Konut satışlarına yeni bir düzenleme geliyor, ABD ve Avrupa’daki modellerin de incelenmesi öneriliyor

Örnek alınan ABD’deki satış sistemini anlatan emlak brokerı Cengiz Bayırlı, "ABD’de konutu alacak olan kişi, tapu dairesinin yediemin hesabına parayı yolluyor, konutu satan kişi tapu dairesinin yediemin hesabına tapuyu devrediyor" dedi

AA
AA
TT

Konut satışlarına yeni bir düzenleme geliyor, ABD ve Avrupa’daki modellerin de incelenmesi öneriliyor

AA
AA

Pandemiyle birlikte konut fiyatlarında rekor artışların yaşanması ev sahibi olmayı daha da zorlaştırdı ve mağdurların sorunlarını daha da büyüttü. 
Konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) gündemine de taşındı ve ön ödemeli gayrimenkul satışlarında yaşanan sorunların araştırılması ve alınabilinecek önlemlerin belirlenebilmesi amacıyla kurulan alt komisyon raporunu tamamladı.
Raporda ön ödemeli satış sözleşmesi ile maketten satışı yapılan gayrimenkullere ilişkin geniş kapsamlı sorunların yaşandığı belirtilerek tüketicilerin sahip oldukları haklar ve yükümlülükler konusunda bilgilendirilmesi amacıyla görsel, yazılı ve sosyal medya kullanılarak bilinçlendirici ön yayınlar hazırlanması önerildi. 

Satışlarda mağduriyetlerin önüne geçilecek
Raporda ayrıca mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla ön ödemeli konuta ilişkin satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline otomatik şerh edilmesine yönelik mekanizmanın kurulması için Adalet Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği’nin koordineli çalışması tavsiye edildi. 
Uzmanlar ise konut satışlarında herhangi bir hataya ve dolandırıcılığa karşı kusursuz işleyen Amerika ve Avrupa’da ki satış modellerinin örnek alınması gerektiğini vurguluyor.
ABD'deki satışlarda para alışverişinde de tapu dairesi başrolde 
Bu konuda tavsiyede bulunan isimlerden biri de ABD emlak brokerlığı yapan Cengiz Bayırlı, bu ülkede uygulanan sistemi şöyle anlattı:
“ABD’de konutu alacak olan kişi, tapu dairesinin yediemin hesabına parayı yolluyor, konutu satan kişi tapu dairesinin yediemin hesabına tapuyu devrediyor, o noktada işlemler bittiği zaman parayla tapu yer değiştiriyor ve işlemler bitmiş oluyor.”



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC