Kuzey Koreli eski yetkili, suikast timi ile uyuşturucu ve silah satışına dair sırları anlattı

Güney Kore’ye kaçan eski Kuzey Kore yetkilisi Kim Kuk-song (BBC)
Güney Kore’ye kaçan eski Kuzey Kore yetkilisi Kim Kuk-song (BBC)
TT

Kuzey Koreli eski yetkili, suikast timi ile uyuşturucu ve silah satışına dair sırları anlattı

Güney Kore’ye kaçan eski Kuzey Kore yetkilisi Kim Kuk-song (BBC)
Güney Kore’ye kaçan eski Kuzey Kore yetkilisi Kim Kuk-song (BBC)

Kuzey Koreli eski bir istihbarat albayı, lider Kim Jong-un ve babası Kim Jong-il’in ülkeyi nasıl yönettiğine dair sırları ortaya çıkardı.
Kuzey Kore’nin güçlü istihbarat servislerinde en üst sıralarında yer almak için 30 yıl çalışan Kim Kuk-song, hikayesini BBC’ye anlatmaya karar vererek, rejimi eleştirenleri öldürmek için suikastçılar göndermekle görevlendirildiğini ve büyük miktarda para toplamak için yasadışı bir uyuşturucu laboratuvarı kurduğunu dile getirdi.
Pyongyang’dan üst düzey bir askeri yetkili ilk kez medyaya röportaj verdi.
Ülkedeki istihbarat servislerini ‘Kuzey Kore liderlerinin gözleri, kulakları ve beyni’ olarak nitelendiren Kim, “Sadık bir Komünist hizmetkar oldum, ancak rütbe ve sadakat Kuzey Kore’de güvenliğinizi garanti etmiyor” dedi.
Kim, 2014 yılında kendisi ve ailesinin canını kurtarmak için ülkeden kaçmak zorunda kaldı. O zamandan beri Seul’de yaşıyor ve Güney Kore istihbaratı için çalışıyor.

“Terör Görev Gücü oluşturma emri aldık”
Kim, “Kim Jong-un, 2009 yılında felç geçiren babasının yerine geçmek için yetiştirilirken, Kuzey Kore o yıl Keşif Genel Bürosu adlı yeni bir casus teşkilatı kurdu” dedi.
Mayıs 2009’da Güney Kore’ye sığınan eski bir Kuzey Koreli yetkiliyi öldürmek için bir ‘Terör Görev Gücü’ oluşturmak üzere bir emir geldiğini söyleyen eski Albay, “Hwang Jang-yop’a gizlice suikast düzenlemek için bir Terör Görev Gücü kuruldu. Çalışmayı bizzat ben yönettim ve yürüttüm” diye konuştu.

“Seul’a kaçan Kuzey Koreli eski yetkiliyi öldürme emri aldık”
Hwang Jang-yop bir zamanlar ülkenin en güçlü yetkililerinden biriydi. Kuzey Kore politikasının kilit mimarlarından biriydi. 1997’de Güney Kore’ye kaçması asla affedilmedi. Seul’deyken rejimi son derece eleştirdi.
Eski Albay, “Kim hasta babasını memnun etmek için Hwang Jang-yop’dan intikam almak istedi” dedi.
Ancak Hwang Jang-yop’a yönelik suikast girişiminin başarısız olduğunu bildiren Kim, “İki Kuzey Koreli binbaşı, komplo suçlamasıyla Seul’de 10 yıl hapis cezası aldı. Pyongyang, suikast girişimine karıştığını her zaman reddederek, bunu Güney Kore’nin düzenlediğini iddia etti” ifadelerini kullandı.

“Terör Kuzey Kore liderlerinin itibarını koruyan siyasi bir araçtır”
Terörün Kuzey Kore’de, Kim Jong-il ve oğlu Kim Jong-un’un yüksek itibarını koruyan siyasi bir araç olduğuna dikkat çeken eski Albay, ülkesinin sırlarını anlatmaya şöyle devam etti;
“Bir yıl sonra, 2010 yılında Güney Kore Donanması’na ait olan Cheonan gemisi bir torpido ile vurularak battı. Saldırıda 46 kişi hayatını kaybetti. Pyongyang her zaman olduğu gibi saldırıya dahil olduğuna ilişkin suçlamaları reddetti.”
Bunun ardından Kasım ayında, Kuzey Kore’nin topçu saldırısı ile Güney Kore’nin Yeongpyeong Adası’nı hedef aldığını, iki asker ve iki sivilin hayatını kaybettiğini dile getiren eski istihbarat yetkilisi şu ifadeleri kullandı;
“Bu saldırının emrini kimin verdiği konusunda çok fazla tartışma oldu. Bu iki operasyonda doğrudan yer almadım ama bu operasyonlar tepeden emir gelmeseydi olmazdı” şeklinde konuştu.

“Kuzey Kore’de bir yol inşası bile liderin onayı olmadan yapılamaz”
Ülkede bir yol inşa edildiğinde bile liderin doğrudan onayı olmadan yapılamayacağını dile getiren Kim, “Cheonan gemisinin batması ve Yeongpyeong Adası’nın vurulması astlar tarafından gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Bu tür bir askeri harekat, Kim Jong-un’un özel emirleriyle tasarlandı ve uygulandı” dedi.

“Güney Kore’ye ajanlar göndererek resmi kurumlara yerleştirdim”
Kuzey Kore’deki sorumluluklarından birinin Güney Kore ile başa çıkmak için stratejiler geliştirmek olduğunu söyleyen Kim’in açıklaması şöyle sürdü;
“Bu, Seul’de Pyongyang için göz ve kulak yerleştirmeyi de içeriyor. Güney Kore’ye gitmeleri için casusları yönlendirdiğim ve onlar aracılığıyla operasyonel görevler gerçekleştirdiğim pek çok vaka var. Örneğin, bir keresinde Güney Kore’deki Başkanlık Ofisi’nde çalışması için Kuzey Koreli bir ajan gönderdim. Bu 1990’ların başındaydı. Bu ajan altı yıl sonra sağ salim ülkeye geri döndü. Kuzey Kore ajanlarının Güney Kore’deki önemli kurumların yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da aktif rol oynadığını söyleyebilirim.”

“Eski Kuzey Kore lideri siber savaşa hazırlanma emri verdi”
NK News verilerine göre, Kuzey Kore’nin istihbarat toplamak için eski moda casuslar yerine yeni teknolojilere yönelmesi nedeniyle 2017’den bu yana Güney Kore’de casuslukla ilgili suçlardan çok daha az kişi gözaltına alındı.
Eski Albay Kim’e göre, Kuzey Kore eski lideri Kim Jong-il, 1980’lerde ‘siber savaşa hazırlanmak’ için yeni personelin eğitimini emretti.

“Büyük miktarda para toplamak için uyuşturucu laboratuvarı kurduk”
1990’larda ülke büyük bir ekonomik krizden geçerken, Kuzey Kore liderinin mümkün olan her şekilde büyük miktarda para toplanmasının emredildiğini söyleyen Kim, bunun yasadışı uyuşturucu ticareti yapmak anlamına geldiğini söyledi.
Kim o günleri şöyle anlattı;
“Göreve atandıktan sonra yurt dışından üç yabancıyı Kuzey Kore’ye getirdim, İşçi Partisi’nin bir irtibat bürosunun eğitim merkezinde bir üretim üssü kurdum ve uyuşturucu ürettim.”
Uyuşturucudan elde edilen paranın halk için kullanılıp kullanılmadığı sorulduğunda ise Kim, “Kuzey Kore’deki tüm para Kuzey Kore liderine aittir. Bu parayla villalar inşa eder, araba alır, yiyecek alır, giysi alır ve lüksün tadını çıkarırdı” diye yanıt verdi.
Kuzey Kore’de ayrıcalıklı bir yaşam sürdüğünü, lider Kim Jong-un’un teyzesi tarafından kendisine bir Mercedes-Benz arabası verildiğini ve Kuzey Kore liderine para toplamak için serbestçe yurtdışına seyahat etmesine izin verildiğini dile getiren eksi istihbarat yetkilisi, “Ülkeye milyonlarca nakit para getirmek için nadir metaller ve kömür de sattık” ifadelerini kullandı.

“İran’ın yanı sıra Ortadoğu ve Afrika’ya silah sattık”
Kuzey Kore liderinin İran’a yasadışı silah satışlarından gelen başka bir gelir kaynağına da güvendiğini söyleyen Kim, “Özel cüce denizaltılar, yarı dalgıç gemiler vardı. Kuzey Kore bunun gibi son teknoloji ekipmanlar inşa etmekte çok iyiydi” dedi.
Kim’e göre Pyongyang, Ortadoğu ve Afrika’da uzun süreli iç savaşlarda savaşan ülkelere de silah sattı.

Ülkeden kaçma nedenine dair
Eski istihbarat yetkilisi, ülkeden Seul’e kaçmasının nedenini ise şöyle anlattı;
“Kim Jong-un, 2011’de siyasi tahta çıktıktan kısa bir süre sonra amcası Jang Song-thaek de dahil olmak üzere tehdit olarak algıladığı kişileri tasfiye etmeye karar verdi. Jang Song-thaek’in adı Kim Jong-un’dan daha yaygın hale gelmişti. O zaman Jang Song-thaek’in sürgün edileceğini hissettim.”
Ancak Kuzey Kore devlet medyası Aralık 2013’te Kuzey Kore liderinin amcası Jang’ın idam edildiğini duyurdu.
Kim, “Şaşırmaktan çok dehşete düştüm. Bir anda hayatım için bir tehlike hissettim. Artık Kuzey Kore’de yaşayamayacağımı biliyordum” dedi.
Gazetede infazı okuduğunda yurt dışında olan eski Albay, ailesiyle birlikte Güney Kore’ye kaçmak için bir plan yaptı.
Kim, neden şimdi konuşmaya karar verdiğine ilişkin soruya ise, “Yapabileceğim tek şey bu. Kuzey Koreli kardeşlerimi diktatörlüğün pençesinden kurtarmak ve gerçek özgürlüğün tadını çıkarmaları için bundan böyle daha aktif olacağım” dedi.
 



"Soykırıma tanıklık eden bir çatışmaya neden dahil oluyoruz?"... İngilizlerin Gazze Şeridi'ndeki casusluğuna yönelik eleştiriler

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)
TT

"Soykırıma tanıklık eden bir çatışmaya neden dahil oluyoruz?"... İngilizlerin Gazze Şeridi'ndeki casusluğuna yönelik eleştiriler

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İngiliz gazetesi “The Guardian”, Londra'nın bir Amerikan şirketinin yardımıyla Gazze üzerinde neredeyse her gün hava gözetleme uçuşları düzenlemeye devam ettiğini, toplanan istihbarat bilgilerinin nasıl kullanıldığı ve İsrail ordusuyla nasıl paylaşıldığı konusunda soruların arttığını yazdı.

Uçuşları takip edenler, İngiliz Hava Kuvvetleri'ne ait “Shadow” uçaklarının, Aralık 2023'ten bu yana Hamas tarafından rehin tutulan kalan rehinelerin yerini belirlemek amacıyla Kıbrıs'taki Ağrotur (Akrotiri) hava üssünden Filistin toprakları üzerinde 600'den fazla uçuş gerçekleştirdiğini tahmin ediyor.

Casus uçuşları Muhafazakar Parti iktidarı sırasında başladı, ancak İşçi Partisi döneminde de kamuoyuna çok az bilgi açıklanarak devam etti. Uzman uçuş takip cihazlarına göre, başlangıçta günde ortalama iki uçuş yapılıyordu, ancak son zamanlarda günde bir uçuşa düşürüldü.

Gözetleme görevleri, maliyetleri düşürmek için temmuz ayı sonlarında Amerikan şirketi Sierra Nevada'ya devredildi ve İngiliz Hava Kuvvetleri kaynakları, görevlerin çoğu gün benzer bir uçakla sürdürüldüğünü belirtti. Ancak, birkaç gün içinde, yeni casus uçağının 28 Temmuz'da Han Yunus üzerinden uçtuğu ortaya çıkınca bir hata oluştu. O zamana kadar, casus uçakların transponderleri (verici ve alıcı cihazları), Akrotiri'den Gazze'ye doğru, Akdeniz'in doğusu üzerindeyken uçuş sırasında kapatılıyordu.

Uçuş takip uzmanı ve analist Stefan Watkins'e göre bu hata, "İngiliz uçaklarının Gazze'nin sadece yakınında değil, üzerinde de uçtuğunu doğrulayabiliriz" anlamına geliyor.

