ABD ve İsrail'den İran'a uyarı: Diplomasi başarısız olursa diğer seçenekler masada olacak

ABD, İsrail ve BAE'den İbrahim Anlaşmalarının 1. yılında "ortaklığı derinleştirme" vurgusu yapıldı. Ayrıca İran'a uyarıda bulunularak, "Diplomasi başarısız olursa diğer seçenekler masada olacak" denildi.

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid (AFP)
TT

ABD ve İsrail'den İran'a uyarı: Diplomasi başarısız olursa diğer seçenekler masada olacak

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid (AFP)
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed Al Nahyan ile iki ülke arasındaki normalleşme anlaşmasının yıl dönümünde Washington'da bir araya geldikten sonra, iki bakanla ortak basın toplantısı düzenledi.
İran'a ilişkin soruları yanıtlayan Blinken, bu ülkenin nükleer silah elde etmemesi gerektiği konusunda hemfikir olduklarını dile getirdi.
Diplomatik yolların en iyi çözüm yolu olduğuna inandıklarını ifade eden Blinken, aylardır ülkesinin İran nükleer anlaşmasına dönme konusunda hazır olduğunu ifade ettiğini ancak Tahran'ın bu konuda hazır olduğunu görmediklerini belirtti.
Blinken, "Zaman daralıyor ve burada da görüştüğümüz üzere Ortak Kapsamlı Eylem Planı'na (OKEK) dönsek bile OKEK’in temel faydalarını göremeyeceğimiz bir noktaya yaklaşıyoruz. Çünkü İran, daha çok santrifüj kullanarak uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’den yüzde 60’a çıkarmak başta olmak üzere bu süreyi nükleer programını ilerletmek için kullanıyor." diye konuştu.
İran’ın meydan okumalarıyla baş etmek için tüm seçenekleri değerlendirdiklerini anlatan Blinken, "Diplomasi başarısız olursa askeri seçenekleri değerlendirecek misiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Az önce belirttiğim nedenlerden dolayı zamanımız gittikçe kısalıyor. Aynı zamanda İran’ın tepkilerini, durumunu yakından izliyoruz. İran yolunu değiştirmezse diğer seçeneklere dönmeye hazırız."

İsrail Dışişleri Bakanı da uyardı
İsrail Dışişleri Bakanı Lapid ise nükleer müzakerelerde kaybedilen zamanın İran’ın nükleer programına devam etmesini sağladığını savunarak, "Her geçen gün, gecikilen her gün İran nükleer bombaya bir adım daha yaklaşıyor." dedi.
Lapid, İran’ın dünyayı nükleer program konusunda kandırdığını ileri sürerek, “Ben ve Bakan Blinken, Holokost'tan kurtulan ailelerin çocuklarıyız. Bizler bir ulusun dünyayı kötülükten korumak için ne zaman güç kullanması gerektiğini biliriz.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in kendini savunma hakkını mahfuz tuttuğunu vurgulayan Lapid, “Eğer diplomasi başarısız olursa diğer tüm seçenekler masada olacak. Diğer seçenek ifadesinin ne anlama geldiğini buradaki herkes anlıyor, Tahran da anlıyor.” açıklamasında bulundu.

ABD, İsrail ve BAE'den İbrahim Anlaşmalarının 1. yılında "ortaklığı derinleştirme" vurgusu
Blinken, "dini hoşgörü" ile "su ve enerji kaynakları" üzerine iki çalışma grubu kurduklarını duyurdu.
İbrahim Anlaşmalarının birinci yılını doldurması vesilesiyle gerçekleştirilen toplantının çok verimli geçtiğini söyleyen Blinken, son bir yılda İsrail ile BAE arasındaki ilişkilerin önemli ölçüde geliştiğini, iki ülke arasında doğrudan uçuşların başladığını ve 200 binden fazla İsrailli turistin BAE'yi ziyaret ettiğini kaydetti.
Blinken, söz konusu anlaşmayla üç ülke arasındaki ortaklığın ciddi zemin kazandığını ve ilk yılını dolduran İbrahim Anlaşmalarının bölgesel olarak önemli iş birliklerine kapı araladığını vurguladı.
Önceki ABD yönetiminin başlattığı İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşme sürecini ilerletmeye çalıştıklarını belirten Blinken, normalleşme sürecinin İsrail-Filistin görüşmelerine de olumlu etki etmesini beklediğini ifade etti.
Blinken, kurdukları iki yeni çalışma grubuna ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"Bugün, üç ülke olarak başlattığımız iki yeni çalışma grubunu görüştük. Birincisi, dini hoşgörü üzerinedir. İslamofobinin ve anti-Semitizmin yükseldiği bir zamandayız. İsrail, BAE ve ABD olarak hoşgörü inşa etmek için birlikte çalışmak ve tüm dini grupların şiddete, tehdide ve ayrımcılığa maruz kalmadan geleneksel yöntemlerle ibadet etmelerini sağlamak istiyoruz. İkinci çalışma grubu ise, ABD, İsrail ve BAE'nin bir anlamda, parçalarımızın toplamından daha büyük olabileceği yerlerde iklim krizi karşısında ülkelerimiz için kritik konular olan su ve enerji üzerinedir."
İsrail Dışişleri Bakanı Lapid ise Filistinlilerin de İsrailliler gibi yaşama hakkına sahip olduğunu ve Filistin yönetimiyle görüşmelerini sürdürdüklerini dile getirdi.
İbrahim Anlaşmaları ile başta BAE olmak üzere birçok ülkeyle ilişkilerini normalleştirdiklerini ifade eden Lapid, yeni ülkelerin de bu listeye katılmasını beklediklerini, anlaşma ile üç ülke arasındaki iş birliği imkanlarının ciddi şekilde arttığını sözlerine ekledi.
BAE Dışişleri Bakanı Al Nahyan ise İsrail ile BAE arasında iş birliği ve ortaklığı mümkün kılan ABD'ye teşekkür ederek, İsrail'i ziyaret edeceğini ve bu ülkeyle ilişkilerini daha da derinleştireceklerini söyledi.



Türkiye: Kürt güçleri Suriye hükümetinin komutası altında olmalı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Türkiye: Kürt güçleri Suriye hükümetinin komutası altında olmalı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bugün yaptığı açıklamada, kuzeydoğu Suriye’nin büyük bölümünü kontrol eden Kürt güçlerinin, Suriye ile tüm sınır kapılarının açılmasından önce Şam yönetiminin kontrolüne tabi olması gerektiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın TRT’den aktardığı habere göre Fidan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2026 yılı Dışişleri Bakanlığı bütçesinin sunumunun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Türkiye’nin prensip olarak Suriye ile tüm sınır kapılarını açma niyetinde olduğunu belirtti. Ancak kapıların açılabilmesi için 10 Mart anlaşmasının tamamlanması gerektiğini vurguladı.

Fidan, 10 Mart’ta Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile imzaladığı ve Kürtlerin liderliğindeki güçlerin tüm sivil ve askeri kurumlarını Suriye devlet yapısına entegre etmeyi kabul ettiği anlaşmayı hatırlattı.

Fidan, “Bizim politika olarak bütün sınır kapılarını açmaya niyetimiz var. Fakat Suriye'de, özellikle Nusaybin mücavirindeki sınır kapılarının açılabilmesi için 10 Mart mutabakatı ile ilgili sürecin tamamlanması ve merkezi hükümetin bir noktaya gelmesi lazım” dedi.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG milisleri (AFP)Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG milisleri (AFP)

Fidan, SDG’nin 2014’te DEAŞ’ın Suriye ve Irak’ın geniş bölgelerini ele geçirmesinin ardından ABD ile ortak mücadele yürütmesine rağmen, Şam ile yapılan anlaşmaları uygulama konusunda hiçbir hazırlık göstermediğini belirtti.

Türkiye, SDG ve YPG’yi, Ankara tarafından ‘terör örgütü’ olarak tanımlanan PKK’nın bir uzantısı olarak görüyor.

İsrail'in Gazze'deki ihlalleri

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’i Gazze’deki ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, ülkenin barışı korumaya hazır olmadığını söyledi.

Türkiye, Mısır, Katar ve ABD ile birlikte ekim ayında Şarm eş-Şeyh’te imzalanan barış anlaşmasının taraflarından biriydi; anlaşmanın amacı Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmekti.

Fidan, Türkiye’nin anlaşmanın garantörü olarak rolünü sürdürmesinin, barışın devamına bağlı olduğunu ifade etti.

Fidan, “Bu aşamada teknik ve hukuki açıdan garantör ülke değiliz ve başka bir garantör ülke de yok. Ancak gelecekteki anlaşmalar bunu gerektirirse Türkiye bu görevi üstlenecektir” dedi.

Fidan ayrıca, “Biz bir garantörmüşüz gibi sorumluluk yüklenmeye, iş birliklerini ilerletmeye, anlaşmalar yapmaya, açıkta ve kapalıda çalışmaya her zaman için hazırız ve buna da devam ediyoruz” ifadesini kullandı.


Entegrasyon anlaşmasının uygulanması için son tarih yaklaşırken, Türkiye ve Suriye SDG'ye karşı askerî harekât hazırlığı mı yapıyor?

Münbiç'e giden Türk askeri ikmal konvoylarından biri (8 Aralık'ta Türk televizyon kanallarında yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsü)
Münbiç'e giden Türk askeri ikmal konvoylarından biri (8 Aralık'ta Türk televizyon kanallarında yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Entegrasyon anlaşmasının uygulanması için son tarih yaklaşırken, Türkiye ve Suriye SDG'ye karşı askerî harekât hazırlığı mı yapıyor?

Münbiç'e giden Türk askeri ikmal konvoylarından biri (8 Aralık'ta Türk televizyon kanallarında yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsü)
Münbiç'e giden Türk askeri ikmal konvoylarından biri (8 Aralık'ta Türk televizyon kanallarında yayınlanan bir videodan alınan ekran görüntüsü)

Türkiye ve Suriye ordularının, temas hatları ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde bulunan bölgelerdeki saha hareketliliği, SDG’nin 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını aralık sonuna kadar uygulamaması halinde ortak bir askeri operasyon için hazırlık ve teyakkuz mesajı verdi.

Son iki gün içinde Türk medyası, Halep’in kuzeydoğusundaki Münbiç’e ilerleyen askeri ikmal konvoylarının görüntülerini paylaştı. Aynı dönemde Suriye ordusu da Deyrizor’a yoğun takviye birlikler gönderdi.

Bu hareketlilik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Levent Ergün’ün geçtiğimiz cuma ve cumartesi günleri Şam’ı ziyaret etmesiyle eş zamanlı gerçekleşti. Heyet, ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Ali Nurettin Nasan ile görüştü.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 5 Aralık'ta Şam'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ile bir araya geldi. (Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi X hesabı)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 5 Aralık'ta Şam'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ile bir araya geldi. (Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi X hesabı)

Bayraktaroğlu, Türkiye-Suriye Ortak Harekât Merkezi’ni ziyaret etti ve 8 Aralık Hürriyet Günü kutlamaları kapsamında düzenlenen Suriye Devrimi askeri sergisini gezdi.

Türk askeri konvoyları

Türk askeri konvoyları, Afrin, Resulayn ve Halep’in kuzeyi olmak üzere üç ayrı güzergâhtan Suriye’ye giriş yaptı. Bazı görüntülerde konvoyların Münbiç Sınır Kapısı’na doğru ilerlediği görüldü.

Şarku'l Avsat'ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre bir Türk askeri konvoyu Halep bölgesine Deyr el-Belut Sınır Kapısı’ndan giriş yaptı. Başka bir konvoy ise pazar gecesi Advaniye Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye geçti. Harekât hazırlıkları özellikle Halep’in kuzeyi ve Münbiç çevresinde yoğunlaştı.

