Ezher ve Anglikan Kilisesi, barış inşası için iş birliği yapıyor

Ezher Şeyhi Tayyib ve Anglikan Hristiyanların temsilcisi Canterbury Başpiskoposu Welby, Dini liderlerin dünya barışındaki sorumluluklarını vurguladılar

Vatikan'da Ezher Kurumu Şeyhi ve Canterbury Başpiskoposu bir araya geldi (Ezher Medya Merkezi)
Vatikan'da Ezher Kurumu Şeyhi ve Canterbury Başpiskoposu bir araya geldi (Ezher Medya Merkezi)
TT

Ezher ve Anglikan Kilisesi, barış inşası için iş birliği yapıyor

Vatikan'da Ezher Kurumu Şeyhi ve Canterbury Başpiskoposu bir araya geldi (Ezher Medya Merkezi)
Vatikan'da Ezher Kurumu Şeyhi ve Canterbury Başpiskoposu bir araya geldi (Ezher Medya Merkezi)

El-Ezher Kurumu Şeyhi Ahmed et-Tayyib, İnanç ve Bilim başlığı altında düzenlenen İklim Değişikliği Dini Liderler Zirvesi’nin oturum arasında Canterbury Başpiskoposu Justin Welby ile Vatikan’daki ikametgahında bir araya geldi.
Görüşmede Ezher Kurumu ve Canterbury Kilisesi, ‘çatışmaları azaltmak için barış inşa etme çabalarını güçlendirmeye devam etme’ konusunda anlaştılar. Tayyib ve Welby, küresel karar makamlarıyla iletişim kurmak için dini liderlerin rolünü etkinleştirme gereğini vurguladılar. Gelişmiş ülkeler arasındaki siyasi çatışmanın gelişmekte olan ülkelerin haklarını kaybetmesine yol açtığını ve milliyet mücadelesinin tamamen ortadan kalktığını düşündükten sonra yeniden su yüzüne çıkmaya başladığını ifade ettiler. Tayyib görüşmenin Ezher ve Canterbury Kilisesi arasındaki iş birliğiyle ‘The Youth Peacemakers’ Programı’nın Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da başlatılmasından sonra gerçekleştirildiğini açıkladı. Bu programın insanlığın karşı karşıya olduğu en önemli zorlukların farkında olan bir grup genç yetiştirdiğine dikkati çekti.
Öte yandan Canterbury Başpiskoposu, ‘The Youth Peacemakers’ Programını tamamlamanın gerekliliğine vurgu yaptı. Welby, ayrıca dini liderlerin insan ve ahlaki yönüne özen gösterme ile ilgili bildirgesinin etkinleştirilmesi, gençlerin karar alma süreçlerine katılımının sağlanması, deneyimlerle donatılmaları, bilginin nesilden nesile aktarılmasını sağlamak için olumlu bir şekilde entegre edilmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
Canterbury Başpiskoposluğu, İngiltere Kilisesinin lideri ve en yetkili piskoposu olan Canterbury Başpiskoposu'nun makamı. Welby, dünya çapındaki Anglikan Kiliseler Topluluğu'nun sembolik lideri konumunda.
Tayyib ve Welby, dün yaptıkları ortak bir açıklamada, iklim değişikliğinin tehlikeleri konusunda farkındalık yaratmanın ve büyük ülkelerin gezegenin geleceği üzerindeki materyalist eğilimlerini ve çevresel kaynakların sürdürülebilirliğinin kontrolünün önemine vurgu yaptılar. İkili, iklim değişikliği ile ilgili konuşmanın toplantılar, konuşmalar ve kulağa hoş gelen ve bir vadide bir çığlık gibi yankısı çabucak kaybolan cümleler ile sınırlı kalması konusundaki endişelerini dile getirdiler. Açıklamada dünya genelindeki karar makamlarına ‘çevreyi korumak ve gelecek nesiller için daha iyi bir gelecek sağlamak için uluslararası sözleşmelerin hükümlerini harekete geçirme’ çağrısında bulunuldu.
Öte yandan Ezher Şeyhi'nin, Zayed İnsan Kardeşliği Ödülü'nün üçüncü baskısının jüri üyelerini, dün Roma'da yaptıkları toplantıda, ‘küresel insani yardım konusundaki çalışmalarını ilerletmeye’ çağırdı. İnsan Kardeşliği Belgesi’nin Belgenin (insan kardeşliği) hiçbir zaman belirli bir dine, belirli bir etnik kökene veya milliyetçiliğe yönelik olmadığını, bunun aksine ırkı, dini veya rengi ne olursa olsun insan için olduğunu vurguladı. Şeyh Tayyib, dünyanın özellikle de hala acı çeken ve yaraları kanayan Ortadoğu ve Afrika'da savaşlar ve üzücü trajedilere tanık olduğunu vurgulayarak “Evsizlerin, mültecilerin, yoksulların ve çocukların görüntülerini görünce neredeyse ağlayacak hale geliyorum. Bu görüntüleri aklınızda tutmalı ve insanlara yardım etmek için elinizden geleni yapmalısınız” şeklinde konuştu. Zayed İnsan Kardeşliği Ödülü, insanlığın ilerlemesine ve barış içinde bir arada yaşamaya büyük katkılarda bulunan bireyleri ve kurumları kutlayan bağımsız bir küresel ödüldür.
Öte yandan Ezher Müsteşarı Muhammed ed-Duveyni, İtalya’daki Sant'Egidio Derneği tarafından ‘İnsanlar kardeştir’ sloganı altında düzenlenen ‘Dünya için Barış Konferansı’nda yaptığı konuşmada "Halklar arasındaki birbirini tanıma ve bir arada yaşama ilişkisi, İslam'ın temellerinden biri ve evrensel bir toplumsal zorunluluktur” ifadelerini kullandı. Yapıcı medeni iletişimin parlak sloganların ötesine geçerek gerçekçi doğrulara ulaşması, uluslar arasında iyilik ve deneyim alışverişi ile tercüme edilmesi gerektiğini vurguladı. Duveyni, ayrıca “El-Ezher, medeniyetler çatışması teorisini reddiyor ve insanlık arasında gerçek barışın kurulmasını çağrısında bulunuyor. Ayrıca bir arada yaşama, başkalarını kabul etme, şiddetten vazgeçme, aşırılıkla mücadele etme, vatandaşlığın temellerini sağlamlaştırma, entelektüel çoğulculuk ve kültürel çeşitlilikten yararlanan gerçek bir diyaloğu benimseme değerlerini pekiştirmek için vizyon ve fikir alışverişinde bulunma için tüm kurumlarla iletişim ve işbirliği içindedir. Tüm kimlikleri ve özellikleri tanıyor, sembolleri ve kutsallarına saygı duyuyoruz” şeklinde konuştu.



İsrail'in Lübnan'ın güneyini bombalamasında 3 sağlık görevlisi öldü, 2 kişi yaralandı

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail'in Lübnan'ın güneyini bombalamasında 3 sağlık görevlisi öldü, 2 kişi yaralandı

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Lübnan Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Acil Operasyon Merkezi dün (Cumartesi) Farun kasabasında 3 sağlık görevlisinin öldürüldüğünü duyurdu.

Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) aktardığı bir açıklamada merkez, “İsrail'in Farun kasabasına düzenlediği son saldırılarda çıkan yangınları söndüren Lübnan Sivil Savunma ekibini hedef alan saldırının ilk bilançosu üç sağlık görevlisinin şehit olması ve biri ağır olmak üzere iki kişinin de yaralanmasıdır” denildi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in sağlık görevlilerini hedef alma konusundaki ısrarına yönelik kınamasını yineledi.

Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati İsrail saldırısını kınadı. Şarku’l Avsat’ın DPA'dan aktardığına göre Mikati, “Lübnan'a yönelik bu yeni saldırı, uluslararası yasaların açık bir ihlali ve insani değerlere karşı bariz bir saldırganlık teşkil etmektedir ve Lübnan ve Filistin topraklarında art arda işlediği suçlara tanık olduğumuz İsrail düşmanı için bu durum hiç de yabancı değildir” ifadelerini kullandı.

Mikati şöyle devam ettı: “İsrail düşmanının uluslararası kanun ve normları umursamadığı ilkesinden hareketle, İsrail'in Lübnan'a yönelik devam eden saldırganlığını durdurmak ve hiçbir kanunu umursamayan ve Lübnan'a ve Lübnanlılara, özellikle de nefretinin alevlerini söndürmek için çalışanlara karşı işlediği suçların alevlerini körüklemeye devam eden İsrail düşmanına baskı yapmak için herkesi sorumluluklarının önüne koymak üzere Batılı ülkelerin büyükelçilerini ve uluslararası örgütlerin temsilcilerini bugün acil bir toplantıya çağırdım.”

Hizbullah bir açıklama yayınlayarak, İsrail'in saldırısına karşılık olarak “91. Tümen'in Ayelet'teki yeni karargâhına bir insansız hava aracı (İHA) filosuyla hava saldırısı” düzenlediğini “subay ve askerlerinin mevzilerini” hedef aldığını duyurdu. Açıklamada İHA’ların “hedeflerini tam isabetle vurduğu” belirtildi.