Harvard, dünyanın en zengin üniversitesi olma konumunu pekiştirdi

Harvard Üniversitesi kampüsündeki öğrenciler (Reuters)
Harvard Üniversitesi kampüsündeki öğrenciler (Reuters)
TT

Harvard, dünyanın en zengin üniversitesi olma konumunu pekiştirdi

Harvard Üniversitesi kampüsündeki öğrenciler (Reuters)
Harvard Üniversitesi kampüsündeki öğrenciler (Reuters)

Harvard Üniversitesi’nin dün yayınlanan yıllık mali raporuna göre, üniversitenin bağışları bir yılda yüzde 27 artarak onu dünyanın en zengin üniversitesi haline getirdi.
ABD’de yüksek öğretimde çok yaygın olan bu tür bağışlar, büyük ölçüde özel vakıflar tarafından finanse ediliyor. Bunların çoğu (yüzde 82) belirli projeler veya çalışma alanları gibi fonun ne için kullanılabileceği konusunda kısıtlamalara tabi.
Harvard’daki bağışın sadece yüzde 5 ila 5,5’i üniversitenin fiili işleyişini finanse etmek için kullanılıyor. Bu miktar, 2020-21 öğretim yılında 2 milyar dolardı.
Halihazırda dünyanın en büyüğü fonuna sahip Harvard’a bağış mali yılın sonu olan Haziran sonunda yüzde 27 artarak 53,2 milyar dolara ulaştı. Bu miktar, Güney Afrika veya Hollanda Merkez Bankaları’nın rezervlerine eşdeğer.
US News ve World Report dergisi tarafından oluşturulan bir sıralamaya göre, Harvard geçen yıl bağış büyüklüğü açısından Yale’in önüne geçerek ilk sırada yer aldı.



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports