Şalit Anlaşması deneyimi, Bennett - Hamas ateşkesini bozuyor

Filistinliler, geçen ay hapishaneden kaçan 6 mahkumu desteklemek için Gilboa Hapishanesi’nin önünde gösteri düzenledi. (AFP)
Filistinliler, geçen ay hapishaneden kaçan 6 mahkumu desteklemek için Gilboa Hapishanesi’nin önünde gösteri düzenledi. (AFP)
TT

Şalit Anlaşması deneyimi, Bennett - Hamas ateşkesini bozuyor

Filistinliler, geçen ay hapishaneden kaçan 6 mahkumu desteklemek için Gilboa Hapishanesi’nin önünde gösteri düzenledi. (AFP)
Filistinliler, geçen ay hapishaneden kaçan 6 mahkumu desteklemek için Gilboa Hapishanesi’nin önünde gösteri düzenledi. (AFP)

Naftali Bennett hükümeti, Şalit Anlaşması’nın hayaletinin ortaya çıktığı ve İsrail'in bu anlaşma için ödediği bedelin yüksek göründüğü bir zamanda, Hamas'ın bin Filistinli mahkumu serbest bırakılması talebini reddetti.
Hamas’ın elindeki dört İsrailli mahkum karşılığında serbest bırakılmasını talep ettiği bin tutuklu arasında geçtiğimiz günlerde yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi’nden tünel kazarak firar eden ancak kısa süre içinde yakalanan 6 Filistinli de bulunuyor.
İki taraf arasındaki müzakere heyetlerine yakın bir kaynak, İsrail’in bir miktar ilerleme kaydettiğini ve otuz yılı aşkın süredir mahkum olan kadın ve çocuklar ile çok sayıda idari tutuklunun serbest bırakılmasını kabul ettiğini aktardı. Ancak İsrail’in Hamas'ın bin kadar tutuklunun serbest bırakılması talebini kabul etmediğini bildirdi.
İsrail, 6 Eylül'de yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi’nden tünel kazarak kaçan ve iki hafta içinde yeniden tutuklanan 6 mahkum ve kaçış planını bilen ve başarılı bir şekilde uygulanmasına katkıda bulunan beş kişinin serbest kalmasını sağlayacak olanların yer aldığı listeyi kabul etmiyor.
Bu nedenle Mısır'ın bu aşamada bir ateşkes anlaşmasına varma çabaları başarısız oldu. Ancak iki taraf Mısır’a diyalogu sürdürmek için kapıyı açık tuttuklarını aktardı.
Hamas’ın elinde dört İsrailli mahkum bulunuyor. Bunlardan ikisi, Shaul Aron ve Hadar Goldin orduya mensup mahkumlar. İsrail, bu iki mahkumun öldürüldüğünü iddia ediyor. Hamas ise durumları hakkında bilgi vermiyor. Diğer iki mahkumdan ilki Abraham Mengistu adında İsrail asıllı bir Etiyopyalı. İkincisi, Haşim Bedevi el-Sayed ise Arap asıllı bir İsrail vatandaşı. Bu iki isim Gazze savaşından sonra farklı zamanlarda kendi istekleriyle Gazze’ye geçtiler.
İsrail, Mısır ve Almanya'nın arabuluculuğuyla Hamas ile dört İsrailli mahkumun durumu hakkında bilgi verilmesi karşılığında bir dizi Filistinli mahkumun serbest bırakılması planlanıyor. Müzakerelerde kademeli bir anlaşmaya varılması planlanıyor.
Medyada, Binyamin Netanyahu'nun iktidarından bu yana yürütülen müzakerelere ilişkin birçok sızıntı yayınlandı. Ancak İsrail ile Hamas arasındaki temasların büyük kısmı kamuoyunun gözünden uzakta, mutlak bir gizlilik içinde gerçekleşiyor.
Görünüşe göre iki taraf, anlaşmanın uygulanmasını geciktirmek için zaman unsurundan yararlanıyor. Hamas, tutukluları bir ‘koruma kartı’ olarak görüyor. Tutukluların kendisine müzakerelerde ağırlık sağlayacağını ve İsrail'in kendisiyle ilişkilerinde kalıpları kırmasını engelleyeceğine inanıyor. Filistin, cesur bir liderden yoksun olan İsrail’in bu anlaşmanın bedelini ödeyeceğini düşünüyor. Ne Şalit Anlaşması’nı uygulayan Netanyahu başka bir anlaşmayla ilgilendi, ne de kırılgan bir hükümet koalisyonunun lideri Bennett yeni bir anlaşmaya doğru ilerlemeye cesaret etti. Hem onların hem de bakanlarının üzerinde, Şalit Anlaşması’nda ödenen ağır bedelin izleri var.
İsrail, 2011'de Hamas tarafından alıkonan Gilad Şalit'in beş yıldan süren tutukluluğunun ardından serbest bırakılması karşılığında bin 27 Filistinli mahkumu serbest bırakmıştı
Çok sayıda politikacı, askeri ve güvenlik lideri, serbest bırakılan Filistinli mahkumların çoğunun askeri faaliyetlere geri döndüğünü iddia ederek benzer bir adıma karşı çıkıyor. Bunların başında Hamas Hareketi'nin Gazze Sorumlusu Yahya Sinvar geliyor. Yeni anlaşma karşıtları, söz konusu anlaşmaların Filistinli gençleri İsrail'e karşı direniş eylemlerine katılmaya teşvik ettiğini ileri sürüyor.
Diğer yandan, yeni bir anlaşmaya taraf olanlar, Şalit'in serbest bırakılmasından bu yana geçen on yılda İsrail şehirlerinde silahlı operasyonların neredeyse yaşanmadığı görüşündeler. İsrail ordusu, İsrail istihbaratı ve askeri savcılığın istatistiklerinde açıkça görüldüğü üzere Şalit Anlaşmas’ında serbest bırakılan Filistinli tutsakların gerçekleştirdiği silahlı operasyonlar 10 İsraillinin ölümüne, 18 İsraillinin de yaralanmasına neden oldu. Bu görece küçük bir sayı olarak nitelendiriliyor.
Ordu, Mousseri Bilgi ve İfade Özgürlüğü Derneği'nin talimatıyla yayınlamak zorunda kaldığı bir raporda şu ifadelere yer verdi:
“Şalit Anlaşması’nda serbest bırakılan 100 mahkum güvenlik ihlali yaptı ve tekrar tutuklanıp yargılandı. Serbest bırakılma şartlarını ihlal eden ve soruşturma komitesinin önüne çıkarılan 56 mahkum daha var. Bunlardan 53'ü kendilerine verilen cezayı çekmek üzere iade edildi. Bu, anlaşmada serbest bırakılanların sadece yüzde 15'inin tekrar hapsedildiği anlamına geliyor.”
Netanyahu hükümetinde Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı olarak görev yapan ve Şalit Anlaşması’nın en sert muhaliflerinden biri olan Yaakov Amidror konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu alanda alınan kararların yüzde 90'ı profesyonel değil, daha ziyade siyasidir. İsrail'in ilkeleri, mesleki nedenleri ve stratejik çıkarları hükümet kararlarımızı yönlendiriyor olsaydı, karşı tarafın İsrail'in kaçırılan bir asker için ödemeye hazır olduğu bedelin sonu olmadığını anladığı bir duruma düşmezdik. Bu, İsrail’in terör örgütleriyle bitmeyen mücadelesindeki stratejik konumu için iyi değil. Geçmişte çeşitli anlaşmalarda verdiklerimize bakarsak bugünkü durumumuzun ikinci tarafın beklenti ve isteklerinin seviyesinden etkilendiği açıkça görülür. Yakalanan evlatlarımızı kurtarmak için her şeyi yapacağız dediğimizde, tehlike seviyesi çok yüksek olsa bile serbest bırakılmaları için seferber olmalıyız.”
Şalit Anlaşması’nın detaylarını bilen ve hükümete yeni bir anlaşma yapmasını tavsiye eden üst düzey bir güvenlik yetkilisi de şu açıklamalarda bulundu:
“İlk aşamalarından itibaren İsrail’in bir saatli bomba ile uğraştığı açıktı ve müzakereler ciddi bir mazeret olmaksızın erteleniyordu. Şalit Anlaşması’ndan sonra kimse altın bir çağ yaşanacağını garanti etmedi. Ancak güvenlik durumu anlaşmadan on yıl sonra daha da kötüleşmedi. Sonuçların şu an iyi olmadığı ve Hamas’ın halen Hamas olduğu doğrudur. Yine de Şalit Anlaşması’nda özgürleştirilenler yüzünden İsrail vatandaşları şimdi daha fazla mı acı çekiyor? Bence hayır. Bunun olasılığı arttı mı? Evet arttı. Ama başarılı olacaklar mı? Hayır. İlk Şalit Anlaşması 2008 yılında Ehud Olmert hükümeti döneminde yapılmış ve Hamas 450 mahkumun serbest bırakılmasını talep etmişti. Uzun bir müzakere sürecinden sonra İsrail, 315 kişiyi serbest bırakmayı kabul etti. Ancak geri kalanların serbest bırakılmasını kabul etmemesi nedeniyle müzakereler çıkmaza girdi ve temaslar uzun bir süre durdu. İsrail anlaşmayı kabul ettiğinde serbest bırakılacak Filistinli mahkum sayısı bin 27 oldu. Bugün politikacıların amacı bu mu?"



