Avrupa Birliği, ABD ile yaşanan denizaltı krizinin sona erdiğini açıkladı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (solda) ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (solda) ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
TT

Avrupa Birliği, ABD ile yaşanan denizaltı krizinin sona erdiğini açıkladı

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (solda) ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (solda) ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken (AP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dün (Cuma) yaptığı açıklama ile Washington ve Brüksel arasındaki ilişkileri etkileyen Fransa ile yaşanan denizaltı krizinin bittiğini bildirdi. Borrell, Transatlantik işbirliğinin güçlendirilmesinden memnun olduğunu açıkladı.
AFP’nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüşmesinden bir gün sonra gazetecilere demeç veren Borrell, “Sorunlarımız için ısrar etmeyeceğiz, sorunları aşmalı ve geleceğe bakmalıyız” dedi.
Borrell, “Bir olay ve bazı yanlış anlaşılmalar gerçekleşti. Yaşananların hepsi daha önce dile getirildi. Artık her şey bitti, ilerlemeye ve birlikte çalışmaya başlayalım” ifadelerini kullandı.
Borrell, Eylül ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD ve Fransa ile yaşanan krizde Paris ile dayanışma içinde olduğunu belirtmişti.
İki ülke arasında yaşanan kriz, ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasındaki AUKUS ittifakı ile başladı. Avustralya'nın ABD ve İngiltere ile Fransa’dan denizaltı alımının iptal edilmesine yol açan bir anlaşmaya varmasının ardından Paris bu olayı, ‘arkadan bıçaklanma ve güvene ihanet’ olarak değerlendirdi.
Başkan Joe Biden ve Fransız meslektaşı Emmanuel Macron, yeniden güven inşa etmek için bir anlaşmaya vardı.
Borrell, “İşbirliği ve daha dengeli bir ortaklık kurma, her iki ülke için de yeni ortaklığın temel taşıdır” dedi.
Borrell, güvenlik ve savunma alanlarında ABD ve AB arasında yeni bir diyaloğun başlatılmasını ve Blinken’in yıl sonunda Hint-Pasifik bölgesinde üst düzey istişareler düzenleme kararını memnuniyetle karşıladı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times