İntihalle suçlanan Squid Game'in Japon filmi As the Gods Will'le benzerlikleri neler?

Netflix'in en çok izlenen orijinal yapımı olan Squid Games 15 Eylül'de yayımlanmaya başladı (Netflix)
Netflix'in en çok izlenen orijinal yapımı olan Squid Games 15 Eylül'de yayımlanmaya başladı (Netflix)
TT

İntihalle suçlanan Squid Game'in Japon filmi As the Gods Will'le benzerlikleri neler?

Netflix'in en çok izlenen orijinal yapımı olan Squid Games 15 Eylül'de yayımlanmaya başladı (Netflix)
Netflix'in en çok izlenen orijinal yapımı olan Squid Games 15 Eylül'de yayımlanmaya başladı (Netflix)

Netflix'in yeni fenomeni Squid Game'in 2014 tarihli korku filmi As the Gods Will'e benzerliği intihal tartışmalarına yol açtı.
Japon filmi As the Gods Will de bir grup lise öğrencisi, öğretmenlerinin sınıfta yaşamını yitirmesinin ardından kaybettikleri takdirde sonu ölümle biten bazı oyunlar oynamaya zorlanıyor.
Filmdeki ilk oyunın adı Daruma-san ga koronda. Bu, Squid Game'in ilk oyunu Kırmızı Işık, Yeşil Işık'a benzerliğiyle dikkat çekiyor.
Her iki yapımı da izleyenler, iki oyundaki çekimlerin de birbirine fazlasıyla benzediğini söylüyor.

Popüler televizyon ve sinema sitesi Screen Rant, bu benzerliklerin intihal tartışmalarının ana kaynağı olduğunu yazdı.
Ancak haberde As the Gods Will'deki lise öğrencilerinin oyun oynamaya zorlandığına; Squid Game'deki katılımcılarınsa kendi isteğiyle yarıştığına dikkat çekildi.
Ayrıca oyunların arkasındaki güçler farklı. Zira filmde oyunları tanrılar hazırlarken dizide bir grup zengine hizmet eden gizli bir örgüt var.
Squid Game'in yönetmeni Hwang Dong-hyuk tartışmaların çıkmasının ardından yaptığı açıklamada dizinin üzerinde 2008'den beri çalıştığını söyleyerek intihal olmadığını savunmuştu.
İlk oyunlarda benzerlikler olduğunu kabul eden Dong-hyuk, Kırmızı Işık, Yeşil Işık'ın 2009'da hazırlandığını ifade etmişti.
17 Eylül'de yayımlanmaya başlayan gerilim dizisi perişan 456 kişiyi konu alıyor. Bu kişiler ölümcül çocuk oyunlarını oynayarak hayatta kalmaya ve 45,6 milyar wonun (yaklaşık 350 milyon TL) sahibi olmaya çalışıyor. 
Evrende karakterler, çalışanlar ve oyuncular olarak ikiye ayrılıyor. Oyuncular yeşil tulumlar giyerken çalışanlar kırmızı tulumlar içinde ve yüzleri üzerinde üçgen, daire ya da kare şekli olan siyah maskelerle kapalı biçimde görülüyor.
 
Independent Türkçe, Screen Rant, We Got This Covered, NME



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe