Libya Temsilciler Meclisi, YSK’nın değişikliklerini onayladı

Libya Temsilciler Meclisi, Yüksek Seçim Komisyonu’nun seçim yasalarında yapacağı değişiklikleri onayladı

Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh (AFP)
Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh (AFP)
TT

Libya Temsilciler Meclisi, YSK’nın değişikliklerini onayladı

Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh (AFP)
Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayeh (AFP)

Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM), Libya Yüksek Seçim Komisyonu'nun (YSK) yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleyen yasalarda talep edilen değişikliklerin onayladığını duyurdu. Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Libya Ulusal Ordusu’nun itirazı üzerine dün Gat şehrine yapmayı planladığı toplantıyı ertelemek zorunda kaldı.
TM, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu ile ilgili olarak YSK’nın yaptığı değişikliklerin posta yoluyla oy kullanmaya izin veren fıkra haricindeki kısmını onayladı.
TM Sözcüsü Abdullah Bilhak Tobruk kentinde düzenlenen toplantının ardından, Meclis’in Yüksek Seçim Komisyonu’nun cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için yasada yer alan bazı kanunların değiştirilmesi talebine cevap verdiğini, böylece komisyonun seçimlerin yürütülmesine ilişkin düzenlemeleri yürütme prosedürlerinin itiraza tabi olmadığını kaydetti. Bilhak, Libya Partileri Birliği’nin seçim yasalarına ilişkin sunduğu muhtırayı görüştükten sonra, “meclis tarafından onaylandığı gibi kalacakları doğrulandı” dedi.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, önceki akşam Devlet Yüksek Konseyi Başkan Yardımcısı ile yaptığı görüşmede, siyasi süreçteki tüm katılımcılarla doğrudan çalışma ve koordinasyon ile tüm taraflar arasındaki  görüşlerin yakınlaşmasıyla seçim başarısı için desteğin süreceğini kaydetti. Menfi açıklamasında, toplantı sırasında bu yılın sonunda yapılması planlanan seçimler için yasal ve anayasal mekanizmaların tartışıldığını ve başarıları için pratik öneriler geliştirildiğini belirterek, Libyalıların özgür ve adil seçimler yapma isteklerini karşılamak ve sonuçlarının tüm taraflarca kabul görmesini istediklerini belirtti.
Menfi, Temsilciler Meclisi üyesi Fethullah es Saiti ile yaptığı görüşmede, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) kabinesinde doğu bölgesini temsil eden Başbakan Yardımcısı Hüseyin el-Katrani’nin  bazı bakanlar, hükümet temsilcisi ve belediye başkanlarına yönelik yaptığı açıklamayla Başkanlık Konseyi’nin tüm sorunları çözme çalışmalarını onayladıklarını söyledi. Menfi, siyasi sürecin yol haritası ve Libya siyasi diyaloğunun sonuçlarına uygun olarak, halk arasında sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde ilerleme sağlamak için hükümet ve tüm taraflarla sürekli temas halinde olduğunu söyledi.
Katrani önceki akşam televizyonda yaptığı açıklamada, Dibeybe’nin kendisiyle iletişim kurmamaya devam etmesi halinde alacağı önlemlere atıfta bulunarak, Doğu’da halkın talebiyle hükümet kurma eğilimi olduğunu söyledi. Katrani, paralel hükümeti kurulması halinde Dibeybe’yi sorumlu tutacağını ifade etti.
Öte yandan Gat milletvekili Nasr Asir, ülkenin doğu ve güneyine konuşlanmış Libya Ulusal Ordusu’nun Dibeybe’nin uçağının Gat Havalimanı’na inmesini engelleyerek ziyaretini ertelemekle suçlayarak, koordinasyon sağlanmadığı gerekçesiyle ziyaretin iptal edildiğini açıkladı.
Milletvekili, Dibeybe’nin ziyaretinin iptal edildiğini duyurmasının ardından, cılız sebepler öne sürülerek asıl masadı ziyareti engellemek olduğuna dikkati çekti.  Asir, Mareşal Halife Hafter’in yaklaşan seçimler sebebiyle görevinden istifa etmesinin ardından yerine geçen Abdurrezzak en-Nazuri liderliğindeki LUO’nun kontrolünde olan bölgede çıkarlarını elde etmek amacıyla siyasi çekişmenin yaşandığını ifade etti.
Suçlamalara LUO tarafından resmi bir açıklama yapılmazken, Dibeybe ise konu hakkında sessiz kaldı.
Diğer yandan Libya makamları dün, geçen yılın ortasından bu yana onlarca toplu mezarın bulunduğu ülkenin batısındaki Tarhuna kentindeki beş toplu mezardan kimliği belirsiz 25 cesedin çıkarıldığını duyurdu.



