Squid Game'in yönetmeni, kendini yansıtan iki karakteri açıkladı

Squid Game'in yönetmeni, kendini yansıtan iki karakteri açıkladı
TT

Squid Game'in yönetmeni, kendini yansıtan iki karakteri açıkladı

Squid Game'in yönetmeni, kendini yansıtan iki karakteri açıkladı

Dijital yayın platformu Netflix'in yeni fenomeni Squid Game'in senaristi ve yönetmeni Hwang Dong-hyuk, dizinin ana karakterlerinin kendi hayatından çok fazla iz taşıdığını açıkladı. 
CNN'e verdiği röportajda Hwang, Seong Gi-hun ve Cho Sang-woo karakterlerini kendi hayatından esinlenerek oluşturduğunu söyledi. Güney Koreli yönetmen bu iki karakterin gerçek hayattaki iki arkadaşının ismini taşıdığını ifade etti. 
Tıpkı yarattığı karakterlerin hayat hikayeleri gibi yönetmen Hwang, Güney Kore'de gelir seviyesinin düşük olduğu bir bölgede büyüdü ve Cho Sang-woo gibi Seul'ün prestijli üniversitelerinden birinde okudu ve mahallesinin gururu oldu. 
Yazdığı hikayeyle büyük bir küresel başarı elde eden yönetmen şu ifadeleri kullandı:
"Seong Gi-hun ve Cho Sang-woo benim iki yönümü temsil ediyor. Gi-hun gibi ben de Ssangmun-dong'da mali açıdan sıkıntılı bir ortamda bekar bir anne tarafından büyütüldüm. Aynı zamanda Sang-woo gibi Seul Ulusal Üniversitesi'ne gittim ve tüm mahallem benimle övündü ve benden yüksek beklentileri vardı."
Squid Game, 17 Eylül'de yayımlanmaya başlamasıyla birlikte tüm dünyadan büyük bir izleyici kitlesini cezbetmeyi başardı. Dijital yayın platformunun en başarılı yapımı olma yolunda hızla ilerleyen Squid Game büyük bir para ödülü kazanma umuduyla ölümcül çocuk oyunları oynayan kişileri konu alıyor. 
Hwang halihazırda ikinci sezonunun kesinleşmediğini ifade etse de dizinin gördüğü rağbet nedeniyle yeni bir sezon yazmayı düşünebileceğini de söyledi. Yönetmen şu ifadeleri kullandı:
"Bir diziyi tek başına yazmak, üretmek ve yönetmek gerçekten çok büyük bir işti. Aynı şeyi ikinci sezon için yapmayı düşününce kişisel olarak biraz endişeleniyorum. Şu an kesinleşmiş bir şey yok ama o kadar çok kişi hevesli ki gerçekten bunu düşünüyorum."
Independent Türkçe, CNN, Screen Rant



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe