Filistin Yönetimi Mısır ile deniz sınırını çizmeye devam ediyor

Mısır-Filistin Projeside İsrail tarafıyla da koordinasyona ihtiyaç var

Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ile Filistin Otoritesi arasında Şubat ayında Gazze’deki doğal gaz sahasına ilişkin anlaşma yapılmıştı (Wafa)
Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ile Filistin Otoritesi arasında Şubat ayında Gazze’deki doğal gaz sahasına ilişkin anlaşma yapılmıştı (Wafa)
TT

Filistin Yönetimi Mısır ile deniz sınırını çizmeye devam ediyor

Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ile Filistin Otoritesi arasında Şubat ayında Gazze’deki doğal gaz sahasına ilişkin anlaşma yapılmıştı (Wafa)
Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ile Filistin Otoritesi arasında Şubat ayında Gazze’deki doğal gaz sahasına ilişkin anlaşma yapılmıştı (Wafa)

Filistinli bir yetkili, Filistin Yönetimi’nin Mısır ile karasuları sınırlarının belirlenmesi yönünde görüşmelerde bulunduğunu doğruladı.
Filistin Yatırım Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Mustafa, Mısır'ın Filistin’in iki taraf arasındaki karasuları sınırlarının çizilmesine ilişkin talebine yanıt vermesi üzerine iki tarafın heyetleri arasında çeşitli görüşmeler yapıldığını belirtti. Su sınırlarının planlanması yönünde görüşmelerin devam ettiğini belirten Mustafa, “Gazze kıyılarındaki gaz sahası projesinde bazı ilerlemeler kaydedilmiş; geliştirilmesinde Filistin Yönetimi’ne yardımcı olunması yönünde Şubat ayında Mısır Doğalgaz Şirketi (EGAS) ile mutabakat zaptı imzalanmıştı” ifadelerini kullandı. Mısırlı şirketin projenin geliştirilmesine nasıl katılacağı konusunda yıl sonu öncesinde bir anlaşmaya varılacağını umudunu dile getiren Mustafa, “Proje son derece önemli olduğu için bu yöndeki çabalar sürüyor” vurgusunda bulundu.
Filistinliler, bu önemli projeyi kağıt üzerinde bırakan İsrail'in yıllar süren reddi ardından gelen Mısır müdahalesinin Gazze Şeridi gaz sahasının mümkün olan en kısa sürede geliştirilmesine izin vereceğini umuyor.
Filistin Yatırım Fonu Yönetim Kurulu Başkanı, Filistin karasuları kapsamındaki 36 kilometre dahilinden doğalgaz çıkarmanın, bölgeyi askeri bölge olarak gören İsrail tarafıyla koordinasyon gerektirdiğini itiraf etti. Çeşitli taraflarla Filistin'in başta Gazze kıyıları olmak üzere Akdeniz'deki su hakkını teyit eden müzakerelerin yapıldığını belirten Mustafa, Filistin Otoritesi’nin, su sınırları dahil olmak üzere Filistin sınırlarına ilişkin görüş ve planları Birleşmiş Milletler'e (BM) emanet ettiğine de dikkat çekti.
Geçtiğimiz Şubat ayında Filistin Yatırım Fonu, Gazze’deki doğal gaz sahası için gerekli altyapıyı geliştirme yönünde Mısır ile bir anlaşma imzalamıştı. Anlaşma; Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Mısır Petrol ve Madeni Kaynaklar Bakanı Tarık el-Molla’nın katımlarıyla Mısır tarafından EGAS Başkanı Mecdi Celal, Filistin tarafından ise Muhammed Mustafa arasında imzalanmıştı. EGAS'ın, denizden gaz çıkarılarak Filistin topraklarına taşınmasını sağlayacak bir anlaşma geliştirmek için Filistin Otoritesi ile birlikte çalışacağı öngörülüyor.
İngiliz şirketi British Gas ve ortakları (Müteahhitler Birliği CCC), Gazze’nin batısına 36 kilometre mesafede yer alan Gazze Marine doğal gaz sahasını 2000 yılında keşfetti. Aynı yılın ilerleyen aylarında şirket, burada ‘Gazze Marine 1’ ve ‘Gazze Marine 2’ olmak üzere iki kuyu açmayı başardı. Mevcut tüketim oranlarına göre mevcut gaz miktarının 1,4 trilyon fit küp olduğu tahmin ediliyor, bu da Gazze Şeridi ve Batı Şeria için 15 yıl yeterli bir miktar.
“Gazze Şeridi'nde bir sahanın varlığı, projeye geri dönüşün bir kısmını gerek elektrik tedariği gerek sanayide Gazze'deki kalkınma hedeflerine hizmet eder hale getirecek” ifadelerini kullanan Filistin Yatırım Fonu Yönetim Kurulu Başkanı, Filistin'in yedi ülkeyi (Yunanistan, Kıbrıs, İtalya, İsrail, Ürdün ve Mısır) içeren, BM, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nin (AB) desteklediği Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nun tam üyesi olduğuna dikkat çekti. Forumun, Filistin dahil olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin uluslararası yasalara uygun olarak karasuları haklarını tanıdığını da ekledi.
“Siyasi koşullar izin verdiği taktirde bir sonraki aşamada İsrail'den iki taraf arasındaki sınırları çizmesini isteyeceğiz” açıklamalarında bulunan Mustafa, Filistin tarafının gaz çıkarma ve ihracatı için gerekli altyapıyı kullanma ve geliştirme hakkını vurguladı. Filistin Yönetimi’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu'ndaki ülkeler yardımıyla İsrail tarafını bu yolu kolaylaştırmaya ikna etmeye çalıştığını, bu gerçekleştiği taktirde Mısır ile ortaklığın bu çabada ek bir unsur olacağını da ekledi.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.