Buna paralel olarak Suriye ordusu da Deyrizor bölgesine yeni takviyeler konuşlandırmaya başladı. Bu takviyeler arasında topçu sistemleri ve insansız hava araçları (İHA) yer alıyor.

Raporlara göre, bu takviyeler ağırlıklı olarak 86. Tümen mensuplarından oluşuyor ve batı Deyrizor kırsalındaki çeşitli mevzilere yönlendiriliyor.

8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye ordu birlikleri (X)8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye ordu birlikleri (X)

Hükümete yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesine dün yansıyan habere göre askeri kaynaklar, Türk ordusunun sınır boyunca üç ayrı noktada konuşlandığını ve Münbiç, Kamışlı, Aynel Arap, Resulayn, Tel Abyad ile Halep-Lazkiye uluslararası yolu (M4) boyunca sıkı önlemler alındığını bildirdi.

Haberde ayrıca, Suriye ordusunun Deyrizor cepheleri, Tişrin Barajı, Karakozak Köprüsü, Tabka, Ayn İsa ve Rakka’da çok sayıda gözetleme uçağı, İHA ve teknik ekipman konuşlandırdığı belirtildi. İleri mevziler ve tüm savaş birimleri için de pozisyon dağılımları gerçekleştirildi.

Suriye ordusunda hazırlıklar

Gazete, ismini belirtmediği güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Suriye ordusunun SDG’nin yeniden yapılandırma için belirlenen son tarihe yaklaşmasıyla birlikte geniş çaplı bir operasyona hazırlandığını aktardı. Kaynaklara göre, operasyon kapsamında 7 tümen ve 80 bin asker konuşlandırılacak; gelişmelere göre bu sayının artırılması planlanıyor. Ayrıca İHA’lar, helikopterler ve savaş uçakları, ordunun ağır silah envanterini destekleyecek.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG milisleri (AFP)Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG milisleri (AFP)

Deyrizor, Türkiye’nin Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak gördüğü SDG’nin kontrolündeki bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Haberlere göre, bu bölgede Arap aşiretleri ile Şam yönetimi iş birliği yapacak ve SDG’nin hakimiyeti kademeli olarak azaltılacak.

Türkiye gazetesi, Suriye Aşiretler ve Kabileler Yüksek Konseyi Başkanı Şeyh Mudar Hammad el-Esad’ın açıklamalarına yer verdi. Esad, SDG lideri Mazlum Abdi’nin ‘100 bin savaşçıya sahip oldukları’ iddiasının doğru olmadığını belirterek, SDG içinde en az 20 bin Arap savaşçının, bölgede ilk çatışma başladığında Suriye devletine katılacağını ve SDG yönetiminin bu durumu bildiğini söyledi.

Esad ayrıca, SDG’nin kontrolündeki bölgelerde 8 Aralık kutlamalarını yasakladığını, bu kararın, kutlamaların halk arasında bir isyana dönüşmesinden çekinildiği için alındığını ifade etti.

Entegrasyon anlaşmasının uygulanması yönünde baskı

Türkiye’deki sosyal medya platformlarında, Türk ordusunun, SDG’nin 10 Mart anlaşmasını uyguladığını ilan etmemesi halinde Suriye ordusuyla ortak şekilde başlatılacak bir operasyon hazırlığı kapsamında çok sayıda sahra hastanesi kurduğuna dair iddialar dolaşıma girdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi, SDG'nin Suriye devlet kurumlarına entegre edilmesine yönelik anlaşmanın imza töreninde, 10 Mart 2025 (EPA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve SDG lideri Mazlum Abdi, SDG'nin Suriye devlet kurumlarına entegre edilmesine yönelik anlaşmanın imza töreninde, 10 Mart 2025 (EPA)

Bu saha hareketleri, SDG üzerinde baskı kurmayı ve diplomatik temaslarla örgütün kendi kendini feshedip Suriye ordusuna entegre olmasını sağlamayı amaçlayan hazırlık operasyonu olarak yorumlandı.

