İsrail, Filistin'in Nekbe anlatısını doğrulayan belgeler yayınladı

Belgeler, on binlerce kişinin zorla sınır dışı edildiğini ve savaş suçları işlendiğini doğruluyor.

1948'de sınır dışı edilen Filistinliler.
1948'de sınır dışı edilen Filistinliler.
TT

İsrail, Filistin'in Nekbe anlatısını doğrulayan belgeler yayınladı

1948'de sınır dışı edilen Filistinliler.
1948'de sınır dışı edilen Filistinliler.

İsrail, mahkemeye gitmekle tehdit edilmesinin ardından kuruluşundan bu yana sakladığı binlerce belgeyi ifşa etmek zorunda kaldı. Söz konusu belgeler, 1948 yılında anavatanlarını terk eden yüz binlerce Filistinlinin sadece korkudan kaçmadıklarını ve sınır dışı edildiğini belirten Nekbe olaylarıyla ilgili Filistin anlatısını doğruluyor.
Belgelerde, paylaşım kararına göre Filistinliler için belirlenen alanları işgal eden İsrail askeri örgütlerinin uluslararası hukuka göre ‘savaş suçu’ sayılan birçok operasyon düzenlediğini gösteren çok sayıda rapor yer alıyor.
Belgeler bugün Akevot Enstitüsü tarafından yayınlandı. Enstitü Genel Müdürü Lior Yavne’nin ifadelerine İsrailli araştırma enstitüsü olan Akevot, ‘çatışmayı körükleyen anlatıların gerçeğini ortaya çıkarmaya, hafifletmeye ve çözmeye izin veren gerçekleri aramaya dayalı yeni temeller üzerinde İsrail-Filistin çatışmasını araştırmak’ konusunda uzmanlaşmış bir faaliyet yönetiyor. Yavne ayrıca İsrail’de 15 ila 90 yıllık gizli belgelerin yayınlanmasını yasaklayan bir yasa bulunduğunu söyledi. Genel Müdür açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Örneğin, ordu ve Güvenlik Bakanlığı’nın belgeleri 50 yıl süreyle saklanır. 90 yıllık süre, İç İstihbarat Teşkilatı Şinbet ve Dış İstihbarat Teşkilatı Mossad için geçerli. Kanunda bu belgelerin süresiz olarak gizli tutulmasına izin veren bir hüküm var. Bu amaçla, her hükümette bir bakanlar komitesi kuruldu. Fakat bu komiteler genellikle durağandır ve ilgi görmezler. Örneğin, Naftali Bennett hükümeti henüz bu komiteyi kurmadı.”
Ancak Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Akevot Enstitüsü, yasa doğrultusunda belgelerin ifşasını talep etti. 73 yılı aşkın süredir dayatılan gizliliğin gerçekçi ve mantıklı olmadığını, bilgi özgürlüğü ve insan hakları ilkeleriyle bağdaşmadığını vurgulandı. Enstitü yöneticileri, ‘Gizli Arşiv Materyallerine Erişime İzin Veren Bakanlık Komitesini’ ismine aykırı davranmak, sansür uygulamak, belgeleri gizlemek ve haksız yere yayınlanmasını engellemekle suçladı. Enstitü, hükümetin yayının zararları konusundaki gerekçelere ise karşı çıktı. Enstitü tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Gerçeklerin yayınlanmalarını ertelemek onların doğasını veya etkilerini değiştirmez. Suçları örtbas etmek yalnızca tarihçiler için zorluk teşkil etmekle kalmaz, aynı zamanda, bugün İsrail'deki akademik, kamusal ve politik söylem üzerinde gerçek bir etkisi var. Amacı, İsrail-Filistin çatışmasının temelleri üzerine devletin kısır ve çarpık bir anlatısını ve dolayısıyla sona ermesi için ufuktaki güçlü ve belirleyici etkisini korumaktır.”
Bunun ışığında hükümet, esas olarak Filistinlileri evlerinden ve köylerinden çıkarmak için çalışan Siyonist askeri örgütlerin operasyonlarıyla ilgili ve Filistinlileri yerinden etmek ve geri dönmelerini engellemek için bir yıl çalışan hükümetteki Azınlıklar Bakanlığı'nın dosyasında bulunan bu belgelerin büyük bir bölümünü ifşa etmeyi kabul etti. Bu belgelere örnek olarak, İsrail'in kuruluşundan bir ay önce, 10 Nisan 1948'de işlenen, Arapları korkutacak ve onları göç etmeye itecek bir model olmasını istedikleri ünlü Deyr Yasin Katliamı’na ilişkin haberler verilebilir. 1948 yılında Irgun örgütünün yaklaşık 130 üyesi daha sonra başka Siyonist örgütlerin de katılımıyla köye baskın yaptı ve sokakta karşılaştıkları herkesi öldürmeye başladı. Filistinlilerin aktardığı bilgilere göre saldırganlar, zırhlı bir araç önderliğinde köye sabah saat üç sularında girerek baskın düzenledi. Köylülerin aniden ateş açması saldırganları şaşırttı. Bunun sonucunda dört Yahudi öldürülürken 32 kişi yaralandı. Ardından yardım çağrısında bulundular. Daha sonra Siyonist hareketin liderliğindeki resmi örgüt olan Haganah'tan bir grup onlara yardım etmeye geldi. Yaralıları sürükleyerek rastgele ateş etmeye başladılar. Tutukladıklarına işkence ettiler. Sonra onları kanlar içindeyken insanların karşısına çıkardılar. Baskın sonucunda öldürülen Filistinlilerin sayısı 300'ü aştı. (İsrail’e göre ölü sayısı 110'u geçmedi).
İlk İsrail Başbakanı David Ben-Gurion, bu olayla ilgili raporların gizli arşive aktarılmasını istedi. Çünkü bu raporlar, Arapların kovulması, Arap evlerinin yıkılması, yağma, soygun, tecavüz ve ‘Haganah’ üyeleri tarafından işlenen cinayetler hakkında bilgiler içerdiğinden İsrail'in çıkarlarına hizmet etmiyordu. Ben-Gurion'un İsrailli araştırmacılardan ‘mültecilerin 1948'de kaçmasının nedenleri’ üzerine hazırlanmalarını istediği muhtıra için de benzer emirler verildi. Bunun nedeni, yayının ‘Filistinlilerle gelecekteki müzakereleri veya mülteci meselesiyle ilgili Birleşmiş Milletler kararlarını’ etkileyecek olmasıydı. Celile'nin Arap sakinlerinin tahliye edilmesi konusunda da aynı kararı aldılar. Belgelerin ‘korkunç olaylara ilişkin açıklamalar’ içerdiğini, devletin güvenliğine ve dış ilişkilerine zarar verebilecek yayınlar yaparak konuyu haklı göstermeye çalıştılar.
Arşiv görevlisi, 1985'te belgelerin açıklanmamasını haklı çıkarmak için Filistinlilerin sınır dışı edilmesinin ‘İsrail siyasi düzeyinde önde gelen liderler’ tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Görevli açıklamasında "İşler genellikle hoş değil" dedi. Ancak bu belgelerin açıklanmasını destekledi. Bunları gizlemek ve halkın görmesini engellemek için herhangi bir mazeret olmadığını belirten görevli bunu uygulamak için bir şey yapmadı. Bunun yerine konuyu, beklendiği gibi, İsrail'in dış ilişkilerine zarar verme korkusu bahanesiyle dosyaları gizli tutmaya karar veren Bakanlar Komitesi'ne havale etti.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.