Irak'taki büyük bir doğalgaz sahasındaki çalışmalar İHA saldırısının ardından askıya alındı

Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
TT

Irak'taki büyük bir doğalgaz sahasındaki çalışmalar İHA saldırısının ardından askıya alındı

Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)
Irak Kürdistanı, Süleymaniye ilindeki Kormor gaz sahası (Arşiv- Reuters)

Irak Kürdistanı'ndaki Kormor gaz sahasındaki mühendisler, dün yaptıkları açıklamada, insansız hava aracı (İHA) saldırısının sahadaki faaliyetlerin askıya alınmasına neden olduğunu duyurdular.

Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar ve Elektrik Bakanlıkları ortak bir açıklamada, saldırının ardından bölgedeki tüm elektrik santrallerine gaz arzının durdurulduğunu açıkladı. Güvenlik kaynakları, sahadaki depolama tanklarını vuran saldırının yangına yol açtığını ve bazı işçilerin yaralandığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre bir işçi, çalışanların daha fazla saldırı korkusuyla sığındıkları sahadaki sığınağın içinden, "Bir İHA, sahadaki büyük bir gaz depolama tesisine saldırarak büyük hasara yol açtı ve yangın hala devam ediyor" dedi. Rudaw'ın X internet sitesinde yayınladığı bir videoda, saldırının ardından bölgeden dumanların yükseldiği görülüyor

Ortak açıklamada, iki bakanlıktan ve sahayı işleten BAE merkezli şirket Dana Gas'tan ekiplerin şu anda olay yerinde inceleme yaptığı belirtildi. Saldırının faillerinin kimliği henüz belirlenemedi.

Bu, son günlerde sahaya yapılan ikinci İHA saldırısı. Pazar akşamı, Irak Kürt güvenlik güçleri, sahaya ulaşmasını engellemek için bir İHA’yı düşürdü.


Lübnan, İran'ın Hizbullah'ın silahlarına ilişkin ısrarını reddetti

Meclis Başkanı Nebih Berri, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yi kabul etti, (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
Meclis Başkanı Nebih Berri, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yi kabul etti, (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
TT

Lübnan, İran'ın Hizbullah'ın silahlarına ilişkin ısrarını reddetti

Meclis Başkanı Nebih Berri, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yi kabul etti, (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)
Meclis Başkanı Nebih Berri, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati'yi kabul etti, (Temsilciler Meclisi Başkanlığı)

Lübnan dün, İran'ın Hizbullah'ın silahlarına verdiği sürekli desteği reddettiğini yineledi. Dışişleri Bakanı Yusuf Recci, "Bizim için su ve ekmekten daha önemli olan, egemenliğimiz, özgürlüğümüz ve ülkemizi mahveden ve bizi yıkıma sürüklemeye devam eden ideolojik sloganlardan ve sınır ötesi bölgesel gündemlerden uzak, iç karar alma mekanizmalarımızın bağımsızlığıdır." dedi.

Lübnan'dan gelen bu ret cevabı, İran Dini Lideri'nin uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti'nin, "Hizbullah'ın bugünkü varlığı Lübnan için vazgeçilmezdir" demesinin ardından geldi. Velayeti, "Siyonist oluşumun Lübnan'a karşı işlediği devam eden saldırılar ve suçlar, (Hizbullah'ın) varlığının Lübnan için günlük ekmekten daha önemli hale geldiğini gösteriyor" dedi.

Benzer bir bağlamda, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, iki ülke arasındaki deniz sınırı belirleme çalışmalarının tamamlandığını duyurarak, anlaşmanın ikili ve bölgesel iş birliğinde yeni aşamaya kapı açan stratejik bir dönüm noktası teşkil ettiğini vurguladılar.