Buna karşın Savunma Bakanlığı kaynakları, Cumhuriyet gazetesine son hareketliliğin ‘sadece rutin bir faaliyet’ olduğunu belirtti.

Öte yandan, raporlara göre Suriye Savunma Bakanlığı, cumartesi günü SDG’ye gönderdiği revize edilmiş bir teklif ile örgütün tamamen Suriye ordusuna tabi kılınmasını talep etti.

Türkiye ve Suriye genelkurmay başkanları, Şam'daki Ortak Harekât Merkezi’ni ziyaret etti. (Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi X hesabı)Türkiye ve Suriye genelkurmay başkanları, Şam'daki Ortak Harekât Merkezi’ni ziyaret etti. (Türk Silahlı Kuvvetleri’nin resmi X hesabı)

Türkiye, SDG’nin tamamen feshedilmesini ve örgüt içindeki yabancı unsurların Suriye topraklarından çıkarılmasını talep ediyor.

SDG’nin Kuzey Tugayı Komutanı Ebu Ömer el-İdlibi, Kürt medya organlarına yaptığı açıklamada, “Şu ana kadar sahada tehlike sinyali veren bir gelişme kaydedilmedi. Çoğu paylaşılan bilgi medya savaşı ve korku yayma çabasıdır. Sahadaki gerçek durum, bu abartıları yansıtmıyor” ifadelerini kullandı.


Avrupa Konseyi Başkanı, İrlanda'daki insansız hava aracı uçuşlarının arkasında Moskova'nın olduğunu iddia etti

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
TT

Avrupa Konseyi Başkanı, İrlanda'daki insansız hava aracı uçuşlarının arkasında Moskova'nın olduğunu iddia etti

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa (AFP)

Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin aralık ayındaki resmi ziyareti için İrlanda'ya gelen uçağında görülen insansız hava araçlarının arkasında Rusya'nın olduğunu iddia etti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Costa, İrlanda Başbakanı Micheál Martin ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi: "Ne yazık ki, geçen hafta Dublin'de yaşananlar, Rusya'nın Avrupa topraklarındaki saldırı ve tehditlerinin bir başka örneğidir."

Martin bu görüşü destekleyerek, Rus büyükelçisinin ülkesinin olaya karışmadığı yönündeki inkârını reddetti.

Irish Times, Rus büyükelçiliğinden yapılan bir açıklamayı aktararak, olayı Rusya'nın müdahalesi olarak gösterme girişimlerini kesin bir dille reddettiğini ve bu tür iddialar için hiçbir dayanak olmadığını belirtti.

İrlanda Başbakanı şunları söyledi: “Rus büyükelçisiyle aynı fikirde değilim. Aynı büyükelçinin 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme niyetinde olmadığını bize temin ettiğini hatırlatmak isterim ve olayların nasıl sonuçlandığını gördük.”

Martin sözlerine şöyle devam etti: “Antonio'nun da söylediği gibi, insansız hava aracı olayı, diğer Avrupa ülkelerinde meydana gelen benzer olaylar dizisinin bir parçasıdır diye düşünüyorum.”

İrlanda polisi cuma günü insansız hava aracı saldırısıyla ilgili soruşturma başlattığını duyurdu.

Olayı ilk duyuran İrlanda'nın günlük gazetesi The Journal, olayın 1 Aralık'ta yerel saatle 23:00 civarında, Zelenskiy'nin uçağı Dublin Havalimanı'na iniş yapmak üzereyken meydana geldiğini belirtti.

Ziyaret nedeniyle oluşturulan uçuşa yasak bölgeye, planlanan uçuş rotalarını izleyen birkaç insansız hava aracı girdi; uçak ise planlanandan biraz daha erken gelmişti.

Son haftalarda Avrupa'daki hassas tesisler üzerinde insansız hava aracı uçuşları birkaç kez rapor edildi ve politikacılar bu operasyonların arkasında Rusya'nın olduğunu iddia etti.