve Kudüs ile Mescid-i Aksa’da işgal prosedürlerinin dizginlenmesinin ele alındığı belirtildi. Görüşmede, işgal cezaevlerindeki tutukluların durumu, idari tutuklular ve yaşanılan acılar da masaya yatırıldı. Ayrıca, İsrail uzlaşmazlığı ve mahkum takası anlaşmasına varılması adına Mısır’ın rolü vurgulandı.
Hamas  heyeti, Mısır'ın Refah geçişi konusunda Gazze Şeridi'ne yönelik attığı adımlardan ya da kuşatmayı hafifletmeye ve işgal tarafından tahrip edilenlerin yeniden inşasına katılmaya yönelik tedbirlerden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, özellikle Filistinlilerin seyahatleri ve ticari trafikle ilgili adımların daha fazlası için çağrıda bulundu. Taraflar Filistin ulusal birliğin yeniden kurulmasının da masaya yatırıldığı görüşmede, Hamas heyeti bölünmeyi sona erdirme konusunda istediğini onayladı ve Mısır’ın bu konuda gösterdiği çabalara övgüde bulundu.
Heyet, geçmiş yıllardaki deneyimle ulusal birliğe ulaşmak için doğru yaklaşımın tüm güçlerin yanı sıra Filistin halkını yurt dışında ve yırt içinde temsil edecek Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yeniden inşa etmek olduğunu vurguladı. Mısır, Gazze'de nihai bir anlaşmaya varmak için Birleşmiş Milletler (BM) ve diğerleri ile birlikte çalışıyor.
BM ve Avrupa Birliği'nden iki delegasyon, Erez kontrol noktasından Gazze Şeridi'ne girdi. BM İnsani Yardım Koordinatörü Lynn Hastings, BM Ortadoğu Barış Süreci Koordinatörlüğü'nde çalışan BM yetkililerinden oluşan geniş bir heyet eşliğinde Filistin’e gitti.
Hastings birkaç saat süren ziyareti sırasında, durumu gözden geçirmek için BM yetkilileri ve insan hakları ve sivil yetkililerle görüşmeden önce Gazze Şeridi'ndeki insani ve yaşam durumunu inceledi. Avrupa Birliği'nin işgal altındaki Filistin topraklarındaki Temsilcisi Sven Kühn Von Burgsdorff da Avrupalı yetkililerden oluşan bir heyetle bölgedeki AB projelerini denetledi.



Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
TT

Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)

Bugün, Liamin Zerval’ın Cezayir’de Cumhurbaşkanlık seçimlerini kazanmasının 30. yıldönümü. 1991’de Kurtuluş Cephesi’nin kazandığı seçimlerin iptalinin ardından yaşanan krizin ardından, Zerval’ın sandığa gitme kararı Cezayir siyasetinde bir dönüm noktası oldu. O dönemde muhalifler, ordu destekli yönetimin halk desteğinden yoksun olduğunu belirtiyordu. Zerval ise bu argümanı ortadan kaldırdı.

Bu karar büyük bir risk içeriyordu. Kan gölüne dönen Cezayir’de silahlı gruplar oy kullanacakları tehdit ediyor, ana muhalefet partileri ise seçimleri boykot çağrısıyla sabote etmeye çalışıyordu. Buna rağmen Zerval meydan okudu. Cumhurbaşkanlığı kazan sürpriz olmasa da, halkın tehditlere rağmen sandığa gitmesi ve yüksek katılım sağlaması büyük bir sürprizdi. Bu, “terör korkusunu” yıkmak anlamına geliyordu.

Zerval, böylece Cezayir yönetimine bir tür “meşruiyet” kazandırarak terör dönemini sona ermeye başladı. Ertesi yıl düzenlenen parlamento seçimleriyle 1991’de iptal edilen seçimlerin etkisi tamamen silindi. Ordu, silahlı grupları yenilgiye uğrattı ve çoğu, Zerval’ın halefi Buteflika’nın 1999’da çıkardığı af yasasından yararlandı.

Bugün genç kuşaklar, 1990’ların kanlı dönemini ve Zerval’ın seçim zaferinin önemini hatırlamayabilir. “Şarku’l Avsat”, İngiltere Ulusal Arşivi’nden ortaya çıkan belgeler ışığında, 1995 Kasım’ında Zerval’ın zaferini mercek altına alıyor.

de
1995 Cezayir seçimlerinin sonuçlarına ilişkin İngiliz belgesinin bir kopyası (Şarku’l Avsat)

Gizli belgeler, Zerval’ın zaferinin Batı’da kafa karışıklığı yarattığını gösteriyor. Fransa, resmi olarak “tebrik” mesajı göndermekten kaçındı; İngiltere ise Kraliçe II. Elizabeth’in mesaj göndermesini uygun bulmadı, ancak Başbakan bir tebrik iletecekti.

17 Kasım 1995 tarihli bir İngiliz belgesine göre, Zerval oyların %61,34’ünü alarak kesin bir zafer kazandı. Belgede, üç yıldır süren terör ve baskıya rağmen katılımın %75 ile beklentilerin çok üzerinde gerçekleştiği belirtiliyor. Katılım özellikle kadınlar ve gençler arasında yüksekti; bu da yönetim için açık bir mesaj taşıyordu: “Sessiz çoğunluk, laik bir devlette barış içinde yaşamak istiyor.”

Rakip aday Mahfuz Nahnah ise oyların yalnızca %25,38’ini alabildi; yani seçmenlerin büyük çoğunluğu İslami yönetimi reddetti. Ana muhalefet partilerinin boykot çağrısı işe yaramadı; aksine, rejim bu durumdan fayda sağladı. Seçimin meşruiyeti beklenenden daha güçlüydü ve boykot eden partiler uzlaşma mesajları verdi.

Seçimlerin güvenli ve düzenli geçmesi için geniş çaplı askeri ve polis önlemleri alındı. Bazıları seçimlere hile karıştırıldığını iddia etse de, belgeler sürecin dürüst ve şeffaf olduğunu, sonuçların teknik olarak doğru olduğunu gösteriyor. Ancak analistler, Zerval’ın askeri desteğin gölgesinden çıkıp çıkamayacağı konusunda temkinliydi.

Belgeler göre , Zerval’ın hem diyalog hem de terörle mücadeleye dayalı ikili politikayı sürdüreceğini, ancak önceliğinin terörle mücadele olacak. 1996 parlamento seçimleri, boykot eden muhalefet için bir teşvik unsuru olabilirdi, ancak İslami Kurtuluş Cephesi’nin yeniden rehabilitasyonu uzak durdu. Uzun vadeli istikrar konusunda sosyal ve ekonomik sorunların çözülmemiş olması endişe yarattı.

Uluslararası tepkiler “temkinli iyimserlik” şeklindeydi. Avrupa Birliği, yüksek katılım ve şiddetsiz seçimlerden memnundu ve reform programlarına desteğini sürdürmeyi planlıyordu.

Fransa, resmi olarak ılımlı bir tepki verdi; Chirac mesaj gönderecek, ama “tebrik” kelimesini kullanmayacaktı. Özel olarak, Fransız hükümeti sonuçtan memnundu; yüksek katılım, İslami Kurtuluş Cephesi ve Sosyalist Güçler Cephesi’ni zayıflatmıştı.

İngiltere başbakanı tebrik mesajında siyasi diyaloğa başlama isteği ve İngiliz şirketlerinin (BP’nin milyar dolarlık ihaleye girmesi) çıkarlarına değindi. Kraliçe’nin mesaj göndermesi ise askeri rejimin sicili nedeniyle uygun görülmedi.

Zerval’ın 30 yıl önceki zaferi, Cezayir’de terör korkusunu aşan bir halk iradesinin simgesi olarak tarihe geçti.


Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Fares Boulos, Sudan'daki savaşı ‘dünyanın en büyük insani krizi’ olarak tanımladı. Boulus, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada diplomatik çabaların barışa doğru ilerleme sağlamasını umduğunu söyledi.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi.

HDK, geçtiğimiz ekim ayı sonlarında, Sudan’ın Darfur bölgesinin batısında yer alan stratejik öneme sahip olan Faşir şehrini 18 ay süren kuşatmanın ardından ele geçirdi. Bu süreçte toplu katliamlar ve cinsel şiddet olayları yaşandığına dair haberler basına yansıdı.

dsfrg
Faşir’deki çatışmalardan kaçarak Tavile’deki bir mülteci kampına sığınan çocuklar, 3 Kasım 2025 (AP)

Boulos, Katar’ın başkenti Doha'da AFP’ye, Sudan'daki çatışmanın ‘günümüz dünyasındaki en büyük insani kriz ve en büyük insani felaket’ olduğunu söyledi.

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faşir’de özellikle son iki-üç hafta içinde yaşananları ve o videoları hepimiz gördük. O haberleri gördük. Bu zulümler kesinlikle kabul edilemez. Bu durum bir an önce sona ermeli.”

Washington, savaşan tarafları Sudan'da ateşkes ilan etmeye çağırdı.

Ordu yanlısı Sudan hükümeti, ABD'nin ateşkes önerisiyle ilgili toplantının ardından savaşa devam edeceğini açıkladı.

HDK ise arabulucuların insani ateşkes önerisini kabul ettiğini duyururken, savaşmaya devam ediyor.

ABD'nin Sudan'daki arabulucu ortaklarıyla birlikte her iki tarafı da ‘üç aylık insani ateşkes’ üzerinde anlaşmaya çağırdığını söyleyen Boulos, ‘ateşkesin tartışıldığı ve müzakere edilmek üzere olduğunu’ belirterek, Tarafları bu öneriyi kabul etmeye ve gecikmeksizin derhal uygulamaya koymaya çağırdıklarını söyledi.

xssadf
Faşir’deki HDK üyeleri (AFP)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, geçtiğimiz eylül ayında, önce insani yardım için ateşkes, ardından kalıcı ateşkes ve sivil yönetime geçiş için ortak bir bildiri yayınladı. Ancak bildiride savaşan tarafların hiçbirinin geçiş sürecine katılmayacağı belirtildi.

Boulos, ABD’nin ortaklarıyla birlikte, sivil yönetime geçiş de dahil olmak üzere daha geniş kapsamlı plan konusunda ‘önümüzdeki haftalarda bazı ilerlemeler kaydetmeyi’ umduğunu belirtti.

ABD’li yetkili, ‘en büyük önceliğin insani boyut ve insani ateşkes olmaya devam ettiğini’ vurguladı.


Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
TT

Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.

Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.

Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.

Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.