BM’nin iklim temsilcisi Janet Rogan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın iklim eylemini ve küresel taahhütleri artırmadaki rolü umutlarımızı yeşertiyor

BM yetkilisi, iklim değişikliği tehlikelerinin gezegendeki yaşamı tehdit ettiği uyarısında bulundu.

COP26 Orta Doğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Büyükelçisi Janet Rogan.
COP26 Orta Doğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Büyükelçisi Janet Rogan.
TT

BM’nin iklim temsilcisi Janet Rogan, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın iklim eylemini ve küresel taahhütleri artırmadaki rolü umutlarımızı yeşertiyor

COP26 Orta Doğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Büyükelçisi Janet Rogan.
COP26 Orta Doğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Büyükelçisi Janet Rogan.

Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi, Addis Ababa Eylem Gündemi (AAEG), Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi ve Paris İklim Anlaşması 2015’te imzalandı. 26. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP26) Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Büyükelçisi Janet Rogan’ın ifade ettiğine göre tümü birbiriyle bağlantılı bu anlaşmalar, ulusal düzeyde devletlerin, yerel düzeyde hükümetlerin, özel sektörün ve sivil toplumun süreçte önemli rolleri olduğunu teyit eder nitelikte. Şarku'l Avsat'a konuşan Rogan, BM’nin iklim eylemini ve küresel taahhütleri desteklemede Suudi Arabistan’ın rolüne umut bağladığını vurguladı.
Paris Anlaşması; sera gazı emisyonlarının azaltılması, ekonomik ve sosyal faaliyetlerin adaptasyonu, gezegen ve toplumlar için dayanıklılık oluşturma yoluyla küresel sıcaklık artışının 2derecenin olabildiğince altında tutulması, hatta 1,5 dereceyi geçmemesini hedefliyor. Hükümetler, söz konusu küresel çabalar kapsamında Ulusal Katkı Beyanları (NDC) adı altında kendi planlarını oluşturuyor. Rogan konuya dair açıklamasında “Planlarımızın yüksek amaçlarımızı yansıtmasını sağlamak için yıllık ilerleme raporları sunmayı, NDC planlarını her beş yılda bir güncellemeyi kabul ettik” dedi.
Birleşik Krallık, Paris Anlaşması’nın 2015 yılında kabul edilmesi ardından kaydedilen gelişmeyi inceleme ve iklim eylemi için güncel bir küresel gündem sağlama yönünde bu yıl kasım ayında Glasgow'da gerçekleşecek COP26 zirvesine başkanlık edecek. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) yakın tarihli raporu, şimdiye kadar yapılan çabaların yeterli etki yaratmadığını, gezegenin halen ısındığını açıkça ortaya koymuştu.
Her zamanki gibi, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi himayesinde yürütülecek olan COP gündemi Paris Anlaşması ve iklim kayıtlarını ele alacak. 1-2 Kasım tarihlerinde dünya liderleri zirvesi düzenlenecek. On binlerce ulusal ve uluslararası müzakereci, hükümet temsilcisi, iş insanı ve vatandaş, 12 gün boyunca sürecek görüşmelere ve etkinliklere katılacak. Birleşik Krallık, COP26 Konferansı'nda ülkelerin ve toplumların her kesiminin iklim felaketine gerçek planlarla yanıt vereceği, gezegenimiz ve insanlarımız için yeşil, sürdürülebilir bir gelecek inşa etme sözünde duracağını umut ediyor.

Suudi Arabistan’ın iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü
Janet Rogan, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda Suudi Arabistan Krallığı’nın iklim değişikliğiyle mücadelede oynadığı rolün önemine dikkat çekti. Riyad’ın Kasım 2020'de arazi bozuklukları, mercan kayalığı araştırma ve geliştirme çalışmaları, döngüsel karbon ekonomisi için liderler düzeyinde onaylar alınması gibi yeni girişimleri onayladığını hatırlattı. Suudi Arabistan'ın 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek elektrik oranını yüzde 50'ye çıkarma hedefine dikkat çeken Rogan, bu yıl mart ayında ağaçlandırma, emisyonları azaltma, biyolojik çeşitliliği artırma ve çevre korumayı destekleme taahhütleriyle ‘Suudi Yeşil Girişimi’ ve ‘Yeşil Orta Doğu Girişimi’nin başlatıldığının altını çizdi.  