Batı Şeria'da olanlara benzer şekilde… İsrail özel kuvvetleri Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Batı Şeria'da olanlara benzer şekilde… İsrail özel kuvvetleri Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)
Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'daki İsrail ordusu mensupları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)

19 Mayıs'ta İsrail'in gizli gücü ya da özel kuvvetler olarak adlandırılan bir grup, Direniş Komiteleri'nin askeri kanadı Nasır Selahaddin Tugayları'nın liderlerinden Ahmed Sarhan'a Han Yunus'ta hızlı bir operasyonla suikast düzenledi.

Bu, Batı Şeria'da Filistinli aktivistlere karşı yürütülen operasyonlara benzer görevler yürüten gizli bir gücün ilk ‘aleni’ operasyonuydu.

Ancak Gazze Şeridi daha önce de Batı Şeria'da olduğu gibi benzer güçlerin operasyonlarına ve ardından askeri takviyelere tanık olmuştu. Haziran 2024'te Nuseyrat'ta ve aynı yılın şubat ayında Refah'ta olmak üzere kaçırılanların kurtarılması için yapılan operasyonlarda da durum böyleydi.

Filistinliler cuma günü Cenin yakınlarındaki Raba köyünde topraklarına el konulmasına karşı düzenledikleri gösteride göz yaşartıcı gaza maruz kaldılar. (Reuters)Filistinliler cuma günü Cenin yakınlarındaki Raba köyünde topraklarına el konulmasına karşı düzenledikleri gösteride göz yaşartıcı gaza maruz kaldılar. (Reuters)

Nasır Selahaddin Tugayları komutanını hedef alan operasyonda, tespit edildikten sonra gücün geri çekilmesini sağlamak için helikopter ve insansız hava araçlarının (İHA) müdahalesi dışında askeri takviye yapılmadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, İsrail özel kuvvetlerinin son aylarda Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yoğunlaştırdığını ve belirli yerlerin tespit edilmesi, izlenmesi ve buralara kimlerin girip çıktığının takip edilmesinde rol oynadığını bildirdi.

Sızma, adam kaçırma ve cinayet

Dün öğleden hemen önce, askeri araçların konuşlandığı yerin birkaç yüz metre uzağında bulunan bir İsrail özel kuvveti, Refah'ın kuzeybatısında bulunan Kızıl Haç sahra hastanesi yakınlarına sızdı ve bir grup insana ateş açtı.

Daha sonra bu gücün Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams'ı kaçırdığı ve uluslararası ajanslar için hastanelerin çalışmaları hakkında bir belgesel çekmekte olan foto muhabiri Tamir ez-Zeanin'i öldürdüğü ortaya çıktı. Operasyonda, Sağlık Bakanlığı'nda el-Hams ile birlikte çalışan bir yönetici de yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams (Reuters)Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams (Reuters)

Operasyonu gerçekleştiren güç, el-Hams'ı kaçırdıktan sonra Refah'ın batısındaki el-Alem bölgesinde bulunan İsrail güçlerine doğru geri çekildi.

Bu gücün genellikle Arapça bilen İsrailli gizli ajanlardan mı oluştuğu yoksa son birkaç aydır Gazze Şeridi'nde adı sıkça anılan ve özellikle İsrail tarafından tamamen işgal edilmiş olan Refah bölgesinde aktif olan Yaser Ebu Şebab'a bağlı silahlı grupların üyeleri mi olduğu konusunda çelişkili haberler vardı.

Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'da bir caddede ilerleyen İsrail askeri araçları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)Batı Şeria'da Cenin yakınlarında bulunan Kabatiya'da bir caddede ilerleyen İsrail askeri araçları, 17 Temmuz 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat'a konuşan görgü tanıklarına göre operasyonu gerçekleştiren güç, Filistin plakalı sivil bir ciple seyahat ediyordu. Önce kimlikleri tespit edilmeden bir grup insana ateş açtılar ve daha sonra el-Hams olduğu tespit edilen kişiyi kaçırdılar.

