Tunus’ta hukukçular, Said'in kararları için denetim organı talep ediyor

Cumhurbaşkanını ‘otokrasiye’ yönelmekle suçladılar

Başkentin merkezinde Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (Reuters)
Başkentin merkezinde Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta hukukçular, Said'in kararları için denetim organı talep ediyor

Başkentin merkezinde Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (Reuters)
Başkentin merkezinde Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı yapılan gösterilerden bir kare (Reuters)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından alınan istisnai önlemlere karşı çıkan birçok siyasi parti ve insan hakları örgütü, özellikle hak ve özgürlüklerle ilgili kararları denetleyecek bir organın oluşturulmasını talep etti. Otokrasiye ve özgürlükleri kısıtlamaya yönelik eğilimini eleştirerek, görevinden istifa etmesini istedi.
Bu sert eleştiriler, Tunus İnsan Hakları Savunma Birliği (LTDH) (bağımsız bir insan hakları yapısı), Halk Cumhuriyetleri Birliği (UPR), Umut ve Eylem Hareketi tarafından yapıldı.
LTDH Başkan Yardımcısı Basim et-Tureyfi, Cumhurbaşkanından, anayasa mahkemesinin olmadığı durumlarda cumhurbaşkanlığı kararnamelerini denetleyecek bir organ ‘yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyecek bir organ’ oluşturulması yönünde bir cumhurbaşkanlığı emri çıkarmasını istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı geçtiğimiz 22 Eylül'de bu organı feshetme kararı vermişti. Bu organın ‘insanları zorunlu ikamete tabi tutma kararlarını izlediği ve birçok iş adamının hareket özgürlüğünü ve cumhurbaşkanının bu konudaki kararlarının ardından çıkacak siyasi ve hukuki ihtilafları sınırladığı için büyük önem taşıdığını’ açıkladı. Ayrıca demokratik süreci askıya aldıktan sonra ‘tahakküm edilen tiranlık ikliminin’ sonuçları konusunda uyarıda bulundu.
Öte yandan başkanlığını önümüzdeki seçimlere adaylığını koyan Lutfi el-Murayhi’nin yaptığı Halk Cumhuriyetleri Birliği (UPR), Cumhurbaşkanı Said’i ‘görevinden gönüllü olarak ayrılmaya ve Cumhurbaşkanı kimliğini haksız yere sahiplenmeyi bırakmaya’ çağırdı. Parti tarafından yapılan açıklamada, ülkeyi sürüklediği, kaos ve kavgadan başka bir sona ulaştırmayacak bu saçmalığa bir son verme çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, Cumhurbaşkanı'nın ‘devrimci kararları’ olarak nitelendirilen kararlarının reddedildiği, yargının yanında yer alındığı, bağımsızlığını savunduğu ve tüm siyasi hırslardan arındırılması gerektiği belirtildi.
Bunun yanısıra Yasin el-Ayari başkanlığındaki ‘Umut ve Eylem Hareketi’ tarafından yapılan açıklamada, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının tamamen reddedildiği yeniden vurgulandı. Ayrıca bu durumun siyasi ve kişisel hesaplarını çözmek için Kays Said’in elinde bir araç haline geldiğine dikkat çekildi.
Hareket, özel Zitouna TV‎ kanalında çalışan gazeteci Amir Ayyad’ın güvenlik güçlerinin kanalın genel merkezine baskın yapmasının ardından askeri mahkemede yargılanıp hakkında hapis kararı çıkarılmasından sonra bir açıklama yayınladı. Söz konusu açıklamada, ‘yasaların uygulanması konusunda karar vermede seçici davranmak’ olarak nitelediği tutum eleştirildi. Öte yandan, ‘yasaların, Cumhurbaşkanı Kays Said de dahil olmak üzere, istisnasız herkese uygulanması’ çağrısında bulunuldu. Ayrıca Said’in daima askeri yargıya başvurmaktan çekinmediği ve Anayasaya aykırı Askeri Usul ve Ceza Kanunu hükümlerinin arkasına saklandığı iddia edildi.
Umut ve Eylem Hareketi, Cumhurbaşkanı Said’i ‘Tunus'ta kamusal ve bireysel hak ve özgürlüklerde yaşanan gerilemeden ve muhalif görüşlerin kendisini desteklediğini öne süren taraflarca şeytanlaştırma ve elektronik çarpıtma kampanyalarından’ sorumlu tuttu.
Öte yandan Tunus Savunma Bakanlığı, ülkenin güneydoğusundaki Kabes bölgesinde üç Tunus askerinin hayatını kaybetmesine neden olan bir helikopter kazası ile ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Söz konusu kazanın gece askeri tatbikat gerçekleştirilirken meydana geldiği bildirildi.
Bu olay Tunus'taki olaylara damgasını vurdu. Uçağın nasıl düştüğü, izleme ve koruma tarihleri ile ilgili birçok soru gündeme geldi. Bu konu hakkındaki görüşler, kazayı kötü hava koşullarına bağlayanlar ve Tunus Askeri Teşkilatını ve Cumhurbaşkanlığını hedef alan önceden tasarlanmış bir olay olduğunu düşünenler arasında farklılık gösterdi.
Yetkililer, eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali döneminde Mecaz el-Bab bölgesinde (başkentin 60 kilometre eteklerinde) askeri bir uçağın gece tatbikatı gerçekleştirdiği sırada düşmesi sonucunda üç askerin hayatını kaybettiği olaydaki gibi bir karartmanın tekrarlanmaması için soruşturmaların sonuçları hakkında Tunus kamuoyunu bilgilendirme sözü verdi.
Cumhurbaşkanı Said, önceki gün kazada hayatını kaybeden askerler için Tunus'taki askeri hastanede düzenlenen anma törenine katılmıştı. Said söz konusu törende bu askerlerin erdemlerinden bahsederek vatanseverliklerine övgüde bulundu. Ayrıca Tunus, silahlı kuvvetlerinin ‘meydan okumaya ancak meydan okumayla karşılık vereceğini yalnızca zafer veya şehadet kabul edeceklerini vurguladı.