Rogan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“COP26 başlamadan önce, Riyad'da bu yönde yapılacak olan konferanslarda söz konusu girişimlerin nasıl devam edebileceği hakkında daha fazla bilgi almak için sabırsızlanıyoruz. Krallığın bu konuda artan isteğinin, küresel olarak artan iklim eylemini ve taahhütlerini Glasgow öncesinde etkilemesini umuyoruz.”
Krallığın söz konusu konferans öncesinde ve sonrasında aktif rol oynayacağına dikkat çeken Rogan, konferansın bugün karşı karşıya kalınan küresel krizlerden, toplumsal ve ekonomik büyümeye yönünde birlikte ilerlemenin gereğini vurguladı. Rogan açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“COP26 yaklaşırken halen yapılacak çok şey var. Birleşik Krallık da dahil olmak üzere Paris Anlaşması’na taraf birçok ülke, güncel ve nitelikli NDC planlarını henüz sunmadı. Bunlar zamanında sunulmalı ki COP26’da tartışılmak üzere BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi analizine dahil edilebilsinler.”

İklim konferansından beklentiler
Rogan, konferansın amaçlarına ilişkin şunları söyledi:
“Birleşik Krallık, COP26 konferansı başkanlığında özel sektör ve sivil toplum da dahil olmak üzere tüm ülkelerle ve ortaklarla birlikte çalışıyor. Buradaki amaç, iklim eylemini dört ana hedef çerçevesinde hızlandırmak. Bunlardan ilki, bu yüzyılın ortasına kadar net sıfıra varan emisyon oranlarına ulaşma yoluna girmek. 1,5 derece yolunda bu gerekli. İkinci hedef ülkelerin, endüstrilerin ve toplumların iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamasına, aşırı hava olaylarına karşı direnç oluşturulmasına yardımcı olarak insanları ve doğayı iklim değişikliğinin kötü etkilerinden korumak. Üçüncü hedef iklim finansmanına erişimi kolaylaştırmak ve gelişmekte olan ülkelerde insanları ve doğayı koruma yönünde mevcut meblağı artırmak. Bu hedeflere ulaşma yönünde çeşitli düzeylerdeki tüm tarafların dayanışma ve iş birliğinde bulunması da dördüncü hedefi teşkil ediyor.”
Rogan ayrıca gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolar iklim fonu sağlanması hedefine ulaşma ve bu fonun projelerde kullanılmasını kolaylaştırma yönünde çalışmanın gerekliliğini vurguladı.

Dünyanın karşı karşıya kaldığı tehditler
Tüm bölgelerin artık iklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Rogan, Ortadoğu'nun eskiden sıcak olan bölgelerinde şimdi şiddetli sel, orman yangınları ve kar yağışının yaşandığına, Kuveyt ve Irak’taki sıcaklıkların 53 dereceye çıktığına dikkat çekti. Yağışların azalması ve sıcaklıklardaki artış sebebiyle 2000 yılından bu yana üçte bir oranında küçülen Kızıldeniz'in kuruduğunu vurgulayan Rogan, İskenderiye şehrinde deniz seviyesinin yükseldiğini, 5 milyon nüfuslu bu antik kentin denize batmakta olduğunu ve Cidde’nin de hayati tehlike arz eden ani fırtınalar nedeniyle altı ayda bir sel felaketine tanık olduğunu söyledi.  
Sudan’da şiddetli sellerin kaydedildiğini hatırlatan Rogan “Bir şeyleri değiştirmediğimiz müddetçe bu durum hızla kötüleşecek” dedi. Rogan, sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılmasının 2030 yılına kadar küresel emisyonların yarıya indirilmesini gerekli kıldığını vurguladığı açıklamasında “Dayanıklılığımızı artırmalıyız. Sel savunma ve uyarı sistemlerini, ekonomik ve sosyal faaliyetlerin adaptasyonunu örnek verebiliriz” ifadesini kullandı.  
İngiltere’nin son 30 yılda sera gazı emisyonlarını yüzde 44 oranında azaltmasıyla ekonomide yüzde 78 oranında artışa sahne olan yeşil büyümenin gerçek potansiyelini ortaya koyduğunu vurgulayan Rogan, Birleşik Krallık'ın 2035 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 78 oranında azaltmayı taahhüt eden ilk ülke olduğunu kaydetti. 2024 yılına kadar fosil enerji kullanımının tamamen sonlanması, 2030 yılına kadar da benzinli ve dizel araçların satışına son verilmesi de söz konusu plan kapsamına giriyor.
Birleşik Krallık'ın doğa konusunda yasal olarak bağlayıcı hedefler sunduğunu ve tarımsal sübvansiyonlarda kökten reformlar uyguladığını belirten Rogan şu ifadeleri kullandı:
“Birleşik Krallık, COP26 konferansının bir sonraki başkanı olarak  diğer ülkeleri dünyanın ihtiyaç duyduğu kapsamlı politik kararları almaya zorlamaya devam edecek. Kömür enerjisinin sonlandırılması, çevreyi kirleten araçların aşamalı olarak kaldırılması, tarımın daha sürdürülebilir hale getirilmesi, ormansızlaşma ile mücadele, gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi de bu kapsamda yer alıyor.”

