Kuzey Kore kısıtlamaları hafifleterek uluslararası yardımlara kapılarını açtı

WHO, Kovid-19 ile mücadele için tıbbi malzeme göndermeye başladı.

Geçen yıl Aralık ayında Pyongyang'daki sterilizasyon operasyonlarına dair arşivden bir fotoğraf (AP)
Geçen yıl Aralık ayında Pyongyang'daki sterilizasyon operasyonlarına dair arşivden bir fotoğraf (AP)
TT

Kuzey Kore kısıtlamaları hafifleterek uluslararası yardımlara kapılarını açtı

Geçen yıl Aralık ayında Pyongyang'daki sterilizasyon operasyonlarına dair arşivden bir fotoğraf (AP)
Geçen yıl Aralık ayında Pyongyang'daki sterilizasyon operasyonlarına dair arşivden bir fotoğraf (AP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kuzey Kore'ye Kovid-19 ile mücadele için tıbbi malzeme göndermeye başladı. Bu, Kovid-19'a yönelik sınır politikalarında katı bir yöntem izleyen Kuzey Kore'nin kısıtlamaları hafifletmeye başladığının olası bir işareti olarak değerlendirildi.
AP haber ajansına göre, WHO’nun haftalık raporunda, Kuzey Kore'ye "stratejik stoklama ve daha fazla sevkiyat" için Çin'in Dalian Limanı üzerinden temel Kovid-19 tıbbi malzemelerinin sevkiyatına başlandığı belirtildi.
WHO’nun Kuzey Kore Temsilcisi Edwin Salvador, Perşembe günü AP'ye gönderdiği e-postada, yetkililerin WHO’ya ve diğer BM kurumlarının Çin'in Dalian Limanı’nda bekletilen yardımların gönderilmesine izin vermesinin ardından acil sağlık ekipmanı ve ilaçlar da dahil olmak üzere bazı yardımların Kuzey Kore'nin Nampo limanına ulaştığını bildirdi. 
Salvador açıklamasında, "Sonuç olarak, birinci basamak sağlık merkezlerinde temel sağlık hizmetlerini desteklemek için acil sağlık ekipmanı, ilaçlar ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere bazı ürünlerimizi Nampo'ya gönderebildik. WHO sevkiyatı, diğer BM kurumları tarafından gönderilenlerle birlikte limanda halen karantinaya alınıyor” ifadelerini kullandı.
Pandemi, halihazırda kötü durumda olan ekonomisini kötü etkilemesine rağmen virüsle mücadele kampanyasını "ulusal varlık" meselesi olarak nitelendiren Kuzey Kore, son iki yıldır sınır ötesi trafiği ve ticareti, ciddi şekilde kısıtlamıştı.
BM insan hakları müfettişleri, Ağustos ayında Kuzey Kore hükümetine, güçlerine, sınırı geçen ve salgınla mücadele için uygulanan tecrit uygulamasını ihlal edenleri vurma emri verdiği yönündeki iddiaları netleştirmeye çağırdı. Kuzey Kore henüz tek bir Kovid-19 vakası bildirmemiş olsa da, dış uzmanlar dünyanın neredeyse her yerine ulaşan salgından gerçekten kurtulup kurtulmadığını sorguluyor.
Kuzey Kore, WHO’ya 23 Eylül'e kadar 40 bin 700 kişiye Kovid-19 testi uygulandığını ve tüm testlerin negatif olduğunu bildirdi. WHO’nun raporunda, geçen hafta test edilenler arasında grip benzeri hastalıkları veya diğer semptomları olan 94 kişi ve 573 sağlık çalışanı olduğu kaydedildi. Uzmanlar, zayıf sağlık sistemi ve kronik tıbbi malzeme sıkıntısı göz önüne alındığında, salgının Kuzey Kore'de yıkıcı olabileceğini söylüyor. Ancak, Kuzey Kore, sıkı sınır kontrolleri uygulamasına rağmen küresel arz kıtlığı nedeniyle toplu aşılama kampanyası ertelenmeye devam ettiği halde aşılar konusunda aynı ısrarı göstermedi. Analistlere göre Kuzey Kore, dış dünyadan alacağı aşılara eklenecek uluslararası izleme gereklilikleri konusunda tedirgin olabilir. Bazıları ise Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un'un, birlik çağrısında bulunduğu ve neredeyse on yıllık iktidardan sonra en katı zorluklarla karşı karşıya kaldığı bir zamanda iktidardaki kontrolünü sağlamlaştırmaya çalıştığı için ülkede karantina kurallarını sıkı tutmaya yönelik bir iç siyasi faktörler olduğunu öne sürüyor. Salvador, WHO’nun, BM destekli COVAX aşı programı aracılığıyla aşı almak için teknik gereksinimleri tamamlayana kadar Kuzey Koreli yetkililerle çalışmaya devam edeceğini belirtti. Ayrıca Kuzey Kore'nin aşılamara başladığında referans olarak kullanmak üzere ulusal bir yaygınlaştırma planı geliştirdiğini açıkladı. WHO’nun son raporu, Kim'in bir iktidar partisi toplantısında, COVAX girişimi aracılığıyla sağlanan bazı yabancı Kovid-19 aşılarını reddederek yetkililere Kovid-19 ile mücadelede ‘kendi yöntemleriyle’ daha katı bir kampanya başlatma emri vermesinden haftalar sonra geldi.
COVAX adına aşı tedarik eden ve dağıtan UNICEF, geçen ay Kuzey Kore'nin ülkeye gönderilmek istenen yaklaşık 3 milyon Sinovac aşısının salgından ciddi şekilde etkilenen diğer ülkelere gönderilmesini önerdiğini belirtti.
UNICEF, Kuzey Kore Sağlık Bakanlığının gelecekteki aşılar konusunda COVAX ile iletişim kurmaya devam edeceğini kaydetti.



Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yapacağı görüşmenin Ukrayna ile olan çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Rus medya kuruluşu RT’den aktardığına göre Peskov, Putin ve Witkoff'un bugün Washington'un son günlerde Kiev ile yaptığı görüşmelerde elde ettiği sonuçları tartışacaklarını söyledi.

Peskov, “Rusya barış görüşmelerine açık, ancak Ukrayna'daki askeri operasyon çerçevesinde belirli hedeflerine ulaşması gerekiyor... Rusya, Ukrayna çatışmasına gelecek nesiller için bir çözüm bulunmasını istiyor” ifadelerini kullandı.

Witkoff, Miami'de Ukrayna heyetiyle yapılan görüşmelerin sonuçlarını Rusya Devlet Başkanı’na aktarmak ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Başkan Donald Trump'ın önerilerini iletmek üzere Putin ile görüşmeye hazırlanıyor.