Irak'ta partiler parlamentodaki ‘en büyük blok’ olmak için yarışıyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
TT

Irak'ta partiler parlamentodaki ‘en büyük blok’ olmak için yarışıyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)

Irak’ta yapılan genel seçimlerin ön sonuçları açıklanır açıklanmaz, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin kesin zaferinin ardından Şii partiler, yeni parlamentoda ‘en büyük blok’ olmak için yarışmaya başladı.

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu dün, Başbakan Sudani'nin 50'den fazla sandalye kazanarak Şii siyasetinin ‘büyükler kulübüne’ girdiğini açıkladı. Öte yandan Nuri el-Maliki ve müttefikleri önemli sayıda sandalye kazanarak, 2021 seçimlerinden bu yana tek bir koalisyonun parçası olan iki cephe arasında keskin bir bölünmenin habercisi oldu.

Diğer taraftan Tekaddum (İlerleme) Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Enbar ilinde ezici bir zafer elde etti. Tekaddum Partisi, başkent Bağdat'ta ikinci, ülkenin orta ve kuzeyindeki şehirlerde ise üçüncü parti olurken toplamda 30'dan fazla sandalye kazandı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) ise Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), özellikle nüfusun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Ninova ilinde olmak üzere yaklaşık 30 sandalye kazandı.

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, kayıtlı seçmenlerin yüzde 56'sının oy kullandığını ve bunun da Mukteda es-Sadr'ın lideri olduğu Sadr Hareketi destekçilerinin seçimleri boykot etmesini gölgede bıraktığını açıkladı.


Trump'ın danışmanı, Sudan'daki çatışan tarafları insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı

El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın danışmanı, Sudan'daki çatışan tarafları insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı

El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos dün, ABD'nin Sudan'da insani ateşkes için ‘güçlü bir metin’ önerdiğini ve çatışmanın her iki tarafını da bu metne derhal uymaya çağırdığını söyledi.

Boulos, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD, Sudan'daki çatışmanın taraflarını önerilen insani ateşkes anlaşmasını derhal kabul etmeye ve uygulamaya çağırıyor” dedi. Boulos, ülkedeki sivillerin çektiği acının ‘milyonlarca insanın gıda, su ve tıbbi bakım eksikliğinden mustarip olduğu felaket boyutlarına ulaştığını’ belirtti.

Boulos, “Her iki tarafın da daha fazla can kaybına yol açabilecek siyasi veya askeri tavır almadan bu ateşkese hızla bağlı kalması umuduyla, ateşkes için güçlü bir metin sunuldu” ifadesini kullandı.

Boulos, tüm tarafları, taahhütlerini yerine getirmeye, düşmanlıkları durdurmaya ve insani yardıma tam, güvenli ve engelsiz erişim sağlamaya çağırdı.

HDK geçtiğimiz hafta perşembe günü, Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi'nin savaşı durdurmak için ‘bazı ülkeler ve dostların’ girişimlerini memnuniyetle karşılamasından iki gün sonra, Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan Dörtlü'nün önerdiği insani ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini açıkladı.

Bloomberg geçen hafta, Sudan ordusunun HDK ile olan çatışmasında üç aylık bir ateşkes için ABD'nin önerisini değerlendirdiğini ve Mısır'ın orduya ABD'nin önerisini kabul etmesi için baskı yaptığını bildirdi.


Avn: Zor mantığı artık işe yaramıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
TT

Avn: Zor mantığı artık işe yaramıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, "güç mantığının artık işe yaramadığını ve mantığın gücüne başvurmamız gerektiğini" vurgulayarak, "Lübnan'ın işgal altındaki toprakların kurtarılması için müzakere girişimine ilişkin henüz net bir Amerikan tutumu almadığını" belirtti. Avn, "Beyrut'a yeni Amerikan büyükelçisinin (Michel Issa) gelişinin İsrail'in tepkisini de beraberinde getirebileceğini" ifade etti. Joseph Avn, "İlk kabulü aldığımızda koşullarımızı görüşeceğiz" ifadesini kullandı.

Bu arada, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın son açıklamaları Lübnan'da reddedildi ve bazı gruplar bunları "İsrail'e güven verici" ve Lübnan hükümeti ile iç istikrarı tehdit edici olarak değerlendirdi.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı'na yakın bakanlık kaynakları Şarku'l Avsat'a, "(Naim Kasım) kuzeydeki yerleşimler için endişe yok dediğinde, İsrail ihlallerine yanıt vermek istemediği anlamına geliyor. Bu da şu mantıksal soruyu gündeme getiriyor: Cumhurbaşkanı Avn'ın güney sınırındaki bu durumu müzakere ederek sona erdirme girişimini neden kabul etmek istemiyorlar? Her gün İsrail saldırganlığı tehdidi altında yaşayan bu köylerin sakinlerine güvence vermek ve müzakereler ve Lübnan ordusunun konuşlandırılması yoluyla onlar için istikrar sağlamak daha uygun olmaz mıydı?" Kaynaklar şöyle devam etti: "İkinci soru şu: Hizbullah neden silahlarını Litani Nehri'nin kuzeyinde tutmak istiyor ve bunları nerede kullanacak?"