ABD'nin Paris Anlaşması tutumu
Rogan, ABD'nin Paris İklim Anlaşması’na yönelik tutumu hakkında da şu değerlenidrmelerde bulundu:
“Başkan Biden'ın Paris Anlaşması'na yeniden katılma kararını elbette memnuniyetle karşılıyoruz. Güncel NCD’sini Nisan 2021'de sunan ABD, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2005’teki seviyelerden daha aşağı, yüzde 50 ile 52’nin altına düşürmeyi taahhüt etti.”
Rogan ayrıca ABD’nin Haziran 2021'de Cornwall'da gerçekleştirilen G7 zirvesinde 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmaya, 2025 yılına kadar iklim finansmanını artırmaya ve iyileştirmeye, 2030 yılına kadar da kara ve okyanusların en az yüzde 30'unu korumaya söz verdiğini hatırlattı.



Suudi Arabistan: Tasreeh platformu üzerinden hacılara ve sezonluk işçilere Mekke’ye giriş izni verilmeye başlandı

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Tasreeh platformu üzerinden hacılara ve sezonluk işçilere Mekke’ye giriş izni verilmeye başlandı

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)
Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin izinleri otomatik olarak okumasına ve doğrulamasına olanak sağlayacak (SPA)

Suudi Arabistan ‘Tasreeh’ adlı platform üzerinden hacıların ve hac döneminde çalışan sezonluk işçilerin Mekke'ye girebilmeleri için gerekli izinleri vermeye başladı.

Yenilikçi teknik çözümler için gelişmiş bir model olan platform, ilgili makamlar arasında teknik entegrasyon yoluyla izinlerin verilmesinde kolaylık ve hız sağlıyor.

Platform, Mekke’ye girişlerde güvenlik yetkililerinin ‘Maidan’ uygulaması üzerinden izinleri otomatik olarak okuyup doğrulamasına ve hak sahiplerinin de ‘Tawakkalna”’ adlı kapsamlı uygulama aracılığıyla bu izinleri görüntüleyebilmelerine olanak tanıyor.

Bu platform, hacılara hizmet veren devlet kurumlarıyla ortaklaşa olarak, bu kurumlar ve hizmetler arasındaki teknik entegrasyonu artırmak ve prosedürleri birleştirmek, düzenlemek ve koordine etmek amacıyla Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SDAIA) tarafından geliştirildi.

Platform, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu programlarından biri olan Rahman’ın Misafirleri Programı’nın hedefleri doğrultusunda hacıların ibadetlerini kolaylıkla ve huzur içinde yerine getirebilmeleri için kaliteli hizmetler sunulmasına katkıda bulunuyor.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz cumartesi günü, hacıların güvenliğini tesis etmek ve hac ibadetini güvenli, kolay ve huzurlu bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak amacıyla bu yılki hac sezonuna ilişkin çeşitli düzenlemeleri ve kalıcı önlemleri onayladı.

Bakanlığa göre 29 Nisan'dan itibaren ‘hac vizesi’ sahipleri dışında diğer vizelere sahip kişilerin Mekke'ye girmesine ve Mekke'de kalmasına izin verilmeyecek.

23 Nisan Çarşamba gününden itibaren Mekke’ye yalnızca, hac vizesi sahipleri, burada ikamet edenler ve ilgili makamlardan hac sezonu boyunca çalışma izni alan kişiler giriş yapabilecek.

Suudi Arabistan pazar günü, umrecilerin ülkeye girişini askıya alındığını, 29 Nisan Salı gününü son çıkış tarihi olarak belirlediğini ve 10 Haziran'a kadar kimseye umre izni verilmeyeceğini duyurdu.

İçişleri Bakanlığı, bu yılki hac sezonunu düzenleyen talimatlara uyulması ve hacıların güvenliğinin ve emniyetinin sağlanması için ilgili makamlarla iş birliği yapılması çağrısında bulunarak, bu talimatları ihlal edenlerin öngörülen cezalara çarptırılacağını vurguladı.