Aynı zamanda İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, "İsrail'in güvenliği garanti altına alınmazsa Lübnan'ın barışa kavuşamayacağı" uyarısında bulunarak, Lübnan ile deniz sınırı belirleme anlaşmasından çekilme tehdidinde bulundu.


Hamas: İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşmesi Gazze Anlaşmasını ihlal ediyor

Cibaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
Cibaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
TT

Hamas: İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşmesi Gazze Anlaşmasını ihlal ediyor

Cibaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)
Cibaliye, Kuzey Gazze Şeridi, 25 Kasım 2025 (AFP)

Hamas hareketi yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah tünellerinde mahsur kalanların peşine düşme, öldürme ve tutuklama konusundaki ısrarının Gazze ateşkes anlaşmasının açık bir ihlali olduğunu belirtti. Hamas yaptığı açıklamada, “İşgalin Refah tünellerinde mahsur kalan direnişçilerin peşine düşme, öldürme ve tutuklama yoluyla işlediği vahşi suç, Gazze ateşkes anlaşmasının açık bir ihlali ve anlaşmayı baltalama ve çökertme yönündeki devam eden girişimlerin kesin kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Hamas, savaşçılar ve evlerine dönüş sorununu çözmek için geçtiğimiz ay boyunca çeşitli siyasi liderler ve arabulucularla temaslarda bulunarak önemli çabalar sarf ettiğini belirtti ve “Ancak İşgal, öldürme, kovalama ve tutuklama söylemlerine öncelik vererek tüm bu çabaları engelledi” ifadelerini kullandı.

 İsrail, bu ayın başlarında Teğmen Hadar Goldin'in naaşını teslim almasının ardından, tünellerden güvenle çıkabileceklerine dair verdiği sözü görmezden gelerek, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde tünellerde saklanan Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın peşine düştü, onlara yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, salı sabahı ordu güçlerinin, Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde, bölgedeki bir tünelden çıktıklarına inanılan altı militanı hedef aldığını söyledi.

İsrail ordusu, hava kuvvetlerinin militanlara ateş açtığını belirtti. Daha sonra bölgede bir ceset bulunurken, yakınlardaki bir çatışmada üç silahlı adamın daha öldürüldüğünü, askerlerin ayrıca bir binada bulunan iki militanı tutukladığını açıkladı.

İsrail medyası, ateşkes anlaşmasına göre İsrail kontrolü altında olan Refah bölgesinde onlarca silahlı adamın bir yeraltı tüneline sığındığını bildirdi. Bu kişilere güvenli koridor sağlama taleplerine ilişkin müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı.

İsrail Kamu Yayın Kurumu’na göre “Tutuklananlar, kendilerini sorgulamak üzere götüren askerlere ateş açmadan Nahal Tugayı'na teslim oldular. Askerler sorguda Refah'ın doğusundaki el-Cüneyne semtinde devam eden operasyona yakın tünellerde ve bölgelerde kalan militan sayısı hakkında yeni bilgiler edinmeye çalıştılar.”

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre geçen hafta 20 militan etkisiz hale getirildi, 8 militan ise bölgeden kaçmaya çalışırken tutuklandı.

İsrail askeri kaynakları, bölgede yaklaşık 40 militan olduğunu tahmin ediyor. Bu sayı, son günlerde 60 ila 80’di. Kaynaklar, Refah'taki Doğu Bölgesi Tabur komutanı veya yardımcısının da bu militanlar arasında olduğunu tahmin ediyor.

Artan baskı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en güneyinde bulunan kentte son kalan tünellere yönelik operasyonlar başlatarak, Hamas militanları üzerindeki baskısını artırmaya başladı. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, bu savaşçılara güvenli geçiş sağlayacak her türlü çözümü reddederek, sert bir tutum benimsedi. Onları öldürmenin veya teslim olmaya zorlamanın önemini vurguladı. Kuvvetlerine bu doğrultuda talimat verdi ve yaklaşık iki hafta önce onların peşine düşüp yakalamak için askeri harekâtlarını yoğunlaştırdı.