‘Tehlikeli bir emsal’

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams daha önce Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi'nden sorumluydu ve bir kere evi bombalanmıştı.

Sağlık Bakanlığı el-Hams'ın kaçırılmasını kınayarak olayı ‘Gazze Şeridi'ndeki hasta, aç ve acı çekenlerin sesinin doğrudan hedef alınması anlamına gelen tehlikeli bir emsal’ olarak nitelendirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Açlıktan ölen çocukların acısını, ilaçtan mahrum kalan yaralıların acısını ve hastane kapıları önündeki annelerin feryatlarını dünyaya duyuran en önde gelen insani ve tıbbi seslerden birini hedef alan bu korkakça eylem, gerçeği susturmak ve en kötü sağlık ve insani felaketi yaşayan tüm bir halkın acısını gizlemek için önceden planlanmış bir niyeti yansıtmaktadır.”

Saldırıyı ‘ifade özgürlüğü ve insani yardım çalışmalarının ciddi bir ihlali’ olarak değerlendiren Bakanlık, el-Hams'ın güvenliğinden İsrail’i tamamen sorumlu tutarak derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etti.

Ramallah'ın doğusundaki Burka köyünde 15 Temmuz 2025 tarihinde yerleşimciler tarafından yakılan araçların arasında yürüyen bir Filistinli (AFP)Ramallah'ın doğusundaki Burka köyünde 15 Temmuz 2025 tarihinde yerleşimciler tarafından yakılan araçların arasında yürüyen bir Filistinli (AFP)

El-Hams'ın kaçırılmasının gerçek nedenleri bilinmiyor. Ancak sahadaki kaynaklar, bunun tıbbi ekipleri hedef alma ve hastane yöneticilerini kaçırıp tutuklama girişiminin bir parçası olabileceğini tahmin ediyor. Nitekim Şifa Hastanesi Müdürü Muhammed Ebu Selmiye ve Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiye ile de benzeri yaşanmıştı. Amaç, 7 Ekim 2023 olaylarında yaralanmalarından sonra ya da sonrasında yakınlarında gerçekleşen İsrail bombardımanlarında yaralanıp Gazze’deki hastanelerde tedavi edilmiş olabilecek kaçırılmış İsraillilerin akıbetini öğrenmek olabilir.

Casusluk, izleme ve gözetleme

Bu olay, silahlı kişilerin Gazze şehrinin güneyindeki Tel el-Hava mahallesinde Heysem Şimali adlı bir Filistin vatandaşını susturucu takılı tabancalarla öldürmesinden yaklaşık on gün sonra meydana geldi.

Elektronik mühendisi olan Şimali'nin katilinin kimliği henüz doğrulanmadı. Bazı kaynaklar onun bir Hamas aktivisti olduğunu doğrularken, ölümünün koşulları şu anda araştırılıyor.

Geçtiğimiz haftalarda İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nda aktif olan bazı mühendislere suikast düzenledi.

Batı Şeria'daki Ramallah sokaklarında dün Gazze Şeridi ile dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)Batı Şeria'daki Ramallah sokaklarında dün Gazze Şeridi ile dayanışma amacıyla bir gösteri düzenlendi. (AFP)

İsrail, Mart 2024'te Şifa Tıp Kompleksi'ne saldırıp üst düzey bir Hamas yetkilisi olan İç Güvenlik Servisi Operasyon Direktörü Faik el-Mebhuh'u öldürdüğünde özel bir güç kullanmıştı.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, İsrail özel kuvvetlerinin muhbirler yardımıyla evleri ve binaları izleyerek buralara kimlerin girip çıktığını öğrenmeye çalıştığını söyledi.

Faaliyetlerini itiraf eden muhbirlerin yakalandığını ve sorgulandıktan sonra haklarında ‘saha’ tedbirleri alındığını da ifade ettiler.

Kaynaklar, bu güçlerin aktivistlerin, vatandaşların ve hastaneler dahil bazı yerlerin hareketlerini gözetlemek ve izlemek için kameralar ve dinleme cihazları yerleştirdiğini ve bu cihazların çoğunun yakın zamanda ortaya çıkarıldığını bildirdi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın güvenlik ve istihbarat birimlerinin özel kuvvetlerin Gazze Şeridi'ndeki faaliyetlerini yakından takip ettiğini ve grup aktivistlerine bu kuvvetlerden gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı uyanık ve tetikte olmaları, hafif silahlar ve el bombaları taşımaları yönünde sıkı talimatlar verildiğini belirtti.