Suudi Arabistan Veliaht Prensi Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu

Suudi Arabistan’ın yıllık 500 milyar dolarlık akışla dünyanın en büyük 15 ekonomisi arasına girmesi hedefleniyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, 2030 Vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, 2030 Vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, 2030 Vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, 2030 Vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik Ulusal Yatırım Stratejisi’ni duyurdu (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan'daki ekonomik dönüşüm girişimleri kapsamında yeni bir adım daha atıldı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Ekonomi ve Kalkınma Konseyi Başkanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, 2030 Vizyonu'nun hedeflerine ulaşmasını sağlayacak başlıca adımlardan biri olarak Ulusal Yatırım Stratejisi’ni başlattı.
Ulusal Yatırım Stratejisi, Veliaht Prens tarafından duyurulduğunda ana hatlarıyla belirtilen 2030 Vizyonu hedeflerine ulaşmak için atılan başlıca adımlardan biri. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın çok büyük yatırım imkanlarına sahip olduğunu, ülke ekonomisinin lokomotifi ve ülke için ek kaynak olması amacıyla çalışacaklarını söyledi. Veliaht Prens, ülkesinin stratejik konumundan, yatırım gücünden ve Arap ve İslami köklerden gelen güçlü yönlere yatırım yapmak istediklerinden bahsetti.
Stratejinin, ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlaması ve kaynaklarını çeşitlendirmesi bekleniyor. Böylece özel sektörün gayri safi yurtiçi hâsılaya (GSYİH) katkısının yüzde 65'e çıkması, doğrudan yabancı yatırımın GSYİH'nın yüzde 5,7'sine ulaşması, petrol dışı ihracat oranının GSYİH'nın yüzde 16'sından yüzde 50'sine yükselmesi, işsizlik oranının yüzde 7'ye inmesi ve Suudi Arabistan’ın 2030 yılına kadar Küresel Rekabet Edebilirlik Endeksi'nde ilk 10 arasına girmesi gibi 2030 Vizyonu’nun birçok hedefi gerçekleştirilecek.

Fırsatların artması
Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ülkesinin özel sektörün güçlendirilmesi ve özel sektöre büyük fırsatlar sunulması amacıyla yerli ve yabancı yatırımcılar için fırsatların sayısını ve kalitesini artırmadaki başarısına dayalı yeni bir yatırım süreci başlattığını söyledi.
Veliaht Prens sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiç şüphesiz yatırım, ekonominin gelişimi, çeşitlendirilmesi ve sürdürülebilirliği, teknoloji transferi ve yerelleştirme, altyapıyı geliştirme, yaşam kalitesini artırma, iş olanakları sağlama ve gelecek nesillere refah içinde bir ülke miras bırakma hedefiyle insan kaynaklarımızın becerilerini geliştirmek gibi 2030 Vizyonu’nun hedeflerini ve özlemlerini gerçekleştirmemize yardımcı olacak araçlardan biridir.”

Yatırımları artırmak
Veliaht Prens Ulusal Yatırım Stratejisi ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Strateji, yatırımcı sayısını artırmaya, yatırım fırsatlarını çoğaltmaya, finansman çözümleri sağlamaya ve rekabet gücünü artırmaya yöneliktir. Artık özel sektörün kapılarını açmayı hedefliyoruz. Üretim ve büyüme fırsatları olduğundan, kamu ve özel sektör arasındaki ortaklığın daha etkin hale gelmesine katkıda bulunuyor.”
Veliaht Prens, Ulusal Yatırım Stratejisi ile bir sonraki aşamada sanayi, yenilenebilir enerji, ulaşım ve lojistik, turizm, dijital altyapı ve sağlık gibi sektörler için ayrıntılı yatırım planları geliştirilmesinin hedeflendiğini de sözlerine ekledi.
Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın iddialı yatırım hedeflerine ulaşmasının, Kamu Yatırım Fonu (PIF) gibi kuruluşların stratejisine uygun olarak Suudi Arabistan’a yatırım yapılmasına yönelik ortak çabalarıyla, özel sektörün katkısıyla ve diğer özel sektör yatırımları ve yabancı yatırımların yanı sıra Suudi Arabistan’ın büyük şirketlerinin ‘Şerik’ (Ortak) programı aracılığıyla daha fazla ulusal yatırıma katkısı sayesinde olacağını açıkladı.