Hamas, arabulucularla koordinasyon halinde, savaşçılarının güvenli bir şekilde bölgeden çıkışını garanti eden bir çözüm karşılığında, 2014’teki savaşta esir alınan Teğmen Hadar Goldin'in naaşının iadesi konusunda mutabakata varmıştı.

 İsrailli Teğmen Hadar Goldin'in naaşı 2014'ten beri Hamas'ın elindeydi (İsrail medyası).

İsrailli Teğmen Hadar Goldin'in naaşı 2014'ten beri Hamas'ın elindeydi (İsrail medyası).

ABD, bu süreci tamamlamak için başta Türkiye olmak üzere arabulucularla çalıştı. Hamas, savaşçılarının güvenli bir şekilde çıkışı için çalışılacağına dair güvence aldıktan sonra naaşı teslim etti. Ancak Trump yönetiminin temsilcileri İsrail'i bu konuda ikna edemedi ve mesele çözümsüz kaldı.

Üst düzey bir Hamas heyeti, geçtiğimiz günlerde Mısır İstihbarat Şefi Hasan Reşad ile Refah tünellerindeki savaşçılar konusunu görüştü. Hamas heyeti, Mısır tarafının savaşçıların güvenli bir şekilde bölgeden çıkışı ve can güvenliklerinin sağlanması için tüm arabulucular ve taraflarla yoğun bir şekilde çalışmasını talep etti.

Hamas kaynakları Şarkul Avsat'a, İsrail'in uzlaşmaz tutumu ve işgalcilerin herhangi bir çözümü reddetmesi nedeniyle sorunun çözümsüz kaldığını söyledi.

Devam eden ihlaller

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki ihlalleri de devam etti. Bir İsrail tankından ateşlenen top mermisi, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı’nın doğusunda odun toplayan bir Filistinliyi öldürdü. Bir Filistinli de Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus'un doğusundaki Beni Süheyla beldesine düzenlenen İHA saldırısında hayatını kaybetti. Bir diğer Filistinli ise iki gün önce beldeye düzenlenen saldırıda aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.

İsrail güçleri, Sarı Hat'ın doğusunda kontrolü altındaki bölgelerde ve Hamas kontrolündeki çevre bölgelerde Filistinlilerin evlerini ve altyapıyı büyük çapta yıkmaya devam ediyor. Bu bölgelerde hava saldırıları, topçu bombardımanı ve silahlı çatışmalar yaşanıyor.

Trump (Beyaz Saray) planına göre Gazze'den çekilişin aşamalarını gösteren haritaTrump (Beyaz Saray) planına göre Gazze'den çekilişin aşamalarını gösteren harita

Gazze Sağlık Bakanlığı günlük raporunda, son 24 saatte (Salı öğleden sonra ve dün arasında) Gazze Şeridi'ndeki hastanelere iki yeni ölü ve sekiz yeni ulaşılan naaş olmak üzere 10 cenaze geldiğini duyurdu. Böylece ateşkesten bu yana toplam ölü sayısı 347'ye (dünkü yeni kayıplar hariç), yaralı sayısı 889’a ulaştı. Savaş sırasında ve daha önceki dönemlerde düzenlenen hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin 596'sının cenazesine ulaşıldı.

7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 69 bin785'e, yaralıların sayısı ise 170 bin 965 kişiye yükseldi.

Bakanlık ayrıca, İsrail tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla teslim edilen 15 Filistinlinin naaşının teslim alındığını duyurdu. Böylece teslim alınan toplam naaş sayısı 345'e ulaştı ve bunlardan 99'unun kimliği belirlendi. Bakanlık, ekiplerinin naaşları muayene, kaydetme ve ailelerine teslim hazırlıkları kapsamında, yerleşik tıbbi prosedür ve protokollere göre incelemeye devam ettiğini belirtti.

Son cenazeleri teslim etme operasyonu, Hamas ile İsrail arasında gerçekleşen ve İsrail'in bir başka rehinenin cenazesini teslim aldığı takasın bir parçasıydı. Böylece Gazze Şeridi'nde biri İsrailli işçiye, diğeri ise Taylandlı bir işçiye ait iki cenaze kaldı.