Watkins, daha sonra güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasının uçuşların izlenmesini daha da zorlaştırdığını, ancak casus uçağının 3, 4 ve 6 Ağustos'ta Akrotiri'den ayrılmadan önce transponderlerini (telsiz ve radyo alıcılarını) çalıştırıp kapattığını belirtti.

 İsrail'in güneyinde, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgede askerler ve tanklar - 5 Ağustos 2025 (AFP)İsrail'in güneyinde, Gazze Şeridi sınırına yakın bölgede askerler ve tanklar - 5 Ağustos 2025 (AFP)

“Shadow” uçakları, gece veya gündüz görsel gözetim için ve genellikle İngiliz özel kuvvetlerinin operasyonlarını desteklemek için kullanılır.

Bir savunma kaynağı, uçakların Gazze'deki binalarda eğitildiğini ve hayatta olduğu düşünülen 20 rehinenin izine rastlanıp rastlanmadığını belirlemeye çalıştıklarını söyledi.

Siyasetçi Jeremy Corbyn, “İngiltere'nin İsrail ile askeri iş birliğini sürdürmesi, dünya çapında canlı olarak yayınlanan bir soykırım karşısında hiçbir şekilde haklı gösterilemez” ifadelerini kullandı.

Eski İşçi Partisi lideri, “Bu uçuşların neden devam ettiği ve istihbarat bilgilerinin neden paylaşılmadığı hala bilinmiyor” dedi.

Liberal Demokrat Parti'nin savunma sözcüsü Helen Maguire, Birleşik Krallık'ın kalan rehinelerin yerini belirleme çabalarını desteklediğini ancak “hükümetin, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarında İngiliz istihbarat bilgilerini kullanmasını engellemek için attığı adımları açıklığa kavuşturması gerektiğini” söyledi.

Eski Savunma Bakanı Grant Shapps, İsrail'e destek amacıyla 2023'te hava gözetleme uçuşlarını ilk kez duyurmuş, ancak casus uçaklarının İsrail'e nasıl yardım ettiği konusunda herhangi bir ayrıntı vermemişti.

İngiliz hükümeti, İsrail ile paylaştığı bilgileri kontrol etmek için hassas adımlar attığını söylüyor. Geçen ay hava gözlem uçuşları hakkında sorulan bir soruya Dışişleri Bakanı David Lammy, “İngiliz hükümetinin Gazze'deki savaşa yardım etmesi tamamen yanlış olur. Biz bunu yapmıyoruz. Asla yapmayacağız” dedi.

Askeri kaynaklar, İngiliz istihbaratının İsrail veya başka bir yabancı ülkeyle bilgi alışverişinde izlediği olağan prosedürün, bir siyasi danışman ve bir avukat tarafından yapılan doğrulama işlemlerini içerdiğini ve bu işlemin “dakikalar, saatler veya günler” sürebileceğini söyledi.

İngiliz kaynak, “Neden soykırım ve uluslararası insani hukuk ihlalleriyle suçlanan bir çatışmaya karışmak isteyelim?” diye sordu ve başsavcı Richard Hermer'in ciddi endişeler dile getirmiş olması halinde uçuşların devam etme olasılığının olmadığını belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv-Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv-Reuters)

Askeri açıdan faydalı bilgilerin İsrail'e aktarılması, Birleşik Krallık'ı devam eden savaşın bir tarafı haline getirecektir. Ancak bu bilgilerin aktarılmasıyla, üçüncü tarafların kullanabileceği istihbarat bilgilerinin kullanımı tam olarak kontrol edilemez.

İşçi Partisi Milletvekili Kim Johnson, “Gazze üzerinde hava gözetleme uçuşlarının amaçları ve denetimleri hakkında ciddi şüpheler varken, özellikle de İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım saldırısı sırasında Akrotiri üssünün istihbarat paylaşımı için kullanılmasının sona erdirilmesini aylarca talep ettikten sonra, hâlâ aralıksız devam etmesi son derece endişe vericidir” ifadesini kullandı.

İngiliz Savunma Bakanlığı yorum yapmadı, ancak Gazze üzerinde rehinelerin yerini belirlemek için silahsız hava gözetleme uçuşları yaptığını ve İsrail makamlarına aktarılan bilgileri kontrol ettiğini belirtti.

Başsavcılık, diğer bakanlara verilen hukuki tavsiyeler hakkında yorum yapmayacağını ifade etti.