Macron'un "Osmanlı" ile ilgili sözlerine Çavuşoğlu'ndan yanıt: Bir sözü varsa arkamızdan değil, yüzümüze söylesin

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Macron'un "Osmanlı" ile ilgili sözlerine Çavuşoğlu'ndan yanıt: Bir sözü varsa arkamızdan değil, yüzümüze söylesin

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Cezayir konusunda Türkiye'yi suçlayan sözlerine tepki gösterdi.
Ukrayna'nın Lviv şehrinde, Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kuleba ile ortak basın toplantısı düzenleyen Çavuşoğlu, Macron'un açıklamalarıyla ilgili şunları kaydetti:
"Son zamanlarda Fransa'nın kendi sömürgecilik tarihiyle yüzleşmeye çalıştığını görüyoruz ve bunu da olumlu karşıladığımızı daha önce ifade etmiştik. Özelikle tarihinde sömürgecilik gibi kara bir lekesi olmayan Türkiye'yi de bu tartışmaların içine çekmeye çalışması son derece yanlıştır. Cezayir de zaten bu konuda gerekli tepkiyi gösterdi."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Macron'la, kendisinin de Fransız mevkidaşıyla basın üzerinden değil de doğrudan konuşma konusunda hemfikir kaldıklarının altını çizen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Bu bakımdan da bu tür açıklamaları doğru bulmuyoruz. Şu anda Fransa seçim atmosferine girmiş durumda ve seçimler sebebiyle Macron'un bu yollara tevessül ettiğini görüyoruz. Oysa gerek Fransa'da gerek başka ülkelerde bu tür ucuz yaklaşımların seçimlerde de bir faydası olmadığını gördük, görüyoruz. O nedenle bu tür popülist yaklaşımlar yerine kendi halkının güvenini kazanacak adımlar atması daha faydalı olur diye düşünüyorum. Bizimle ilgili de söyleyecek bir sözü varsa arkamızdan değil, doğrudan yüzümüze söylemesini tercih ederiz. Tıpkı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi."

Ne olmuştu?
Fransa'nın Mağrip ülkelerine vize şartlarını sıkılaştırıp, vize sayısını azaltma kararının ardından Macron'un "Fransız sömürgeciliğinden önce bir Cezayir ulusu var mıydı" çıkışıyla tırmanan iki ülke arasında kriz yaşanmıştı.
Macron başka bir açıklamasında ise, Cezayir’in Osmanlı yönetimindeki dönemine atıf yaparak, "Cezayir’in bir ulus olarak inşası, izlenmesi gereken bir fenomen. Fransa’nın sömürgesi olmadan önce Cezayir ulusu var mıydı? Türkiye’nin Cezayir’de oynadığı rolü ve kurduğu hâkimiyeti tamamen unutturma kapasitesinden büyülendim. Tek sömürgecinin biz olduğunu açıklamak harika” gibi ifadeler kullanmıştı.
Independent Türkçe, AA



ABD’de hazırlanan bir istihbarat raporu, İran'ın nükleer programının saldırılarla yok edilemeyeceğini ortaya koydu

ABD'nin hava saldırısı sonrasında İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi'ndeki yıkılmış binaları gösteren uydudan çekilen bir fotoğraf (Reuters)
ABD'nin hava saldırısı sonrasında İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi'ndeki yıkılmış binaları gösteren uydudan çekilen bir fotoğraf (Reuters)
TT

ABD’de hazırlanan bir istihbarat raporu, İran'ın nükleer programının saldırılarla yok edilemeyeceğini ortaya koydu

ABD'nin hava saldırısı sonrasında İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi'ndeki yıkılmış binaları gösteren uydudan çekilen bir fotoğraf (Reuters)
ABD'nin hava saldırısı sonrasında İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi'ndeki yıkılmış binaları gösteren uydudan çekilen bir fotoğraf (Reuters)

ABD’de hazırlanan gizli bir istihbarat raporu, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarının Tahran'ın nükleer programını sadece birkaç ay geriye götürdüğünü ve Başkan Donald Trump'ın söylediği gibi bu programı tamamen yok edemediğini ortaya koydu.

ABD basını salı günü, Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) istihbarat kolu Savunma İstihbarat Ajansı raporuna aşina kaynaklara dayanarak, pazar günü gerçekleştirilen saldırıların uranyum zenginleştirme tesislerini veya stoklarını tamamen yok etmediğini bildirdi.

Rapora göre saldırılar bazı tesislerin girişlerini kapatsa da yeraltında bulunan binalara hasar veremedi.

Ancak Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, bu değerlendirmenin ‘tamamen yanlış olduğunu ve çok gizli olarak sınıflandırılmış olmasına rağmen sızdırıldığını’ vurguladı.

Leavitt, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu değerlendirmenin sızdırılması, Başkan Trump'ı zayıflatmak ve İran'ın nükleer programını yok etmek için görevlerini kusursuz bir şekilde yerine getiren cesur savaş pilotlarının itibarını zedelemek için yapılan bir girişimdir” ifadelerini kullandı.

Leavitt, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Herkes, her biri 30 bin ton ağırlığında 14 bomba hedeflerine kusursuz bir şekilde isabet ettiğinde tamamen yok olacağını bilir.”

İki adet B-52 bombardıman uçağı, geçtiğimiz pazar günü, İran'ın iki nükleer tesisini GBU-57 bombalarıyla vurdu. Bir denizaltı ise üçüncü bir tesisi Tomahawk füzeleriyle vurdu.

ABD'nin saldırılarını ‘olağanüstü bir askeri başarı’ olarak nitelendiren Trump, saldırıların İran'daki üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini vurguladı. ABD Savunma Bakanı Peter Hagerty ise ABD ordusunun ‘İran'ın nükleer programını yok ettiğini’ açıkladı.

Ancak daha ihtiyatlı bir tutum sergileyen ABD Genelkurmay Başkanı General Dan Keane, ön değerlendirmelerin üç nükleer tesisin de ciddi hasar gördüğünü ve tahrip olduğunu gösterdiğini söyledi.

İran hükümeti ise nükleer programının devamını sağlamak için ‘gerekli önlemleri aldığını’ açıkladı.

Öte yandan İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, devlet televizyonunda yayınlanan açıklamasında, tesislerin yeniden faaliyete geçirilmesine yönelik planların önceden hazırlandığını ve stratejilerinin üretim ve hizmetlerin kesintiye uğramamasını sağlamak olduğunu söyledi.

İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'in danışmanı ise ülkesinin ABD saldırılarına rağmen zenginleştirilmiş uranyum stoklarını elinde tutmaya devam ettiğini ve ‘oyunun henüz bitmediğini’ söyledi.

Ne olmuştu?

İsrail, 13 Haziran'da İran'ın nükleer faaliyetlerini engellemek amacıyla nükleer tesisleri, bilim adamlarını ve üst düzey askeri komutanları hedef alan daha önce benzeri görülmemiş bir hava saldırısı başlattı.

Trump, haftalarca 2018 yılında tek taraflı olarak çekildiği anlaşmanın yerine, İran'ın nükleer programını durdurması karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngören alternatif bir anlaşma arayışıyla diplomatik çabaların önünü açtı. Ancak sonunda askeri müdahale kararı aldı.

ABD Genelkurmay Başkanı General Keane, ABD'nin askeri operasyona, aralarında hayalet bombardıman uçakları, savaş uçakları, hava ikmal uçakları, güdümlü füze denizaltıları, istihbarat, gözetleme ve keşif uçaklarının da olduğu 125 uçakla katıldığını açıkladı.