Büyük miktarlarda para akışı
Çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir bir ekonomi tarafından desteklenen bir geleceğe yönelik çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Veliaht Prens, yatırımın 2030 Vizyonu çerçevesinde ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma sisteminde önemli bir unsur olduğunu belirtti.
Veliaht Prens’in açıklamalarına göre 2030 yılına kadar yerel ekonomiye 12 trilyon riyali (3,2 trilyon dolar) aşan yatırımlar gerçekleşecek. Bu yatırımların beş trilyon riyallik kısmı Şerik programı girişimlerinden ve projelerinden, üç trilyon riyallik kısmı yerel yatırımlara ayrılan PIF’den ve dört trilyon riyallik kısmı ise Ulusal Yatırım Stratejisi çerçevesinde çeşitli yerli ve yabancı şirketlerin yatırımlarından gelecek.
Veliaht Prens dün yaptığı açıklamada, “Ekonomiye önümüzdeki 10 yıl boyunca devletin genel bütçesinden 10 trilyon riyal (2,6 trilyon dolar) daha harcama yapılacak. Aynı dönem için 5 trilyon riyal özel tüketim harcaması daha alacak. Bu da toplamda 2030 yılına kadar yaklaşık 27 trilyon riyallik (7,2 trilyon dolar) harcama yapılacağı anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

Yatırım akışları
Ulusal Yatırım Stratejisi çerçevesinde, 2030 yılına kadar doğrudan yabancı yatırım akışını yıllık 388 milyar riyale (103 milyar dolar), yurt içi yatırımı da yıllık yaklaşık 1,7 trilyon riyale (453 milyar dolar) yükseltilmesi ve toplamda yerli ve yabancı yatırım akışının yıllık 500 milyar doları aşması hedefleniyor. Aynı zamanda 2030 yılına kadar Suudi Arabistan ekonomisinin dünyanın en büyük 15 ekonomisinden biri haline gelmesine katkıda bulunacak şekilde yatırım oranının GSYİH’ya katkısının yüzde 22'den yüzde 30'a çıkarılması hedefleniyor.
Strateji, yatırım ortamını iyileştirerek, yatırım çekme ve rekabet etme gücünü artırarak, düzenleyici ve yasal çerçeve düzeyinde temel önlemleri uygulayarak, yatırım fırsatlarını belirleyerek, geliştirerek ve yatırımcılara sunarak, kaliteli yatırım projeleri için teşvik paketleri hazırlayarak, uluslararası şirketlerin bölgedeki merkezlerini Suudi Arabistan’a taşımalarını sağlayarak, yerli şirketlerin yatırımlarını ve çalışmalarını destekleyerek, uluslararası arenadaki konumlarını geliştirmek ve yatırımlarını, ürünlerini ve hizmetlerini bölgesel ve küresel pazarlarda yüksek verimlilik ve rekabet gücü ile sunmalarını ve pekiştirmelerini sağlayarak ülkedeki yatırımları daha yüksek ve daha hızlı bir şekilde ilerletmeye itecek.

Stratejinin diğer programlarla entegre edilmesi
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Ulusal Yatırım Stratejisi, daha önce duyurulan ve yatırımın önemli bir yer tuttuğu 2030 Vizyonu programları ile entegre edilmiştir.  Bu programlar arasında PIF Programı, Ulusal Sınai Kalkınma ve Lojistik Programı, Özelleştirme Programı, Finans Sektörü Geliştirme Programı, Yaşam Kalitesini Artırma Programı ve diğer ulusal stratejiler yer alıyor.
Ulusal Yatırım Stratejisi çerçevesinde, Veliaht Prens'in başkanlık ettiği Ulusal Yüksek Yatırım Komitesi aracılığıyla stratejinin uygulamasının denetlenmesi için kapsamlı bir yönetim kadrosunun oluşturulması, kaliteli yatırımlar için teşviklerin belirlenmesi ve onaylanmasının yanı sıra yatırım fırsatlarının belirlenmesi ve geliştirilmesi hedefleniyor.
Strateji bünyesinde birçok girişim yer alıyor. Bunlardan arasında, öncelikli sektörlerde yatırımlar yapılması için rekabetçi düzenlemeler ve cazip teşvikler ile özel ekonomik bölgelerin oluşturulması, stratejik tedarik zincirlerinin Suudi Arabistan’a kaydırılmasına ve tedarik zincirlerinde pazar payı elde edilmesine yönelik bir programın uygulanması ve sermaye oluşumunu teşvik etmek amacıyla özel sektör için yeni finansman çözümleri geliştirmek gibi çeşitli finansman girişimlerinin yanı sıra Suudi Arabistan’daki mevcut yatırım fırsatlarını sunmak ve pazarlamak için ulusal bir platform olacak olan ‘Suudi Arabistan'da Yatırım’ platformunun geliştirilmesi bulunuyor.
 



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe