NASA finansmanlı araştırmada Dünya çevresindeki göktaşında 12 trilyon dolarlık maden keşfedildi

Dünya yakınındaki değerli asteroitlerin analizi, aslında 16 Psyche isimli çok değerli bir göktaşının keşfine hazırlık niteliğinde (NASA)
Dünya yakınındaki değerli asteroitlerin analizi, aslında 16 Psyche isimli çok değerli bir göktaşının keşfine hazırlık niteliğinde (NASA)
TT

NASA finansmanlı araştırmada Dünya çevresindeki göktaşında 12 trilyon dolarlık maden keşfedildi

Dünya yakınındaki değerli asteroitlerin analizi, aslında 16 Psyche isimli çok değerli bir göktaşının keşfine hazırlık niteliğinde (NASA)
Dünya yakınındaki değerli asteroitlerin analizi, aslında 16 Psyche isimli çok değerli bir göktaşının keşfine hazırlık niteliğinde (NASA)

Bilim insanları, Dünya’nın yakın çevresinde hareket eden, 1986 DA ve 2016 ED85 isimli iki asteroidi madenlerinin değeri açısından analiz etti.
1986 DA adlı asteoridin yaklaşık 11,65 trilyon dolar (yaklaşık 100 trilyon TL) değerinde değerli metaller içerdiği tespit edildi.
2016 ED85 adı verilen göktaşının da madenler açısından zengin olduğu düşünülüyor. Ancak araştırmacılar bu göktaşıyla ilgili sınırlı veriler nedeniyle kesin bir tahmin yapmaktan kaçınıyor.
Analize göre 2016 ED85, 1,7 kilometre; 1986 DA ise 3 kilometre genişliğinde.
Metaller açısından epey zengin olduğu belirtilen iki göktaşının, Dünya’daki metal rezervlerinin tamamından daha fazla demir, nikel ve kobalt içerdiği düşünülüyor.
Ayrıca iki asteroit Amor asteroit grubunun da yer aldığı "Yakın Dünya Asteroitleri" sınıfında konumlanıyor.
The Planetary Science Journal isimli hakemli bilimsel dergide yayımlanan analize göre bu zengin göktaşları, "gelecekte asteroid madenciliği için olası hedefler olabilir".
Uzay madenciliği bilim camiasında ilgi görüyor çünkü uzmanlar, bu uğraşın Ay veya Mars tabanlı bir koloni için gerekli madenleri uygun maliyetle sağlayabileceğine inanıyor. Zira kozmik madenler kullanılabilirse, diğer gezegenlerde kurulacak üsler için gerekli yapı malzemelerinin Dünya'dan gönderilmesi gerekmeyecek.
Bunun yanı sıra NASA da 2022'de 16 Psyche isimli bir asteroitte madencilik yapacak bir uzay aracı fırlatmayı planlıyor. Bu göktaşının 10 bin katrilyon dolar değerinde mineral içerdiği öne sürülüyor.
NASA’nın finanse ettiği yeni analizde değerlendirilen iki küçük göktaşı da "Mini Psycheler" diye nitelendi. Zira bilim insanları bu göktaşlarının 16 Psyche’ye benzeyen daha büyük bir asteroitten koptuğunu düşünüyor.
Hatta bunların evrenin erken dönemlerinde gelişen ve bir nedenden parçalanan gezegenlerin çekirdeği olması da mümkün.
Bu nedenle "Mini Psychelerin" incelenmesi, NASA’nın 2022 görevine rehberlik edecek. Söz konusu gök cisimlerinin Dünya’ya yakınlığı göz önüne alındığında bilim insanlarının bunları incelemesi de daha kolay olacak.
Arizona Üniversitesi’nde görev alan, araştırmanın başyazarı Vishnu Reddy, "Bu Mini Psycheleri Dünya'ya bu kadar yakın keşfetmemiz ödül gibi" diye konuştu:
"Analizimiz, her iki yakın göktaşının da demir ve nikel gibi metalleri yüzde 85 oranında içeren yüzeylere sahip olduğunu gösteriyor. Bu yüzeylerin sadece yüzde 15’i silikat malzemeden, yani normal kayadan oluşuyor."
Independent Türkçe, CNET, Daily Mail



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news