Yemen yoğun yağış ve sel ile mücadele ediyor

Yemen’deki sel dolayısıyla yüzlerce aile büyük yıkım yaşadı ve evlerini terk etti

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

Yemen yoğun yağış ve sel ile mücadele ediyor

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

Arabistan yarımadasının doğu ülkeleri Hint Okyanusu’ndan gelen kasırgalar ile mücadele etmeye devam ediyor. Umman’dan sonra Yemen de yoğun yağışların etkisi altına girdi.
Şiddetli yağışlar nedeniyle Yemen şehirlerini vuran seller, tarım arazileri ve karayollarında büyük hasara neden oldu. Bir taraftan şiddetli sağanakların neden olduğu yoğun su seviyesinin azalmaya başlayacağına dair haberler gelirken sel sularının bazı evleri önüne katmasının ardından Hudeyde ve Aden gibi şehirlerden tahliyeler durduruldu.
Bölge sakinleri ve yerel yetkililerin Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamalara göre sel, özellikle Husi milisler tarafından yerlerinden edilen ve çoğunun kerpiçten yapılmış evlerde yaşadığı Hudeyde şehrinin güneyindeki bazı evlerde  ciddi hasarlara neden olurken burada yaşayan insanlarının yüzlercesini barınaksız bıraktı.
Bu kaynaklara göre, Misrakh ilçesinin Necd Kasem bölgesinde beş kişilik bir ailenin evinin çökmesine neden olurken sağanak yağışlar başka yerlerde de buna benzer hasarlara yol açtı. Sel nedeniyle Taiz ve Aden şehirlerinin birbirine bağlayan ve aynı zamanda Taiz şehrini diğer şehirlere bağlayan ana arterde yolun bazı kısımlarında biriken molozlar ve bazı kısımlarının çökmesi sonucu yol trafiğe kapatıldı.
Şiddetli yağışlar nedeniyle Abyan şehrinde biriken çok büyük miktarlardaki molozlar tarım arazilerini tehdit ettiği gibi Şebva ve Hadramevt şehirlerini birbirine bağlayan yolun da kapanmasına neden oldu. Komşu Lahc şehrinde de benzeri bir durum meydana geldi. Yollar kapandı, trafik durdu ve tarım arazileri sular altında kaldı.
Lahc şehrine bağlı Müseymir kasabasında yağmur sularının Tibn vadisinden kasabaya doğru akmasına nedeniyle tarım arazileri ve meyve ağaçları zarar gördü. Vali Ahmed et-Türki’ye ve bölgedeki tarım birimine müracaat eden sakinler tarım arazilerinin kurtarılması için hızlı müdahalede bulunulmasını aksi takdirde kendilerinin ve ailelerinin geçimleri için hayati önemi olan mahsullerin sel nedeniyle telef olacağını bildirdiler. Ayrıca bölgenin içme ve sulama su ihtiyacını karşılayan vadi yakınında bulunan su kuyularından bir kısmı da yağmurlardan etkilendi.
Aden şehrinin batı bölümüne kadar ulaşan sel suları nedeniyle bu güzergahta oturmakta olanların bir kısmı emniyet birimleri tarafından Barika şehrine bağlı Hasve kasabasına nakledildiler. Meşru hükümet tarafından ülkenin geçici başkenti kabul edilen kentte, son iki gündür yağan şiddetli yağışlar nedeniyle ilçenin bazı sokaklarında kanalizasyon hatlarının eksikliği nedeniyle cadde ve sokaklar su ile doldu ve şehrin büyük bir kısmında elektrikler kesildi.
Diğer taraftan Yemenli meteorolog Adnan eş-Şevafi, şiddetli yağmurların kademeli olarak azalacağını, ülkenin batı ve güneydeki yüksek kesimlerde yüzde 40-60 oranında yoğun yağış beklendiğini, batı ve güney sahil bölgelerinde ise yüzde 30-50 nispetinde yağış beklendiğini söyledi. Ülkenin doğusundaki yüksek kesimlerde ve sahillerde ise yüzde 20-40 oranında yağış beklendiğini ifade etti.
Meteoroloji merkezi, gök gürültülü sağanak yağışların devam etmesini beklediklerini bu nedenle yoğun yağmurlar esnasında ve sonrasında selin akma ihtimali bulunan yerlerde ve vadilerden uzak durulması uyarıda bulundu. Güneyde Lahc'dan kuzeyde Saada'ya kadar olan dağlık illerde ve ayrıca şehirlerin (Hadramevt, Sabva, Abyan, ed-Dali ve el-Beyda) iç bölgelerinde gök gürültülü sağanak yağışlarla birlikte değişen şiddette yağmur bekleniyor.
Merkezi hava durum bülteni, batı ve güney kıyıları ile iç bölgelerin bazen şiddetli, bazen de gök gürültüsü eşliğinde değişen yoğunlukta yağmur göreceğini belirtti.
Meteorolojiye göre sahra bölgelerinde (el-Cevf, Marib, Şabce, Hadramevt) yoğun yağışlar beklendiğini yıldırım çarpmasından korunmak gerektiği ve cep telefonu kullanılmaması uyarısında bulundu. Meteoroloji merkezi, yağış veya yoğun sis nedeniyle dağ yamaçlarındaki yolllardaki araç sürücülerini görüş mesafesinin azalmasına karşı gerekli tedbirlerin alınması konusunda ikaz etti.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.