Plastik havuz örtüsünün altında can verdi: Korkunç ölüme rekor tazminat davası

Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü, yaşanan olaydan sonra havuz örtüsü kurallarında bazı değişikliklere gitti (Unsplash)
Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü, yaşanan olaydan sonra havuz örtüsü kurallarında bazı değişikliklere gitti (Unsplash)
TT

Plastik havuz örtüsünün altında can verdi: Korkunç ölüme rekor tazminat davası

Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü, yaşanan olaydan sonra havuz örtüsü kurallarında bazı değişikliklere gitti (Unsplash)
Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü, yaşanan olaydan sonra havuz örtüsü kurallarında bazı değişikliklere gitti (Unsplash)

ABD'de bir lisede yüzme antrenmanından sonra üstü kapatılan havuzda örtünün altında kalıp boğulan gencin annesi okula 70 milyon dolarlık (yaklaşık 635 milyon TL) dava açtı.
Oregon eyaletindeki Hillsboro bölgesinde yer alan Liberty Lisesi'nde okuyan Nabila Maazouz, 20 Kasım 2019'da talihsiz bir olayla yaşamını yitirdi.
Akşam düzenlenen yüzme antrenmanı tamamlandıktan sonra eğitmenler, yüzme takımındakilere havuza girerek özel yapım örtüleri kapatmalarını istedi.
Bunun üzerine aralarında 14 yaşındaki Maazouz'un da bulunduğu yüzme takımındaki öğrenciler, farklı katmanlardan oluşan örtüyü havuza dalıp çıkarak kapatmaya başladı.
İlk katmandaki örtünün kapatılmasıyla ikinci katmana geçen takım, bu örtüyü kapatırken Maazouz'un havuzun içinde kaldığını fark edemedi.
İşlem tamamlandıktan sonra da öğrenciler ve eğitmenler, ışıkları kapatarak havuzu terk etti.
Bu sırada kızının antrenmandan çıkmasını bekleyen Patty Maazouz ise tüm ekibin binanın dışına çıktığını fakat kızının aralarında olmadığını fark etti.
Patty, bunun üzerine endişelenerek eğitmenlere gidip durumu anlattı. İçeri geri giren ekip, yaklaşık 25 dakika sonra havuzun örtülerini açtığında havuzun dibinde Nabila'nın cansız bedeniyle karşılaştı.
Salı günü Multnomah County Gezici Mahkemesi'nde görülen davada Patty, ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme nedeniyle okula, bölge yönetimine ve bölgedeki Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü'ne tazminat davası açtı.
Anne, "Durumu çok daha kötü hale getiren şey, aslında Nabila'nın ölümünün engellenebilir olmasıydı. Umarız bu dava ileride benzer trajedilerin yaşanmasının önüne geçer. Her ebeveynin en korkulu kabusunda yaşamaya devam ediyoruz" dedi.
Independent Türkçe, NBC News, NZ Herald



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe