Filistin’de zeytinliklere yönelik yerleşimci saldırıları başladı

Yahudi yerleşimciler Filistinlilerin zeytin hasadına karşı rutin hale gelen saldırı, yağma ve tahribatlarına başladılar. Filistinliler ise Fazaa kampanyası ile saldırılara tepki gösteriyor

Filistin’de zeytinliklere yönelik yerleşimci saldırıları başladı
TT
20

Filistin’de zeytinliklere yönelik yerleşimci saldırıları başladı

Filistin’de zeytinliklere yönelik yerleşimci saldırıları başladı

Batı Şeria’da zeytin hasat mevsiminin başlamasıyla birlikte rutin bir taktiğe dönüşen yerli halka yönelik Siyonist yerleşimci saldırıları bu yıl da başladı.
Yerleşimciler, Batı Şeria’nın kuzeyindeki ve güneyindeki Filistinli çiftçilerin kâr etmesi için önemli olan hasat sürecine zarar vermek amacıyla birçok saldırıda bulunuyorlar.
Yahudi yerleşimciler Filistinli çiftçilere yönelik her yıl ‘Zeytin Savaşı’ olarak isimlendirilen saldırılar düzenliyorlar. Söz konusu durum, yerleşimcilerin artan güçleri, oluşturdukları terörist gençlik grupları ve yerleşim yerlerine yakın köylerdeki Filistinlilerin çaresiz durumları sebebiyle, rutin ve kaçınılmaz bir saldırı haline geldi.
Saldırı, tahribat ve hırsızlık
Yerleşimciler pazar günü yerleşim birimlerine yakın bölgelerde zeytin toplayan çiftçilere saldırdı ve iki taraf arasında çatışmalar çıktı. Başka bir yerde ise toprak sahipleri, yerleşimcilerin kendilerinden önce gelip mahsullerini çalmaları sebebiyle şaşkınlık yaşadı. Deyr el-Hatab Köyü Konseyi Başkanı Abdulkerim Hüseyin, çiftçiler ve onların topraklarına gitmelerini engellemeye çalışan yerleşimciler arasında çatışmaların çıktığını diğer bir yanda ise zeytin ağaçlarını söken veya mahsullerini çalan yerleşimcilerin yıllarca onlara engel olmasının ardından topraklarına girmelerine izin verildiğinde mahsullerinin çalınmış olması sebebiyle şok olduklarını söyledi.
Deyr el-Hatab’daki saldırılar, Filistinli çiftçilerin arazilerine ve mahsullerine düzenli olarak kanalizasyon suyunun dökülmesini de içeriyordu. Yerleşimciler ayrıca Nablus’un güneyindeki Akraba köyünün güneyinde bulunan Yanun köyündeki zeytinleri de çalıyordu.
Filistin yönetiminin Batı Şeria’nın kuzey bölgesindeki yerleşim dosyasından sorumlu Gassan Douglas, onlarca yerleşimcinin Bab el-Dike bölgesinde Yanun topraklarından zeytin yağmalama saldırılarının başladığını söyledi.
Douglas şu anda tüm bölgelerde zeytin hırsızlığında artış olduğunu, geçtiğimiz günlerde, yerleşimciler tarafından tekrarlanan saldırılara tanık olunduğunu, çiftçilerin topraklarını terk etmeye zorlandığını, saldırıya uğradıklarını ayrıca ağaçlarının yakıldığını ve kesildiğini belirtti.
Yerleşimciler dün, Kalkilya’nın Kafr Suls beldesindeki çiftçilere saldırdılar, Nablus’un güneyindeki Burin’de çiftçilerin zeytin toplanmasını engelleyen silahlı Siyonist yerleşimciler, el-Halil’in kuzeybatısındaki Terkumiye beldesindeki Tayyibe bölgesinde 100’den fazla ağacı söktüler.
Çiftçiler son birkaç gün içinde Cenin, Salfit ve Beytüllahim’de de çeşitli saldırılara tanık olundu.
Yerleşimciler, zeytin üreten köylerin birçoğunun yerleşim birimlerinin yakınlarında bulunması ve İsrail ordusunun kontrolü altında olmasından faydalanarak sık sık saldırıda bulunuyorlar. Saldırılarda bulunan kişiler, hahamların dini fetvalarından etkileniyorlar. Söz konusu fetvalarda şu ifadelere yer veriliyor:
“Yahudiye ve Samiriye toprakları (Batı Şeria) İsrail halkının mirasıdır. Eğer bu topraklar Yahudi olmayanlar kişiler tarafından ekilirse, ekilen ağaçlar veya yetiştirilen meyveler bizim mülkümüzdür. Zira toprak bizim, onların değildir.”
Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail hükümetini, “işgalin devam etmesinde en önemli araç ve işgal altındaki Batı Şeria’yı kendisine katmayı ve bölgeye İsrail yasalarını dayatmayı amaçlayan yayılmacı İsrail projesinin ayrılmaz bir parçası olan yerleşimcilerin günlük saldırılarını desteklemekle” itham etti. Dışişleri Bakanlığı, zeytin çiftçilerine yönelik saldırıların amacının, Filistin halkı ile ele geçirmekle tehdit edilen toprakları arasındaki ilişkinin kesilmesi olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı “Bu suç sahnesi yıl boyunca, Filistin vatandaşlarını, topraklarını yatırım yapmalarının ve zeytin ağaçları ekmelerinin boşuna olduğuna ikna etmeye yönlendiren bir İsrail propagandası sebebiyle özellikle de zeytin hasadı öncesinde ve esnasında, mahsul toplanmasını engellemek ve Filistinli çiftçilerin ağır ekonomik kayıplar vermesini sağlamak amacıyla tekrarlanıyor.” ifadelerini sözlerine ekledi.
Yerleşimcileri caydırma girişimi kapsamında, işgal kuvvetlerinin ve yerleşimcilerin hedef aldığı bölgelerdeki çiftçilerin dayanıklılığını desteklemeye yönelik bir ulusal kampanya olarak “Fazaa” kampanyası başlatıldı.
Duvara ve Yerleşimlere Karşı Direniş Komisyonu’nun yanı sıra Halk ve Koordinasyon Komiteleri, Filistinlilere başta yerleşimcilerin hedef aldığı bölgelerde bulunanlar olmak üzere çiftçilere destek verme kampanyasına katılım çağrısında bulundu.
Söz konusu taraflar bir basın açıklamasında “Halkımızı ve çiftçilerimizi yalnız bırakmayacağız. Nerede olurlarsa olsunlar onlarla birlikte olacağız. Gönüllülük, yardımlaşma ve korkusuzluk kültürü geri getirmeli, tüm dayanıklılık ve yardım unsurlarını sağlamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Filistinliler için zeytin hasat mevsimi genellikle Ekim ayının ortalarında başlayıp bir ay kadar sürüyor.
Filistin’de Romalılar döneminden bu yana var olan binlerce yıllık ağaçlar bulunuyor. İçlerinde çeşitli zeytin çeşitleri de bulunuyor. En ünlüleri arasında, el-Nebali, el-Suri, el-Nebali el-Muhsin, el-Melisi, el-Beri ve el-Rasısi yer alıyor. Aileler tüm fertleri ile zeytin hasadına katılıyor ve birbirleriyle yardımlaşıyorlar.
Filistin topraklarında zeytinyağı üretimi yıllık olarak 15 ila 30 bin ton arasında değişiyor ve üretimin bir kısmı yurt dışına ihraç ediliyor.



Serbest bırakılan üç İsrailli kadına El Kassam'dan 'hediye çantaları'... İçlerinde ne var?

 Üç rehine Gazze'den serbest bırakılmadan önce “bir mahkumu serbest bırakma kararını” tutuyor (Kassam Tugayları videosundan ekran görüntüsü)
 Üç rehine Gazze'den serbest bırakılmadan önce “bir mahkumu serbest bırakma kararını” tutuyor (Kassam Tugayları videosundan ekran görüntüsü)
TT
20

Serbest bırakılan üç İsrailli kadına El Kassam'dan 'hediye çantaları'... İçlerinde ne var?

 Üç rehine Gazze'den serbest bırakılmadan önce “bir mahkumu serbest bırakma kararını” tutuyor (Kassam Tugayları videosundan ekran görüntüsü)
 Üç rehine Gazze'den serbest bırakılmadan önce “bir mahkumu serbest bırakma kararını” tutuyor (Kassam Tugayları videosundan ekran görüntüsü)

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, serbest bırakılan üç İsrailli rehineye dün serbest bırakılmaları sırasında, esir tutuldukları döneme ait hatıra eşyalarının yer aldığı “hediye çantaları” takdim etti.

Şarku’l Avsat’ın İngiliz The Telegraph internet sitesinden aktardığına göre Hamas rehineleri gösteren bir video yayınladı: 28 yaşındaki Emily Damari, 24 yaşındaki Romy Gonen ve 31 yaşındaki Doron Steinbrecher, arabanın camından üzerinde İzzeddin El Kassam Tugayları logosu bulunan kâğıt torbaları alırken görülüyor.

Görsel kaldırıldı."El Kassam Tugayları"nın bir üyesi, Gazze'den serbest bırakılmadan önce üç rehineye "hediye çantaları" veriyor ("El Kassam Tugayları"nın hazırladığı videodan ekran görüntüsü)

Videoda, rehineler ellerine aldıkları çantaları tutarken gülümserken görülüyor; çantaların içinde, esaretleri sırasında kendilerine verilen sertifikalar da dahil olmak üzere “hediyeler ve hediyelik eşyalar” olduğu bildirildi.

Görsel kaldırıldı. “El Kassam Tugayları”nın bir üyesi, rehinelerden birine “bir mahkumun serbest bırakılması kararını” içeren belgeyi veriyor (“El Kassam Tugayları”nın hazırladığı videodan)


İsrail medyası, her bir sertifikanın imzalandığını ve üzerinde "Bir Mahkûmun Serbest Bırakılması Kararı" ibaresinin bulunduğunu bildirdi.

Görsel kaldırıldı.Üç rehine Gazze'den serbest bırakılmadan önce "bir mahkûmu serbest bırakma kararı" var ("El Kassam Tugayları"nın hazırladığı bir videodan)

İsrail'in Yedioth Ahronoth internet sitesine göre çantalarda ayrıca rehinelerin alıkonuldukları sırada çekilmiş fotoğrafları ve Gazze Şeridi'nin bir haritası da bulunuyordu.

Rehineler çantalarıyla birlikte beyaz bir minibüse bindirilerek, Kızıl Haç'ın onları kabul ettiği Gazze'deki buluşma noktası Saraya Meydanı'na götürüldü.

Damari, Gonen ve Steinbrecher, İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes sonucunda serbest bırakılan ilk rehineler oldu. Anlaşma uyarınca, yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmun serbest bırakılması karşılığında 33 İsrailli rehinenin önümüzdeki altı hafta içinde serbest bırakılması planlanıyor.