Suriyeli muhalifler, Rusya ile Kürt gruplar arasındaki uyuma dikkat çekiyor

Lazkiye’nin doğu kırsalı dün dün Rus güçleri tarafından bombardımana tutuldu. (Şarku’l Avsat)
Lazkiye’nin doğu kırsalı dün dün Rus güçleri tarafından bombardımana tutuldu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suriyeli muhalifler, Rusya ile Kürt gruplar arasındaki uyuma dikkat çekiyor

Lazkiye’nin doğu kırsalı dün dün Rus güçleri tarafından bombardımana tutuldu. (Şarku’l Avsat)
Lazkiye’nin doğu kırsalı dün dün Rus güçleri tarafından bombardımana tutuldu. (Şarku’l Avsat)

Suriye rejim güçleri ve muhalif gruplar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib kırsalında yeni bir askeri üs kurduğu bir dönemde, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ve Halep kırsalında karşılıklı top atışları gerçekleştirdiler. Suriyeli muhalifler ise yaptıkları açıklamlarda, Rusya ile Halep’in kuzeyindeki Kürtler arasındaki uyuma dikkat çektiler.
Halep kırsalındaki muhaliflerden aktivist Ahmed es- Said, rejim güçlerinin dün Halep’in batı kırsalındaki köyleri topçu atışı ve füze mermileriyle bombaladığını, 3 çocuğun ağır şekilde yaraladığını ve sivillerin yaşam alanlarını yerle bir ettiklerini bildirdi. Said, bombardımanda İdlib’in güneyindeki Cebel ez- Zaviye’deki köylerin hedef alındığını ve saldırıya Rus keşif uçağının eşlik ettiğini söyledi. Barzeh ve es- Semaniye bölgelerine saldırılar düzenlendiğini belirten Said, Hama kırsalındaki Jorin Kampı’na konuşlu rejim güçlerinin yoğun topçu atışları yaptığını ve iki sivilin yaralandığını kaydetti.
Özgür Suriye Ordusu'nda Komutan Albay Mustafa Bakur, İdlib’deki durumun tüm taraflarda (muhalif ve rejim güçleri) bir beklenti ve teyakkuz haline neden olduğunu aktardı. Muhaliflerin, Rus ve rejim güçlerinin İdlib ve kırsalına yönelik olası saldırıları püskürtmeye hazır olduğunun altını çizdi. Bakur, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Cebel ez Zaviye’nin coğrafi doğasının Rus, İranlılar ve rejimin ilerlemesine engel olacağına dair bir şüphe yok. Özellikle Türkiye'ye yakın kaynakların da aktardığı üzere Rusya yakın zamanda Türklerden İdlib - Serakib, Halep - Lazkiye uluslararası yolunun bitişiğindeki  M4 olarak bilinen karayolun her iki tarafındaki askeri mevzilerini ve üslerini geri çekmelerini istedi. Dolayısıyla Rusya, diğer eksenlerde de ilerleme girişimlerine bulunabilir.”
Gözlemciler Rusların, İdlib’e saldırmaya ve işgal etmeye çalışabilecekleri görüşündeler. İdlib’in düşmesi halinde Cebel ez Zaviye’nin de düşeceğini, belki de Rusların İdlib ve Cebel ez- Zaviye’deki grupları varlığına son vermeyi planladıklarıını vurguladılar.
Diğer yandan Hama vilayetinde aktivist Bakar Hamidi, İdlib'in doğusundaki Maarat el-Numan kenti yakınlarında rejim güçleri ve İranlı milislere ait askeri oluşumların, Rus güçleriyle birlikte yaklaşık 10 gündür askeri tatbikatlar yürüttüğünü söyledi. Hamidi, çok sayıda rejim unsurunun, İranlılar ve Rusların askeri manevralara ve tatbikatlara katıldığını, bunun İdlib'deki muhalif gruplara karşı olası bir askeri operasyonun başlangıcı anlamına geldiğini kaydetti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) son iki gün içerisinde İdlib’in güneyindeki Cebel ez-Zaviye’deki Benin bölgesinde bir askeri nokta daha kurduğunu aktaran Hamidi, bölgede ağır top ve lojistik teçhizatların yanı sıra bir grup askeri aracın konuşlandırıldığını bildirdi. İdlib’in güneyinde ve doğusunda çok sayıda tank ve ağır top bulunuyor. Bu bağlamda Suriye’nin kuzey bölgeleri Türk kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları ile Kürt güçleri arasındaki topçu ve füze saldırılarına tanık oluyor. Halep’in kuzey kırsalında yer alan Marea kasabasında SMO ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında çatışmalar yaşanıyor. Bölgeden gelen haberler herhangi bir can veya teçhizat kaybı olmadığı yönünde. Muhalif grupların, söz konusu bölgede ağır makineli tüfeklerle bir Rus keşif uçağı düşürmeyi başardığı belirtiliyor.
SMO Sözcüsü Yusuf Hamoud, SDG tarafından yapılan kara bombardımanları ile  Suriye’nin kuzeyindeki Türk operasyon bölgesiyle SMO gruplarının kontrolü altındaki bölgelerde Rus uçakları tarafından yürütülen hava saldırıları arasında açık bir uyum olduğunu belirtti. Özellikle Kürt güçlerinin hali hazırda Kornet füzeleri gibi Rus silahlarını kontrol etmek ve Suriye rejimi ile müzakerelere girmek için kullanıldığını söyledi.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.